Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 22 Mar 2014 22:11:19
Uzaktan Uzaktan

Hasbahçesinde ömrün yakın olmaz bana gül
Bîzârım ümidime kurulan her tuzaktan
Tutuştu o lâcivert hayâle düşen kâkûl
Bakanlar baktı sana; ben uzaktan uzaktan

Yandı birden korkuyla gözlerine uçan kuş
Bulutlar aynalara seni sordu ıraktan
Deniz sanki isyankâr bir rüyada boğulmuş
Nehirlar aktı sana; ben uzaktan uzaktan

Peşimde her âşığın gölgesini taşırım
Alırım esrârını her devin bir dudaktan
Dağda haramilerle, kurtlarla ağlaşırım
Gökler sıcaktı sana; ben uzaktan uzaktan

Nerede bu çileyi çekenlerin tarihi
Kalbimin enkazına kan akıyor duvaktan
Çölde kalan ruhların bile döndü talihi
Türküler yaktı sana; ben uzaktan uzaktan

En kâvi diken dahi murâd alır bağında
Bırakıp derde beni, kurtulursun firâktan
Gece- gündüz esridin bir kaktüs yaprağında
Gelmem yasaktı sana; ben uzaktan uzaktan

Simsiyah bir kıyamet tohumu filizlenir
Mezarıma isminle atacağın topraktan
Acılar sanki neden bu sevdada gizlenir
İçim tutsaktı sana; ben uzaktan uzaktan

Nurullah Genç

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 22 Mar 2014 22:20:46
Eskisi Kadar Özlemiyorum Seni


...Yokluğunun takvimini tutmuyorum artık.
 Biraz yorgunum..
 Biraz kırgın..
 Biraz da kirletti sensizlik beni !
 Nasıl iyi olunur henüz öğrenemedim ama
“İyiyimler” yamaladım dilime.
 Tedirginim aslında, seni unutuyor olmak,
 Hafızamı milyon kez zorlamama rağmen
 yüzünü hatırlayamamak korkutuyor beni..
 Gel diye beklemiyorum artık,
 Hatta istemiyorum gelmeni..
 Nasıl olduğun konusunda ufacık bir merak yok içimde.
 Arasıra geliyorsun aklıma, banane diyorum
 Benim derdim yeter bana, banane !
 Alıştım mı yokluğuna ?
 Vaz mı geçiyorum, varlığından ?
 Tedirginim aslında,
 Ya başkasını seversem ?
İnan o zaman seni hayatım boyunca affetmem...

~Özdemir Asaf~

Çevrimdışı glsln

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.592
  • 5.426
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 2.592
  • 5.426
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 22 Mar 2014 23:13:07
....

Sonunda bir soru gibi kaldım yine kendimle
Kentin kırık aynasında eksildikçe düşlerim
Söyle benim ömrüm bu kente uğradı mı
Sahi ben hiç ömrümü kendime yaşadım mı?
 
Haydar Ergülen

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 24 Mar 2014 09:17:28
Biz de bir kere sevinebilseydik.
 Çiçek açmış ağaçlar gibi çıldırasıya.
 Kim bilir belki bir gün sulh olunca
 Biz de deliler gibi seviniriz,
 Ağaçları ve baharı taklit ederiz
 Renkli bez parçalarıyla donatırız şehri
 Renkli ampuller asarız pencerelerden
 Kim bilir belki bir gün sulh olunca
 Biz de çatır çatır çatlarız binbir yerimizden
 Ağaçlar gibi.

 Bedri Rahmi Eyüboğlu / Bahar ve Biz

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 24 Mar 2014 09:18:30
NİCEDİR ÖZLEMİŞİM
   Nicedir özlemişim
   Bu rüzgarı 
   Hani Doğu'da eser
   Bahar akşamları
   Nicedir özlemişim
   Bir elma ağacının
   Dibine oturmayı
   Nicedir özlemişim
   Şoseleri,dağları
   Nicedir özlemişim
   Bir dosta sarılıp
   Ağlamayı
 

Ataol BEHRAMOĞLU

 

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 24 Mar 2014 09:19:04
YIKILMA SAKIN

  Kötü şey uzakta olmak
   Dostlarından, sevdiğin kadından
   Yasaklanmak bütün yaşantılara
   Seni tamamlayan, arındıran
   Kapatıldığın dört duvar arasında
   Sağlıklı, genç bir adam olarak

   Neler gelmez ki insanın aklına
   Sevinçli, özgür günlere dair
   Kalmıştır yüzlerce yıl uzakta
   Onunla ilk kez öpüştüğün şehir
   Acı, zehir zemberek bir hüzün
   Kalbinden gırtlağına doğru yükselir
 
   Görüyorsun işte küçük adamları
   Köhnemiş silahlarıyla saldıran sana
   Kimi tutsak düşmüş kendi dünyasına
   Kimisi düpedüz halk düşmanı
   Diren öyleyse, diren, yılma
   Yürüt daha bir inatla kavganı

   Babeuf'u hatırla, Nazım Hikmet'i
   Bir umut ateşi gibi parlayan zindanlarda
   Hatırla Danko'nun tutuşan kalbini
   Karanlıklari yırtmak arzusuyla
   Ve faşizme karşı, zulme, zorbalığa
   Düşün acılar içinde vuruşan kardeşleri

   Elbette vardır bir diyeceği, bir haberi
   Bir kaçağa çay sunan Kürt kadınlarının
   Dağlar dilsizdir yalçındır
   Ama gün gelir bir diyeceği olur onların da
   Ve dağlar, ıssız tarlalar başladı mı konuşmaya     
   Susmazlar bir daha, söz artık onlarındır

   Kötü şey uzakta olmak
   Dostlarından, sevdiğin kadından
   Yasaklanmak bütün yaşantılara
   Seni tamamlayan, arındıran
   Ama bir devrimciyi hakli kılan
   Biraz da acılardır unutma

   Yıkılma sakın geçerken günler
   Yaralayarak gençliğini
   Onurlu, güzel geleceklerin
   Biziz habercileri düşün ki
   Ve halkın bağrında bir inci gibi
   Büyüyüp gelişmektedir zafer.
 
      
 
         Ataol BEHRAMOĞLU

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.145
  • 24.299
  • 5.145
  • 24.299
# 24 Mar 2014 09:41:09
ALLAH YOLUNU AÇIK ETSİN GÖNÜL..

Artık seni anlamaya
Calışmam
Ne söylersen söyle sana
Karışmam
Bilki seninle hiç
Barışmam
Allah yolunu acık etsin GÖNÜL

Sorma sakın bana bende
Bilemem
Hakkında kötülükte
Dilemem
Sakın cağırma zaten
Gelemem
Allah yolunu acık etsin GÖNÜL

Artık sana karşı aynı Adnan
Olamam
Gönül bahcene istesende
Dolamam
İstesende artık senle
Kalamam
Allah yolunu acık etsin GÖNÜL
 
Adnan ŞAHİN

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 24 Mar 2014 11:01:45
MIRILDANDIKLARIM


Kırdın mı incittin mi birilerini
Kimleri kazandım, yitirdiklerim kimler?
Kendimi yeniledim mi yazdıklarımda?
Yeniden düşünmeliyim
Dostluklarımı, ilişkilerimi
Gözlerim çocukluk fotoğraflarında mı kaldı
Yitirdim mi yoksa masumiyetimi?
Borçlarımı ödedim mi?
Doğru seçtim mi soruların fiillerini?
Tırnaklarım kesilmiş, dişlerim fırçalanmış, saçlarım taranmış,
Giysilerim ütülü, odam düzenli mi?
Geri verdim mi aldıklarımı:
Aşkları, dostlukları, sevgileri, güvenleri, bağları,
Kitaplara, sayfalara, satırlara borcumu ödedim mi?
Yokladım mı duygularımı
Hâlâ sevebiliyor muyum insanları?
Ovmalı gümüşleri, bakırlarımı; cila geçmeli ahşaplarıma
Ovmalı umutları
Saklı tutmalı gelecek inancını, yarınları eksik etmemeli ağzımızdan
Ey uzak akrabalarım, üvey aşklarım
Mevsim sonu dostlarım, işporta malı ayrılıklar
Arkadaş ölümleri, dost hançerleri, talan ettiğimiz zulalar
Gece telefonları, ıssız konuşmalar
Mağrur incelikler, vurgun yemiş ilişkiler
Uçurum duygusuyla yaşadığımız hayat ey
O kadar çok anlattım ki
Kendime kaldım anlatmaktan...
Bunaldım kendisiyle boğuşmasını
Başkalarında çözmeye çalışan insanlardan
Usandım sözcük oynamalarından, tılsımlı sıfatlardan,
Ofset duyarlılıklardan
Kaç zamandır duru, yalın, çalışkan, iyi insanlar özlüyorum
'İçtenliğin' ya da 'dünya görüşünün' kirletmediği
Kendime bir yeni yıl kartı yazarak bunları diliyorum
Aranıp duruyorum adresini yitirdiğim insanları
Vitrin camlarına yansıyan yüzlerde
Bilmiyorum kalmış mıdır adresini yüzlerinde taşıyan insanlar
Hâlâ bir umut var mıdır
Çıkmaz bir sokağa benzeyen bu avare avunması vitrinlerde
Ne çıkmaz sokaktayım ne de mutsuz
Sadece rüzgârlardan daha güçlü olmak istiyorum o kadar
Açık denizlerde nice yolculuklara yelken açarken
Kış güneşinin mutlu ettiği bir kedi gibi mutlu, emin, tasasız
Sere serpe ve keyifli olmak tek isteğim ve dileğim
Senin ve benim , yani bizim için...








Murathan MUNGAN

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.861
  • 1.093
  • 11.861
# 24 Mar 2014 16:14:01
       
          h.n.a.


YOLLARIN SONU

Bugün yollanıyorken bir gurbete yeniden
Belki bir kişi bile gelmeyecektir bize.
Bir kemiğin ardında saatlerce yol giden
İtler bile gülecek kimsesizliğimize.

Gidiyorum: Gönlümde acısı yanıkların…
Ordularla yenilmez bir gayiz var kanımda.
Dün benimle birlikte gelen tanıdıkların
Yalnız bir hatırası kaldı artık yanımda.

Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz;
Çünkü bu yol kutludur, gider Tanrı Dağı’na.
Halbuki yoldaşını bırakıp dönenlerin
Değişilir topu da bir sokak kaltağına.

İster düşün… Kendini ister hayale kaptır…
Uzar, uzar, çünkü hiç sonu yoktur yolların.
Bakarsın aldanmışşın, gördüğün bir seraptır
Sevimli bir hayale açılırken kolların.

Ey doğunun alnımı serinleten rüzgarı!
Ey karanlıkta bana arkadaşlık eden ay!
Arzularim bir oktur, aşar ulu dağları,
Düştüğü yer uzakta dilek adlı bir saray.

O sarayda bulunca Tanrı’laşan erleri
Artık gözüm arkaya bir daha dönmeyecek.
Hepsi sussa da “Kür Şad” uzatarak elini:
“Hoş geldin oğlu ATSIZ, kutlu olsun” diyecek.

Çevrimdışı glsln

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.592
  • 5.426
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 2.592
  • 5.426
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 24 Mar 2014 16:58:10
Sana geliyorum, sana,
Beni anla, içimdeki şeytan.
Yalnız sensin doğru söyleyen.
Gerekince kaçan, gerekince gelen.
 
Denizin yüzünde geceleyin,
Karanlıkları işleyen renkleri görmek senden.
Senden bazı kelimelerin farkedilmemiş güzelliğini anlamak,
Unutulmuş yaşamaya başlayıvermek birden.
 
Sana geliyorum, doğru sana,
Susmamak için.
Çünkü sensin dinleyince dinleyen,
Bakınca bakan, görünce gören.
 
Sevmesini iyi bilirim, düşünmeyi öğrendim.
Duydum nedir can vermeden ölmek.
Artık bütün kapıları açıp kapayabilirim.
Sen anlarsın bunlar ne demek.
 
Sana geliyorum, yalnız sana,
Yalansız, gizlisiz.
Olduğu gibi anlatacağım ne varsa,
Bil, bilsinler, biliniz.
 
Sen, Vurunca vuran, gülünce gülensin.
Sesin, yüzün, ellerin yüzde-yüz senin.
Sen ölmeyensin.
                                                                                                                                  Özdemir Asaf

Çevrimdışı glsln

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.592
  • 5.426
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 2.592
  • 5.426
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 24 Mar 2014 17:00:05
Sülfür inceldi ve en yorgun yerinden kırıldı ayna
Tenhaydı düşlerim, geceydi, çıkıp geldim işte
Su ve ateş bir de gülünç yalnızlığım var sana
Getirebildiğim, kokularını yitirmişti çünkü güller

Suyu dinle ateşi yak özledim demek bu.
.
.
.
                                                       Ahmet TELLİ

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.417
  • 231.681
  • 29.417
  • 231.681
# 24 Mar 2014 19:01:34
BENİ DE ÇAĞIR

Çileyi koklayıp gül niyetine,
Zindana girersen beni de çağır.
Sabrı, kanaatı bal niyetine
Ekmeğe dürersen beni de çağır.

Bazen iki dünya sığar içime,
Bazen iki güneş doğar içime.
Bazen gam yağmuru yağar içime
Sen beni ararsan, beni de çağır.

Dostların var ise divanelerden,
Göz yaşın aktıysa minarelerden.
Binlerce senelik viranelerden
Birşeyler sorarsan, beni de çağır

Ezelin ezelden öncesi vardı,
Yine sonsuzluktur sonsuzun ardı.
Zaman yumağına bizi kim sardı?
Aklını yorarsan beni de çağır.

Dışarda göz yanar, içerde yürek,
Taahhüt ehline tahammül gerek.
Mazlum yarasına merhem diyerek
Göz yaşı sürersen beni de çağır.

 ABDURRAHİM KARAKOÇ

Çevrimdışı eslemnurum

  • Uzman Üye
  • *****
  • 10.560
  • 26.279
  • 10.560
  • 26.279
# 24 Mar 2014 21:15:42
 DÖRT MEVSİMLİK AŞK!

 Seni ilk gördüğümde çiçek açmıştın hayatıma ,
 Heryerde kuşlar ötüşüyor ve kelebekler uçuşuyordu..
 Yemyeşil bir örtüye bürünmüştü sokaklar
 Seni sevdiğimi yıldızlar duyuyordu..

 Yaz geldi sonra, hislerim tavan yaptı,
 Yanıyordum duygularımın sıcaklığından,
 Güneş gibi çarpmış ve şıpır şıpır terletmiştin,
 Dünyanın zirvesindeydim işte o an...

 Sonbahar gelmiş yaprak dökümü başlamıştı,
 Artık ağızda sevgi sözcükleri yerine, öfke sözcükleri,
 Gülümseyen yüzler yerine nefret dolu bakışlar oluşmuştu,
 Bizim güzel aşkımızda galiba son bulmuştu!

 Artık dayanılmazdı bitmeliydi bunlar ve herşey,
 Doğan güneşimizin batması gerekliydi ,
 İlkbaharda tutkuyla birleşen eller,
 Ayrılmalıydı hoşçakal bile demeden..

 Aşkı mevsimlik değil, ömürlük yaşamalı
 İlkbahar gibi yaşayıp, yaz ayında son bulmalı
 Seviyorsanız, emek veriyorsanız eğer
 Aşkın sonbaharı ve kışı, hiç olmamalı!

Z.Demirel

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 25 Mar 2014 01:19:31
Insan nasil olebilir, yasamak bu kadar guzelken
 Söyle sevda içinde türkümüzü
Aç bembeyaz bir yelken
Neden herkes güzel olmaz
Yaşamak bu kadar güzelken?

İnsan dallarla, bulutlarla bir,
Aynı mavilikten gelmiştir
İnsan nasıl ölebilir
Yaşamak bu kadar güzelken?


Fazil Husnu Daglarca

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 25 Mar 2014 09:28:51
DÖN, GERİ BAK
Kaç bu kokudan, kaç bu pislikten, bu sürüden kaç,
insan mısın, bu pazarda mısın, iki pula mısın,
kaç bu kokudan, kaç bu pislikten, bu sürüden kaç.
At denize kendini, git boğul.
Düş bir kör kuyuya, ordan çıkama.

Bir kere dön ama, bir geri bak,
şu kolu gör bir kere, şu kolu,
pisliğin, sürünün içinden uzanan şu kolu,
durur dimdik, bembeyaz havada,
budaklı bir ağaç gibi güzel.


   

      
A. KADİR

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK