"BENDEN BİRŞEY BEKLEMEYİN!" DEYİP GİDİŞİNE
senin olsun ufuklar, uzaktaki o bahar
dünyanın bensiz kalan her şeyi senin olsun
çektiğin fotoğrafım evde mahzenin olsun
bensizliğimle tüket en güzel yıllarını
bensizliğim doldursun bir ömür kollarını
saadet sanıyorsun dünyada bensizliği
oysa ben hep firavun bilmişim sensizliği
götür avuçlarında hayatımı gülüm, git
kalsın bana ayrılık sehpasında ölüm, git
bitir mayalandığım toprağımı, suyumu
kendi ellerinle kaz bu dünyada kuyumu
senden bir şey beklemek ne haddime, kimim ben
bir damla zehir akıt dudağıma, gitmeden
bu kadar da kıymetim bulunmaz mı yanında
aktığını bil artık bu mazlumun kanında
kopar bahçemde kalan son çiçeği, git artık
unutamazsın gülüm bu gerçeği, git artık
can çekişen ruhumu sessizce çantana koy
o mağrur tarağınla, aynanla yan yana koy
madem ki, bu talihsiz kalbi duymadın gülüm
onu bir çıban kadar dertli saymadın gülüm
götür benden uzağa mahpus çağlayanları
saçına senin gibi ıtır bağlayanları
giderken, karanlığın sularına dalarım
o narin ellerinde bunalır rüyalarım
parçalanıp dökülür aynalar sedefimde
hayalinle minyatür yaparım gergefimde
bu gizemli destanı yanına al, öyle git
sana yâr olduğumu tellâllara söyle, git
titrek bakışlarında paslanıyor kilitler
yalnız şehirle değil, yüz bin tane köyle git
anahtarı kırılmış kapıdır umutlarım
en derin kumlarına gömüldü gözlerinin
ardında iplik iplik çözüldüm izlerinin
kirpiklerine inat, yanıyor bulutlarım
yokluğunda bembeyaz olsa da her telim, git
yollarından ayrıldı bu dünyada yolum, git
ben değilim, bendeki özündür terkettiğin
sensiz kaldığım ânda, sen de öldün gülüm, git..
(Nurullah GENÇ)