Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı nurdan81

  • Uzman Üye
  • *****
  • 705
  • 2.728
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 705
  • 2.728
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 05 Haz 2011 00:33:51
Kavuşma

sana geliyorum yalnızlıklardan
yürüdükçe hicran gülüyor gibi
yüreğimde dağlar yükseldi kardan
vuslat, ağır ağır ölüyor gibi

gözlerim, buzlayan kanatlarıyla
yorgun umutların peşinde her an
düşlerim, şahlanan kır atlarıyla
birer birer kopuyorlar zamandan

kısalan yolların uzadığını
kulağıma fısıldıyor her diken
mehdabına gömdüm hayal çağını
senden geliyorum sana gelirken

Nurullah Genç

Çevrimdışı nurdan81

  • Uzman Üye
  • *****
  • 705
  • 2.728
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 705
  • 2.728
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 05 Haz 2011 01:08:39
Beni Güzel Hatırla

beni güzel hatırla!
bunlar son satırlar…
farzet ki, bir rüzgârdım, esip geçtim hayatından
ya da bir yağmur sel oldum sokağında
sonra toprak çekti suyu…
kaybolup gittim, belki de bir rüya idim senin için.
uyandın ve ben bittim…

beni güzel hatırla!
çünkü; sevdim seni ben, herşeyini…
sana sırdaş oldum, dost oldum,
koynumda ağladın.
yüzüne vurmadım hiçbir eksikliğini,
beni üzdün, kınamadım.
alışıktım vefasızlığa, el oldun aldırmadım…

beni güzel hatırla!
sayfalarca mektup bıraktım sana.
şiirler yazdım her gece, çoğunu okutmadım.
sakladım günahını, sevabını içimde
sessizce gittim…
senden öncekiler gibi sen de anlamadın.

beni güzel hatırla!
sana unutulmaz geceler bıraktım
sana en yorgun sabahlar…
gülüşümü, gözlerimi, sonra sesimi bıraktım.
en güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka,
söylenmemiş “merhaba”lar sakladım her köşeye
vedalar bıraktım duraklarda.
ne ararsan bir sevdanın içinde
fazlasıyla bıraktım ardımda.

beni güzel hatırla!
dizlerimde uyuduğunu düşün,
saçını okşadığımı, üşüyen ellerini ısıttığımı,
mutlu olduğun anları getir gözünün önüne.
alnından öptüğüm dakikaları…
birazdan kapını çalan kişi olabileceğimi düşün
şaşırtmayı severim biliyorsun.
bu da sana son sürprizim olsun.
şimdi, seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum
beni güzel hatırla.
gidiyorum…

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 05 Haz 2011 01:18:48
VUSLAT
Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
Ömrün bütün ikbalini vuslatta duyanlar,
Bir hazzı tükenmez gece sanmakla zamanı,
Görmezler ufuklarda şafak söktüğü anı.
Gördükleri rü'ya,ezeli bahçedir aşka;
Her mevsimi bir yaz ve esen rüzgarı başka,
Bülbülden o eğlencede feryad işitilmez,
Gül solmayı,mehtab azalıp bitmeği bilmez;
Gök kubbesi her lahza bütün gözlere mavi,
Zenginler o cennette fakirlerle müsavi;
Sevdaları hulyalı havuzlarda serinler,
Sonsuz gibi bir fıskiye ahengini dinler.

Bir ruh o derin bahçede bir def'a yaşarsa,
Boynunda onun kolları,koynunda o varsa,
Dalmışsa,onun saçlarının rayihasiyle.
Sevmekteki efsunu duyar her nefesiyle;
Yıldızları boydan boya doğmuş gibi, varlık,
Bir mu'cize halinde,o gözlerdedir artık;
Kanmaz en uzun buseye,öptükçe susuzdur.
Zira susatan zevk o dudaklardaki tuzdur;
İnsan ne yaratmışsa yaratmıştır o tuzdan,
Bir sır gibidir az çok ilah olduğumuzdan.

Onlar ki bu güller tutuşan bahçededirler.
Bir gün, nereden,hangi tesadüfle gelirler?
Aşk onları sevk ettiği günlerde,kaderden,
Rüzgar gibi bir şevk alır oldukları yerden;
Geldikleri yol... Ömrün ışıktan yoludur o:
Alemde bir akşam ne semavi koşudur o!
Dört atlı o gerdune gelirken dolu dizgin,
Sevmiş iki ruh,ufku görürler daha engin.
Simaları gittikçe parıldar bu zaferle,
Gök her tarafından donanır meş'alelerle.

Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
Varlıkta bütün zevki o cennette duyanlar,
Dünyayı unutmuş bulunurken o sularda,
-Zalim saat ihmal edilen vakti çalar da-
Bir an uyanırlarsa leziz uykularından,
Baştan başa,her yer kesilir kapkara zindan.
Bir faciadır böyle bir alemde uyanmak,
Günden güne hicranla bunalmış gibi yanmak.
Ey talih! Ölümden de beterdir bu karanlık;
Ey aşk! O gönüller sana mal oldular artık;
Ey vuslat! O aşıkları efsununa ram et!
Ey tatlı ve ulvi gece! Yıllarca devam et!
                  YAHYA KEMAL BEYATLI

Çevrimdışı cancancan111

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.599
  • 19.346
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.599
  • 19.346
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 05 Haz 2011 01:56:24

ŞİMDİ GİTME YAR...

Sen bir kitap kapağı gibi kapamışken adımı, ben her sözcükte seni okuyorum harf harf…
Tümcelerimin boyun büküşlerine aldırma yar!
Gözü yaşlı satırlarımın kan döküşlerinde büyütüyorum keşkelerimi…
Harflerimin ayağı kayıyor uçurumlarından.
Oysa sen bir liman sakinliğiydin yüreğime…
bir gün batımı huzuru…
uçsuz bucaksız bir özgürlüktün mavilerime…
ateşe verdin kıyılarımı apansız, sinsice…
züleyha’nın kaderine razıydım Yusuf(um)sun diye…
peşinden koşmaya, kınanmaya, dile düşmeye…
nerden bilirdim dil(in)den düşeceğimi?
Bir sözünle ateşe verdin uğruna ödenen bedelleri…
Gitme demem, git şimdi!
Bir metalin içine bindirip vedalarını, son bir kez kokunu çekmeden tiryakiliğim, son bir kez düşmeden kollarının girdabına, bir buseyi çok görüp alnıma, en kara yazgıları sür de git!..
Son fethedilen miyim meçhul ama, sen son Fatih’im…
Bilsen, kaç varlığa hiçlikti fetihlerin…
Ama dur, gitme!...
Şu topraklarımda dalgalanan sancağını indir, öyle git!
Yüreğimden sevdanı, dilimden adını sök de git!
Ciğerlerimden kokunu, gönlümden gözlerinin okunu çek de git!
Sözlerimi esaretten kurtar, dilimi çöz de git!
Kaç kez uğurladım seni bu kentten? Kaç kez boynu bükük bıraktın ardından el sallayışlarımı garlarda?
Dönüşünün umuduyla gidişine dayanamazken, bu müebbet vedaya nasıl dayanırım söyle?
Ah yar…
en yakınımken uzağımdın. Şimdi benden öte bensin ki, ben bana t-uzağım…
Kin tutmaz kalemim, bilirsin.
Sen kapatsanda c-ismimin üstüne son sayfanı, bu masalın devamını bir ömür bekler yüreğim…
Sana git diyebilmek için kaç alfabe satın aldım z-amansız pazarlıklarla bilsen.
Tüm kırgınlıklarımı çıkarıp kumbaramdan saydım, bir “git” etmedi.
Yanında “me”si olmayan bir git yakıştırılmadı sevdama…
Ama çok istiyorsan, işte orda; alfabemin kıyısında bir “git”…
Eksik, mahzun, çaresiz…
İster al git, istersen k-al git-me Yar!...
Yar demişim sana… yokluğun dipsiz bir yar!
İşte, diz çöküyor sevdana yüreğim, gitme!...
Gitme, sensiz ıssız bu diyar…


(KAHRAMAN TAZEOĞLU )

Çevrimdışı muarmu

  • Uzman Üye
  • *****
  • 332
  • 1.494
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 332
  • 1.494
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 05 Haz 2011 02:21:55
Bir mum hikayesidir ömür
Şekil alır yakılmayı bekler

Yanarsa halden hale girer
Her yanışta kora döner
Dünya gözünden damla damla
Eriyip gider

Söndürülse yiter sesler
Yakılsa tüter demler
Yanıp tükendiyse daha ne ister
Ya hiç yanmazsa
O hayat neye benzer
ÖUluğ

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.555
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.555
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 05 Haz 2011 02:24:40
Sevmek Ve Sevilmek Gibi Tat Var Mı Ki Başka

Geçmişte gömülmüş ne de çok hatıralar var.
Bir sevgili mes'ut ise bir başkası ağlar,
Bir eski gönül yaresi sızlar da derinden,
Bir ok yeniden kalbi vurur dertli yerinden,
Bir damla şaraba, bir içim suya kanılmaz,
Bir tatlı güne ertesi gün pek inanılmaz,
Madem ki hayalın yolu ergeç bitecektir,
Her sevgili varlık kara toprağa gidecektir,
Öyleyse neden binbir üzüntüyle yanarsın?
Bir hişuranın zevkini özlemle anarsın?
Günler degil, aylar boyu, yıllar boyu olsa,
Bir sevgiye insan doyamaz, ömrü de dolsa.
Ver kendini, koy ver yine taptaze bir aşka!
Sevmek ve sevilmek gibi tat var mı ki başka?

Osman Yüksel Serdengeçti

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 05 Haz 2011 02:25:54
Bir Gün Baksam Ki Gelmişsin

Bir gün baksam ki gelmişsin..
Bir güvercin gibi yorgun uzaklardan yar.
Gözlerinde bir bitmez, bir tükenmez güzellik
Saçlarında ilkbahar..

Bir gün baksam ki gelmişsin..
Gülüşünde taze serin bir rüzgar
Ellerin yine eskisi kadar güzel
Çiçek açmış dokunduğun bütün kapılar..

Bir gün baksam ki gelmişsin..
Hasretin içimde sonsuzluk kadar.
Şaşırmış kalmışım birdenbire çaresiz.
Dökülmüş yüreğime gökyüzünden yıldızlar.

Bir gün baksam ki gelmişsin..
Ne yüzünde bir gölge,ne dilinde sitem var.
Tozlu pabuçlarını gözlerime sürmüşüm
Benim olmuş dünyalar. . .
  
Yavuz Bülent Bakiler
 

Çevrimdışı rukiyesevik

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.910
  • 9.770
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.910
  • 9.770
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 05 Haz 2011 09:34:17
KARADUT

Karadutum, çatal karam, çingenem
Nar tanem, nur tanem, bir tanem
Ağaç isem dalımsın salkım saçak
Petek isem balımsın ağulum
Günahımsın, vebalimsin.

Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan
Yoluna bir can koyduğum
Gökte ararken yerde bulduğum
Karadutum, çatal karam, çingenem
Daha nem olacaktın bir tanem
Gülen ayvam, ağlayan narımsın
Kadınım, kısrağım, karımsın.

Sigara paketlerine resmini çizdiğim
Körpe fidanlara adını yazdığım
Karam, karam
Kaşı karam, gözü karam, bahtı karam
Sıla kokar, arzu tüter
llgıt ılgıt buram buram

Netmiş, neylemiş, nolmuşum
Cömert ırmaklar gibi gürül gürül
Bahtın karışmış bahtıma çok şükür.
Yunmuş, yıkanmış adam olmuşum.

Karam, karam
Kaşı karam, gözü karam, bahtı karam
Sensiz bana canım dünya haram olsun

                                 Bedri Rahmi Eyüboğlu

Çevrimdışı yiğidoğ

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 43
  • 363
  • 43
  • 363
# 05 Haz 2011 10:58:25
Yarim Akıllı Ol     :D  :'(

Yarim İstanbul'u mesken mi tuttun
Gördün güzelleri beni unuttun
Sılaya dönmemeye yemin mi ettin

Gayrı dayanacak özüm kalmadı
Mektuba yazacak sözüm kalmadı

Yarim sen gideli yedi yıl oldu
Diktiğin fidanlar meyveyle doldu
Seninle gidenler sılaya döndü

Gayrı dayanacak özüm kalmadı
Mektuba yazacak sözüm kalmadı

Yarimin giydiği ketenden gömlek
Yoğumuş dünyada öksüze gülmek
Gurbet ellerinde kimsesiz ölmek

Gayrı dayanacak özüm kalmadı
Mektuba yazacak sözüm kalmadı

İğde çiçek açmış dallar götürmez
Dağlar diken olmuş kervan oturmaz
Benim bağrım yufka sitem götürmez

Gayrı dayanacak özüm kalmadı
Mektuba yazacak sözüm kalmadı   

A.G.Ayhan

Çevrimdışı gokseldeniz34

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.877
  • 3.719
  • 2.877
  • 3.719
# 05 Haz 2011 11:09:19

SIRTÜSTÜ


Otları tutuşturup yaklaştı mı akşam
İçimde karanfil kokulu
İnce yüzün belirir biraz dalsam
Sendeki keder bir ırmaktır ruhum
Kütahya'da köpürür Bayburt'tan akar

Duvarda başlar günün oyunu
Tavandan bir çift göz bakar
Sıçrayıp bir ormanda dururum
Sırtında pırıltılar bir tilki geçer
Saçlarında taşırsın yıldızlarıyla geceyi
Dağbaşı rüzgârları camlara vurur
Bir sabah dönüşünü anımsar bölünür uykum


    ÖMER FARUK TOPRAK

Çevrimdışı yiğidoğ

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 43
  • 363
  • 43
  • 363
# 05 Haz 2011 11:14:48
Lafın Tamamı Aptala Söylenir! ....

Yaşadığın, nefes aldığın her günün ardından yeni bir günün heyecanını yaşıyor olabilirsin! ..
Hatta; Bu umutların yeniden yeşereceği anlamını da beraberin de taşıyor olabilir! ..
Ya geride kalanlar! ....
Kaybolanlar! ....
Boş yere yitip gidenler! ..
Hani hep bir sonra ki güne taşıdığın “ümit” denilen “karın doyurmayan” illet! ..
Pembe kalemlerle bembeyaz tuvallerin üstüne resmettiğin gök kuşağı tablolar! ..
Ya üzerinden karanlığı sıyırıp aldığın, yıldızları konfeti gibi saçtığın, bağrına “kara saplı hançer” misali saplandığın geceler! ...
Peki! .. Ya hayal dünyanın yırtılan sınırları! ! ! ? ? ?
Flulaşan renkler! ..
Gözlerinden yola çıktığı andan itibaren, yanakların da oluşturduğu çizgilerle “asırların tarihini” atan ve buharlaşıp uçarken, yüreğine muazzam çöl resimlerini armağan eden o masum göz yaşları! ....
Dünlerde mi kaldı sahi tüm bunlar? ....
Vah! ... Zavallı küçüğüm! ...
Hala hayatın yarınlardan değil dünlerden müteşekkil olduğunu anlayamadın değil mi? ...
Senin için dün; Bu günün umutları ile dolu değil miydi? ....
Ve…. Yaşadığın her gün! ...

Senin gerçekte taşıdığın duygu, yeni bir günün umutları değil küçüğüm
Olsa olsa bu günün acılarını “yarına taşıma” korkusu! ..
Güneşin doğuşunu her tekrarladığında belleğin de belki de çok derinlere gömmeye çalıştığın “karabasanları” yeniden ve tekrar tekrar yaşama acısı! ...
Lakin hayatı ancak böylesi “yalanlarla” taşıman gerektiğini anlamış olmalısın! ...
Tıpkı aynalar da gördüğün bütün yalanlar gibi asıl gerçeğin “gölgeler” olduğunu da idrak etmiş olmalısın! ..
Her nefes alışının bile (Bile bile) “Lades” anlamına geldiğini de sana ben anlatmış olayım! ..
Eeeeeeeeeeee! ....
“LAFIN TAMAMI APTALA SÖYLENİR! ....”
 
Kadir Albayrak
 

Çevrimdışı nurdan81

  • Uzman Üye
  • *****
  • 705
  • 2.728
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 705
  • 2.728
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 05 Haz 2011 11:38:58
Sana Yakın

Bir dostun sıcaklığına
Öylesine
Yaslamak istiyorum ki başımı
Ya omzunu uzat sevgilim
Ya da telleri kopuk
Bir kemanı

Kanadının altına sığınacak
Bir kuş arayan
Eskimiş saçak gibiyim sensiz
Yada bütün balinalarının
Kıyıya vurup intahar ettiği
Bir deniz

Bir hitit çanağıyım
Toprağa gömülü
Ve sen
İlk kazısını yapan
Bir arkeolog ürkekliğiyle
Ellerinin arasına
Al beni

Tek dileğimdir çünkü benim
Sana yakın bir sunay akın

Sunay Akın

Çevrimdışı AYNALI

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.281
  • 21.087
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 3.281
  • 21.087
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 05 Haz 2011 11:52:41
HASRET

Denize dönmek istiyorum!
Mavi aynasında suların:
boy verip görünmek istiyorum!
Denize dönmek istiyorum!

Gemiler gider aydın ufuklara gemiler gider!
Gergin beyaz yelkenleri doldurmaz keder.
Elbet ömrüm gemilerde bir gün olsun nöbete yeter.
Ve madem ki bir gün ölüm mukadder;
Ben sularda batan bir ışık gibi
sularda sönmek istiyorum!
Denize dönmek istiyorum!
Denize dönmek istiyorum!


Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.555
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.555
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 05 Haz 2011 12:11:11
Evin Halleri

Evin yalın hali
İster cüce, ister dev
Camlarında perde yok
Bomboş, ev.

Evin -i hali, sabah,
Geciktiniz haydi!
Uykuların tatlandığı sularda
Bıracaksınız evi.

Evin -e hali, gün boyu,
Ha gayret emektar deve!
Sırtınızda yılların yorgunluğu
Akşam erkenden eve.

Evin -de hali, saadet,
Isınmak ocaktaki alevde
Sönmüş yıldızlara karşı
Işıklar varsa evde.

Evin -den hali, uzaksınız,
Hattâ içinde yaşarken
Aşkların, ölümlerin omzunda
Ayrılmak varken evden.

Behçet Necatigil

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 05 Haz 2011 13:23:06
İLK YAZ

Ah, kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya
Kalın fırçalarını kullanarak geçiyorlar
Evler çocuklar mezarlar çizerek dünyaya
Yitenler olduğu görülüyor bir türküyü açtılar mı
Bakıp kapatıyorlar
Geceye giriyor türküler ve ince şeyler
Memelerinde biraz irin, biraz balık ve biraz gözyaşı
Bir dev oluyorsun deniz deniz deniz
Sisin dere ağızlarından sokulup akşamları
Fındıklarımızı basıyor
Neyleriz kararan tomurcukları
Çocuklarımıza yalvarıyoruz: Aç durun biraz
Tecimenlere yalvarıyoruz:
Bir "Hotel" bir gizli evlenme az çiziniz
Bir banka az çiziniz bir yalvarma
Bizden size ve sizden dışardakilere
Karılarımızı yolluyoruz tırnaklarını kesmeye ve demeye
-Evet efendim-
Çocuklarımızı yolluyoruz dilenmeye
Bizler gidiyoruz yatağımız tanrıya emanet
Yazların motorlu çingeneleri
Ah, kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya
Baba evleri,
ilk kez girilen ırmağa dönüş
Toprağa tutku, kendinden dolayı
Kulaklarımızı tıkıyoruz: Para para para
Kulaklarımızı açıyoruz: Kavga kavga kavga
Sorar belki biri: Kavga ama neden kavga
Komşumuza sonsuz balta, karımıza yumruklar içinde
-Bilmiyoruz neden kavga.
Sonra kasabanın cezaevinde
Silgimizi göz önüne yerleştiriyoruz
Günlerimiz iterek genişletiyoruz
Yer açıyoruz karılarımızı düşünmeye
Bizsiz geçen menevşeyi düşünmeye

Durup ince şeyleri anlatmaya
Kimselerin vakti olmasa da
Okulların kadın öğretmencikleri
Tatil günlerini çoğaltsalar da
Kutsal nemiz varsa onun adına
Gözlerimiz için bağlar dokusalar da
Birikimler ve çizgiler gitgide gitgide
Açmaya ilkyaz çiçekleri
Bir gün birileri öte geçelerden
Islık çalar yanıt veririz

GÜLTEN AKIN

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK