Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı eylulada1

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.164
  • 47.321
  • 4.164
  • 47.321
# 29 Haz 2011 00:13:35
         Budur Benim Çabam
Budur benim çabam,
bu :
adanmak özlem
çekerek dolaşmaya
günler boyu.
Güçlenip genişlemek
derken,
binlerce kök salarak
kavramak hayatı
derinden-
ve ortasından geçerek
acının,
olgunlaşmak hayatın
ta ötesinde,
ta ötesinde zamanın!
Raimer Maria Rilke / Çeviri.A.Turan Oflazoğlu

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 29 Haz 2011 00:37:54
BAYRAM


Âfâk bütün hande, cihan başka cihandır;

Bayram ne kadar hoş, ne şetâretli zamandır!


Bayramda güler çehre-i mâ'sûm-i sabâvet,

Ümmîd çocuk sûret-i sâfında ıyandır



Her cebhede bir nûr-i mücerred lemeânda;

Her dîdede bir rûh demâdem cevelândır.



Âlâm-ı hayâtın iki kat büktüğü ecsâd

Feyzindeki te'sîr ile âsûde revandır.



Ferdâ-yı sükûn perveridir sâl-i cidâlin,

Nevmîd düşen kalbe ümîd-âver-i candır.



Heycâ-yi maîşetteki feryâd-ı mehîbin

Dünyâda biraz dindiği an varsa bu andır.



Subhunda bahârın şu sabâhat bulunur mu?

Bak çehre-i gabrâya: Nasıl şen, ne civandır!



Her sînede bir kalb-i meserret darabanda,

Her kalbde bir âlem-i eşvâk nihandır.



Raksân oluyor cünbüş-i dûşiyle anâsır,

Gûya ki bütün sadr-ı zemin pür-galeyandır.



Eşbahı da cûşân ediyor feyz-i mübîni,

Yâ Rab bu nasıl rûh-i avâlim-sereyandır!



Bayramda gelir yâ da ne hoş hâtıralar ki:

Bin ömre verilmez, o kadar kadri girandır,


Iydin bana dâim görünür levh-i kerîmi:

Mâzî-i tufûliyyetimin yâd-ı besîmi.


Birinci gün hava bir parça nâ-müsâiddi;

İkinci gün açılıp, sonra pek güzel gitti.



Dedim ki: 'Fâtih'e çıksam yavaşça, bir yanda

Durup o âlemi seyreylesem de meydanda,



Ziyâret etsem ehibbâyı sonradan... Hoş olur.

Bütün gün evde oturmak ne olsa pek boştur. '



Bu arzû-yi tenezzüh gelince, artık ben

Durur muyum? Ne gezer! Fırladım hemen evden.



Gelin de bayramı Fâtih'te seyredin, zirâ

Hayâle, hâtıra sığmaz o herc ü merc-i safâ,



Kucakta gezdirilen bir karış çocuklardan

Tutun da, tâ dedemiz demlerinden arta kalan,



Asırlar ölçüsü boy boy asâli nesle kadar,

Büyük küçük bütün efrâd-i belde, hepsi de var!



Adım başında kurulmuş beşik salıncaklar,

İçinde darbuka, teflerle zilli şakşaklar,



Biraz gidin; Kocaman bir çadır... Önünde bütün,

Çoluk çocuk birer onluk verip de girmek için



Nöbetle bekleşiyorlar. Acep içinde ne var?

'Caponya'dan gelen insan suratlı bir canavar! '



Geçin: sırayla çadırlar. Önünde her birinin.

Diyor: 'Kuzum, girecek varsa durmasın girsin.'



Bağırmadan sesi bitmiş ayaklı bir îlân,

'Alın gözüm buna derler...' sadâsı her yandan.



Alettirikçilerin keyfi pek yolunda hele:

Gelen yapışmada bir mutlaka o saplı tele.



Terazilerden adam eksik olmuyor; birisi

İnince binmede artık onun da hemşerisi:



'Hak okka çünkü bu kantar... Frenk îcâdı gıram

Değil! Diremleri dörtyüz, hesapta şaşmaz adam.'



- Muhallebim ne de kaymak!

- Şifalıdır macun!

- Simit mi istedin ağa?

- Yokmuş onluğun, dursun.



O başta: Kuşkunu kopmuş eğerli düldüller,

Bu başta: Paldimi düşmüş semerli bülbüller!



Baloncular, hacıyatmazlar, fırıldaklar,

Horoz şekerleri, civ civ öten oyuncaklar;



Sağında atlıkarınca, solunda tahtırevan

Önünde bir sürü çekçek, tepende çifte kolan



Öbek öbek yere çökmüş kömür çeken develer...

Ferâğ-ı bâl ile birden geviş getirmedeler.



Koşan, gezen, oturan, mâniler düzüp çağıran.

Davullu zurnalı 'dans' eyliyen, coşup bağıran,



Bu kâinât-ı sürûrun içinde gezdikçe,

Çocukların tarafındaydı en çok eğlence,



Güzelce süslenerek dest-i nâz-ı mâderle;

Birer çiçek gibi nevvâr olan bebeklerle



Gelirdi safha-i mevvâc-ı ıyde başka hayât...

Bütün sürûr u şetâretti gördüğüm harekât!



Onar parayla biraz sallandırdılar... Derken,

Dururdu 'Yandı! ' sadâsıyle türküler birden,



- Ayol, demin daha yanmıştı a! Herif sen de,

- Peki kızım, azıcık fazla sallarım ben de.



'Deniz dalgasız olmaz

Gönül sevdasız olmaz

Yâri güzel olanın

Başı belâsız olmaz!

Haydindi mini mini maşallah

Kavuşuruz inşallah...'



Fakat bu levha-i handâna karşı, pek yaşlı,

Bir ihtiyar kadının koltuğunda gür kaşlı,



Uzunca saçlı güzel bir kız ağlayıp duruyor.

Gelen geçen 'Bu niçin ağlıyor? ' deyip soruyor.



- Yetim ayol... Bana evlâd belâsıdır bu acı

Çocuk değil mi? 'Salıncak' diyor...

- Salıncakçı!


Kuzum, biraz da bu binsin... Ne var sevâbına say...

Yetim sevindirenin ömrü çok olur...

- Hay hay!


Hemen o kız da salıncakçının mürüvvetine

Katıldı ağlamıyan kızların şetâretine.


MEHMET AKİF ERSOY
 

 
 
 

Çevrimdışı thefalcon

  • Uzman Üye
  • *****
  • 260
  • 1.109
  • 260
  • 1.109
# 29 Haz 2011 10:34:31
Güneş altında söylenmedik söz yokmuş...
Bu yüzden geceleri söylüyorum sevdiğimi...
Ne gece, ne gündüz yokmuş söylenmemiş söz...
Ben de söylenmişleri söylüyorum yeni biçimde...
Hiç bir biçim kalmamış dünyada denenmedik...
...Ben de susuyorum sevgimi saklayıp içimde...
Duyuyorsun değil mi suskunluğumu nasıl haykırıyor...
Susarak sevgisini ilan eden çok var sevgilim...
Ama bir başka seven yok benim sustuğum biçimde...


A. Nesin

Çevrimdışı thefalcon

  • Uzman Üye
  • *****
  • 260
  • 1.109
  • 260
  • 1.109
# 29 Haz 2011 10:36:16
GEL!!

Hiçkimse kalmıyor düştüğü yerde
Gönüle düşende kalkıp gidiyor!..
Hiçbirşey durmuyor kendi yerinde
Bir yaprak bile sanki huzursuz
Ne dalında nede düştüğü yerde
...

İnsan nekadar çok sevdiğini
Yar giderken anlıyor,ne fayda
Bana bende saklı senli duygular
Alıp başını gittiğinde anlıyor
Ve öyle sevmişimki ben seni
Kaybet kaybet bitmiyor


Öyle çok özledimki bilemezsin
Suyum hazır soframda,tuzum hazır
Ey mübarek gel be hadi bekletme
Bu zengin soframın eksiği neyse
İşte onun kadar özledim seni


Öyle bir karanlığın içindeyimki
Güneş bana küskün ay bana dargın
Hayal nedir,gerçek nedir çözemiyorum
Senin orduların var düşüncelerden
Sabah olunca saldırıyor beynime
Gel hepsinden önce uyandır beni
Rüyalarım uyandırıyor kabuslarımdan!..


[ Lorentz Mayda ]

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.401
  • 6.353
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.401
  • 6.353
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 29 Haz 2011 11:37:23
Nazlı Ceylan

Aydınlanmaz oldu sensiz geceler
Sabaha karanlık çöktü nerdesin
Hasretin ok gibi bağrımı deler
Ayrılık belimi büktü nerdesin

Ey nazlı ceylanım
Ey gönül sultanım
Kalmadı dermanım
Nerdesin canım...

Hasretin kör düğüm cana dolaşık
Bu cevr-i cefaya neylesin aşık
Yok mu merhametin yok mu bir ışık

Ey nazlı ceylanım
Ey gönül sultanım
Kalmadı dermanım
Nerdesin canım...

Yıllar hayalimi yıktı nerdesin

Uğur Işılak

Çevrimdışı AKSA

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.564
  • 2.847
  • 1.564
  • 2.847
# 29 Haz 2011 11:51:39
       ACILARA  TUTUNMAK

Acı çekmek özgürlükse
Özgürdük ikimiz de
O, yuvasız çalıkuşu
Bense kafeste kanarya
O, dolaşmış daldan dala
Savurmuş yüreğini
Ben bölmüşüm yüreğimi
Başkaldıran dizelere
Kavuşmak özgürlükse
özgürdük ikimiz de
elleri çığlık çığlık
yanyana iki dünya
ikimiz iki dağdan
iki hırçın su gibi
akıp gelmiştik
buluşmuştuk bir kavşakta
unutmuştuk ayrılığı
yok saymıştık özlemeyi
şarkımıza dalmıştık
mutluluk mavi çocuk
oynardı bahçemizde
aramakmış oysa sevmek
özlemekmiş oysa sevmek
bulup bulup yitirmekmiş
düşsel bir oyuncağı
yalanmış hepsi yalan
sevmek diye bir şey vardı
sevmek diye bir şey yokmuş
Acı çektim günlerce
Acı çektim susarak
Şu kısacık konutlukta
Deprem kargaşasında
Yaşadım bir kaç bin yıl
Acılara tutunarak
Acı çekmek özgürlükse
Özgürüz ikimizde
acılardan artakalan
işte o bakışlarmış
kuğu diye gözlerimde
gün batımı bulutlarmış
yalanmış hepsi yalan
savrulup gitmek varmış
ayrı yörüngelerde...
 
                        Hasan Hüseyin Korkmazgil
 
 
 

Çevrimdışı yiğidoğ

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 43
  • 363
  • 43
  • 363
# 29 Haz 2011 12:34:45
   
    ÇOCUKLARIM

 Sizi yoklama defterinden öğrenmedim
Haylaz çocuklarım
Sınıfın en devamsızını
Bir sinema dönüşü tanıdım
Koltuğunda satılmamış gazeteler
Dumanlı bir salonda
Kendime göre karşılarken akşamı
Nane şekeri uzattı en tembeliniz
Götürmek istedi küfesinde
Elimdeki ıspanak demetini
En dalgını sınıfın
Çoğunuz semtine uğramaz oldu okulun
Palto ayakkabı yüzünden
Kiminiz limon satar Balıkpazarı'nda
Kiminiz Tahtakale'de çaycılık eder
Biz inceleyeduralım aç tavuk hesabı
Tereyağındaki vitamini
Kalorisini taze yumurtanın
Karşılıklı neler öğrenmedik sınıfta
Çevresini ölçtük dünyanın
Hesapladık yıldızların uzaklığını
Orta Asya'dan konuştuk
Laf kıtlığında
Birlikte neler düşünmedik
Burnumuzun dibindekini görmeden
Bulutlara mı karışmadık
Güz rüzgarlarında dokulmuş
Hasta yapraklara mı üzülmedik
Serçelere mi acımadık kış günlerinde
Kendimizi unutarak

 RIFAT ILGA

Çevrimdışı nurdan81

  • Uzman Üye
  • *****
  • 705
  • 2.728
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 705
  • 2.728
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 29 Haz 2011 16:39:16
Sen Benim 17 Yaşımsın

Sen benim 17 yaşımsın
Deli çağımsın
Sen benim ayakkabımın arkasına ilk basışımsın
İlk cigaram, ilk ıslığım, ilk kızgınlığım, ilk aldanışımsın.
Sen benim ilk ütülü gömleğim
İlk şiirim,ilk kavgam, yaşamı ilk fark edişimsin.
Sen benim 17 yaşımsın…
Yazlık sinemanın kapısında, saçları taralı bir oğlan
Cebimde iki gazoz parası,
Gönlüne tarifsiz rüzgarlar dolar
İki film bu akşam
Birinde Yılmaz Güney oynuyor
Birinde Fikret Hakan
Bak Suat Sayın söylüyor cızırtılı plaktan
‘Rüyadır gördüğüm bütün ümitler,
Gözlerin beni perişan eyler,
Aşk masalında şarkılar söyler,
Beni hülyalara salan gözlerin.’
Yazlık sinemanın kapısında, saçları taralı bir oğlan;
Bir külah çekirdeği
Mangal gibi yüreği var bilesin!..
Sen benim 17 yaşımsın
Deli çağımsın, aynaya ilk bakışımsın
Babamla ilk kavgam, evden ilk kaçışımsın.
Serçeleri sevdimse senden
Minibüslerde muavinlik ettiysem,
‘Bir teselli veri’ dinlediysem Orhan babadan
Emirgan`da çay içtiysem
Tophane’de sabahçı kahvelerini öğrendiysem
Nerden bildiysem şiirlerini Ümit Yaşar’ın
Pazar sabahları kapının önünden geçtiysem
İçimde kıpır kıpır bu soğuk meltem
Sen benim 17 yaşımsın
Okulu ilk asışım, ilk kez birine gümüş kolye alışım
Sen benim ilk sakarlığım, ilk tuhaflığım
İlk yakalanışımsın…
Sen benim 17 yaşımsın
Mahallenin delikanlısı, elleri ceplerinde,
Dudağında ıslığı, başında kavak yelleri,
Şarkılar mırıldanıyor;
‘Zalimin zulmü varsa, sevenin Allah’ı var’ yeni çalıyor
Kırk beşlik plaklarda
Hayri Şahin ortalığı kavuruyor.
Mahallenin delikanlısı, cebinde iki gazoz parası
Yüreğinde bir pıtırtı
Alışmaya çalışıyor, sana alışmaya…
Akşamları işportaya çıkıyor
Bir defter, bir kalem, bir çakı alana
Aynayı bedava veriyor
Yani günler geçiyor 17 yaşının bütün tadıyla
Sen benim 17 yaşımsın; deli çağımsın
İlk maça gidişim, Cemil Turan’ı ilk seyredişim
İlk sevincimsin
Ben anamın muskasını nasıl astıysam göğsüme,
Öyle güvendiğimsin…
Sabahları eskici geçiyor kapıdan
Karşı komşu Nazile teyze ekmek istiyor bakkaldan
Çocuklar top oynuyor mahallenin arsasında
Bir bakıyorum cama da iki güvercin konuyor,iyi mi
Her şey güzel oluyor,
Bu hengame nasıl yakışıyorsa İstanbul’a
Bana da aşk öyle yakışıyor…
Anam:’Koş kapa’ diyor muslukları
Üç gündür akmayan sular geliyor
Ben 17 yaşındayım
Hayat benden yana duruyor…
Sen benim 17 yaşımsın
Deli çağımsın,ayakkabılarımın arkasına ilk basışımsın
İlk cigaram, ilk kızgınlığım, ilk aldanışımsın,
Sen benim ilk ütülü beyaz gömleğim,
İlk şiirim, ilk kavgam, yaşamı ilk fark edişimsin
Sen benim 17 yaşımsın!
Sen benim, sen benim, sen benimsin
Sen benim, her şeyimsin…
Hiçbir şeyimsin, hiçbir şeyimsin


 İbrahim SADRİ

Çevrimdışı muhars

  • Uzman Üye
  • *****
  • 531
  • 3.605
  • 531
  • 3.605
# 29 Haz 2011 18:40:45
  HEPİNİZİN OLSUN BU ŞİİR   :D

rüzgâr etekli geçin çocuklar gözlerimden
geçin kısa pantolon boy boy oyun oyun
şakacıktan oyuncuktan olsun razıyım dünden
ba-ba deyin çığlık çığlığa önümde durun

pamuk ellerinizle boynuma tırmanın dizlerimden
karıştırın ceplerimi yüzünüzü sakalıma sürün
ağlamıyorum kokunuz kaçtı da gözlerime o yüzden
öpeyim gıdığınızı hadi katıla katıla gülün

                                                   Ocak - Nisan 1985
                                                   Nevzat Çelik

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.557
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.557
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 29 Haz 2011 19:14:33
 
Bir Kadını Beklemek

Bir kadının bana gelecek olması, bir rüzgarı geçerek
Bir şarkıyı geçerek, saçlarının uçuşunda
Bir kadının bana gelecek olması, bir ömür geçecek

Aşkın buruk tadında, buluşması iki yalnızlığın
Bir akşamı geçecek

Belki de dağılan sesleri hüznün ve akşamın
belki de
Bir kadını geçecek

Bir kadını bekliyorum
Eteklerini ve saçlarını uçurarak gelecek...

Ataol Behramoğlu
 

Çevrimdışı nurdan81

  • Uzman Üye
  • *****
  • 705
  • 2.728
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 705
  • 2.728
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 29 Haz 2011 19:17:24
Gözlerinde Müebbeti İstiyorum

Gözlerinde müebbeti istiyorum
En acımasız mahkemelerde yargılasınlar beni.
Bedenimden yüreğimi söküp
Yüreğinde nefes almak olsun suçum.
Son isteğim;
Darağacım, yıldızların düştüğü
Saçlarının tellerinden örülsün.
Yüreğinde ölmeyi istiyorum.
Baharları mevsimlerden çalıp
Gözlerine doldurmakla suçlasınlar beni.
İnfazım, gözyaşlarında son bulsun

Çıplak yüreğime,
Gözyaşlarının umut zincirlerini geçirsinler.
Aldığım her nefes sevdana olsun.
Gözlerinin güneş gibi düştüğü
Gönül mapusluğunda,
Ömür boyu yüreğinin müebbetini istiyorum.

Gülüşlerinde erimeyi istiyorum.
Yağmurların sadece gözyaşında saklı olduğu
Güneşin, hep gülüşlerinde solduğu
Bir ceza istiyorum.
İnfazım, gözlerinde yavaş yavaş erimek olsun.

Avuçlarında solmayı diliyorum.
Ömrümden vazgeçip,
Senin gözlerine firardan yargılanayım.
Susma hakkımı kullanıp,
Gözlerinde müebbeti istiyorum

İsmail SARIGENE

Çevrimdışı gokseldeniz34

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.877
  • 3.719
  • 2.877
  • 3.719
# 29 Haz 2011 19:45:47
DOĞUM

Anası bir oğlancık doğurdu bana;
kaşsız, sarı bir oğlan,
masmavi kundağında yatan
bir nur topu, üç kilo ağırlığında.

Benim oğlan
       dünyaya geldiği zaman,
çocuklar doğdu Korede,
sarı ay çiçeğine benziyorlardı.
Makartır kesti onları,
gittiler ana sütüne bile doymadan
Benim oğlan
            dünyaya geldiği zaman,
çocuklar doğdu Yunan zindanlarında,
babaları kurşuna dizilmiş.
Bu dünyada ilk görülecek şey diye
   demir parmaklığı gördüler.

Benim oğlan
            dünyaya geldiği zaman
çocuklar doğdu Anadoluda,
mavi gözlü, kara gözlü, elâ gözlü bebeklerdi.
Bitlendiler doğar doğmaz
kim bilir kaçı sağ kalır mucize kabilinden.
Benim oğlan
            benim yaşıma bastığı zaman,
ben bu dünyada olmıyacağım,
ama harikulâde bir beşik olacak dünya,
siyah,
       beyaz,
              sarı
bütün çocukları
       sallıyan
mavi atlas döşekli bir beşik.

NAZIM HİKMET

Çevrimdışı mavi ada ılgını

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.970
  • 8.709
  • 1.970
  • 8.709
# 29 Haz 2011 20:06:14
Dilimin altında özlem var
Ve karışık bir dua
Boğulmuş anılar
Seni getiremez bana
Şiirler bana seni getiremez
Ne de bir yazdan kalan kırıntılar
Bir taş olabilseydim
Uyku ya da rüzgar
İlkbahar yine gelecek
Belki yine mutlu olurum
Bir dilsizin şarkısına benzeyecek
Senden sonra mutluluğum

Ataol BEHRAMOĞLU

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.275
  • 16.913
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.275
  • 16.913
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 29 Haz 2011 20:10:51
Giden Sevgilinin Arkasından

O kadar zaman olduki sen gideli..
Biz biteli..
Zaman çabuk geçti..
Alışalıda çok ol…du..
Bitti demeye bile alıştım artık.. Bendede bitti o bitti diyebiliyorum canım yanmıyor pek..
Ama hala yüreğimde bir yerlerdesin..
Saklı köşelerimde..
Kimselerin bilmediği en içimde..
Yeniden sevmek için uğraşmalarım başkalarıyla denemelerim..
Senden sonra o kadar değiştimki..
Sevemedim belki ama dedim ya alıştım çoktan yokluğuna..

Bittiğinin ve bir daha asla olmayacağının bilincindeyim artık..
Uzunca bir zamandırda görmüyorum seni..
Epey oldu..
Ama hala aklımda yüzün..
Gözlerin.. Bakışların..
Sana dair herşey kısaca..
Unutmadım hatırımdasın hala..
Ve düşünüyorum eskisi kadar sık olmasada arada..
Nerdedir kim bilir.. Kimledir..
Nasıldır iyi midir..
Mutlu mudur acaba..
Yada yeni birisi var mıdır hayatında..
Hiç geliyor muyumdur aklına..
Oda düşünor mudur beni azda olsa..
Seni ve sana dair herşeyi merak ediyorum şimdi..
Eskiden her saniyeni bilirken şimdi nerdesin onu bile bilmiyorum..
Ve bu bazen canımı acıtıyor doğrusu..
Bilirsin dürüsttüm hep..
Unuttun mu diye sordun hayır diyebildim tüm sevgimle unutamamışlığımla..
Daha ne kadar sürecek bu dedin ölene kadar demek yerine bilmiyorum dedim..
Bilirsin işte sende sana karşı hep dürüst olmayı seçtim..
Şimdide söylüyorum..
Canım hala yanıyor eskisi kadar çok olmasada..
Hala aklımdasın zaman zamanda olsa..
Mutluyum ama bir anda tadım kaçabiliyor aklımda sen olunca..
Birde dedm ya merak ediyorum ister istemez içinde sen geçen herşeyde birazda..

(alıntı)

Çevrimdışı TugraÖzyıldız

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.275
  • 16.913
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 10.275
  • 16.913
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 29 Haz 2011 20:11:41
Aklım takıldı!

Bir şey diyeceğim!

Yok, yok demeyeceğim!

Vazgeçeceğim!

Aslında başka bir şeydi söylemek istediğim.
Yazdım, sildim…
Yazdım, sildim…

Seni düşünüyorum ne yalan söyleyeyim. Ama sorsan söylemem! Sen anla! Hisset ya da.

Yormak istemiyorum artık hiç kimseyi. Yorgunum zira! Yeniden kurasım yok hiç, aşka dair cümleler. Kelimeleri yan yana getiresim yok bir de, kendimi anlatmak için.
Sen anla!


Konuşmak istemiyorum kısaca. Konuşacak ne var ki? Benim sana gelene kadar ne yaptığım mı, senin bana gelene kadar ne yaşadığın mı?
Saçma!

Ne geçmişe aidim artık ne de geleceğe ve kaçırmak istemiyorum şu anı da, olmuşların, bitmişlerin, gelmişlerin, geçmişlerin laf kalabalığında. Olacakların, biteceklerin ve geleceklerin kurgusunda ya da…

Ama şimdi burada, seni düşünüyorum ne yalan söyleyeyim. Ama sorsan söylemem! Sen anla!

Ne şu andan öncesi ne şu andan sonrası… Dedim ya; bir tek şu an’ın ciddiyetindeyim.

Hayallerim yok sana uzun uzun anlatabileceğim ama çok istersen kurarım tabi senin için ve illâ merak ediyorsan hatırlarım elbet canımın yanmışlığını da zira unutmuş değilim.

Ruhumda dikiş izlerim…

Yeni bir alfabe arıyorum konuşabilmek için! Hiç söylenmemiş sözler duymaya ihtiyacım var, ve belki yeniden cümleler kurmaya ihtiyacım var, yetmiyor bildiklerim.

Şimdilik, baş edilir gibi değil içime çekilmişliğim…

Sözlerini duyuyorum; düşüncemi zorlayan, aklımı sana uçuran. Her anlamaya çalıştığımda merak edilen oluyorsun. Anlamak istemiyorum merak etmekten korktuğum için!

Yoksa buradayım yani, yörüngendeyim.

Masallar tadındayım… Zehirli elma hevesindeyim! Bul beni! Lakin ne soru istiyor canım ne cevap. Ne bir beklentim var ne de bir söz verebilirim.

Bulursan, sadece bulduğuna sevineceğim! Ve eğer geleceksen, seni burada bekleyeceğim.

Ama ben sana, gün dünü unutmadıkça ve beyaz sayfalar gibi olmadıkça ruhum, gelmeyeceğim…

Özür dilerim bu kadar yorgun olduğum için!

(alıntı)

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK