Sevgililer Sevgilisi Peygamber Efendimizin Doğum Günü....

Çevrimdışı hanife3

  • Uzman Üye
  • *****
  • 917
  • 1.519
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 917
  • 1.519
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 12 Şub 2011 22:12:41
hepimizin mevlit kandili mübarek olsun dualarımız kabul olsun

Çevrimdışı cananm

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 324
  • 4.706
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 324
  • 4.706
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 12 Şub 2011 22:34:54
En Sevgiliye selam olsun.

Çevrimdışı cavcuk

  • Uzman Üye
  • *****
  • 290
  • 445
  • Okul Müdürü
  • 290
  • 445
  • Okul Müdürü
# 12 Şub 2011 22:42:45
inşallah "O"da bizleri(eğitimhane camiasını) sever ve şefaatine nail oluruz.

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.412
  • 177.324
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 17.412
  • 177.324
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 12 Şub 2011 22:43:40
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
inşallah "O"da bizleri(eğitimhane camiasını) sever ve şefaatine nail oluruz.
aminnnn

Çevrimdışı yakupbattal

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 150
  • 190
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 150
  • 190
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 12 Şub 2011 22:46:07
Sevgililer sevgilisine  sonsuz Salat-u Selam olsun. Rabbin O'nun ümmmetine layık bir kul eylesin. Tüm müslüman aleminin Miraç Kandili mübarek olsun. Allah dualarımızı kabul eylesin.

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.412
  • 177.324
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 17.412
  • 177.324
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 12 Şub 2011 22:47:23
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Sevgililer sevgilisine  sonsuz Salat-u Selam olsun. Rabbin O'nun ümmmetine layık bir kul eylesin. Tüm müslüman aleminin Miraç Kandili mübarek olsun. Allah dualarımızı kabul eylesin.
miraç değil öğretmenim...mevlit kandili...ALLAH DUALARIMIZI KABUL ETSİN...

Çevrimdışı yakupbattal

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 150
  • 190
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 150
  • 190
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 12 Şub 2011 22:59:38
Arkadaşlar yanlışlık olmuş miraç değil mevlit kandili olacaktı. :)

Çevrimdışı oğuzkağan

  • Üye
  • *
  • 1
  • 20
  • 1
  • 20
# 12 Şub 2011 23:02:26
biliyorum, şu kalem tutan parmaklarım bile layık değil SENİ yazmaya.. ama SENİ SEVİYORUM EFENDİM… biliyorum, yüreğimin duvarları kapkara… siyah noktalar çepeçevre sarmalamış dört yanı, ama SENİ ÖZLÜYORUM EFENDİM…gözyaşlarım hak etmiyor sevgini, yüzüm yok SANA bakmaya... ama bu gözler hasretinle kanıyor EFENDİM… SEN doğarken güneş gibi kainata, ben yoktum, göremedim gelişini… hazreti AMİNE’nın bağrındaki o güneş , O NUR SENDİN.. gelişini müjdeleyen melekler, geldin diye tebessüm eden ARŞ, birbirlerine doğusunu haber veren yıldızlar.. o parlak yıldızlardan bir tane ben olsaydım EFENDİM.. KISRA’nın sarayında yıkılan sütunların her birine bir darbede ben vursaydım.. gelişini müjdeleyen kuvvetli bir rüzgar da ben olsaydım.. SAVE gölünü kurutan bir nebze AŞK DA ben olsaydım.. sesleseydim kainaTa, ”AHMET‘ın yıldızı doğdu “deseydım… O YILDIZ doğduğundan beri sönük kaldı bütün yıldızlar EFENDİM! sahralarda bastığın kum tanecikleri olsaydım da, mübarek ayaklarının altında yandıkça yansaydım.. canım feda olsun SANA EFENDİM, ruhum feda olsun SANA.. layık değilim biliyorum, layık değilim SENİ yazmaya, ama SENİ SEVİYORUM EFENDİM.. ayağına batan bir tek dikene dahi kalbi incinen o iman dolu erlerden, o aslan parçası yüreklerden biri de ben olsaydım… SANA canıyla, malıyla, ve butün hayatıyla tabi olan o yiğitlerin, o iman dolu abidelerin imanından bir katre de ben olsaydım.. MUS’ap bin UMEYR misali, sancağı sağ elime alsaydım, kopunca sağ elim, onu sol elime alsaydım, o da kopunca sancağı başImla gövdem arasına sıkıştırsaydım… bir SÜMEYYE olsaydım, imanını iki devenin halatları ucuna teslim etmeyen SÜMEYYE… bir BİLAL olsaydım, kızgın kumların üzerinde, karnında onlarca kaya, kırbaçlar yeğdıkça vucuduna, yine de“ALLAH-U EHAD” diyen bir BİLAL!. BİR Yasir olsaydım, paslı mızrakların hedefi olsaydı sinem yine de, “LA İLAHE İLLALLAH” nidalarıyla haykırsaydım..

EFENDİM! biliyorum layık değilim SENİ özlemeye, SENİ sevmeye, SENİ yazmaya....

Yürekten katılıyorum güzel kardeşim.... çok duygulandım. yüce Rabbim inşallah biz günahkar kullarını O 'nun (S.A.V) şefaatine nail eyler.....

Çevrimdışı gülnihal köse

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 99
  • 619
  • 99
  • 619
# 12 Şub 2011 23:12:52
Yağmur

Vareden'in adıyla insanlığa inen Nur
Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından
Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur
Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından
Rahmet vadilerinden boşanır ab-ı hayat
En müstesna doğuşa hamiledir kainat

Yıllardır boz bulanık suları yudumladım
Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları
Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım

Hasretin alev alev içime bir an düştü
Değişti hayel köşküm, gözümde viran düştü
Sonsuzluk çiçeklerle donandı yüreğimde
Yağmalanmış ruhuma yeni bir devran düştü

İhtiyar cübbesinden kan süzülür Nebi'nin
Gökyüzü dalgalanır ipekten kanatlarla
Mehtabını düşlerken o mühür sahibinin
Sarsılır Ebu Kubeys kovulmuş feryatlarla
Evlerin arasına dikilir yesil bayrak
Yeryüzü avaredir, yapayalnız ve kurak

Zaman, ayaklarımda tükendi adım adım
Heyûla, bir ağ gibi ördü rüyalarımı
Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydim

Yağmur, gülsenimize sensiz, baldiran düştü
Düşmanlik içimizde; dostluklar yaban düştü
Yenilgi, ilmek ilmek düğümlendi tarihe
Her sayfaya talihsiz binlerce kurban düştü

Bir güzide mektuptur, çağlarin ötesinden
Ulaşır intizarın yaldızlı sabahına
Yayılır o en büyük mustu, pazartesinden
Beyazlik dokunmuştur gecenin siyahina
Susuzluktan dudağı çatlayan gönüllerin
Sükutu yar, sevinci dualar kadar derin

Çaresiz bir takvimden yalnızlığa gün saydım
Bir cezir yaşadım ki, yaşanmamiş, mazide
Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydim

Sensiz, kaldırımlara nice güzel can düştü
Yarılan göğsümüzden umutlar bican düştü
Yağmur, kaybettik bütün hazinesini ceddin
En son, avucumuzdan inci ve mercan düştü

Melekler sağnak sağnak gülümser maveradan
Gümüş ibrik taşıyan zümrüt gagalı kuşlar
Mutluluk nağmeleri işitirler Hiradan
Bir devrim korkusuyla halkalanır yokuşlar
Bir bebeğin secdeye uzanırken elleri
Paramparça, ateşler sahinin hayalleri

Keşke bir gölge kadar yakınında dursaydım
O mücella çehreni izleseydim ebedi
Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım

Sarardı yeşil yaprak; dal koptu; fidan düştü
Baykuşa çifte yalı; bülbüle zindan düştü
Katil sinekler deldi hicabın perdesini
İstiklal boşluğunda arılar nadan düştü
Dolaşan ben olsaydım Save'nin damarında
Tablosunu yapardim yıkılan her kulenin
Ebedi aşka giden esrarlı yollarında
Senden bir kıvılcımın, süreyya bir şulenin
Tarasaydım bengisu fışkıran kakülünü
On asırlık ocağın savururdum külünü

Bazen kendine aşık deli bir fırtınaydım
Fırtınalar önünde bazen bir kuru yaprak
Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım

Sensizlik depremiyle hancı düştü; han düştü
Mazluma sürgün evi; zalime cihan düştü
Sana meftun ve hayran, sana ram olanlara
Bir bela tünelinde ağır imtihan düştü

Badiye yaylasında koklasaydım izini
Kefenimi biçseydi Ebva'da esen rüzgar
Seninle yıkasaydım acılar dehlizini
Ne kaderi suçlamak kalırdı ne intihar
Üstüne pırıl pırıl damladığın bir kaya
Bir hurma çekirdeği tercihimdir dünyaya

Suskunluğa dönüştü sokaklarda feryadım
Tereddüt oymak oymak kemirdi gururumu
Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım

Haritanın en beyaz noktasına kan düştü
Kırıldı adaletin kılıcı; kalkan düştü
Mahkumlar yargılıyor; hakimler mahkum şimdi
Hakların temeline sanki bir volkan düştü

Firakınla kavrulur çölde kum taneleri
Ahuların içinde sevdan akkor gibidir
Erdemin, bereketin doldurur haneleri
Sensiz hayat toprağın sırtında ur gibidir
Şemsiyesi altında yürürsün bulutların
Sensiz, yükü zehirdir en güzel imbatların

Devlerin esrarını aynalara sorsaydım
Çözülürdü zihnimde buzlanmış düşünceler
Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım

Sensiz, tutunduğumuz dallardan yılan düştü
İlkin karardı yollar, sonra heyelan düştü
Güvenilen dağlara kar yağdi birer birer
Sensizlik diyarından püsküllü yalan düştü

Yağmur, duysam içimin göklerinden sesini
Yağarsın; taşlar bile yemyeşil filizlenir
Yıldırımlar parçalar çirkefin gövdesini
Sel gider ve zulmetin çöplüğü temizlenir
Yağmur, bir gün kurtulup çağın kundaklarından
Alsam, ölümsüzlüğü billur dudaklarından

Madeni arzuların ardında seyre daldım
Küflü bir manzaranın çürüyen güllerini
Senin için görülen bir düş de ben olsaydim

Şehirler kabus dolu; köylere duman düştü
Tersine döndü her şey sanki; asuman düştü
Kırık bir kayık kaldı elimizde, hayali
Hazindir ki; dertleri asmaya umman düştü

Ayrılığın bağrımda büyüyen bir yaradır
Seni hissetmeyen kalp, kapısız zindan olur
Sensiz doğrular eğri; beyaz bile karadır
Sesini duymayanlar girdabında boğulur
Ana rahminde ölür sensizlikten bir cenin
Şaşkınlığa açılır gözleri, görmeyenin

Saatlerin ardında hep kendimi aradim
Bir melal zincirine takıldı parmaklarım
Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım

Sensiz, ufuklarıma yalancı bir tan düştü
Sensiz kıtalar boyu uzayan vatan düştü
Bir kölelik ruhuna mahkum olunca gönül
Yüzyıllardır dorukta bekleyen sultan düştü

Ay gibisin; güneşler parlıyor gözlerinde
Senin tutkunla mecnun geziyor güneş ve ay
Her damla bir yıldızı süslüyor göklerinde
Sümeyra'yı arıyor her damlada bir saray
Tohumlar ve iklimler senindir; mevsim senin
Mekanın fırçasında solmayan resim senin

Yağmur, birgün elimi ellerinde bulsaydım
Güzellik şahikası gülümserdi yüzüme
Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım

Tavanı çöktü aşkın; duvarlar üryan düştü
Toplumun gündemine koyu bir isyan düştü
İniltiler geliyor doğudan ve batıdan
Sensizlikten bozulan dengeye ziyan düştü

Islaklığı sanadır ahımın, efgahımın
İçimde hicranınla tutuşuyor nağmeler
Sendendir eskimeyen cevheri efkarımın
Nazarın ok misali karanlıkları deler
Bu değirmen seninle dönüyor; ahenk senin
Renkleri birbirinden ayıran mihenk senin

Bir hüzün ülkesine gömülüp kaldı adım
Kapanıyor yüzüme aralanan kapılar
Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım

Yağmur, sayrılığıma seninle derman düştü
Beynimin merkezine ölümsüz ferman düştü
Silindi hayalimden bütün efsunu ömrün
Bir dönüm noktasında aklıma Rahman düştü

Nefsinle yeniden çizilecek desenler
Çehreler yepyeni bir degişim geçirecek
Aydınlığa nurunla kavuşacak mahzenler
Anneler çocuklara hep seni içirecek
Yağmur, seninle biter susuzluğu evrenin
Sana mü'mindir sema; sana muhtaçtır zemin

Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım
Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın
Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım

Kardeşler arasında heyhat, su-i zan düştü
Zedelendi sağduyu; körleşen iz'an düştü
Şarrkısıyla yaşadık yıllar yılı baharın
İnsanlık bahçemize sensizlik hazan düştü

Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım
Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım
Dokunduğun küçük bir nakiş da ben olsaydım
Sana sırılsıklam bir bakiş da ben olsaydım
Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım
Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım
Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım
Senin için görülen bir düş de ben olsaydım
Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım
Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım
Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım
Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım
Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın
Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım
 
Nurullah Genç
 (Uzun ama Peygaber Efendimizi anlatan en güzel şiirlerden biri.Mevlid  Kandilimiz mübarek olsun.)
 

Çevrimdışı ayteking

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.023
  • 20.847
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 2.023
  • 20.847
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 12 Şub 2011 23:14:58
ahh! sana bir layık olabilsem...

Çevrimdışı mt0212

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.310
  • 10.542
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.310
  • 10.542
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 12 Şub 2011 23:16:42
Bir Gece

on Dört Asır Evvel Yine Böyle Bir Geceydi.
kumdan Ayın On Dördü Bir Öksüz Çıkıverdi.
lakin O Ne Hüsrandı Ki;hissetmedi Gözler.
halbuki Kaç Bin Senedir Bekleşmedelerdi.

nerden Görecekler Göremezlerdi Tabii,
bir Kere Zuhur Ettiği Çöl En Sapa Yerdi.
bir Kere De Mamure-i Dünya O Zamanlar,
buhran İçindeydi,bu Gündende Beterdi.

sırtlanları Geçmişti Beşer Yırtıcılıkta,
dişsiz Mi Bir İnsan Onu Kardeşleri Yerdi.
fevza Bütün Afakını Sarmıştı Zeminin.
salgındı,bugün Şarkı Yıkan Tefrika Derdi.

derken Büyümüş Kırkına Gelmişti Ki Öksüz,
başlarda Gezen Kanlı Ayaklar Suya Erdi.
bir Nefhada İnsanlığı Kurtardı O Masum,
bir Hamlede Kayserleri,kisraları Serdi.

aczin Ki Ezilmekti Bütün Hakkı Dirildi;
zulmün Ki Zeval Aklına Gelmezdi Geberdi.
alemlere Rahmetti Evet Şer-i Mübini,
şehbalini Adıl İsteyenin Yurduna Girdi.

dünya Neye Sahipse Onun Vergisidir Hep,
medyun Ona Cemiyyeti Medyun Ona Ferdi.
medyundur O Masuma Bütün Bir Beşerriyet.
ya Rab Bizi Mahşerde Bu İkrar İle Haşret.

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.412
  • 177.324
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 17.412
  • 177.324
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 12 Şub 2011 23:19:44
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
ahh! sana bir layık olabilsem...
layık olabilmek ümidiyle...



şiirler çok anlamlı ve güzel...engele takılıyorum...teşekkürler

Çevrimdışı liff

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.251
  • 13.081
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 4.251
  • 13.081
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 12 Şub 2011 23:22:27
Bu sayfa beni çok duygulandırıyor..Sevgili Peygamberimize,en sevgilimize,kainatın yaradılış sebebine binlece kez selam olsun..Şefaatine nail olmak ümidiyle Ya Resullallah.....

Çevrimdışı e-muallim

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.298
  • 2.102
  • Okul Müdürü
  • 1.298
  • 2.102
  • Okul Müdürü
# 12 Şub 2011 23:30:35
"o gece sendin gelen ya Hz.Muhammed(S.A.V.)"

Rabbimizin insanlığa gönderdiği nurdur peygamber efendimiz.Doğumu insanlık için büyük bir ihsandır.
ona layık bir ümmet olmak için Mevlit Kandillerini dolu dolu yaşayalım inşallah.Hep birlikte,sımsıkı.
Kabenin taşları gibi omuz omuza.

Çevrimdışı doganemin

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 12.544
  • 82.645
  • 12.544
  • 82.645
# 12 Şub 2011 23:32:16
Ben seni görmeden sevdim,
Yorgun gecelerde titreyen,
Bir yanı yetim, bir yanı öksüz yüreğimle sevdim seni,
Ey gönül bahçemde büyüttüğüm nazlı çiçek,
Ey sevdamın adı,
Aşkın gerçek anlamı,
Bu hasret, bu gurbet söyle, söyle ne zaman bitecek ?
Ben seni görmeden sevdim,
Yolunu gözledim bir Medine sabahı,
Ellerimde güller,
Güller ki kokunu aldığım,
Kokunu alıp yandığım,
Yanıp, yanıp ağladığım,


Ben seni görmeden sevdim.
Gözlerini gözlerime değdir efendim,
Ellerini ellerime,
Sevmeyi senden öğrendim ilkin,
Sevilmesi gereken her şeyi senden,
Şefkât seninle manâ buldu,
Buz çöllerini seninle aştım,
Ab-ı hayat sundun sıcak ikliminle,
Gözlerini gözlerime değdir,
Ellerini ellerime efendim,

Ben seni görmeden sevdim,
Bahar yüzlü insanlar bildim,
Etrafında pervane,
Onlardan biri olmak istedim hep,
Her emrine amade,
Seninle yaşamak,
Seninle ölmek,
Seninle ağlamak,
Ve seninle tebessüm etmek,
Aynı sofrayı seninle paylaşmak istedim,
Ama en çok seni,
Seni görmek istedim,
Göremesem de,

Ben seni görmeden sevdim,
Veysel Karani sabrıyla büyüttüm sevgimi,
Hüznü yoldaş ettim,
Kâh yeller gibi estim Yemen’de,
Kâh mecnun gibi düştüm çöllere,
Bil ki,
Ölüm kapımı çalıp geldiğinde,
Ne zaman, nasıl, kim bilir nerede ?
Ben seni görmeden sevdim,

Ben seni görmeden sevdim,
Rüyalarım var sana dair,
Özlemlerim var sana,
Al yüreğim senin olsun sultanım,
Uyandır beni aşka,
Ey Gül-i Vefa,
Ey Rahmet sağanağı,
Yağmur, yağmur tane, tane düştün de gönlüme,
Kurak topraklarım hayat buldu gelişinle,
Ben, Leyla çölünde seraplar gördüm çok zaman,
Boş hülyalara daldım,
Kayboldum,
Su içtiğim pınarlara ateşler dokundu,
Ben aşkımın hicranını sırtımda taşıdım

Ben seni görmeden sevdim.
Seni görmeden seven milyonlarca sevdalı gibi,
En berrak duyguları besledim sana,
En nadide hisleri,
Gel efendim,
Al götür beni uzaklara,
Düşmeden gülün tuzaklara,
Gözlerimde yaş akar, durur,
Bu ayrılık beni yakar, vurur,
Gözlerini gözlerime değdir,
Ellerini ellerime efendim...

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK