BU ARALAR GELSEN
Bir kuş uçuyor, Bir çiçek dalından kopuyor, Bir çakıl taşı denizde sekiyor, Dut ağacı meyvelerini döküyor, Toprak yol, tozu dumana katıyor, Tahta kapı, sövesinden kopayazıyor. Kalbim çarpıyor, İçim içime sığmıyor, Sen geldin diye deliriyorum!
Tüm zamanlarımı seni beklemek için değerlendiriyorum. Bir saniye boş vaktim yok. Şimdi içeri girsen, hazırlıksız yakalayamazsın beni. Hazırım, seni bekliyorum. Bana ördüğün kazağım sırtımda
Atkım boynumda
Yaz kış çıkartamıyorum
Gelirde görürsün diye, bîtamam bekliyorum. Dışarıda bir çıt çıksa, kapının ardında bitiyorum.
Biliyorum, vakitsiz zamanlarda iş çevirmeye bayılırsın. Kışın, denize ayağını sokmaya
Yazın, boğazlı çizmelerini giymeye
Baharda somurtup durmaya
Bayılırsın biliyorum. Terslik sen de mi; ben de mi
bilemiyorum. Çok meraklısı da değilim zaten
Ben sadece seni seviyorum. Ne tersliğe, ne de kim de olduğuna aldırmıyorum. Benim canımı acıtan
İçimi bunaltan
Beni kederden kudurtan
Yanımda olmayışın şu an! Telefona bakıyorum, çalmıyor. Mutfaktaysan bir su getir diye bağırıyorum. Su içmekliğim yok
seni sınıyorum. İnsan günde elli bardak su içemez ya! Hastayım biliyor musun? Bilsen yanımda olurdun, şüphem yok. Yalancıktan hastalanayım diyorum
Gelesin diye bir ateş çıksın benden
İnce hastalığa tutulmuş gibi öksüreyim
Elimi karnıma tutup ağlayayım istiyorum. Sonra vazgeçiyorum
Çocukça şeyleri sevmezsin sen
Zaten biliyorum; bir evde bir kişi şımarır
Bizim evin şımarığı sensin.
Peki, ben ne olacağım? Hastalanmak, şımarmak, seni sıkmak yok. Peki, ben ne olacağım? Kapı beklemekten, mutfak kollamaktan, telefon kurcalamaktan korkuyorum. Aslında seni kaybetmekten korkuyorum. Benden nefret ettiklerini anladığım en yakın arkadaşlarım
Bekleme diyorlar! Bakar mısın, seni beklememeliymişim! Gelmeyecekmişsin çünkü. Boş laf! Sen beni ebediyen terk edebilir misin? İçinde kocaman bir boşluk olmaz mı o zaman? Anlamıyorlar işte bütün bunları, beni sevmediklerini yeni anladığım en yakın arkadaşlarım. Ama sende bunca zamandır bir telefon olsa açsaydın ne olurdu? Kızgınsın biliyorum, beni cezalandırıyorsun. Ancak bu kadar yeter, ben dersimi aldım. Bundan sonrası beni öldürmeye girer. Arkamızdan dedikodu ediyorlar biliyor musun? Güya sen başka biriyle delicesine sevişiyormuşsun! Dedikoduları azdırma çabuk dön. İçim sızlıyor, yalan olduğunu bildiğim halde
Yine kızma bana, yalan da insanın içini acıtabilir. Gel yanıma, geç karşıma, yok öyle şey de bana. Sana inanmaya yazgılıyım ben, meraklanma.
Ortalıkta benim için, bu kız uğruna kafayı yedi diyorlarmış, aldırma. Kafayı yemedim ya, bu aralar gelsen hiç fena olmaz. Bir kuş uçuyor, Bir çiçek dalından kopuyor, Bir çakıl taşı denizde sekiyor, Ben sensin sanıyorum. Millet beni deli sanıyor. Bu aralar gelsen hiç fena olmaz.
İrfan Gürkan ÇELEBİ