Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 05 Ara 2012 18:56:31
Aşkım İsyandır Benim

yanarım; öyle bakma yüzüme yağmur gibi
dağıt kalbini saran hasret bulutlarını
parlasın gözlerinde sonsuzluk usaresi
dalgınlık evlerinin en güzel melikesi
sevemem, tozlu raflar arasına girmeden
çöllerim kandır benim
sevemem, karanlığı bir daha devirmeden
aşkım isyandır benim


                                      Nurullah Genç
 

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 05 Ara 2012 18:59:55

Gözler

Sende sevgidir zaman ve Leyla'dır
Kulak ver, tükenmeyen âh ü zârıma, gözler
Ey, dikenli yolları gökyüzüne bağlayan
Bir hayali dilberin çehresinde parlayan
Mehtabım gülümse de kalbimde gül büyüsün
Sen ki, güzel gözlerin belki en büyüğüsün
Güneş gibi, ufkumda doğup da yanan gözler
Ruhumun yağmurunu içip da kanan gözler

Geceye mi çırpınış, gurbete mi bu hasret
Bitmeyen bir susuzluk ve sönmeyen hararet
Ortasında kalmışsın; saçların darmadağın
Gülşenim, yıkılmadan saray gibi otağın
Hayatın donbaharı kuşatmadan rengini
Yitirmeden şu billur ve masmavi engini
Beni al kollarına, uyut sonsuza değin
Yüzümde dalgalansın o simsiyah eteğin
Göreyim elmas gibi parlayan nakışları
Gönlümü çiçek çiçek sırlayan nakışları

Papatya bir simada sana taht kurmuş Allah
Ne olur, üzme beni; çektiğim her derin âh
İçimden bir parçayı koparıp götürüyor
Ve hicrân sis misali, her yanımı bürüyor
Mehtabım, yıldız gibi süsle kâküllerini
Koklayayım kalbimde yeşeren güllerini
Islanmış sinesine çekiver bir baharın
Uyandır şarkısıyla beni, kanaryaların
Duaya kalksın elim, başım şükre uzansın
Sesim dudaklarıma mahpus iken, uyansın
Ve matem kuyusundan çekeyim ellerimi
Toplayayım yerlere düşmüş hayallerimi
Kapkaranlık dünyama bir ışık yakan gözler
Bana, benimmiş gibi, ümitle bakan gözler


                                         Nurullah Genç
 

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 05 Ara 2012 20:36:41
YOKLUĞUMUN RESMİ

Attığım her adım benden uzakta
Bastığım her yerde yokmuşum meğer
Çırprnırken "ben" denilen tuzakta
"Ben" bana saplanan okmuşum meğer...

Aklım kumsal iken, ben toz paresi
Çıktıkça yükseğe alçalır oldum
Düşündüm derdimin nedir çaresi
Susarak konuşmak, sonunda buldum...

Esrarlı vuslata bir adım kala
Hasretin vecdiyle, ben kement attım
Yürekte boğulmak ne güzel bela
Battıkça kurtuldum, çıktıkça battım...

Görünmez cevheri buldum diyerek
Körlüğü kör ettim, deli bir taşla
Bilmeyi bilmeden, bildim diyerek
Boşluğu doldurdum, dolu bir boşla...

Nasılların sebebini sorarken
Sualimi cevapladım "niçin"de
Çokluğumda yokluğumu ararken
Yalnız kaldım yığınların içinde...

Satır satır böldü beni heceler
Her kırkımı, kırka yardım savuştum
Boşluğumu kucakladı geceler
Sessizlikte, gürültüyle boğuştum...

Var'da yoku, haykırırken her seda
Aklım ki, aklımı başımdan aldı
O'na gidiyorum, bana elveda
Sonsuz olan sona, bir nefes kaldı.

Çevrimdışı kedicik26

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 496
  • 3.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 496
  • 3.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 05 Ara 2012 20:41:23
SEVGİLİM YALAN SÖYLERSEM

Sevgilim yalan söylersem sana
Kopsun ve mahrum kalsın dilim
Seni seviyorum demek bahtiyarlığından
...
Sevgilim yalan yazarsam sana
Kurusun ve mahrum kalsın elim
Okşayabilmek saadetinden seni

Sevgilim yalan söylerse sana gözlerim
İki nadim gözyaşı gibi avuçlarıma aksınlar
Ve göremesinler seni bir dahi

NAZIM HİKMET

Çevrimdışı cancancan111

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.599
  • 19.346
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.599
  • 19.346
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 06 Ara 2012 09:28:55
Ayrılık Hediyesi...

şimdi saat sensizliğin ertesi
yıldız dolmuş gökyüzü ay-aydın
avutulmuş çocuklar çoktan sustu
bir ben kaldım tenhasında gecenin
avutulmamış bir ben...

şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim
ki bu yaşlar
utangaç boynunun kolyesi olsun
bu da benden sana
ayrılığın hediyesi olsun...

soytarılık etmeden güldürebilmek seni
ekmek çalmadan doyurabilmek
ve haksızlık etmeden doğan güneşe
bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi
mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun..
şimdi iyi niyetlerimi
bir bir yargılayıp asıyorum
bu son olsun be..bu son olsun!
bu da benim sana
ayrılırken mazeretim olsun!

şimdi saat yokluğunun belası
sensiz gelen sabaha günaydın!
işi-gücü olanlar çoktan gitti
bir ben kaldım voltasında sensizliğin
hiç uyumamış bir ben...

şimdi dişlerimi sıkıp
dudaklarıma kanamayı öğrettim
ki bu kızıl damlalar
körpe yanağında bir veda busesi olsun
bu da benden sana
heba edilmiş bir aşkın
son nefesi olsun...

kafamı duvara vurmadan
tanıyabilmek seni
beyninin içindekileri anlayabilmek
ve yitirmeden, yüzündeki anlık tebessümü
bütün saatleri öylece durdurabilmek için
çıldırasıya paraladım kendimi
lanet olsun!
artık sigarayı üç pakete çıkardım günde
olsun be! ne olacaksa olsun!
bu da benim sana
ayrılırken şikayetim olsun...

gözyaşım utangaç boynunun inciden kolyesi olsun
her damla vefasız teninde bir veda busesi olsun
isterim sende ben gibi yan ömrüne
hep ağla hep ağla...
bu benden son dua
bu benden ayrılık hediyesi olsun...
 
(Yusuf Hayaloğlu)

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 06 Ara 2012 09:58:41
BİR A/DAM Y/ARATTIN İÇİMDE




Bir a/dam y/arattın içimde
Gülüşleri saklı içinde
Gam yüklenmiş yüzüne
Acı çalınmış diline
Kor düşmüş yüreğine
Prangaları çözgüsüz gönlünde
Bir a/dam y/arattın içimde
Uykuya haram geceleriyle
Umuda uzanamayan haya(e)lleriyle
Kurgusuz düşleriyle
Soluk benziyle
Yanık türküsüyle
Bir a/dam y/arattın içimde
Yaban alem senden öte
Yüreği titreyen na/sırlı ellerinde
Kalemi küs sadete
Fikri yakın alamete
Göçe hazır kiyamete
Bir a/dam y/arattın içimde
A/dam sızlığın eşiğinde
Bu günü dünde
Yarını sürgünde
Bir a/dam y/arattın içimde
Bir bilinmezin içinde
Cevapsız sorgular içinde
Hükmü geçmez kendine
Cismi dar bedenine
Bir a/dam y/arattın içimde
Unuttu varlığını
Yokluğunun herdeminde
S/oldun gülüşlerinde
Varlığın sadece iç çekişlerinde
Yarattığın adam
Saklı kısa an içinde
Huzuru figan içinde
Saklı düşler
Mutlu gülüşler
Aşka şiirler
Kırık bir fin/CAN içinde


Bir kahve fincanın sade tortusunda can buldu aşk
Kırık bir fincanın telvesinde yön buldu aşk.....
Med cezirdi köpük ,köpük her yudumda eksilip son buldu aşk…..


Çevrimdışı arıpınar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.507
  • 11.606
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 5.507
  • 11.606
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 10 Ara 2012 22:32:03
YERYÜZÜ AŞKIN YÜZÜ OLUNCAYA DEK
Aşksız ve paramparçaydı yaşam
bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Aşk demişti yaşamın bütün ustaları
aşk ile sevmek bir güzelliği
ve dövüşebilmek o güzellik uğruna.
işte yüzünde badem çiçekleri
saçlarında gülen toprak ve ilkbahar.
sen misin seni sevdiğim o kavga,
sen o kavganın güzelliği misin yoksa...
Bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bin kez budadılar körpe dallarımızı
bin kez kırdılar.
yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz
bin kez korkuya boğdular zamanı
bin kez ölümlediler
yine doğumdayız işte,  yine sevinçteyiz.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Geçtiğimiz o ilk nehirlerden beri
suyun ayakları olmuştur ayaklarımız
ellerimiz, taşın ve toprağın elleri.
yağmura susamış sabahlarda çoğalırdık
törenlerle dikilirdik burçlarınıza.
türküler söylerdik hep aynı telden
aynı sesten, aynı yürekten
dağlara biz verirdik morluğunu,
henüz böyle yağmalanmamıştı gençliğimiz...
Ne gün batışı ölümlerin üzüncüne
ne tan atışı doğumların sevincine
ey bir elinde mezarcılar yaratan,
bir elinde ebeler koşturan doğa
bu seslenişimiz yalnızca sana
yaşamasına yaşıyoruz ya güzelliğini
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Saraylar saltanatlar çöker
kan susar birgün
zulüm biter.
menekşelerde açılır üstümüzde
leylaklarda güler.
bugünlerden geriye,
bir yarına gidenler kalır
bir de yarınlar için direnenler...
Şiirler doğacak kıvamda yine
duygular yeniden yağacak kıvamda.
ve yürek,
imgelerin en ulaşılmaz doruğunda.
ey herşey bitti diyenler
korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.
ne kırlarda direnen çiçekler
ne kentlerde devleşen öfkeler
henüz elveda demediler.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! 
 
Adnan YÜCEL

Çevrimdışı tayper35

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.459
  • 4.227
  • 1.459
  • 4.227
# 11 Ara 2012 02:00:24
BAŞKA TÜRLÜ BİR ŞEY

başka türlü bir şey benim istediğim
 ne ağaca benzer, ne de buluta
 burası gibi değil gideceğim memleket
 denizi ayrı deniz,
 havası ayrı hava..
 
bir başka yolculuk dalından düşmek yere
 yaşadığından uzun
 
bir tatlı yolculuk dalından inmek yere
 ağacın yüksekliğince
 dalın yüksekliğince rüzgarda
 ve bir yeni ömür
 vardığın çimen yeşilliğince
 
nerde gördüklerim
 nerde o beklediğim
 rengi başka
 tadı başka..
CAN YÜCEL
 

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.861
  • 1.093
  • 11.861
# 13 Ara 2012 13:40:25


h.n.a.


TÜRK GENÇLİĞİNE

Adalar Denizinden Altayların daha ötesine kadar bütün Türk gençliğine....

Yer bulmasın gönlünde ne ihtiras, ne haset.
Sen bütün varlığına yurdumuzun malısın.
Sen bir insan değilsin; ne kemiksin, ne de et;
Tunçtan bir heykel gibi ebedi kalmalısın.

Iztırap çek, inleme... Ses çıkarmadan aşın.
Bir damlacık aksa da, bir acizdir göz yaşın;
Yarı yolda ölse de en yürekten yoldaşın
Tek başına dileğe doğru at salmalısın.

Ezilmekten çekinme... Gerilmekten sakın!
İradenle olmalı bütün uzaklar yakın,
Dolu dizgin yaparken ülküne doğru akın
Ateşe atılmalı, denize dalmalısın.

Ölümlerden sakınma, meyus olmaktan utan!
Bir kere düşün nedir seni dünyada tutan?
Mefkuresinden başka her varlığı unutan
Kahramanlar gibi sen, ebedi kalmalısın...

Sen ne elde ve dilde gezen billur bir sağrak,
Ne de sıska bir göğüse takılan bir çiçeksin;
Senin de bu dünyada nasibin var: Savaşmak!..
Kayalarla güreşip dağlarda öleceksin.

Yoldaşlık ederekten gökte güneşle, ayla
Aşarsın tepe, ırmak; yürürsün ova, yayla...
Hayata ne biçimde geldinse bir borayla
Daha sert bir kasırga içinde biteceksin.

Kızıl Elma uğrunda kılıç çekince kından
Bahtiyarlık denen şey artık geçmez yakından;
Mesut olup gülmeyi sök, çıkar hatırından.
Belki öldükten sonra bir parça güleceksin.

Yüz paralık kursunla gider “Hayat” dediğin;
“Tanrı Yolu” uzaktır; erken kalk, sıkı giyin.
Yazık, bütün ömrünce o kadar özlediğin
Güzel Kızıl Elma’na varmadan öleceksin.

Belki bir gün çöllerde kaybedersin eşini,
Belki bir gün ağlarsın kaçtı diye karına.
Işıksız kulübende boranın esişini
Dinleyerek çıkarsın bir ümitsiz yarına.

Gün olur ki mertliğin uğrar kahpe bir hınca;
Namert bir el arkandan seni vurur kadınca;
Bir gün sabrın tükenir... Silahını kapınca
Haykırarak çıkarsın yurdunun dağlarına...

Hayatin kamçısıyla sızar derinden kanlar,
Senin büyük derdinden başkaları ne anlar?
Vicdanını Paris`e, Moskova`ya satanlar,
Küfür diye bakarlar senin dualarına.

Hey arkadaş! Bu yolda ben de coşkun bir selim,
Beraberiz seninle, işte elinde elim.
Seninle bu hayatin gel beraber gülelim
Ölümüne, gamına, tipisine, karına...

Atandan kalmış olan kılıcı iyi bile,
Onu bütün gücünle vuracaksın çağında.
Savaş... Bunun tadını ey Türk sen bulamazsın,
Ne sevgili yanında, ne baba ocağında.

Savaşmaktan kaçınır, kim varsa alnı kara;
Kan dökmeyi bilenler hükmeder topraklara...
Kazanmanın sırrını bilmiyorsan git, ara
“Çanakkale” ufkunda, “Sakarya” toprağında.

Siyasette muhabbet... Hepsi yalan palavra...
Doğru sözü “Kül Tegin” kitabesinde ara...
Lenin’den bahsederse karşında bir maskara
Bir tebessüm belirsin sadece dudağında.

Yatağında ölmeyi hatırından sök, çıkar!
Döşeğin kara toprak, yorganındır belki kar...
Sen gurbette kalırsan, ben ölürsem ne çıkar?
Ruhlarımız buluşur elbet Tanrıdağı`nda...

Mukadderat isterse seni yoldan çevirsin,
Sen hele bu yollarda yıpranarak aşın da,
Varsın bütün ömrünce bir an nasip olmasın
Yorgunluğunu gidermek serin bir su başında.

Bir gülüşten ne çıkar, ne çıkar ağlamaktan?
Kullar kancıklık eder, bela bulursun Hak’tan.
Gün olur ki bir yudum su ararsın bataktan,
Gün olur ki bir tutam tuz bulunmaz aşında.

Bir çığ gibi yürürsün bir lahza durmaksızın,
Bir ilahi kaynaktan geliyor çünkü hızın.
Duygular ölmüştür... Tapınılan bir kızın
Bir füsun bulamazsın gözlerinde, kaşında.

Iztırabı kanına katta göz kırpmadan iç!
Varsın gülsün ardından, ne çıkar, bir iki p...
Bu varlık dünyasında yalnız senin hiç mi hiç
Bir şeyin olmayacak... Hatta mezar taşın da...

Çevrimdışı ayas42

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 156
  • 1.076
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 156
  • 1.076
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 14 Ara 2012 09:30:24
Hasretin Rengine

Hasretin rengine siyah mı desem
Ağarmak bilmiyor sonsuz geceler
Ya gülerdim yada ölürdüm görsem
Acep yarda nasıl bensiz geceler

Yar yerine düş görürüm yatakta
Herkes uyur ben yürürüm yatakta
El dinlenir bun çürürdüm yatakta

Gel Hayati ağlama hele
Kutsaldır aşk için çekilen çile
Beklerim yolunu mahşerde bile
Ömrümden uzansa sonsuz geceler
 
Hayati Vasfi Taşyürek

Çevrimdışı kedicik26

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 496
  • 3.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 496
  • 3.361
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 14 Ara 2012 12:45:10
Onyedi yaşim gibi
Sen benim onyedi yaşımsın
Deli çağımsın
Sen benim ayakkabılarımın arkasına ilk basışımsın
İlk cigaram, ilk ıslığım, ilk kızgınlığım, ilk aldanışımsın
Sen benim ilk ütülü beyaz gömleğim
İlk şiirim, ilk kavgam
Yaşamı ilk farkedişimsin
Sen benim onyedi yaşımsın

Yazlık sinemanın kapısında saçları taralı bir oğlan
Cebinde iki gazoz parası
Gönlüne tarifsiz rüzgarlar dolan
İki film bu akşam
Birinde yılmaz güney oynuyor, birinde fikret hakan
Bak suat sayın söylüyor cızırtılı plaktan:
'...rüyadır gördüğün bütün düşler
Gözlerin aklımı perişan eyler
Aşk masalından şarkılar söyler
Beni hülyalara salan gözlerin ...'
Yazlık sinemanın kapısında saçları taralı bir oğlan
Bir külah çekirdeği, mangal gibi yüreği var, bilesin

Sen benim onyedi yaşımsın
Deli çağımsın
Aynaya ilk bakışım
Babamla ilk kavgam
Evden ilk kaçışımsın
Serçeleri sevdimse senden
Minibüslerde muavinlik ettiysem
'bir teselli ver'i dinlediysem orhan gencebay'dan
Emirgan'da çay içtiysem
Tophane'de sabahçı kahvelerini öğrendiysem
Nerden bildiysem şiirlerini ümit yaşar'ın
Pazar sabahları kapının önünden geçtiysem
İçimdeki kıpır kıpır bu soluk nereden

Sen benim onyedi yaşımsın
Deli çağımsın
Okulu ilk asışım
İlk kez birine gümüş kolye alışımsın
Sen benim ilk sakarlığım, ilk tuhaflığım, ilk
Yakalanışımsın
Sen benim onyedi yaşımsın

Mahallenin delikanlısı
Elleri ceplerinde, dudağında ıslığı
Başında kavak yelleri
Şarkılar mırıldanıyor
'zalimin zulmü varsa sevenin allahı var' yeni çalıyor 45lik
Plaklardan
Hayri şahin ortalığı kavuruyor
Mahallenin delikanlısı
Cebinde iki gazoz parası
Yüreğinde garip bir pıtırtı
Alışmaya çalışıyor sana alışmaya
Akşamları işportaya çıkıyor
Bir defter, bir kalem, bir de çakı alana aynayı bedava
Veriyor
Yani günler geçiyor onyedi yaşının bütün tadıyla

Sen benim onyedi yaşımsın
Deli çağımsın
İlk maça gidişim, cemil turan'ı ilk seyredişim, ilk
Sevincimsin
Ben anamın muskasını nasıl astıysam göğsüme öyle
Güvendiğimsin

Sabahları eskici geçiyor kapıdan
Karşı komşu nafile teyze bakkaldan ekmek istiyor
Çocuklar top kovalıyor mahallenin arsasında
Bir bakıyorum cama da iki güvercin konuyor iyi mi
Herşey güzel oluyor
Bu hengame nasıl yakışıyorsa istanbul'a bana da aşk öyle
Yakışıyor
Anam koş kapa diyor muslukları, üç gündür akmayan sular
Geliyor
Ben onyedi yaşındayım, hayat benden yana duruyor

Sen benim onyedi yaşımsın
Deli çağımsın
Sen benim ayakkabılarımın arkasına ilk basışımsın
İlk cigaram, ilk ıslığım, ilk kızgınlığım, ilk aldanışımsın
Sen benim ilk ütülü beyaz gömleğim
İlk şiirim, ilk kavgam, yaşamı ilk farkedişimsin

Sen benim onyedi yaşımsın
Sen benim, sen benim, sen benimsin
Sen benim herşeyimsin
Hiçbir şeyimsin, hiçbir şeyimsin

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 14 Ara 2012 13:15:43
Sen Beni Unutamazsın…



Dün diyemezsin sen yaşanmışlıklarımıza
Hala içinde yanarken her dokunuşum
Başka tenlerde teselli ararken
Diline bin bir kilit vururken
Sen,
Sen beni unutamazsın…

Karanlıklar sararken ayaz gecelerde
Dokunduğun her sevdada
Dudaklarımdan içtiğin aşk meyini
Arar olmuş arsız ruhun
Geçmişle avunur olmuşsun
Kulağında çınlayan her kahkaham
Sana cehennem azabını yaşatırken
Sen,
Sen beni unutamazsın…

Gezgin bir sevda kelebeği olmuşsun
Güllerde ararken hep gelinciği
Okşadığın saçlarda kokumu özlersin
Kanatlanıp konduğun her sevdada
Hüsranlar sararken bedenini
Sen,
Sen beni unutamazsın…

Mehtabı seyrederken kıyısında denizin
Yosun kokusunda ararsın benim kokumu
Ayın denizle dansı avuturken gözlerini
Türkülerimi özler kulakların
Yalan sevdalar ile kundaklanırken
Sende anlarsın ki
Sen,
Sen beni asla unutamazsın…

Sen,
Sen beni ömrünce unutamazsın…


Seher_Yeli


Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 15 Ara 2012 00:45:21
Karasevda

Bir kere sevdaya tutulmaya gör;
Ateşlere yandığının resmidir.
Aşık de...diğin, Mecnun misali kör;
Ne bilsin alemde ne mevsimidir.

Dünya bir yana, o hayal bir yana;
Bir meşaledir pervaneyim ona.
Altında bir ömür döne dolana
Ağladığım yer penceresi midir?

Bir köşeye mahzun çekilen için,
Yemekten içmekten kesilen için,
Sensiz uykuyu haram bilen için,
Ayrılık ölümün diğer ismidir.

Cahit Sıtkı Tarancı

Çevrimdışı bergüzar

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
  • 1.141
  • 10.627
  • Okul Müdürü
# 15 Ara 2012 00:46:50
Ben sana hep üşüyordum,
Çünkü kıştım.
Nakıştım, bakıştım.
İnkar etmiyorum da bunu,
Seni sevmek gibi büyük işlere kalkıştım.
Ve lütfen inkar etme;
Sana en çok ben yakıştım.

Özdemir Asaf

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 15 Ara 2012 21:20:13
DÖN

Yakamozun hükmü şafak sökene kadar
Gel-gitlere boğulmadan denizimiz dön
Çöller kaç mecnunun ömrüyle kanar
Gözlerim seraba aldanmadan dön
Gül dahi bülbülün yüklenmiyor sabrına
Yıldızlar diklenmiyor güneşlerin şavkına
Seni bana yar kılan sahibimin aşkına
Şaşkına dönmeden takvimlerim dön
Kader kaç sabaha buluşturur gecemi
Akıl kaç gün daha teskin eder kalbimi
Bıraktığın hasretin tâlân edip gövdemi
Kuru dala çevirip kırılmadan dön
Ahengine düştüysen başka bir manzaranın
Neresinden dönersen kârıdır zararının
Kem gözlerin şerrinden kurtulup nazarının
Kabulü ol duamın bismillah de dön
Taş bildiğim sabrım yenilmeden telaşa
Kaç aşık benim gibi anılır ki aşkıyla
Emir değil buyruk değil bu haşa
Ricasıdır kalbimin kırılmadan dön
Kelimeler seni taşımaktan yorulup
Üç noktalar dağılıp tek noktada buluşup
Ünlem işaretleri sevgime önlem olup
Geçmiş zamanlarımın öznesi olmadan dön
Hece hece yerleş pelesenk ol dilime
Sancıların mesken edilmeden kalbime
Hekimleri çaresiz bırakıpta derdime
Hâkimlere kalemini kırdırmadan dön
Uzattığım elimi boş çevirme bağrıma
Bir an yerimde ol da feryadedip bağırma
Yamacına düşürüp hasretinin dağına
Beni Ferhat etmeden Şirin’im ol dön

Mehmet Ercan

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK