Sevdiğimiz Şiirler

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 05 Oca 2013 18:37:43
Nereden Bileceksin

O eski hülyaların sahile vurduğunu
Yakama bir muamma taktığım gün hatırla
Gurbetin mahşerimde bir sıla bulduğunu
Dağlar gibi eriyip aktığım gün hatırla

Nereden bileceksin, şehrin sokaklarında
Kaybolan ışıkların gözlerim olduığunu
Her seher yüreğimde açan karanfillerin
Her akşam ellerimde sararıp solduğunu
Nereden bileceksin

Kim bilir, belki bir gün kapıma geleceksin
Siyah tüylü martılar yorgun pencerelerde
Benimle ağlayacak benimle güleceksin
Göğsümde ızdırabı Deniz fenerlerinin
Hayatımdan fışkıran hüzne gömüleceksin

Her şairin bir gülle bahtiyar olduğunu
Bir sana bir göklere baktığım gün hatırla
Gönlümün kahrın ile ihtiyar olduğunu
Sigaramı sessizce yaktığım gün hatırla

Bilemezsin içimde bir denizdir yaşamak
Sen denizin en uzak noktasında şen şakrak
Ben kırgın dalgalarla avunurum derinde
Gemilere yosunlu mendiller bağlayarak

Nereden bileceksin fesleğen köklerinin
Hercai bulutlardan bıkıp usandığını
Ansızın kayıveren yıldızların ardında
Vuslatı bekleyen bir kalbin yandığını
Nereden bileceksin

Yağmura boyun büken susuz topraklar gibi
Kim bilir belki bir gün kapıma geleceksin
Sinesinde bi-vefa bir sırrı saklar gibi
İnfazına yürüyen ölü tutsaklar gibi
Gözlerinin hicranlı yaşını sileceksin

Tatlı bir rayihanın göklere dolduğunu
Irmaklara karışıp aktığım gün hatırla
Gölgelerin ruhumu görüp kaybolduğunu
Mavi bir şimşek gibi çaktığım gün hatırla

Gülümse ve uzaklaş çünkü anlayamazsın
Bu kopan fırtınayı Yusuf'un yüreğinde
Koyu bir çaresizlik ayinidir yalnızlık
Züleyha'nın menekşe büyüyen gözlerinde

Nereden bileceksin kayalara tutunan
Devlerin birer birer vurulup öldüğünü
Rüyaları süsleyen eşsiz mücevherlerin
Bir dervişi görünce yere döküldüğünü
Nereden bileceksin

Kim bilir belki bir gün kapıma geleceksin
Kollarında rüzgarlı bir deprem karanlığı
Kapı aralığında sessizce gireceksin
Işıldayan bu gönül şahikası önünde
El pençe divan durup sen de eğileceksin

Bülbülün lalezardan neden kovulduğunu
Bu hayal zindanını yıktığım gün hatırla
Balığın susuz kalıp suda boğulduğunu
Acılar evreninden çıktığım gün hatırla

 

Nurullah Genç

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 06 Oca 2013 03:35:39
HATRINA DÜŞECEĞİM

Kopkoyu bir sis içinde bir akşam
Hatırına düşeceğim belki
Bir an ıslayacak yağmur yüzünü
Birden o tatlı demleri hatırlayacaksın
Sonra sıcak yatağında uzun uzun
Ağlayacaksın Ağlayacak.!

Boğazında bir şeyler düğümlenecek
Ah yanımda olsaydı diyeceksin
Tüm yıldızlar gülecek haline Ay'da göz kırpacak
İliklerine işleyecek bensizlik
Kahrolacaksın...!

Bir sigara tüttüreceksin ihtimal
Ufku seyredeceksin saatlerce
Bir rüzgar kopçalayacak yüzünü
Sonra hayalim gelecek karşına
Bir Şiirimi mırıldanacaksın
Hıçkıracaksın..!

Gönlünden atamadığın gibi kafandan da
Silemeyeceksin beni düşlerine gireceğim her gece
İnce bir hüzün bürüyecek yüzünü
Ve çırılçıplak gerçekleri o zaman
Anlayacaksın..!

Sonra bir şeyler yazmak isteyeceksin
Kafan gibi kaleminde işlemeyecek
Unutmak isteyeceksin her şeyi
Ama unutamayacaksın hiç bir şeyi
Kıvranacaksın.!
                   NFK

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.281
  • 230.760
  • 29.281
  • 230.760
# 06 Oca 2013 07:51:00
Haykır! Kime, lâkin? Hani sâhipleri yurdun?
Ellerdi yatanlar, sağa baktım, sola baktım;
Feryâdımı artık boğarak, na'şını, tuttum,
Bin parça edip şi'rime gömdüm de bıraktım.
Seller gibi vâdîyi enînim saracakken,
Hiç çağlamadan, gizli inen yaş gibi aktım.
Yoktur elemimden şu sağır kubbede bir iz;
İnler "Safahât"ımdaki husran bile sessiz!
(M Akif ERSOY)

Çevrimdışı berrin67

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 220
  • 810
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 220
  • 810
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 06 Oca 2013 19:04:06
Sıkı bir aşk dilenmeden
Kırık dökük bir gülüşüne bile razıyken ben,
Sen "sımsıkı ayrılık" olsun istedin
Dudağına yakışır bir edayla
Estin geçtin
"Kendince"

Şimdi bütünleş yokluğumla
Bak ben yine yalnız değilim
Gittiğim her yerdesin
Baktığım her yersin
"Kendimce"

Bülent Gürakar

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.281
  • 230.760
  • 29.281
  • 230.760
# 06 Oca 2013 22:26:29
Asarken uykumu elma ağacına
Bir tadımlık haz çalıyorum dünyadan
Ölüm kokusu için
Mezarlığı sarıyorum yastığıma
Bin defa kusuyorum dünyayı
Bin defa gömüyorum ağzımı
Akşam ezanına
İbrahim e benzer bir suskunluğum var
Sadece Allah’ın anladığı suskunluğum
Bir de koklayıp durduğum çocukluğum
-akışında- ( saati geri aldım)

Çevrimdışı munzeviçığlık

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 4.642
  • 22.385
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 06 Oca 2013 23:39:33
Aşk Ölümcül Bir Hülyadır

Hülya tatlı bir andır
Süzülür dibine selvi ağaçlarının
Zambakların, sevda çimenlerinin.
Dağlarda duman duman tütüyor sıla
Sıla da garibin omuzlarına
Güvercin gibi konan
Sadağında mumçiçeği serzeniş
Mızrakları cazibesiyle kıran
Saçları darmadağın
Bitişik bir hicrandır.
Ne fettan sarayların
Bitişik cilvekar yalnızlığı
Ne de bezirganları küçümseyen sultandır.
Gezinir içimizde hülya tatlı bir andır.
Ne gün başımı alıp gitsen karanlıklara
Çıkıyor bir köşeden karşıma kelebekler
Onlar da bir derbeder gibi mahrum öteden
Onlar da tanyerine bakıp hülyayı bekler.
Beyhude hekimlerin ülkesinde bir şehir
Çıkmaz sokaklarını düşlerimize açan
Bir sahura yıldızı gibi göklerde uçan
Köpüksüz anıların sihriyle akan nehir
Varlığı bestenigar, yokluğun deniz gibi
Gönül,safkan bir vefa atlasında şahlanır.
Asil fırtınalarda kaybolan bir iz gibi
Çölde aşk suretinde bir ahu peydahlanır.

Kum,yaldızlı giysiler içinde meşhur güzel
Ay öper eğilerek çölün yanaklarını
Ufukların delisi, soluk bir deniz gibi
Bir sayeban altında yürür hazinesine
Kah takılır uzaktan bir belanın sesine
Kah yüzü yıldızlara benzeyen bir rüyadır.
Bin tepede bayrağı dalgalanır Leyla'nın
Oysa aşk,karanlıkta ölümcül bir hülyadır.

  
                                          Nurullah Genç
 
  

 

Çevrimdışı ALAMET-i FARİKA

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.093
  • 11.861
  • 1.093
  • 11.861
# 09 Oca 2013 16:29:06

   h.n.a.

DAVETİYE

Ey benito musolini! Ey gayet yüce,
İtalyanlar başvekili muhterem Duce!
Duydum ki, yelkenleri edip de fora
Gelecekmiş orduların yeşil Bosfora.
Buyursunlar... Bizim için savaş düğündür;
Din arabın, hukuk sizin, harp Türklüğündür.
Açlar nasıl bir istekle koşarsa aşa
Türk eri de öyle gider kanlı savaşa.
Hem karadan, hem denizden ordular indir!
Çarpışalım, en doğru söz süngülerindir!
Kalem, fırça, mermer nedir? birer oyuncak!
Şaheserler süngülerle yazılır ancak!
Çağrı Beg'le Tuğrul Beg'in kurduğu devlet
İtalyalı melezlerden üstündür elbet;
Bizim eski uşakları alda yanına
Balkanlardan doğru yürü er meydanına;
Çelik zırhlı kartalları göklere saldır...
Fakat zafer sizin için söz ve masaldır...
Dirilerek başınıza geçse de Sezar
Yine olur Anadolu size bir mezar.
Belki fazla bel bağladın şimal komşuna,
Biz güleriz Cermenliğin kuduruşuna,
Tanıyoruz Atilla'dan beri cermeni,
Farklı mıdır prusyali yahut ermeni?
Senin dostun cermanyaya biz Nemçe deriz,
Bir gün yine bec önünde düğün ederiz.
Söyle, kara gömlekliler etmesin keder;
Ölüm-dirim savaş bir gün mukadder!
Gerçi bugün eskisinden daha çok diksin;
Fakat yine biz Osmanlı, sen Venediksin!
Tarihteki eski Roma hoş bir hayaldir,
Hayal bütün insanlarda olan bir haldir.
Bu hayaller zamanları hızla aşmalı,
GökTürklerle Romalılar karşılaşmalı!
Görmüyorsan gönlümüzün içini, körsün!
Kılıçlarımız kınlarından çıkmaya görsün!
Top sesleri, bomba sesi bize saz gelir;
17'ye karşı 44 milyon az gelir.
Arnavudu yendim diye kendini avut,
Yiğit Türkle bir olur mu soysuz Arnavut?
Kayalara çarpmalıdır korkunç türküler!
Dalmalıdır gövdelere çelik süngüler!
Sert dipçikler ezmelidir nice başları!
Ecel kuşu ayırmalı arkadaşları!
En yiğitler serilmeli en önce yere!
Kızıl kanlar yerde taşıp olmalı dere!
Ülkü denen nazlı gelin erde şan ister!
Büyük devlet kurmak için büyük kan ister.
Damarında var mı senin böyle bol kanın?
Türk'ün kanı bir eşidir lavlı volkanın!
Tarihteki eski Roma hoş bir hayaldir,
Kurulacak yeni Roma boş bir hayaldir,
Karşısında olmasaydı şanlı "Türk Budun"
Belki gerçek olacaktı bir gün umudun,
İnsan oğlu ümitlerle dolup taşmalı,
Aryalarla Turanlılar karşılaşmalı.
Tabiatın yürüyüşü belki yavaştır;
Hız verecek biricik şey ona savaştır!
Keskin olur likörlerden ayranla kımız,
Karnerayı yere serer Tekirdağlımız.
Yurdumuzun çok tarafı olsa da kuru
Makarnadan kuvvetlidir yine bulguru...
Biz güleriz facyoların felsefesine,
Dayanır mı kırkı bir tek Türk efesine?
Bizim yanık Fuzuli'miz engin bir deniz!
Karşısında bir göl kalır sizin danteniz!
Bizler ulu bir çınarız, sizler sarmaşık!
"General"ler "Paşa" larla atamaz aşık!..
Ey İtalyan başvekili! Ey musolini!
İki ırkın kabarmalı asırlık kini...
Hesabını göreceğiz elbette yarın
Yedi yüzlü, yedi dilli İtalyanların!
Irkınızı hiçe saydı Hazreti Fatih.
Biraz daha yaşasaydı Hazreti Fatih
Ne Venedik kalacaktı, ne Floransa...
Hoş geldiniz diyecekti bize Fransa!
Haydi, hamle kafirindir... İlkönce sen gel
Ecel ile zaman bize olmadan engel!
Burda tanklar yürümezse etme çok tasa;
Süngülerle çarpışmadır savaşta yasa.
Olma böyle sinsi çakal, yahut engerek!
Bozkurt gibi, kartal gibi döğüşmek gerek!
Kılıç Arslan öldü sanma, yaşıyor bizde!
Atilla'nın ateşi var içimizde!
Kanije'nin gazileri daha dipdiri!
Sınırdadır Plevne'nin kırk bir askeri!
Edirne'de Şükrü Paşa bekliyor nöbet!
Dumlupınar denen şeyi bilirsin elbet!
Şehitlerden elli milyon bekçisi olan
Aşılmaz bir kayadır bu ebedi vatan!

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.281
  • 230.760
  • 29.281
  • 230.760
# 09 Oca 2013 22:18:46
Kardeşleri olmalı insanın..
Aynen gemilerin limanları gibi..
Zaman zaman uğradığın... Yükünü boşalttığın...
Dalgalar dininceye dek koynunda beklediğin...
Sonra açık denizlere uğurlamalı seni...

Geri döneceğin günü beklemek umuduyla...
Bazen rüzgara o açmalı yelkenini...
Yanağına konan bir öpücüğün coşkusuyla,
Halatları çözmeli...

Seni çok ama çok özlemeli...
Kardeşleri olmalı insanın...
Ermiş, bilge, hayatı ezbere okuyabilen...

Düşünmediklerini düşündürebilen...
Seni bir cambaz ipinde, güvende tutabilen...
Gerektiğinde senin için ateşi tutabilen...
Yoluna ışık tutan...

Şekillendirmeyi öğretmeli sana,
Hayatın çömleğini...
Sana vermeli, soğuk bir kış günü...
Üzerindeki tek gömleğini...

Çevrimdışı ışık46

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.655
  • 4.045
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.655
  • 4.045
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 10 Oca 2013 15:32:54
çok sevdiğim  bir şiir

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.281
  • 230.760
  • 29.281
  • 230.760
# 10 Oca 2013 21:29:07

Yaşamak güzel şey doğrusu
Üstelik hava da güzelse
Hele gücün kuvvetin yerindeyse
Elin ekmek tutmuşsa bir de
Hele tertemizse gönlün
Hele kar gibiyse alnın
Yani kendinden korkmuyorsan
Kimseden korkmuyorsan dünyada
Dostuna güveniyorsan
İyi günler bekliyorsan hele
İyi günlere inanıyorsan
Üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey
Çok güzel şey doğrusu...

Melih Cevdet Anday

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.281
  • 230.760
  • 29.281
  • 230.760
# 11 Oca 2013 18:12:15
Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
Memleket isterim
Ne başta dert ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim
Ne zengin fakir ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikayet ölümden olsun.

Cahit Sıtkı TARANCI

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 11 Oca 2013 21:20:46
Okumayın dinleyin...

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı canegt

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.904
  • 12.100
  • 2.904
  • 12.100
# 12 Oca 2013 07:48:33
AZALAN ÖMRE GAZEL

Zaman eksiltir insanı, her geçen gün, ömründen çala çala
Geçende oturup düşündüm, ne kadar kaldığımı, azala azala.

Sonra çıkıp yürüdüm, içki de istemedi her nasılsa canım
Tesbih gibi çekip geçmiş yılları, yüreğim darala darala

Bu dünya bakidir ve herkesten, elbette bir şeyler kalır
Kanayan bir sevda kalacak, delik deşik, benden kala kala

Ben sizleri içinizdeki, o bilmediğiniz yüzünüzle sevdim
Usandım yıllar boyu durmadan, kuyulara bakraç sala sala

Yetti artık Altıok Metin, sürdüğün şu pıtraklı zor ömür
Tuzak ol bir ölüme, denizler gibi, var git çoğala çoğala

Metin Altıok

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.281
  • 230.760
  • 29.281
  • 230.760
# 13 Oca 2013 17:26:55
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı ferdem

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.415
  • 27.386
  • 4.415
  • 27.386
# 15 Oca 2013 22:54:49
"ötme bülbül ötme şen değil bağım
dost senin derdinden ben yana yana
tükendi fitilim eridi yağım
dost senin derdinden ben yana yana

deryadan bölünmüş sellere döndüm
ateşi kararmış küllere döndüm
vakitsiz açılmış güllere döndüm
dost senin derdinden ben yana yana

'ta ezelden hür milletiz,
soyu sopu gür milletiz,
kandan, candan bir milletiz.
bir temel, bir duvar, bir taş,
alevi, sünni, kızılbaş.

aynı mayadan yoğrulan,
türk, türkmen diye çağrılan,
aynı kıbleye doğrulan,
bir secdeye konulan baş,
alevi, sünni, kızılbaş.

dedemiz bir torunlarız,
dün, bugün ve yarınlarız,
yüceleriz, derinleriz,
yunus emre, hacı bektaş,
alevi, sünni, kızılbaş.

oğuz'un yimi dört boyu,
yüce türk'ün şanlı soyu,
dede, baba, amca, dayı,
bibi, teyze, bacı, gardaş,
alevi, sünni, kızılbaş.

öz gardaşlar olmaz dargın,
dargın olsa, düşer yorgun,
haykır gece, gündüz, hergün.
bir temel, bir duvar, bir taş,
alevi, sünni, kızılbaş.

bilsin bunu ar edenler,
sözü, cana kar edenler,
soyunu inkar edenler,
haramzadedir ey gardaş,
alevi, sünni kızılbaş.

uyudun kaç asır boyu,
uyan ey oğuz'un soyu!
baba, dede, amca, dayı.
bayramdır bu, gel kucaklaş,
alevi, sünni, kızılbaş.'

haberin duyarsın feyikler ile
yaramı sarsınlar şehidler ile
kırk yıl dağda gezdim geyikler ile
dost senin derdinden ben yana yana

abdal pir sultan'ım, doldum eksildim
yemeden içmeden sudan kesildim
zülfün kemendine kondum asıldım
dost senin derdinden ben yana yana"

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK