Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
# 28 Ağu 2013 13:42:21
Ayaklanma Çağrısı

Sihriydi tutkuların. Şiir bitti!
Solunarak süzülen tılsımı kalmadı gönlün..

Şiir bitti! Kurudu esin çağlayanı umudun
Dindi suların tendeki çılgın uğultusu
Öpüşlerden düşlerin filizleri yolundu
Kimse ağlamıyor özlerken..

Şiir bitti! Uçukladı dudakları sevginin
Bakışlar yapayalnız, yalnızlık çırılçıplak
Gülüşler kuşsuz, kıvılcımsız
Can bitkin, dil tutsak..

Şiir bitti! Bulandı yüreğin özgür sesi
Teslimiyet başıboş
Yiğitlik evcil
Onur sessizce köreldi gözevlerinde
Dişlerin arasında bilendi küfür: paslı, keskin
Oyuncu arsız, seyirci bezgin
Ne dövüş soylu ne seviş
Çığlığı duyulmuyor sevincin..

Şiir bitti! Söndü içtenliğin güven ateşi
Sevgilin zehrin kılabilir gizemli anıları
Dostun katilin olabilir
Nefret hırçın, şefkat uyuşuk, merak sinsi
Acının sırdaşı ayrılıklar uluorta kudurgan..

Şiir bitti! Tozlandı hançeresi sezginin
Susan da ikiyüzlü konuşan da
İhanetin sinmediği giz unutuldu
Yalan doruklarda çığırtkan

Şiir bitti! Bozuldu ışıktan büyüsü duyguların
Korkunun da ucuzları türedi coşkunun da
Erdem sığlaşıp özüne yabancılaştı
Dal kuru, dalga uysal
Herkes her şeyin sahtesine alışkın...

Şiir bitti! Soldu içli sesin beslediği tomurcuk
Alaycı çalgıcılar dökülüyor şarkılardan
Hüzün sürgün, aşk yılışık..

Şiir bitti! Dindi rüzgârı tükenmez gücün
Ağıtlar yetinı, türküler öksüz
Zalim yaradana pervasız, mazlum ölümüne çaresiz..

Şiir bitti! Soğudu tezcanlı yüreğin yanardağı
Ne dövüşün külhanı kaldı ne sevişmenin
Suskunluk kanıksandı, kabalık azgın
Ne Dadal'a sadık halk ne Karacaoğlan'a
Sokakta sabrın tiryakisi ruhsuz bir kalabalık..

Tek umut ki - yaşam bitti demeye varmıyor dilim -
O da çocukların sesleri..

İsyan edin isyan edin isyan edin!

Nihat Behram

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 28 Ağu 2013 13:47:25
Ağzımızdan dilimizi çaldılar,
 Cebimizden paramızı,
 Alnımızdan terimizi;
 Ve renk renk ayırmadan,
 Gözlerimizi..


 *Cahit Irgat*

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.861
  • 1.093
  • 11.861
# 30 Ağu 2013 17:29:44
 
      h.n.a.


 
KÖMEN

 Analım Tunga Er efsanesini;
 Duyalım geçmişin erkek sesini.
 Bürüyüp Tanrıdağ’ın çevresini
 Yine Gök Türk olalım, El kuralım.

Ötüken-Yış durak olsun da bize
 Yürüsün ordular ordan denize.
 Çinli baş vermese, gelmezse dize
 Kağanın buyruğu vardır: Vuralım.

Anlatılmaz, yüce bir erdem olan
 Bu akınlarda bulunmaz yorulan.
 Günü geldikçe de bizden sorulan
 Kan ve can vergisi olsun…Verelim!

Ülkü uğrunda gönüller delidir.
 Kişiler ülkü için ölmelidir.
 Tanrı’nın insana değmiş elidir
Şu ölüm adlı güzel şey… Saralım.

Hiç düşündün mü niçindir yaşamak?
 Bir görev yapmak içindir yaşamak.

Er kişiysen görevin neyse, başar.
 Zevke, eğlenceye hayvan da koşar.

Görüyorsun nice hayvan yığını
Ki yapar sadece hayvanlığını.

Fakat onlar bile kendince yine
 Tükürürler Kardeş’in itlerine.

O nasıl olmalı bir ruhu ölü,
 Ya da bir canlı, fakat kahpe dölü

Ki sanar durduğu yer it inidir,
 Oysa bir şanlı şehitler sinidir.

O fuhuş uzmanı çikletli dişi,
 Dişinin en kötü, en köhnemişi,

Kaplamış ruhunu çirkef yosunu,
 Hiç umursar mı şehit ordusunu?

Var mıdır onca tivistin ötesi?
 Adı üstünde: Köpek sosyetesi!

Yok sayıp sen de bu ruhsuz sürüyü
 Kılavuz yap ebedi Gök Börü’yü.

Çıkarıp Ergenekon’dan ulusu
 Türk’ü kılsın yine dünya ulusu.

İzleyip Gök Börü’nün gölgesini
 Gezelim gel o Kömen ülkesini.

Gönlümün özlemi yerdir orası,
Gürler ufkunda yiğitlik borası.

Orda erdem gözükür, başkası çıkmaz alana.
 Kapanıktır kapılar her kovu, her bir yalana.

Orda erler: Kimi arslan, kimi pars’ın eşidir.
 Orda kızlar: Güneşin kendi, ayın onbeşidir.

Uğramaz ufkuna asla o yerin yüz karası;
Orda yoktur ne siyaset, ne fikir maskarası.

Yaşamaz öyle bir ortamda küçüklük, kötülük;
 Bir alaydan daha üstün savaşır orda bölük!

Sungurun uçtuğu yerlerde barınmaz yarasa;
 Ve bütün dirliğin üstünde yürür sade yasa…

Bir düşün başların üstünde kağanlık tuğunu,
 Ruh duyar orda ölürken bile Türk olduğunu;

Ölümün zevkini bir süs gibi gönlünde taşır.
 Dirilerden daha çok orda şehitler dolaşır.

Bu şehit ordusu varken kuramaz kimse pusu,
 Yurt için kan dökülür orda denizler dolusu.

Günümüzden, düşünüp birçok asırlar geriyi
 Analım bin kere ölmüş o ölümsüz çeriyi:

Ebedi yiğit!
 Adı yok şehit!

Kefenin: Vatan…
Tabutun: Cihan…

Yaşıyor ünün.
 Düşünüp övün,

Damarında kan
 Bir alev midir?

Yaşaman: Roman;
 Ölümün:Şiir.

Sana yok ne taş,
Ne de bir mezar.

Bu hayat: Savaş!
Ebedi uzar.

Eşit olduğun
Şu güneş: Tuğun.

Tabutun: Vatan,
 Mezarın: Cihan.

Adı yok yiğit!
 Ebedi şehit!..

Onu anmakla görür Türk soyu gökçek Kömeni:
 Doludizgin yarışan Tanrıkut’un dört tümeni…

Bin asır geçse de rastlanmaz onun bir eşine,
 Buyruk aldım diye ok fırlatıyor evdeşine…

Bidev atlarla kılıp her yolu bir günde yarı
Yıldırımlar gibi dağlardan aşan orduları…

Saygı olsun bu çelik atlıların gök tuğuna,
 Tuğu kaldırmış olan orduların başbuğuna.

O nasıl bir yürüyüştür, ne yiğitler katarı!
Kun’u, Gök Türk’ü, Oğuz-Uygur’u, Kırgız’ı, Tatar’ı…

O batırlar ki basıp bağra kucaklar ölümü.
 Özgelerden sakınıp kendine saklar ölümü.

Her zaman öyle ağırdır ki yiğitlik kefesi,
 Kahramanlar gibi ölmek o günün felsefesi…

Onların sanki başak canları… Durmaz, biçilir…
Toprağın içkisidir kanları, al al içilir.

Tarihin bir olağanüstü ve şahane işi
 Kür Şad’ın, Kül Tegin’in, Çağrı Beğ’in ok çekişi…

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.138
  • 24.241
  • 5.138
  • 24.241
# 31 Ağu 2013 20:10:53
BARIŞMAM!

Küstürdü yar beni kırdı kalbimi
Düğün olsa bayram olsa barışmam
Bilemedi kıymetimi kadrimi
Ağlasa sararsa canlar solsa barışmam
Ağlasa sararsa dostlar solsa barışmam

Vuslat diyarından etmişim firar
Ben bu ayrılıktan görsemde zarar
Gönlüm umuyor ya kararım karar
Özür dilemeye dostlar gelse barışmam
Özür dilemeye dostlar gelse barışmam

Feymanim kar yağdı boran üstüne
Bina yapılırmı viran üstüne
Yemin etmedim ya Kur-an üstüne
Gayrı bundan sonra ölse barışmam
Gayrı bundan sonra dostlar ölse barışmam

Aşık Feymani

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 01 Eyl 2013 02:32:51
YİTİKLER GECESİ

Şimdi dünya boşlukta yavaş
Sen bütün canlılardan uzaksın yalnızsın
Rüzgâr uslandı doruklarda
Dağ çiçekleri uykuya vardı
Ay bacadan aştı uyumaz mısın

Bir ıslak serinlik yürüdü
Kara sokaklardan içeri
Çıtırdadı durdu bütün gün
Ayaklarının altında bir şeyler
Bütün gün ölüler gibi sustun

Bilsen ötesi aydınlık çizginin
Delice yakardın eski şiirlerini
Bir tutam bulut iki damla yağmur için
Yeniden sevinirdin içten içe
Bilsen ötesi aydınlık çizginin

Bu hal senin halin değil
Bütün gücünü yitirmiş
Bu hal senin halin değil
Yaşamanın kendisini yitirmiş

En insan yanıyla sana dönük
Dost dediğin ne gün içindir
Unut uzağı olduğu yere
Kaldır yatağından vakitsiz
Kaldır başucuna getir

Şimdi dünya boşlukta yavaş
Sen bütün canlılardan uzaksın yalnızsın
Rüzgâr usandı doruklarda
Dağ çiçekleri uykuya vardı
Ay bacadan aştı uyumaz mısın
 Gülten AKIN

Ah, kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.274
  • 230.713
  • 29.274
  • 230.713
# 01 Eyl 2013 13:17:32
Ve gördük ki,
Mekan değildir;zamandır önemli olan...
Ve lakin
... O da değildir;
Eylemdir önemli olan...
Ve o dahi değildir,
Kalp
Olmadıkça...

C.Zarifoğlu

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 03 Eyl 2013 13:59:48
İBRAHİM

ibrâhîm
içimdeki putları devir
elindeki baltayla
kırılan putların yerine
yenilerini koyan kim

güneş buzdan evimi yıktı
koca buzlar düştü
putların boyunları kırıldı
ibrâhîm
güneşi evime sokan kim

asma bahçelerinde dolaşan güzelleri
buhtunnasır put yaptı
ben ki zamansız bahçeleri kucakladım
güzeller bende kaldı
ibrâhîm
gönlümü put sanıp da kıran kim

Asaf Halet ÇELEBİ..

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.274
  • 230.713
  • 29.274
  • 230.713
# 03 Eyl 2013 16:03:11
Otuzbeşime bastım geçen hafta...
İlk yarı bitti : Hayat:1 - Ben:0...!!!...
Ama belliydi böyle olacağı
Nicedir başlamıştı belirtiler:
... Yolda çocuklar "Amca şu topu atıversene" diye seslendiklerinde
... kuşkulanmıştım ilkin...
... Sonra saçlarımdaki beyaz teller tescilledi yarı yolun ufukta göründüğünü
Baktım; lise fotoğraflarım sararmış sınıf arkadaşlarım yaşlanmış. Eş dost
sohbetlerinde sağlık ve çocuk konuşulur olmuş seyahat ve aşk yerine...
Gök gibi gürlemeye alışkın müzik setimin ses düğmesini kısar olmuşum
içimdeki uçurtmanın ipini çekercesine...
Bizim zamanımızda diye başlayan nutuklar atmaya başlamışım mezuniyet
törenlerinde
-Hayret daha dün değil miydi benimkisi?-
Yıllar yılı dudak büktüğüm "ölümden sonra hayat" masallarına kulak
kabartmaya başlamışım gizliden gizliye...
İple çektiğim Haziranlara sırt çevirmişim.
Yaşamın orta sahasına girmişim irkilmişim...
Ruhumun ikizleri yine çekiştiriyorlar kollarımdan;
Biri "daha ne gördün ki" diyor yüzünde papatyalarla asıl şimdi başlıyor
hayat!... Bundan sonrası rahat!"
Lakin "Buydu görüp göreceğin" diye efkarlanıyor öteki... ikinci yarı geçer
hızla yaşlanırsın zamanla...
Yaşı genç olanlar 35'e uzak durduklarını sanarak "Sahi oldu mu o kadar?
Hiç göstermiyorsun" tesellisindeler.
35'le çoktan tanış olanlarsa "Hayata hoşgeldin" pankartlarıyla
karşılamadalar...
İlk yarı sadece bir ısınmaymış meğer: asıl ikinci yarıda anlaşılırmış
tadı hayatın... kavganın... aşkın...
Bense şaşkın... devre arası bilançolarındayım.
Son dönemde kimbilir kaç kez eski anıları yaralı ele geçirdim belleğimin
derinliklerinde?...
Kimbilir kaç kez kendime yakalandım kendimden kaçarken?...
Ve sustum vicdan sorgularında...
Aksi sedamla bile dertleşmedim. Meğer ne yaman serüvenmiş hayat? Bazen
yediveren gülleri gibi bereketli...
Sanki hayat değil Körfez Krizi mübarek: Bir koyup beş alıyorsun...
Yaşıyor seviyor ve seviliyorsun... Bazense kıtlıktan kırılıyor ortalık
şaşıp kalıyorsun...
Oysa -herkes bilmezden gelse de- skoru belli oyunun:
30'larda dedeni ve nineni kaybediyorsun 40'larda anneni ve babanı... Ve
70'lerde kendini...
Şimdi devre arası yolun yarısı...
Bugüne dek ancak tanıştık hayatla... Ben ona kendimi tanıttım O bana
kendini...
Göğsüme madalya gibi dizdim hatalarımı...
Zaferlerim onlar benim olgunluğumun yapıtaşları...
Ve derin bir yara gibi sakladım başarılarımı...
Asansör çıkarken yukarı dönüp bakmadım bile aşağı...
Dönmesin diye başım...
Ben istikballe arkadaşım...
Ne var ki herşey yarım...
Hayat da yarım sevdalar da...
Daha diyeti ödenmedi sevinçlerin...
İhanetlerin hesabı sorulmadı...
Nazım'ın dedidği gibi "Kopardım portakalı dalından ama kabuğu soyulmadı
sevdalara doyulmadı..."
"Doydum diyen görmedim ki ben zaten..."
Lakin gel de zamana anlat bunu...
Sahi nedir bu telaş bu kin? Sanki ölüye can yetiştireceksin...
Baktım ikinci yarı kapıda... ve hayatın ceza sahası yakın...
Doldurdum bir kara kutuya 35 yılın hesabını.
Acılar sancılar bir çekmecede sevdalar diğerinde...
Bir yerde hüzünler ve korkular bir üstte sevinçler ve zaferler... Kat
kat dizi dizi dizdim kullanılmıştakvimlerimi
Sabırla kapattım kutuyu sevgiyle mühürledim ağzını...
İlk yarı bilançom o benim: Yangında ilk kurtarılacak... Kazada ilk
açılacak...
Yarımlar tam olduğunda kara kutuyu açıp bakanlar teşhis koyacaklar
halime... "Çok mutlu olmuş fazla yüksekten uçmuş zavallı" diyecekler
Ya da
"Sebepsiz alçalmış... Bile bile vurmuş kendini dağlara!..."
Fakat kara kutu ancak bir kısmını söyleyecek hikayenin...
Kalanı benimle gelecek...
Dağların yamaçlarına savuracağım en mahrem hatalarımı...
Reyhanlar saklayacak sırlarımı...
Skoru birtek Ege'nin suları bilecek...
Denize kavuşabilirse eğer içimdeki nehir...
HAYAT : 0 - BEN : 1

CAN YÜCEL

Çevrimdışı eylulada1

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.164
  • 47.321
  • 4.164
  • 47.321
# 03 Eyl 2013 20:31:06
ANLAR
 Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
İkincisinde, daha çok hata yapardım.
 Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
 Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
 Çok az şeyi
 Ciddiyetle yapardım.

 Temizlik sorun bile olmazdı asla.
 Daha çok riske girerdim.
 Seyahat ederdim daha fazla.
 Daha çok güneş doğuşu izler,
 Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
 Görmediğim bir çok yere giderdim.
 Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
 Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
 Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
 Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
 Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten.
 Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın.
 Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan,
 Gitmeyen insanlardandım ben.
 Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.
 Eğer yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
 Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
 Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
 Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.
 Ama işte 85′indeyim ve biliyorum…
ÖLÜYORUM…

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.274
  • 230.713
  • 29.274
  • 230.713
# 04 Eyl 2013 20:35:36
Ve hazan başlamıştır...

Eylüldür ya;
Yaprak her tutunduğu daldan
Önce kurur, sonra düşer

İnsandır ya;
O da her güvendiği daldan
Önce kırılır, sonra düşer

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.274
  • 230.713
  • 29.274
  • 230.713
# 06 Eyl 2013 06:24:11
"Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak.
Halbuki,
biz sussak, tarih susmayacak..
tarih sussa, hakikat susmayacak.
Onlar sanıyorlar ki,
bizden kurtulsalar mesele kalmayacak.
Halbuki,
bizden kurtulsalar, vicdan azabından
kurtulamayacaklar,
vicdan azabından kurtulsalar,
tarihin azabından kurtulamayacaklar,
tarihin azabından kurtulsalar,
ALLAH'ın gazabından kurtulamayacaklar

SEZAİ KARAKOÇ

Çevrimdışı şafakgergin

  • B Grubu
  • 898
  • 677
  • 898
  • 677
# 06 Eyl 2013 22:49:44
20 Eylül Cuma saat 18:00'de Turgut Uyar'la 'Göğe Bakma Durağı' adlı etkinlikte ikinci Yeni Şiir akımının büyük şairi Turgut Uyar,özel bir etkinliklte İstanbul modern de anılacak.Meraklıları için hatırlatıyorum..


Göğe Bakma Durağı

İkimiz birden sevinebiliriz; göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan, şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden, güneşlerden, yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi, al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla, bu evleri de bunları da
Göğe bakalım
Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
İnecek var deriz otobüs durur ineriz
Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya
Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
Beni bırak göğe bakalım

Turgut UYAR


     
   

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.274
  • 230.713
  • 29.274
  • 230.713
# 07 Eyl 2013 08:29:45
İlk yağmur damlası düştü
Kuru yapraklarına güzün.
Ardında kış kıyamet,
DERT..HÜZÜN....
Alınyazısı hepsi.... Kısmet....
Ha yazı, Ha kışı geceyle gündüzün,
Kim bilir kaç günü kaldı
ÖMRÜMÜZÜN...?

ZİYA OSMAN SABA

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.274
  • 230.713
  • 29.274
  • 230.713
# 07 Eyl 2013 08:34:45
İNSAF YOK MUDUR

Ne topalım,ne sağırım,ne körüm,
Tetik kadar hassas,kuşça özgürüm.

Vaktaki gönlümü kaptırdım sana
Ne bakarım,ne giderim yabana.

Ey gönlümü kapan çelet mıknatıs,
Gözlerim kamaştı az ışığı kıs!

Yürü dersen dağ-taş demez yürürüm;
Ölümümü gözlerinde görürüm.

Kara biter,yol dayanır denize,
Hâlâ ulaşmak zor sendeki gize.

Âşıkım,sabrım kıt ve de yorgunum,
Sana giden yolun hepsi uçurum.

“Küstüm” lerin damar damar bar tuttu;
sen sustukça geçitleri kar tuttu.

O kadar mı büyük suçum,kusurum?
Bildiğin neyse de,ben bilmiyorum.

Senin sözlüğünde hiç af yok mudur;
Sende sevgi,sende insaf yok mudur?

Kırdın aşk atımın ön ayağını;
Kararttın tarihin altın çağını…

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
# 07 Eyl 2013 22:07:15
ÇOCUKLARIMA

Diyelim ıslık çalacaksın ıslık
Sen ıslık çalınca
Ne ıslık çalıyor diye şaşacak herkes
Kimse çalamamalı senin gibi güzel

Örneğin kıyıya çarpan dalgaları sayacaksın
Senden önce kimse saymamış olmalı
Senin saydığın gibi doğru ve güzel
Hem dalgaları hem saymasını severek

De ki sinek avlıyorsun sinek
En usta sinek avcısı olmalısın
Dünya sinek avcıları örgütünde yerin başta
Örgüt yoksa seninle başlamalı

Say ki hiçbir işin yok da düşünüyorsun
Düşün düşünebildiğince üç boyutlu
Amma da düşünüyor diye şaşsın dünya
Sanki senden önce düşünen hiç olmamış

Dalga mı geçiyorsun düşler mi kuruyorsun
Öyle sonsuz sınırsız düşler kur ki çocuğum
Düşlerini som somut görüp şaşsınlar
Böyle bir dalgacı daha dünyaya gelmedi desinler

Dünyada yapılmamış işler çoktur çocuğum
Derlerse ki bu işler bişeye yaramaz
De ki bütün işe yarayanlar
İşe yaramaz sanılanlardan çıkar

Aziz NESİN

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK