Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.551
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.551
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 10 Ağu 2011 23:35:03
TESTİ

Dolu bir testiydim ben,
Başaşağı ettiniz beni;
Eh, boşalıverdim derken...
İyi mi ettiniz yani?

Sevgiler vardı içimde
Ezgiler vardı, iyilikler...
Boşaltıverdiniz, hem de
Düşürüp kırmaktan beter.

Hoş, yine bir testiyim ben,
Yine varım ama bomboş.

Ahmet Muhip DRANAS


Çevrimdışı erdogansancı

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.167
  • 3.525
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.167
  • 3.525
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 10 Ağu 2011 23:39:38
Eğitim, Eğitim Yine Eğitim

İnsanın orunlu* olması için,
Eğitim, eğitim yine eğitim!
Yaşamını bir güzel sürmesi için,
Eğitim, eğitim yine eğitim!

Karanlığı kov ki aydınlık olsun,
Erinç, gönenç ile mutluluk dolsun,
Yalandan sıyrılıp doğruluk olsun,
Eğitim, eğitim yine eğitim!

Öğreten insana köle olmalı,
İnsanlık için bilgiyle dolmalı,
İyi, doğru ve güzeli bulmalı,
Eğitim, eğitim yine eğitim!

Eğitim olmazsa çıkar yol olmaz,
Ne çare bulunur ne yara onmaz,
Sayarsın yerinde, ilerlemek olmaz,
Eğitim, eğitim yine eğitim!

Eğitilen insan aranan olur,
Çalışır, boş durmaz, üretken olur,
Engeller kaybolur, dümdüz yol olur,
Eğitim, eğitim yine eğitim!

Her yaşta eğitenin yanında ol,
Bilgisiz kalmayıp, bilgi ile dol,
Erime, başarıya kavuşturan yol,
Eğitim, eğitim yine eğitim!

Şahinim der eğitim sağlıklı yoldur,
Boş durma, dimağın bilgiyle doldur,
Ol bilinçli yurttaş, gerisi kuldur,
Eğitim, eğitim yine eğitim!

Çevrimdışı bilaldikici

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.512
  • 57.274
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 11 Ağu 2011 00:07:02
Ayaklarımın altından geçiyor bir deniz bir deniz
Beni onun gözleri çağırıyor duramam, duramam
Benim gözlerim yeşildir ah... onun gözleri kara
Ben günah kadar beyazım, o tevbe kadar kara
 
Sezai Karakoç

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 11 Ağu 2011 00:42:48
Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme
Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme

Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı
Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme

Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme

Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için
Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme

Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme

Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme

Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme

Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme

Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme

Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize
O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme

Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle
Huzurumu bozuyorsun sen mavediyorsun etme

Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme

İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme
 
Mevlana Celaleddin Rumi
 

Çevrimdışı boran_12

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.441
  • 4.108
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.441
  • 4.108
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 11 Ağu 2011 00:50:39
Affınıza sığınarak "zalim09" ve diğer bütün öğretmenlerim...

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı muhars

  • Uzman Üye
  • *****
  • 531
  • 3.605
  • 531
  • 3.605
# 11 Ağu 2011 01:55:34
       HESAP VER

Hele bir düşün ki gözümün nuru
Bu kadar parayı sana kim verdi
Bazı fukaraya bulma kusuru
Mesti kundurayı sana kim verdi

Anadan doğunca kürkün var mıydı
Uryan gelmedin de borcun var mıydı
Torba torba mecidiyen var mıydı
Tükenmez parayı sana kim verdi

Kuş tüyü döşekte yattın uzandın
Haftada bir çeşit geydin özendin
Aferin aklına sen mi kazandın
Şu tompu tarlayı sana kim verdi

Dinle Ruhsatiyi ne deyem sana
Sana bir öğüttür sanma ki çene
Çalışmayla verse verirdi bana
Bu köşkü sarayı sana kim verdi

                                            Ruhsati

Çevrimdışı okulönceci26

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.626
  • 18.853
  • Okul Öncesi Öğrt.
  • 3.626
  • 18.853
  • Okul Öncesi Öğrt.
# 11 Ağu 2011 02:15:56
SEVDA SOKAĞI

ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum
geceler hiç bitmiyor ben hiç uyumuyorum
gecenin efkarı iniyor perde perde
sevdanın hayali vuruyor arada bir içime
ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum
hani şu perdelerinde mavi kuş resimleri olan
ali bakkalın hemen yanında 17 numara
o kırgın hayatın tam ortasında
hani duvarlarında hala yazılar olan o sokakta
biri gurbetin ,biri ihanetin,
biri de seni böyle sevmenin hikayesi
sevdanın camı bana bakıyor ben cama
ve bak sen şu serencama
pencere önünde menekşeler ,hatmiler
bide gece sefası ,bide haytalığı adamın
abi bide sevdanın hayali vuruyor arada içime
iyi oluyor diyorum bu sana iyi oluyor
arada bir arkadaşlar geliyor laflıyoruz ordan burdan
anlarsın ya güzel abim
iç cebimde bir umut doğuyor
bide nerden bulduysam resmi sevdanın
resimde sevda inadına gülüyor
sevdam gayri resmi bilmekteyim
gel ki benim abim
birazda üstümüzde macera güzel duruyor
yani yakışıyor adama yakışıklı bir sevda
hayat haybeye vurmuyor yüzümüze belasını
hayat sokağımızda bir kehribar tespih gibi
dokuyor tanelerini takır takır yüzümüze

ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum
geceler hiç bitmiyor ben hiç uyumuyorum
ağzımda fiyakalı bir ıslık
zulamda ağır yarası sevdanın
ali bakkalın çırağı metin anlıyor halinden insanın
metin nedir senin niyetin
kap bakalım abine bir taze ekmek biraz zeytin
bu akşam yine odamda efkar var
anlarsın ya metin adamın halinden adam anlar

İbrahim Sadri

Çevrimdışı boran_12

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.441
  • 4.108
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.441
  • 4.108
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 11 Ağu 2011 02:19:05
Değerli öğretmenim, affınıza sığınarak...

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.551
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.551
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 11 Ağu 2011 10:21:49
GÜLÜŞÜN EKLENİR KİMLİĞİME 

Gün biter gülüşün kalır bende 
anılar gibi sürüklenir bulutlar 
Ömrümüz ayrılıklar toplamıdır 
yarım kalan bir şiir belki de 
   
Aykırı anlamlar arayıp durma 
güz biter sular köpürür de 
kapanmaz gülüşünün açtığı yara 
uçurum olur cellat olur her gece 
   
Her gece yeniden bir talan başlar 
acı ses olur, ses deli bir yağmur 
eski bir eylüle gireriz böylece 

Sığındığım her yer adınla anılır 
ben girerim, sokağı devriyeler basar 
bir de gülüşün eklenir kimliğime

  AHMET TELLİ

 

Çevrimdışı gokseldeniz34

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.877
  • 3.719
  • 2.877
  • 3.719
# 11 Ağu 2011 11:40:47
İSTANBUL'DAN

İşte kurşun kubbeler şehri İstanbul'dasın
Havada kaçan bulutların hışırtısı
Karaköy çarşısından geçen tramvayların camlarına yağmur yağıyor
Yenicami Süleymaniye arkalarını kirli bir göğe vermişler
Hiç kımıldamıyorlar
Ayasofya elleriyle yüzünü kapamış bütün iştahıyla ağlıyor

İnsanlar sokak sokak çarşı çarşı ev ev
İnsanlar sırt sırta  omuz omuza verip durmuşlar
Boyunları bükük
Yorgun asabi kederli kindar
Yığın yığın olmuşlar hepsi köprünün açılmasını bekliyor
Bir anda şehrin dört bucağına akacaklar
Bir anda iki ayrı kıtadaki insanlar gibi
Fatihliyle Beşiktaşlı sarmaş dolaş olacak

Sarı uzun yüzlü cesur işçiler
Dört köşe halinde veya dağınık bir şekilde durmuşlar
Hiç konuşmuyorlar
Benim onları birer birer çalıştıkları yerlere götürüp bıraktığım
   olmuştur
Hepsi dar kapanık yerlerde, sıkıntılı işlerde çalışırlar
Hepsi deli gibi severler yaşamayı
Bu en önde giden grup
Tophane'de Dikimevi'nde çalışır
Sekiz kızdır ancak üçü evlenmiştir
Bu saçları darmadağın asık suratlı delikanlılar
Kömür işçisidir
Bu üç kız, Beyoğlu'nda büyük bir mağazada tezgâhtar
Bunlar yol amelesidir
Bunlar vapur işçisi
Öbürleri duvarcı hamal ırgat kayıkçı
Hepsi bu gök altında sarmaş dolaş olmuş yürüyorlar

Dünyada işlerine giden insanları görmek kadar güzel bir şey yoktur
(Biliyorum artık akşama kadar onları hiç görmeyeceğim)

Durduğun yerden İstanbul köprüsü tramvayları mavnalarıyla
   sanki yürüyor
Bu sislerin ve bulutların arasından en sonra harekete geçen Kız
   Kulesi'dir
Kayıkların direkleri insanların üzerinde
Büyük bir bulut gelip durmuştur
İşte karın karına vermiş motorlardaki balıkların üstlerine yağmur
   yağıyor
Bir defa olsun akıllarına gelmemiştir
Gözleri pırıl pırıl balıkların
Bir İstanbul göğü altında ağlamak

Hepsi denizde geçen hayatlarını düşünüyorlar
Dokunsanız ağlayacaklardır


İstanbul açları tokları hastalarıyla aynı kıta üzerinde bulunuyor

(...)

                                                                    İstanbul Kitabı


    İlhan BERK

Çevrimdışı sayin19

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.555
  • 6.715
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.555
  • 6.715
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 11 Ağu 2011 12:18:19
Nefes Almak

Nefes almak, içten içe, derin derin,
Taze, ılık, serin,
Duymak havayı bağrında.

Nefes almak, her sabah uyanık.
Ağaran güne penceren açık.
Bir ağaç gölgesinde, bir su kenarında.

Üstünde gökyüzü, ufuklara karşı.
Senin her yer: Caddeler, meydan, çarşı...
Kardeşim, nefes alıyorsun ya!

Koklar gibi maviliği, rüzgârı öper gibi,
Ananın südünü emer gibi,
Kana kana, doya doya...

Nefes almak, kolunda bir sevgili,
Kırlarda, bütün bir pazar tatili.
Bahar, yaz, kış.

Nefes almak, akşam, iş bitince,
Çoluk çocuğunla artık bütün gece,
Nefesin nefeslere karışmış.

Yatakta rahat, unutmuş, uykulu,
Yanında karına uzatıp bir kolu,
Nefes almak.

O dolup boşalan göğse...
Uyumak, sevmek nefes nefese,
Kalkıp adım atmak, tutup ıslık çalmak.

Sürahide, ışıl ışıl, içilecek su.
Deniz kokusu, toprak kokusu, çiçek kokusu.
Yüzüme vuran ışık, kulağıma gelen ses.

Ah, bütün sevdiklerim, her şey, herkes...
Anlıyorum, birbirinden mukaddes,
Alıp verdiğim her nefes.

Ziya Osman Saba

Çevrimdışı hercaihoca

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.401
  • 6.353
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.401
  • 6.353
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 11 Ağu 2011 12:28:47


 
Ansızın

seni kaybettiğim o günden beri
içimi dağlıyor hasretin, sızın
kah gönderiyorsun yalnızlığını
kah karşıma çıkıyor ansızın

herhangi bir gecede, dumanlı bir köşeden
bazen ayın ondördü kadar şehla ve güzel
bazen bir ejder gibi, bakışları bir kızın
ızdırab şarabıyla ruhumu sarhoş eden
kil renkli gözlerini buluyorum ansızın

herhangi bir zamanda muamma bir şarkının
dalgın nağmelerinde duyuyorum seni
ağlayan kirpikleri bazen kumral ve kısa
uçurtmalar taşıyor göklere nefesini

bazen karanlıkları örtecek kadar uzun
alevli saçlarında dağılıyor gül ve gün
kalbimden bir karanfil koparıyor sonsuzun
savaşta yenik düşen gemiler kadar üzgün

herhangi bir denizin efsunuyle yeniden
her şey sanki yeniden başlayacak derinde
sönerken mutluluğun nazenin kandilleri
yaralı bir güvercin görürüm ellerinde
hayalinde bulurum solgun karanfilleri

Nurullah Genç
 

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 11 Ağu 2011 13:09:59
Öperek Uyandırdım Bu Sabah Ayrılığı

Öperek uyandırdım bu sabah ayrılığı...
Fırından yeni çıkan bekleyişler satın aldım.
Kırmızı mavi ekoseli yalnızlığımı serdim masaya
Manzaraysa ayrılığa sıfır!
İşte her şey hazır..
Acılarımla iki lafın belini kırdık...
Yokluğunda bir kuş sütü eksik..
Yalnızlığım ve ben...
Seni çok bekledik...

Cemal Süreya

Çevrimdışı tuqba38

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 53
  • 296
  • 53
  • 296
# 11 Ağu 2011 13:46:18
bilmediğiniz kelimelerin altını çizin derdi öğretmenim..
bunca yıl, bunca yol, bunca hayat ve kitaptan sonra
bütün kelimelerin altını çiziyorum!!!
-öğretmenim, artık izin istiyorum..

Çevrimdışı sina05

  • B Grubu
  • 6.545
  • 16.677
  • 6.545
  • 16.677
# 11 Ağu 2011 13:53:31
Melek

 Annesi dün Zeynebe
"Melek yavrum!" diyordu,
İşitince bu sözü
Kız merak etti, sordu:

-Melek yavrum ne demek?
Doğrusu anlamadım.
Melek kanatlı olur;
Hani benim kanadım?

Cevap verdi annesi:
- Üç yavrum daha vardı,
Onlar kanatlanarak
Elimden uçmuşlardı.

Hepsi yalnız bıraktı,
Bu talihsiz kadını,
Bari sen uçma diye
Kopardım kanadını!

F.Nafiz Çamlıbel

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK