Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.555
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.555
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 06 Haz 2011 23:14:34
Gizli Sevda

Hani bir sevgilin vardi
Yedi sekiz sene once,
Dun yolda rasladim
Sevindi beni gorunce.
Sokakta ayakustu
Konustuk ordan burdan.
Evlenmis, cocuklari olmus
Bir kiz, bir oglan.
Seni sordu
Hic degismedi dedim.
Bildigin gibi..
Anliyordu
Mesutmus, kocasini seviyormus.
Kendilerininmis evleri..
Bir suclu gibi ezik.
Sana selam soyledi

Behçet Necatigil

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 06 Haz 2011 23:30:28
UFKUMDA
GÜN BATIMI..

Bilmezsin kalbimi incittiğini
Her akşam üstüme bakışın düşer
Döksen de gençliğin serinliğini
İçimi kor gibi yakışın düşer..

Sanki her tebessüm bir hatır gibi
Ak koşan saçları anlatır gibi
Bir selam verirsin fırlatır gibi
Üstüme kar olup yağışın düşer..

Kim bilir nelerdir düşündüklerin?
Bir bilsen saraydır bendeki yerin
Dünyaya hükmetse güzel gözlerin
Bana kaşlarını çatışın düşer..

Her şey dünde kalmış geçmiş zamanı
Yaşlanınca dinler gönül fermanı
İnsanın bir ömür yanınca canı
Kana zehir olup akışın düşer..

Sende benim gibi geç bu yollardan
Uykuların kaçar çıkan fallardan
Güneş olup doğsan karşı dağlardan
Her akşam ufkuma batışın düşer..

Ali SÖNMEZ

Çevrimdışı muhars

  • Uzman Üye
  • *****
  • 531
  • 3.605
  • 531
  • 3.605
# 06 Haz 2011 23:40:20
GİDENLERİN ARDINDAN

Gökyüzüne çizilmis resimlere benzerdik,
Rüzgarın peşine takılan bir resim gibiydik.
Kırdı dallarımızı fırtınalar, boranlar
Kaldı bahar çiçekleri üzerinde sevdamız..       

Gözlerimiz sevgiyi,
Yureğimiz sevdayı
Ellerimiz emeği
Anlatırdı usanmadan.
Kırdı dallarımızı fırtınalar, boranlar
Kaldi bahar çiçekleri üzerinde sevdamız..       

                                            KIZILIRMAK

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 06 Haz 2011 23:51:09
08 Ocak, 2011aşk-ı beka

Gönül eteğimin suskun dervişi!
Müebbede mahkûm duamsın!
İstersen mürekkebinle dokunma cismime!
Aklımın bağlı ellerini çözen
==Ayın
=====Şın
=======Kaf
ِ عٍِ ِ ش ِ ق

Sağ elini uzat Hakkın bağına
Sineme düşen acım yapraksızlığın yaprağı
Dervişin ayak izlerine düşen gölge benim
Tespih tanelerine kardeş adın var
==Ayın
=====Şın
=======Kaf
ِ عٍِ ِ ش ِ ق

K/af dağının ardında geçmişin sitemi
Niyaza açılan ellerime ses/sizlik şahit
Seccadene bıraktığım bir demet gül
Gök/ Yüzü(ne) haykırsın bendeki adını
==Ayın
=====Şın
=======Kaf
ِ عٍِ ِ ش ِ ق

Yokluğa açılan kapının ardında
Varlık fidanı duygu yaprağına hasret
Şavkın vuruyor her gece göz pınarıma
Sende kalan umudum
==Ayın
=====Şın
=======Kaf
ِ عٍِ ِ ش ِ ق

Be’nin anlamını güçlendiren nokta(yı)m
Şehadet parmağımla mühürledim bakışını
Oymalı sandığımda sevgi çeyizim
Hücrelerime kaydolan rengin kokusu
==Ayın
=====Şın
=======K/af…
ِ عٍِ ِ ش ِ ق

Ten mumu erisin
Abı hayat varlığının resmi
Boz bulanık kekre suyu temizleyen
==Ayın
=====Şın
=======Kaf…
ِ عٍِ ِ ش ِ ق

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.555
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.555
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 07 Haz 2011 00:12:11
Zor Geçit

Sen, şu evvelce de yazdım:
Siyah gömleğinde ince...
Olmuyor ki ha deyince
Hayat bütün bütün zalim.

Devran döner. Âdem-Havva üstüne,
Dünya evlilikle baki.
Ama hayat dedikleri
Güçleşmekte günden güne.

Seni, beni üzen dertte
Çarpar bir milletin kalbi,
Halkın çoğu bizim gibi
Bunun lafını etmekte.

Geçer, hepsi geçer elbet;
Daralmış gönüller ferahlar.
Gelir o eski sabahlar,
Memleket eski memleket.

Behçet Necatigil

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 07 Haz 2011 00:49:51
ömrümün tek gecesiydin

bir mavi gecede başlamıştı sevdamız
ve maviye çalmıştı bütün umutlarım o gece
unutturmuştun bana karanlığın siyah olduğunu
ve gözerinde fark etmiştim ilk kez;
bütün gecelerimin mavi olduğunu
bir mavi geceydi o, bütün gecelerden güzel
bir mavi geceydi o, benim için ömre bedel
ve sonra... bir gidişin vardı ki mutluluğuma inat
bir gidişin vardı ki kırıldı içimde kol kanat.
umutlarımın mavisini alıp gittin
denizlerimin mavisini çalıp gittin
masmavi dünyama simsiyah bir çivi çakıp gittin
gittin...
ve sen de her yalan gibi ..BİTTİNN.....AHMET SELÇUK İLKAN.

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.555
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.555
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 07 Haz 2011 02:27:41
Hep Böyle

Hep böyle:
Kömür aldı, mendiller sallandı;
Trenler gitti ona doğru,
İstasyonda deliler gibi bunaldım.

Hep böyle:
Demir aldı, sular çalkandı;
Gemiler gitti ona doğru,
Gözümden bir daha düştü rıhtım.

Hep böyle:
Emir aldı, günün birinde yollandı;
Eller gitti ona doğru,
Yine ben telaş içinde kaldım.

Behçet Netacigil

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.555
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.555
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 07 Haz 2011 02:29:31
GÖNÜL

Bunca yıl herkesten kaçtın
En sonunda buldum sandın
Ansızın içini açtın
Yapma dedim yaptın gönül

Gözleri senden uzaktı
Fark edilmez bir tuzaktı
Sana böylesi yasaktı
Yapma dedim yaptın gönül

O bir yolcu sen bir hancı
Gördüğün en son yalancı
İçinde ki derin sancı
Gitmez dedim kaldı gönül

Sen istedin ben dinledim
Senden ayrı olmaz dedim
En sonunda bende sevdim
Şimdi beni kurtar gönül

Gözlerin bakar da görmez
Ellerin tutar da bilmez
Gece gündüz fark edilmez
Demedim mi sana gönül

Sabahın tam üçündesin
Dertlerin en gücündesin
Hâlâ onun peşindesin
Gitme dedim gittin gönül

Böylesi sevdiğin için
Bir kördüğüm oldu için
Ağlıyorsun için için
Demedim mi sana gönül

Sen istedin ben dinledim
Senden ayrı olmaz dedim
En sonun da bende sevdim
Şimdi beni kurtar gönül

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 07 Haz 2011 08:44:28
GÖÇ 

Göç oldu bir acıdan öbür acıya 
oysa sağrısı kurumamıştı atımızın 
daha dün sürüp gelmiştik buralara 
bugün göründü yine yolların ucu 

Devrildi kıl çadırlar seher vakti 
usulca uyandırıldı çocuklar 
ve kadınlar bohçası çözülmemiş 
bir keder gibi gibi düştüler yola 

Turnalar gitti biz gittik 
bitmedi peşimizdeki nal sesleri 
nerde konaklasak tedirgindik 
kuruyordu ırmaklar ve göller 

Bir yangın gibi taşıyıp durduk 
kederi ve acıyı göğsümüzde 
yer gök duman içindeydi sanki 
genzimizi   yakıyordu ayrılıklar 

Zulüm bırakmadı peşimizi hiç 
biz gittik o buldu izimizi 
konar göçer olduk yedi iklimde 
tanığımızdır dağlar taşlar 

Yalnız bir öfke ışıltısı kaldı 
gözlerimizin yorgun sularında 
yaşamak bir inat oldu artık 
yaşamak bir direnme oldu zulme 

Ve işte devrildi yine kıl çadırlar 
göç başladı bir acıdan bin acıya 
Geride akşamın küllenen ateşi 
ve susturulmuş çocuk sevinçleri kaldı   

AHMET TELLİ
 
(Su Çürüdü)

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.401
  • 6.353
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.401
  • 6.353
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 07 Haz 2011 09:15:48
TAM ZAMANINDA

Yemek de boş içmek de, hatta yeri gelmeden sevişmek de.
Tam zamanında öpmelisin mesela güzel gözlünü,
Tam zamanında söylemelisin sevdiğini gözlerinin içine baka baka.

Bisikletinin gidonunu Tam zamanında çevirmelisin düşmemek için.
Tam zamanında frene basmalı, Tam zamanında yola koyulmalısın.
Tam zamanında okşamalısın başını o üzüm gözlü çocuğun,
Hıçkırıklar tam dizilmişken boğazına, tam ağlamak üzereyken.
Tam zamanında koymalısın elini omzuna, en sevdiğin dostunun babası öldüğünde.
Tam zamanında tutmalısın düşerken üç yaşındaki sehpaya tutunan çocuk.
Tam zamanında acımalı yüreğin Afyon'da Hasan Ağabey' in evi yıkılınca başına,
Evsiz kalınca çoluk çocuk ki uzatasın elini bir parça.
Tam zamanında açmalısın kapını, hayatına girmek isteyenlere.
Tam zamanında çıkarmalısın sevginden şımarmaya başlayanları.
Tam zamanında affetmelisin kardeşini biliyorsan yüreğinde kötülük olmadığını.
Seni gecenin üçünde arayıp da kafasının iyi olduğunu söylediğinde.
Tam zamanında öğretmelisin oğluna gerekiyorsa yumruk atmayı tam burnunun üstüne tiksinmeden pisliğinden, yukarı mahallenin sümüklü bebesi misketlerini zorla almaya çalışırsa.
Tam zamanında bağırmalısın acıyınca bir yerin.
Tam zamanında gülmelisin Kemal Sunal küfür edince filmin bir yerinde.
Tam zamanında yatmalısın yola çıkacaksan ertesi gün
Ve arabayı kullanan sensen sana emanetse çoluk çocuk Ve kendin.
Tam zamanında bırakmalısın içmeyi son kadeh bozacaksa seni,
Ve üzeceksen birilerini, ertesi gün hatırlamayacaksan.
Tam zamanında ayrılmalısın misafirliklerden.
Tam zamanında konuşmalı
Tam zamanında şarkı söylemeli
Tam zamanında susmalısın.
Tam zamanında terk etmelisin gerekiyorsa annenin babanın evini,
Tam zamanında başka bir şehre gidip ayaklarının üzerinde durmaya çalışmalısın.
Tam zamanında dönmelisin memleketine.
Tam zamanında için titremeli, tam zamanında aşık olmalı
Deli gibi sevmelisin güzel gözlünü.
Tam zamanında toplamalısın oltanı belki de seni şampiyon yapacak
En büyük balığı kaçırmadan.
Tam zamanında yaşlandığını hissetmeli
Tam zamanında ölmelisin.
Iskalamak istemiyorsan hayatı.
Haydi şimdi kalk bakalım. Silkin şöyle bir,
At üzerinden hayatın yorgunluğunu,
Vakit zannettiğinden daha az
Haydi kalk bakalım,
Şimdi YAŞAMAK ZAMANI.....

Can YÜCEL

Çevrimdışı rukiyesevik

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.910
  • 9.770
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.910
  • 9.770
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 07 Haz 2011 10:21:37
HERŞEY SENDE GİZLİ

Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;

Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,

Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...
                                                         CAN YÜCEL

Çevrimdışı gokseldeniz34

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.877
  • 3.719
  • 2.877
  • 3.719
# 07 Haz 2011 11:02:34
 

ELLERİN AVUCUMDA İKİ ATEŞ DAMLASI

Çiçeğinde yeni yeni kamaşan zerdalisi ömrümün,
gülüşümde çekirdeği sertleşmemiş ilk çağlam,
kızım benim, nazım benim,
gurbetelde sazım benim,
yalazlanmış can tanem,
körpe dalım bir tanem..
Sisini gözlerimin, içimdeki dumanı
seziverdin de sanki
acılandın uykunda,
sızlandın huysuzlandın..
Dudakların kurumuş, ter içindesin yavrum!
Kolsuz kanatsız kalmış
geceden beri başucundayım..
Çırpınarak anlamını arayan binlerce sözcük
kabukları koparılmış yaralar gibi
uğulduyor beynimde..
itiraf etmeliyim ki yavrum
çekip gitse de bir bir
ekmeğe, özgürlüğe,  insanlık ve hayata dair
içimi dişleyen düşünceler,
senin bir gülücüğün şimdi
yaşamam için bana yeter.
Geceden beri başucundayım..
İşte, sabaha dayandı gün!
Aşsız, işsiz, kuruşsuz
bir ıssız bayırdayım.
Bebeğim, canımın kıvırcığı,
boranda fırtınada sürgün  vermiş tomurcuk,
üzüm tanem, nar tanem,
acar yanım, bir tanem..
Kim kime, dum duma bir tufandayız;
günlerin ağzında kara bir gül
dikenleri tenimize dayanmış;
ürkütülmüş, sarılmış, acıyla sınanmışız..
İnim inim uykunda nasıl da yalnız
yanıyor yüzün yavrum,
yüreciğin kaşlarında tütüyor,
ellerin avcumda iki ateş damlası,
tutuşmuş rüyaların, sesin duyulmaz,
kendi kollarımızdan başka
saranımız yok bizim..
Yazım benim, güzüm benim,
yemin olmuş sözüm benim;
sana kuş bulmalıyım
sana düş bulmalıyım
gidip iş bulmalıyım..
Koynunda çırpınırken böyle çaresiz
kahrınla tanıştırdın bizi ey hayat
zehrinle tanıştırdın;
alışılmaz bildiğimiz nefrete alıştırdın!
Onurumuz:
senin için sakladığım tek servetim bu yavrum;
süt olmaz, aş olmaz, iş olmaz onurumuz..
sızım benim, gizim benim,
gurbetelde izim benim;
ateş almış taş altında kalmışız,
gün olur hesabını sorarız elbet.

Nihat BEHRAM

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 07 Haz 2011 12:21:13
İLK YAZ

Ah, kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya
Kalın fırçalarını kullanarak geçiyorlar
Evler çocuklar mezarlar çizerek dünyaya
Yitenler olduğu görülüyor bir türküyü açtılar mı
Bakıp kapatıyorlar
Geceye giriyor türküler ve ince şeyler
Memelerinde biraz irin, biraz balık ve biraz gözyaşı
Bir dev oluyorsun deniz deniz deniz
Sisin dere ağızlarından sokulup akşamları
Fındıklarımızı basıyor
Neyleriz kararan tomurcukları
Çocuklarımıza yalvarıyoruz: Aç durun biraz
Tecimenlere yalvarıyoruz:
Bir "Hotel" bir gizli evlenme az çiziniz
Bir banka az çiziniz bir yalvarma
Bizden size ve sizden dışardakilere
Karılarımızı yolluyoruz tırnaklarını kesmeye ve demeye
-Evet efendim-
Çocuklarımızı yolluyoruz dilenmeye
Bizler gidiyoruz yatağımız tanrıya emanet
Yazların motorlu çingeneleri
Ah, kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya
Baba evleri,
ilk kez girilen ırmağa dönüş
Toprağa tutku, kendinden dolayı
Kulaklarımızı tıkıyoruz: Para para para
Kulaklarımızı açıyoruz: Kavga kavga kavga
Sorar belki biri: Kavga ama neden kavga
Komşumuza sonsuz balta, karımıza yumruklar içinde
-Bilmiyoruz neden kavga.
Sonra kasabanın cezaevinde
Silgimizi göz önüne yerleştiriyoruz
Günlerimiz iterek genişletiyoruz
Yer açıyoruz karılarımızı düşünmeye
Bizsiz geçen menevşeyi düşünmeye

Durup ince şeyleri anlatmaya
Kimselerin vakti olmasa da
Okulların kadın öğretmencikleri
Tatil günlerini çoğaltsalar da
Kutsal nemiz varsa onun adına
Gözlerimiz için bağlar dokusalar da
Birikimler ve çizgiler gitgide gitgide
Açmaya ilkyaz çiçekleri
Bir gün birileri öte geçelerden
Islık çalar yanıt veririz

GÜLTEN AKIN

Çevrimdışı yiğidoğ

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 43
  • 363
  • 43
  • 363
# 07 Haz 2011 13:27:37
Şaşırdım Kaldım İşte

Sözde, senden kaçıyorum dolu dizgin atlarla..
Bazen sessiz sedasız ipekten kanatlarla..

Ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla..
Karşıma çıkıyorsun en serin imbatlarla..

Adını yazıyorsun bulduğun fırsatlarla..
Yüreğimin başına noktalarla.. Hatlarla..

Başbaşa kalıyorum sonunda heyhatlarla..
Sözde, senden kaçıyorum doludizgin atlarla.

Ne olur bir gün beni kapında olsun dinle..
Öldür bendeki beni..
..Sonra dirilt kendinle!

Çarpsan karasevdayı en azından yüzbinle..
Nasıl bağlandığımı anlarsın kemendinle..
Kaç defa çıkıp gittim buralardan yeminle..
Ama her defasında geri döndüm SENİNLE..

Hangi düğüm çözülür.. Nazla.. Sitemle.. Kinle..
Ne olur bir gün beni, kapında olsun dinle..

Şaşırdım kaldım işte, bilmem ki n'emsin..?
Sultanımsın susunca, konuşunca kölemsin..
Eksilmeyen çilemsin..
Orada ufuk çizgim, burda yanım yöremsin..
Beni ruh gibi saran sonsuzluk dairemsin..

Çâresizim.. Çâremsin..

Şaşırdım kaldım işte bilmem ki neyimsin...
 

Yavuz Bülent Bakiler
 

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.555
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.555
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 07 Haz 2011 13:33:59
Anlatamıyorum

Ağlasam,Sesimi duyar mısınız mısralarımda?
Dokunabilir misiniz gözyaşlarıma ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların  bu kadar güzel
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu,
Bu derde düşmeden önce
Bir yer var, biliyorum.
Her şeyi söylemek mümkün,
Epeyce yaklaşmışım,
Duyuyorum,
Anlatamıyorum..

Orhan Veli

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK