Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.282
  • 230.772
  • 29.282
  • 230.772
# 20 Tem 2012 08:25:53
GELME OYUNA

Şeytan der; “Hele dur.. Kız bir evlensin,
Şu oğlan, askere bir gidip gelsin,
Torunların yaşı, biraz yükselsin,
Kâbe kaçmadı ya.. Bir gün gidersin,
Namaz borçlarını, toptan ödersin.”

Akıl der ki; sakın, gelme oyuna,
Girme.. Şu şeytanın dümen suyuna.
Ok çıkınca, geri dönmez yayına,
Şu andan tezi yok, ver artık karar,
Bugün, yarın derken, geç kalmak da var.

Cengiz Numanoğlu

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
# 20 Tem 2012 17:03:37
SESSİZ GEMİ

 Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.

Biçare gönüller!Ne giden son gemidir bu.
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki, giden sevgililer dönmeyecekler.

Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden.
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden

YAHYA KEMAL BEYATLI

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.282
  • 230.772
  • 29.282
  • 230.772
# 23 Tem 2012 15:14:32
Beni bir gün dağda, bir gün ovada
Uslanmadan soracaksan ne güzel
Çırpınırken kanatlarım havada
Göğe müjde vereceksen ne güzel

Cellat olup hançer vurma sineme
Başlamadan ayrılmayı deneme
Umutlar besleyip gönül haneme
Yemin edip gireceksen ne güzel

Sana tutulduğum yeni diyerek
Hiç yalnız bırakma beni diyerek
’’Bana seni gerek seni’’ diyerek
Yunus gibi göreceksen ne güzel

Yarama ne tabib derman, ne de tıp
Çöllerde kalmışım aşkına yanıp
Niyet edip, cümle kirden arınıp
Bir menzile ereceksen ne güzel


Seven uzak demez, tutar sözünü
Hep yaş akıtırken gördüm gözünü
Gönül aynasında aşkın yüzünü
Mevlâna’da süreceksen ne güzel

Pak olur yüreğin ’’hâk diye diye’’
Şimdi nankörlere dost olmak niye
Nazardan korkarak başın secdeye
Allah için varacaksan ne güzel.

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 23 Tem 2012 15:20:47
Farklı
olmanın cezası sabittir!

Oysa ne güzeldir hayattan bihaber öyle yaşayıp
gitmek.
Farkında değilsindir hiçbirşeyin ne güzel!
Yatarsın,
uyursun hiçbirşey düşünmeden sana nedir senden gerisi?
Yapabilseydim
gözlerimi kapatmak isterdim gördüklerime,
Kulaklarımı tıkamak
duyduklarıma
Öyle yaşayıp giderdim bende
Duymadan, görmeden,
bilmeden!
~
İyiliklerim
bile güçsüzlüğümdendi...
Güçsüzlüğümdendi, Beni daha çok kırmasınlar diye
kendimi adamalarım,
Olmadık insanlara ...

Cezmi Ersöz

Çevrimdışı okulönceci26

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.626
  • 18.853
  • Okul Öncesi Öğrt.
  • 3.626
  • 18.853
  • Okul Öncesi Öğrt.
# 27 Tem 2012 01:49:00


Öyle bir hayat yaşıyorum ki ,
 Cenneti de gördüm, cehennemi de
 Öyle bir aşk yaşadım ki
 Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de
 Bazıları seyrederken hayatı en önden
 Kendime bir sahne buldum oynadım
 Öyle bir rol vermişler ki
 Okudum okudum anlamadım.
 Kendi kendime konuştum bazen evimde
 Hem kızdım hem güldüm halime
 Sonra dedim ki " söz ver kendine "
 
Denizleri seviyorsan,
 
dalgaları da seveceksin
 
Sevilmek istiyorsan,
 
önce sevmeyi bileceksin
 
Uçmayı seviyorsan,
 
düşmeyi de bileceksin
 
Korkarak yaşıyorsan,
 
yalnızca hayatı seyredersin
 
Öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculukları erken tanıdım
 Öyle çok değerliymiş ki zaman
 Hep acele etmem bundandı
 Anladım...
 

[Nietzsche]

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.282
  • 230.772
  • 29.282
  • 230.772
# 27 Tem 2012 12:54:52

Araf;
Bir adım ötesinde “yar” deyip susmak varken,
Bir adım gerisinde ağyarı’ı
“yar” bildiği için susturulmak olan çizgi.

Arafta kalakalmak öylece…
Yar’la nasıl hasbihal edeceğini kestirememek,
Yar’e nasıl dokunacağını bilememek,
/üşümek bir ağustos sıcağında kendi çölünde./
Yar’e varma edebini bilememek, kaybetmek!
/kaybolmak en iyi bildiği muhitte./
Yar, deyip susmanın güzelliğini kavrayamamak,
/lütufları aşikar olarak aramak belki de,
Hikmetin perdesinde takılı kalmak./
Ah yar deyip, geceyle söz eyleyebilmenin adabını bilmemek,
Yar’in “var” olduğunu anlayıp,
“yok”ların dirliğinde can çekişmek.
Can-sızlık için…

Arafta kalakalmak öylece…
Her cinayetin yolcusuna yol sorulup, her yola baş koymaya çalışmak,
Ve, hiçbir yolun O’na ulaştığını görememek,
Yol bir’dir oysa,
/yürekten geçen yol/
Yar bir’dir oysa,
/bizi kendine yar bilen, yüreğe vefalı olan…/
Yolun sonu, bir tek sondur oysa,
/ölüm…/
Ebedi mekan birdir oysa,
/güzel’le randevulaşılan yer ;
Toprak ve ötesi...


Yüreğim,
Toparlan gidiyoruz
/ya da
Toparlandım gidelim!/
Arafta kalakalmak yakışmadı bize;
Bir adım atalım hadi,
“yar” deyip susalım;
“yar”dandır deyip razı olalım!

İBRAHİM TENEKECİ

Çevrimdışı eksinar

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.028
  • 3.678
  • 1.028
  • 3.678
# 28 Tem 2012 16:04:22
Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa
bitse bu kirli ve yapışkan sessizlik, hiç gitmesem
oysa ne kadar sakin sokaklar, kent ve bütün yeryüzü
ipince bir su gibi sızıyorum gecenin tenha göğüne
sessizce çekip gidiyorum şimdi, sessiz ve kimliksiz
Belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.051
  • Öğrenci Velisi
# 28 Tem 2012 22:29:03
HERKES VE BİRKAÇ KİŞİ

Yağmur herkese yağar
Güneş ısıtır herkesi
Mevsimler herkes içindir
Yalnız çığ altında kalan
Sele kapılan her zaman birkaç kişi

Herkes içindir aşk da ayrılık da
Yalnızca birkaç kişi ölür acıdan
Eskiden ölümle tartılırdı ayrılık
Kiminin hayatı yalnızca unutkanlıktan

Her şey, herkes için değildir oysa
Kimi hiçbir şey öğrenmez karanlıktan
Yalnızlığı kullanmayı bilmez kimi
Kimi ayrılamaz karanlıktan

Yağmur herkese yağar
Ama çok az insan tutar yağmurun ellerini
Onca şarkı onca film onca roman
Ama sevmeye yetmez herkesin kalbi

Çığ altında kalan sele kapılan
Aşktan ve acıdan ölen
Birkaç kişi dünyayı başka bir yer yapmaya yeter
Aslında onların hikayesidir anlatılan
Diğerleri dinler, seyreder, geçer gider
Geçer gider herkes
Hikayelerdir geriye kalan.

 MURATHAN MUNGAN

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.282
  • 230.772
  • 29.282
  • 230.772
# 01 Ağu 2012 17:55:10
NASIL OLSA
ALLAH AFFEDER BİZİ !

(Şeytan ki; hem süsler, hem inandırır,
İşte insanları böyle kandırır…)

Oruç zor gelmezdi, günler kısalsa,
Namaz da kılardık, vaktimiz olsa,
İbâdet kolaydı, iş bize kalsa;
Nasıl olsa Allah affeder bizi;
Ölmeden yaparız, biz tövbemizi.

Her evde, bir Kur'ân, vardır ya rafta,
Mutlaka alınır, tozu her hafta,
Ayrıca.. Duvarda arapça yafta;
Nasıl olsa Allah affeder bizi;
Her yıl göndeririz mevlidimizi…

Lâkin.. Zekât işi, biraz karışık,
Nefsimiz, fitreyle daha barışık.
Fakir, fakirliğe zaten alışık;
Nasıl olsa Allah, affeder bizi;
Kurbanda verdik ya etlerimizi…

Medeniyet; hoşgörüdür inan ki,
Günde bir kadehten, ne çıkar sanki?
Etrafta, o kadar günahkâr var ki;
Nasıl olsa Allah, affeder bizi;
Daha dün kutladık kandilimizi.

Gör ki; insan eli, Merih'e değmiş,
Güneş de, sırada beklemekteymiş.
Artık, bu devirde "tesettür" neymiş?
Nasıl olsa Allah, affeder bizi;
Çünkü; yalnız bizde, kalbin temizi…

Ulusal onuru, yaymaksa maksat;
Güzellik yarışı, ne büyük fırsat.
Ah ! Şu "bağnazlar"da, olmasa fesat;
Nasıl olsa Allah, affeder bizi;
Görüyor.. Bu millî gayretimizi…

Karamsar düşünmek, ne kötü bir huy,
Zaman sana uymaz.. Sen zamana uy!
Bak.. "Vız gelir" diyen, şarkıları duy;
Nasıl olsa Allah, affeder bizi;
Az sonra görürüz(!) cennetimizi...

Zaman seli hızla, haşre akarken,
O, berzâh kapısı, bu kadar darken;
İnsanda bu ilim, bu akıl varken;
Affı, azâbından fazladır diye,
Allah'a bu isyân, hayret ki niye?

CENGİZ NUMANOĞLU

(1995)

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.929
  • 513.113
  • 32.929
  • 513.113
# 01 Ağu 2012 19:24:49
ALO ALO, TÜRKİYE!

Haklıya yâr olma, kürkçüye post ol.
Ver-yansın ülkesi, bura Türkiye!
Doğruyu konuşma, yalana dost ol.
Gerçeğe uzak dur, bura Türkiye.

Vurgunu vur gizlen hep yaşa kaçak.
İş olsun diyerek deveye nal çak.
Talih kıyak yürür oluver köçek.
Eklemler oynasın, bura Türkiye.

İtiraz dinleme, dâim haklı çık.
Boy gösterisi yap, hemi de sık sık.
Yiyemediğini al kürküne tık.
Kaçıran kazanır, bura Türkiye!

Şair ol yazar ol, yaz dur fuzûli.
Mutlaka ava git azgın tazılı.
Sağlam soyguncu ol, hem de azılı.
Aferin desinler, bura Türkiye!

Kural, nizam neymiş, kafana takma.
Âlemin lafına aldırma, bakma.
Sinsi ol, pusudan sen sen ol, çıkma.
Arkadan silah at, bura Türkiye!

Sakın; yerli malı alma esnaftan.
Kimseye bahsetme dürüst hesaptan.
Giy kafana şapka, ol bir başkaptan.
Çevir dümenini, bura Türkiye!

Yat yerinde bütün gayreti bırak.
Ne gerek ustalık, kal ufak çırak.
Toprağı kurak tut, tarlayı çorak.
Ekiver bideri, bura Türkiye!

Fırsatı bulunca vurgundan kaçma.
Dışardan zehir iç, burdan su içme.
At kafadan bulup bir iki saçma.
Nişan gerektirmez, bura Türkiye!

Kadere inanma, güven totoya.
Altılı ganyanla, sarıl lotoya.
Yatır servetini; dök piyangoya.
Şans talihe inan, bura Türkiye!

Okuyana bakma, bilgini tersle.
Sabır neye gerek, kalkıver hırsla.
Yola düş habire aslanla parsla.
Parçala durmadan, bura Türkiye!

Kırmızı bibere kat kiremitten.
Kazanç sağla kokmuş etten kemikten.
Sömür tüm gıdanı, kandan ilikten.
Doygun yanında ol, bura Türkiye!

Amire el pençe selam eyle dur.
Karşına çıkana hemen tuzak kur.
Garibe tokadı kalk bir de sen vur.
Ardından da bağır, bura Türkiye!

Yalaka ol, işler tam gider kaymak.
Bilmek gerekmiyor, sağlam mı kaynak.
Heryerin tümünden olmalı oynak.
Zilleri hoş öter, bura Türkiye!

Boş geçmesin günün, bayram eyle yat.
Veresiye alıp, borç senetle sat.
Rakı keyif verir, biraz zakkum kat.
Kafa tam demlensin, bura Türkiye!

Elinden geldikçe bol vergi kaçır.
Devlet kesesinden durma mal uçur.
Bin, durma otoya hem gıcır gıcır.
Trafiği tıka, bura Tükiye!

Borç sermaye ile bol ticâret yap.
Budda, İsa, şeytan, ne bulursan tap.
Çek şarabı, sür dur, karşı yola sap.
Kazaradır derler, bura Türkiye!

Kooperatif kurup, dik koca bina.
Dertli vatandaşın, kıy dur canına.
Gelsin alacaklı hergün kapına.
Hoş sohbet ediver, bura Türkiye!

Her şeye bir kulp tak, iyi anlansın.
El dilini kullan, lisan şenlensin.
Yarım, yanlış konuş, lafın dinlensin.
Züğürtlük meslektir, bura Türkiye!

Siyasete soyun, tam inansınlar.
Nutuk at habire, yekden kansınlar.
Yarım besmele çek, imam sansınlar.
Abdestsiz namaz kıl, bura Türkiye!

Yolda çöp görürsen, elini sürme.
İnat et; ekini; aman ha, derme.
Bir Allah kuluna tek kuruş verme.
El kol sallayıp gez, bura Türkiye!

Birşey bilsen bile, bilirim deme.
Hiçbirşey bilmezsen, sükût eyleme.
Canın çıksa bile, sakın ağlama.
Yiğitler ülkesi, bura Türkiye!

Gereksiz incinme, salla başını.
Fazla karıştırma, al maaşını.
Har vurup, harmanla toprak taşını.
Nasılsa bolcadır, bura Türkiye!

Aman ha kaçırma, futbol maçını.
Karaborsadan al tüm ilacını.
Asıl meselenin sorma içini.
Doğrular gücenir, bura Türkiye!

Gözünü TV’den ayırma sakın.
Dandik seri nerde onlara bakın.
Kibirli ol, biraz nazları takın.
Meşhur olup gittin, bura Türkiye!

Döküntü malını güzelce süsle.
Haram helal deme, boğazı besle.
Hesap ver denirse, Tanrı’yı sesle.
Riyâlar ülkesi, bura Türkiye!

Kel başa sorulmaz şimşirden tarak.
Kederli bir iki salladı orak.
Kıyamet bizlerden daha çok ırak.
Sıramız sondadır, bura Türkiye!

Kederli

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.282
  • 230.772
  • 29.282
  • 230.772
# 04 Ağu 2012 23:32:37
HAYRET Kİ BU İNSAN !

Kimi var.. Konuşur, sözünü bilmez,
Çapaklar bürümüş, gözünü silmez,
Ceddine “maymun” der, özünü bilmez,
Yoktur.. Amelinde, Kur'ân'dan eser,
Hayret ki; bu insan “müslümanım” der...

Kiminde.. San’attır ikiyüzlülük,
Cüssesi bir nokta, cür’eti büyük.
Beyni bedeninde, yarım kilo yük,
Haçlı çöplüğünde, ne bulursa yer;
Hayret ki; bu insan “müslümanım” der...

Kimi, bilinç altı karmakarışık,
Yirmidört saati, şerle barışık.
Falcı kapısında, arar bir ışık;
Her günü, bir başka puta secdeder,
Hayret ki; bu insan “müslümanım” der.

Kimi üryan gezer, baştan aşağı,
Nefsine teslimdir, iffet kuşağı.
Şan şöhret düşkünü, zillet uşağı,
Nâmus elden gitmiş.. Ne gam, ne keder!
Hayret ki; bu insan, “müslümanım” der.

Kimi var; iblisten kurtuluş umar,
Can simidi olur, alkolle kumar.
İşine geldikçe, küfre göz yumar,
Ezanı, Kur’ân’ı, hâşâ zemmeder,
Hayret ki; bu insan, “müslümanım” der.

Kiminin yüzünde, şeytânî hatlar;
Lâf oyunlarıyla, güyâ rahatlar.
Dindara: “dîni dar”, demese çatlar,
Mü’min düşmanıdır, şeytandan beter,
Hayret ki; bu insan, “müslümanım” der.

Beş şartın ikisi; namaz ve zekât,
Ne bir kuruş verir, ne bilir rekât.
Kendine sorarsan, “dürüsttür” fakat,
O “temiz” kalbinde, nice fitneler,
Hayret ki; bu insan, “müslümanım” der.


Cengiz Numanoğlu

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.861
  • 1.093
  • 11.861
# 08 Ağu 2012 19:31:31
h.n.a.

TOPRAK- MAZİ

Gel arkadaş, gel seninle az dertleşelim:
Okuyarak hayat denen koca kitabı
Gönüldeki yaraları biraz deşelim.

Gömdüm kara topraklara melekten iyi,
Perilerden nazlı, güzel bir sevgiliyi.
Derin derin sızlıyor gönlümde yaram,
Bana artık her saadet olmuştur haram.

Beni sardı kefen gibi mazinin tülü,
Yere batsın bu toprakla bu korkunç mazi!
Orda çünkü sevgilimle sevgim gömülü…
Hey arkadaş sözünü bil, hem kendine gel,
Bahtiyarlıklara olmaz ölümler engel.
Bir sevgili kızı senden aldıysa toprak
Buna katlan, toprak için çünkü bu bir hak!

Hem yaratan, hem büyüten topraktır bizi,
Üzerinde işitiriz ilk ninnimizi;
Fışkırttığı serin sular bize can verir;
Ormanları gönlümüze heyecan verir.

Hey arkadaş sende insaf duygusu yok mu?
Sana her şey veren, seni büyüten toprak
Senden bir tek kız aldıysa acaba çok mu?

Doğup ölmek… Millet için bunlar bir hızdır,
Toprak bizim beşiğimiz, mezarımızdır.
Toprak bizim anamızdır… İnsan yasına
Kapılarak nasıl söver öz anasına?

Hakikat ne şu göklerin derinliğinde,
Ne suların şairane serinliğinde…
Aristonun mantığında zerresi yoktur,
Fisagorda, Eflâtunda nebzesi yoktur.
Mefkûreler âleminde olunca kıtlık
Kafaların içerisinde başlar çıfıtlık:
Bir budala “zulüm yeter! ” diye haykırır,
Bir it çıkar “proleter” diye haykırır!

Bir hayvanda hâkim olur cinsî heyecan,
Froyt denen yahudiye gider verir can…
Kimi kördür… Kendisine büyük gelir pek
Lenin denen o maskara vatansız köpek…

O ne felsefe ne de,
O, toprağın asırlardan beri içinde…
Hakikati bulmak için onu eşmeli,
Yükselmekten bir şey çıkmaz, derinleşmeli…
Göğe doğru yükselenler bir gün yorulur,
Derinleşen hakikati toprakta bulur.
Şu ne başı, ne de sonu olmıyan toprak
Gömdüğümüz vücutlardan gıda alarak
Bize hayat verir, bize tarih, mazi yaratır.
Mazi köhne kitap değil, şanlı bir satır…

Mazi ırkın yarattığı çoksun bir seldir,
Mazi bizim alnımızı göğe yükseltir,
Geçmişlerin gecesinden ışık alırız…

Bir düşünsen mazideki olan işleri
Hâdisatın büyüklüğü seni şaşırtır.
İstersen gel yadedelim o geçmişleri…

Kaynar elbet damarında halis Türk kanın,
Damarında çünkü kanı var “Atilâ”nın,
Avrupanın her ırkından toplanan ordu
Onu Galya ovasında zorla durdurdu.

İradesi yenilmeden sinirle ete
Vatan için karısını bırakan “Mete”
Yasa için kardeşini öldüren “Çingiz”

Yeryüzünde bırakmadan küçücük bir iz
Geçip giden milyonlarca adsız kahraman,
Ki her biri bugün bize vermektedir şan,
Bu erlerin cisimleri toprakta kaldı,
Hangisini hangisinden üstün tutmalı?
Her birisi bu toprağın, bu ırkın malı…
“Tonyukuk”un gizlenmiştir dehâ kanında,
Bismark onun at uşağı olmaz yanında…

“Alp Arslan”la “Kılıç Arslan” şanlı bir fasıl
Avrupayı rezil eden “Yıldırım”… Nasıl?

Düşünsene ne biçim bir kahraman erdir
Ankarada Yıldırımı eriten “Demir”…

Bu kadar mı? Bu saydığım ancak bir kaçı!
“Katerin”le neler yaptı acaba “Baltacı”?
Anafarta cephesinde kim durdu en son?
İlk dayağı kimden yedi kuduz Napolyon?

Sevdiğin kız şu toprağa eğer girdiyse,
Sen toprağı eskisinden fazla benimse.
Bil ki toprak ebediyen senin olmuştur.

Bu dünyada bizim bir genç kızı sevmemiz
Filhakika gayet doğru, hem de çok temiz
Bir gayedir… Fakat bunun hududu dardır…
Sevgiliden sevgili bir mefkûre vardır.
Biz kız solar, yahut senin tükenir aşkın,
İnsan kalmaz uzun zaman neşeli, taşkın…
Ya mefkûre? Ebediyet onunla birdir,
Kişioğlu müebbeden ona esirdir.

En mukaddes iki “Var”a böyle söversen,
Toprak ejder, mazi kanlı bir gece dersen,
İleriye bakamazsın, gözün kamaşır.
İstikbali kucağında bu mazi taşır…
Arkasında olmasaydı şanlı bir mazi
Bu milletten çıkar mıydı bir büyük “GAZİ”?
Kara toprak yine bizden gıda almasa
Kalır mıydı aramızda türe yasa?
Mazi bizim atamızdır, toprak anamız,
Biri bizi yetiştirir, biri verir hız.
Bu toprağa nasıl dersin kara bir ölü
Ki bağrında bütün şanlı ecdat gömülü.

Yabancılar bir gün yine akın ederse,
Ve zaferi kendisine yakın ederse,
Sevgilimi aldı diye bu kara toprak
Tarihin ün meydanında uzun kalarak
O toprağın uğruna sen can vermez misin?

Bu maziyle bu toprağa küfürden sakın,
Kendine gel, iradeni üstüne takıl!
Savaşları, türeleri, yasalarıyla
Zaferleri, bozgunları, tasalarıyla
Mazi ırkın yarattığı bir şaheserdir…

Hey arkadaş, sapıtmışın, doğru yola gir;
Hakkı neyse ver maziyle kara toprağın…
Onlar değil efsaneyle cansız bir yığın!

Bu ikisi ebediyen kutlanacaktır…
Ve bunları inkar eden, bil ki alçaktır…
 
 

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.282
  • 230.772
  • 29.282
  • 230.772
# 08 Ağu 2012 23:07:35
Sürmeli gözler moda olmuş hey hat..
Ayet dışı yetişiyor bu devirde evlat.
Binalar yükseliyor hayasız kat kat.
İslamsız yaşıyor sabah kalk akşam yat.
''Kim bir kavme benzerse ondandır''işte. (had.şerif)

Erkekler bile makyaj yapıyor.
Oda yetmiyormuş gibi kaşını alıyor.
Anasından mı görmüş ne küpe takıyor.
Adamım sanıyor volta atıyor.
''Kim bir kavme benzerse ondandır''işte.

Kızın magazin dergisinde oğlun barlarda..
Batıya özenmiş ,güya! medeni kafa.
Kısa etek Müslümanı, koy bunu rafa.
Alacağını alda çık bak sağ tarafa.
''Kim bir kavme benzerse ondandır''işte.

Baş örtülü yobazmış Müslüman kızı.
Çalıyorlar boşuna bu adsız sazı.
Partisi opera seviyor cazı.
Öldüğün zaman kabirci yapacak kazı.
''Kim bir kavme benzerse ondandır''işte.

Kızını veriyor balerin yapmaya.
Gönderiyor akşam sabah buda yapmaya.
İslamdan haberi yok gelmez namaza.
Ah ölmeden tövbe dese de kazayı kılsa.
''Kim bir kavme benzerse ondandır''işte.
_________________________
Mustafa KUŞ

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 09 Ağu 2012 09:23:34
AYRILIKTA SÖYLENMİŞ BİR YAZ TÜRKÜSÜ
Gözlerine bakar ağlar
Bu son şarkı
Son umut

Gitme hep burada kal
Bizimle kal bu kıyıda
Her yanına dokundum bakışının
Her yerini tanıdım göklerinin
Gün boyu sende uçtum
Dinlendim dallarında
Atlılar gibi yoruldum yanında
Uyudum

Ölür kıyı ölür yazlar
Alır götürür karakış
Her bahar her umuda zorunlu mu
Neden yolcusun bu kadar
Gideceksen
Al götür umudumu
Al götür sonuna kadar


Afşar TİMUÇİN

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.282
  • 230.772
  • 29.282
  • 230.772
# 10 Ağu 2012 23:27:59
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
“O olmazsa yaşayamam.” demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin onu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de
korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları…
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
“O benim.” diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin…
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait
olacaksın.
Mesela turuncuya, yada pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, Hem
de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak….

Can Yücel

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK