Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı GÜLCE90

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 05 Tem 2014 11:23:35
Başka Türlü Bir Şey
 
Başka türlü bir şey benim istediğim
ne ağaca benzer, ne de buluta
burası gibi değil gideceğim memleket
denizi ayrı deniz,
havası ayrı hava..
Bir başka yolculuk dalından düşmek yere
yaşadığından uzun
bir tatlı yolculuk dalından inmek yere
ağacın yüksekliğince
dalın yüksekliğince rüzgarda
ve bir yeni ömür
vardığın çimen yeşilliğince
nerde gördüklerim
nerde o beklediğim
rengi başka
tadı başka..

Can Yücel

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 05 Tem 2014 14:48:02
Yusuf İdim

Öfkem volkan lavlarım güneş boyu
Deniz dediğin ne, bir ufak kuyu
Şu deli yüreğimi söndürmez suyu
Buzullar tutamaz bu ateşi
Kestim işi koydum başı
Bir oldu beş duyu
Hepsi de ateş duyu
Sildim dünyayı
Kara sevdayı
Kuru sevdayı
Koptu deli yüreğim
Koptu kıyamet

Çıkma önüme koca dağ yıkıl git
Budur benim tufan olup yağdığım vakit
Hangi güç vurabilir bana kilit
Yusuf idim Davut oldum
Bulut oldum, barut oldum
Bir oldu beş duyu
Hepsi de ateş duyu
Sildim dünyayı
Kara sevdayı
Kuru sevdayı
Koptu deli yüreğim
Koptu kıyamet..

Ömer Lütfi Mete..

Çevrimdışı yoncalodi

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.115
  • 18.408
  • Müdür Yetkili
  • 10.115
  • 18.408
  • Müdür Yetkili
# 05 Tem 2014 15:03:22
yandım ebedî hüsnüne meftun olarak
kâr etti dilin ruhuma efsûn olarak.

sor hal-i perişanımı saysın geceler
geldim kapına kaç kere meftun olarak.

kahreyleme ey sevgili şad eyle beni
görsen ne çıkar bir kere memnun olarak.

etmek mi muradın beni sermest-i harab!
ta haşre kadar böylece mecnun olarak..

· süleyman arif emre

Çevrimdışı sönmeyen ateş

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 38
  • 694
  • 38
  • 694
# 06 Tem 2014 04:21:01
MUTLAK SEVECEKSİN

Sevda gibi bir gizli emel ruhuna sinmiş;
Bir haz ki hayalden bile üstün ve derinmiş.
Gökten gelerek gönlüne rüzgar gibi inmiş,
Bir sır ki bu,ölsen bile açamazsın...

Anlatması imkansız olan öyle bir an ki,
Hülyadaki ses varlığının gayesi sanki...
Bak emrediyor:Daldığın alemden uyan ki,
Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın...

Kalbin benim olsun diyorum,çünkü mukadder...
Cismin sana yetmez mi? Çabuk kalbini sök,ver!
Yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer!
Mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın...

Ram ol bana,ruhun yeni bir aleme girsin...
Yazmış kaderin:Aşkıma ömrünce esirsin!
Aklınla,şuurunla,hayalinle bilirsin.
Mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın...

Hüseyin Nihal Atsız

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.281
  • 230.760
  • 29.281
  • 230.760
# 06 Tem 2014 09:56:53
DİNLE SANA BİR NASİHAT EDEYİM

Dinle, sana bir nasihat edeyim,
Hatırdan, gönülden geçici olma.
Yiğidin başına bir iş gelince,
Sırrını ellere açıcı olma.

Mecliste arif ol, kelâmı dinle,
El iki söylerse, sen birin söyle.
Elinden geldikçe iyilik eyle,
Hatıra dokunup yıkıcı olma.

Dokunur hatıra kendini bilmez,
Asılzadelerden hiç kemlik gelmez.
Sen iyilik et de, o zayi olmaz,
Darılıp da başa kakıcı olma.

El ariftir, yoklar senin bendini,
Dağıtırlar tuzağını, fendini.
Alçaklarda otur, gözet kendini,
Katı yükseklerden uçucu olma.

Muradım nasihat, bunu söylemek,
Size layık olan, onu dinlemek.
Sev seni seveni, zay'etme emek,
Sevenin sözünden geçici olma.

Karac'oğlan der ki: Sözün başarır,
Aşkın deryasını boydan aşırır.
Seni bir mecliste hacil düşürür,
Kötülerle konup göçücü olma.

KARACAOĞLAN

Çevrimdışı GÜLCE90

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 06 Tem 2014 16:47:33
Yaşamak suda, toprakta, insanlarda görünerek;
bir zeytin ağacı gibi...
Bir zeytin ağacı gibi, ne güzel
denize yakın olacaksın,
uzayan dallarında, yapraklarında ışık,
ta derinlerde köklerin.
Bir zeytin ağacı gibi, bin yıl severek
yaşamak her gün...

Arif Damar

Çevrimdışı paptyaeylüler

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.071
  • 7.292
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.071
  • 7.292
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 06 Tem 2014 22:32:30
Iskalamak istemiyorsan hayatı.
Haydi şimdi kalk bakalım
Silkin şöyle bir
At üzerinden hayatın yorgunluğunu,
Vakit zannettiğinden daha az
Haydi kalk bakalım,
Şimdi YAŞAMAK ZAMANI…..

Can YÜCEL

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 07 Tem 2014 10:30:11
BİRGÜN ANLARSIN..


Uykuların kaçar geceleri
Bir türlü sabah olmayı bilmez
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar,ne yastık
Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık
Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın
Onu unutamadığın hayali
Sigaradan derin bir nefes çekmişcesine dolar içine
Sevmek ne imiş birgün anlarsın.
Bir gün anlarsın aslında herşeyin boş olduğunu
Şerefin, faziletin,iyiliğin,güzelliğin
Gün gelirde sesini bir kerecik duymak için
Vurursun başını soğuk taş duvarlara
Büyür gitgide incilmişliğin kırılmışlığın
Duyarsın
Ta derinden çaresiz kalmışlığın
Sevmek ne imiş birgün anlarsın.
Niçin yaratıldığını
Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini
Uzun uzun seyredersinde aynalarda güzelliğini
Boşuna geçip giden yıllarına yanarsın
Dolar gözlerin için burkulur
Sevmek ne imiş birgün anlarsın.
Birgün anlarsın tadını sevilen dudakların
Sevilen gözlerin erişilmezliğini
O hiç beklenmeyen saat geldimi
Düşer saçların önüne ama bembeyaz
Uzanır gökyüzüne ellerin
ama çaresiz..
Ama yorgun..
Ama bitkin..
Bir zaman geçmiş günlerin uykusuna dalarsın
Sonra dizilir birbiri ardınca gerçekler acı
Sevmek ne imiş birgün anlarsın
Birgün anlarsın hayal kurmayı
Beklemeyi
Ümit etmeyi
Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir
Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi
Lanet edersin yaşadığına
Maziden kalan ne varsa yırtar atarsın
O zaman bir çiçek büyür kabrimde kendiliğinden
SENİ SEVDİĞİMİ İŞTE O ZAMAN ANLARSIN.......


ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.281
  • 230.760
  • 29.281
  • 230.760
# 07 Tem 2014 11:12:54
Zülfikar Demirel
Çocukluk uçakla gitmek gibidir
Çünkü hayallerin vardır
Bir de görünmeyen kanatların
Hiç yorulmak bilmez, bıkmazsın
Mola bile vermeden
Süzülür durur, deli gibi koşarsın

Gençlik otobüsle gitmek gibidir
Hayaller ya gerçekleşmiş
Ya da unutulup, uçup gitmiştir
İş, aşk ve gelecek derdiyle
Molada bile uyanmadan
Koltuğunda sızarsın

Orta yaş trenle yolculuk gibidir
Boş bir kompartıman bulamazsın
Koridorda camdan dışarıya bakarak
Kaybettiğin gençliğini ararsın
Makinistin siren sesiyle
Sonraki istasyona varırsın

Yaşlılık faytonla gitmek gibidir
Artık hiç enerji kalmamıştır
Yürekte sönmüş aşklar
Gerçekleşemeyen hayaller,
Gözlerde bir kaç damla yaş ile
Kısa bir yolculuktan sonra
Son durağa varırsın...

Çevrimdışı GÜLCE90

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 07 Tem 2014 12:01:51
Susuştu Yüzün

bir ufukta bitiyor yüzün
ve başka bir gökyüzü başlıyor
komşu ellerle sarmalanıyorsun
yanıyorsun...

ne kadar övülsen az
avazım çıktığı kadar susuyorum
ismindeki sesli harfleri

mayınlı bir gülümsemeyle
senin karasularında olmak
üstünde ilkbahar bir entari;
sanki
yeniden
eski bir öyküye başlamak...

yüzündeki o billur akşam kahvaltısı
sürgülerken özümü,
ne kadarını sustuk konuştuklarımızın?...

Yılmaz Erdoğan

Çevrimdışı GÜLCE90

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.488
  • 16.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 08 Tem 2014 09:46:52
BEN EYLÜL SEN HAZİRAN

Bir eylüldü başlayan içimde
Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
Çimenler sararmıştı
Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
Katar gidiyordu kuşlar uzaklara
Deli deli esiyordu rüzgar
Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa
Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar

Neydi o bir zamanlar
Sevmişliğim, sevilmişliğim
O heyheyler, o delişmenlikler neydi
Ne bu kadere boyun eğmişliğim
Ne bu acıdan korlaşan yürek
Ne bu kurumuş nehir; gözyaşım
Önümdeki diz boyu karanlıklar da ne
Ne bu ardımdaki kül yığını; elli yaşım

Beni kötü yakaladın haziran
Gamlı, yıkık eylül sonuma
Bir ilk yaz tazeliği getirdin
Masmavi göğünle
Cana can katan güneşinle
Pırıl pırıl engin denizinle girdin içime
Çiçekler açtı dokunduğun
Çimler büyüdü yürüdüğün
Ve güller katmer oldu güldüğün yerde

Başımda senin kuşların kanat çırpıyor şimdi
Oldurduğun yemişlerin ağırlığından
Dallarım yere değiyor
Güneşi batmadan saçlarının
Bir dolunay doğuyor bakışlarından
Gün boyu senden bir meltem esiyor yanan alnıma
Uykusuz gecelerim seninle apaydınlık
Başım dönüyor, of başım dönüyor yaşamaktan
Ölebilirim artık

Ölme diyorsan; gitme kal öyleyse
Sarıl sımsıkı, tenim ol, beni bırakma
Baksana; parmak uçlarım ateş
Lavlar fışkırıyor göz bebeklerimden
Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan
Benimle meydan oku her çaresizliğe
Benimle uyu, benimle uyan
Birlikte varalım on üçüncü aylara...

 ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 08 Tem 2014 13:04:37
Canı cehenneme rahat uyuyanın
Kapısını örtenin perdesini çekenin
Yüreği yalnız kendiyle dolu olanın
Duvarları ancak çarpınca görenin
Canı cehenneme başkasının yangınıyla
Evini ısıtıp yemeğini pişirenin ,,,

Şükrü Erbaş

Çevrimiçi adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.138
  • 24.245
  • 5.138
  • 24.245
# 08 Tem 2014 18:51:11
KURBAN OLDUĞUM

Seher yeli ile selâmım saldım
Gönlün hoş oldumu kurban olduğum ?
Çile benim tasam benim dert benim
Çatma kaşlarını kurban olduğum ?

Uyur uyanırım düşte görürüm,
Gölgen olur senin ile yürürüm,
Çıksan hayalimden sanki ölürüm,
Atma taşlarını kurban olduğum

Seni göremedim ışığım söndü,
Karardı gündüzüm geceye döndü,
Uçan kuşlar bile yuvaya döndü,
Dökme yaşlarını kurban olduğum

Karabasan oldu hayalim düşüm,
Saplandı ağrılar tutuldu döşüm,
Olur olmazlara boyun büküşüm,
Döngel artık haydi kurban olduğum,

Siyah saçlarını tarayım gülüm,
Yazdığın satırlar doldurdu gözüm,
Sensiz yaşayamam budur son sözüm,
Elâ gözlerine kurban olduğum.

Sevgin yüreğimde çağladı aktı,
Gülşen’im yıllara umutla baktı,
Geçtiğin yollara mumları yaktı,
Son nefesime gel kurban olduğum.

Gülşen Sarıoğlu

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
# 09 Tem 2014 00:37:52
güneşe sırtımı verdim,
denize bakmıyorum,
bulutlara küsüm
kimse bilmez mekanda
kırk gün kırk gece içimi çektim
korkmayın benden güvercinler,
elim cebimde,
yüreğimde sevgilim,
sakıncasızım

Ferhan Şensoy

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.281
  • 230.760
  • 29.281
  • 230.760
# 09 Tem 2014 04:35:22
ESKİDEN...

Çember çevrilir,
Su musluktan içilir,
Ağaçlara tırmanılırdı.
Bebekler bezden,
Silahlar tahtadan,
Resimler kömür karasından yapılırdı.
Kızlara ninelerinin, erkeklere dedelerinin
İsimleri konulur,
Saatli maarif okunurdu.
Komşuda pişen
Bize…
Bizde pişen komşuya düşerdi.
Geceler ayaz,
Sokaklar karanlık,
Yıldızlar parlak olurdu.
Turşu, salça, mantı
Evde yapılır,
Karpuz kuyuda soğutulurdu.
Erik ağacının çiçeği,
Pencere camımıza yaslanır,
Güz yaprakları bahçemize düşerdi.
Kardan adam yapılır,
Evlerde soba yakılır,
Kış gecelerinde masal anlatılırdı.
Merdiven çıkılır,
Aidat ödenmez,
Yönetici seçilmezdi.
Evler badanalı,
Sokaklar lambasız,
Mahalleler bekçili olurdu.
Ajans radyodan dinlenir,
Çizgi roman okunur,
Defterlere kenar süsü yapılırdı.
Hayat,
Arkası yarın gibiydi,
Kesintisizdi.
Her gün yaşanacak bir şey vardı.
Herkes kendi düşünü kurar,
Kendi hayatını oynardı.

Şimdi,
Herkes
Yoğun,
Yorgun
Ve
Tek başına…

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK