Üç Aylar Ve Hayat Dersleri (2012)

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 24 Haz 2012 17:52:35
Hayırlı günler dilerim.

Hayat dersleri  - 25 Haziran 2012 Pazartesi

DUANIZ NEDEN KABUL OLMAZ

İbrahim Ethem bir gün Basra çarşısında gezerken halktan  bazıları şöyle sordu :
 
 “Kuran’da Allah, Bana dua edin icabet edeyim buyuruyor.
Biz Allah’a dua ediyoruz fakat  neden kabul olunmuyor? ”
 
İbrahim Ethem dedi ki:  Kalbiniz on şeyden ölmüştür:
 
Allah’ı tanırsınız, ama hakkını eda etmezsiniz.
Allah’ın kitabını okursunuz, ama onunla amel etmezsiniz.
İblis’in düşmanlığını iddia edersiniz, ama ona tabi olursunuz.
Resulullah’ın sevgisini iddia edersiniz, ama onun izini ve sünnetini terk edersiniz.
Cennetin sevgisini iddia edersiniz, ama onun için amel etmezsiniz.
Cehennem korkusunu iddia edersiniz, ama günahlardan çekinmezsiniz.
Ölümün hak olduğunu iddia edersiniz, ama onun için hazırlanmazsınız.
Başkalarını ayıpları ile meşgul olursunuz, ama kendi ayıplarınızı terk etmezsiniz.
Allah’ın verdiği rızkı yersiniz, ama Allah’a şükür etmezsiniz.
Ölülerinizi gömersiniz, ama onlardan ibret almazsınız.

Rabbim kalbimizi sıhhate kavuştur.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 25 Haz 2012 18:38:59
Hayırlı günler dilerim.

Hayat dersleri  - 26 Haziran 2012 Salı

DÜNYADA ŞEN OLANLAR ÂHİRETTE DE ŞEN OLSUN

Maruf-u Kerhi bir gün Dicle kenarındaki bir hurma bahçesinde yakınlarıyla otururken kayık içinde bir kısım gençlerin saz çalıp içki içerek gelişlerini görürler. Bunlara kızanlar:

    - Senin duan makbuldür dua et de kayıklarını devirip suya gömülerek boğulsunlar, derler.

    Maruf, hemen ellerini açıp duaya başlar. Ama nasıl dua?

    - Rabb'im der, bunları bu dünyada şen şakrak kıldığın gibi ahirette de şen şakrak kılacak amaller nasip eyle!

   İtiraz ederler:

   - Biz senden, suya dökülüp cezalarını bulmalarını diledik. Sen ise bunların şen şakraklıklarının ahirette de sürmesini istedin!

   Cevap verir:

   - Bunların sarhoş halde suya dökülüp de boğulmalarından kimseye bir fayda gelmez. Ama ahirette de şen şakrak olacak ameller işlemelerinde topluma faydalar vardır. Siz benim duamı anlamadınız; ama Rabb'im anladı, der.

   Az sonra sahile çıkan gençler bahçeye Maruf'un huzuruna gelirler. Utanır, özür diler, tevbe istiğfar ederek bir daha böyle bir yanlışlığa sapmayacaklarına söz verirler. Verdikleri sözlerinde de dururlar, bir daha benzeri hatalara girmezler.

Not : Davranışlarından hoşlanmadığımız, sevmediğimiz kişiler hakkında nasıl dua etmemiz gerektiği hakkında bir fikir verebildiğimi umut ediyorum. :)

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 26 Haz 2012 19:21:34
Hayırlı günler dilerim.

Hayat dersleri  - 27 Haziran 2012 Çarşamba

GERÇEK TEVEKKÜL

Vaktiyle zeki, çalışkan bir medrese (üniversite) talebesi, rüyasında çok sevdiği, feyz aldığı, bağlandığı hocasının cehennemlik olduğunu gördü. Rüyayı ilk gördüğünde sıradan bir rüya diye aldırmadı. Ama aynı rüyayı birkaç defa üst üste görünce gerçekçi bir rüya olarak yorumladı ve bundan dolayı üzüntüye kapıldı. Üzüntüsü dışardan da farkedilecek haldeydi. Herkes gibi hocası da bunu gördü ve sordu:

   - "Oğlum senin neyin var, son günlerde yüzün hiç gülmüyor?"

   Delikanlı başlangıçta söylemek istemeyip geçiştirmeye çalıştıysa da ısrar karşısında açıklamak zorunda kaldı:

   - "Hocam, ben kaç defadır rüyamda sizin cehennemlik olduğunuzu görüyorum ve buna çok üzülüyorum."

   Hoca öğrencisine ve onun şahsında herkese ibret olacak şu açıklamada bulundu:

   - "Oğlum, ben senin gördüğün rüyayı (kendimin cehennemlik olduğunu) kırk yıldır görüyorum. Ama yine de ümitsiz ve isyankâr değilim. Doğru bildiğim yolda yürüyor, Allah'a kulluğumu eksiksiz yerine getirmeye çalışıyorum. Bana düşen de budur. Gerisi Allah'ın bileceği iştir."

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 27 Haz 2012 18:55:42
Hayırlı günler dilerim.

Hayat dersleri  - 28 Haziran 2012 Perşembe

HASTALANDIM ZİYARET ETMEDİN

Hastaları ziyâret etmek, fazîletli bir amel-i sâlihtir. Bu mühim vazîfeyi ihmâl etmek ise, müslüman için büyük bir kayıp ve ağır bir mes’ûliyettir. Peygamber Efendimiz bunu şöyle haber verir:
“Allah Teâlâ, kıyâmet gününde şöyle buyurur:
“–Ey Âdemoğlu! Hastalandım, Ben’i ziyâret etmedin!”
Âdemoğlu:
“–Sen Âlemlerin Rabbi iken ben Sen’i nasıl ziyâret edebilirdim?” der.
Allah Teâlâ:
“– Falan kulum hastalandı, ziyâretine gitmedin. Onu ziyâret etseydin, Ben’i onun yanında bulurdun. Bunu bilmiyor musun?” buyurur…”

(Müslim, Birr, 43)

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 28 Haz 2012 18:59:48
Hayırlı günler dilerim.

Hayat dersleri  - 29 Haziran 2012 Cuma

ÜLKEM BENİ YARIŞI BİTİRSİN DİYE GÖNDERDİ

Hava kararmaktadır.
Maraton yarışı sonuçlanalı bir saati geçmiştir. Stadyum neredeyse boşalmıştır. Stadyumun temizlikçileri yavaş yavaş etrafı toparlamaya bile başlamıştır. Tam o sırada stadyumun giriş kapısından bir siyahî atlet gözükür. Atletin gözü bitirme çizgisini aramaktadır. Koşma ile yürüme arası bir şekilde seke seke ilerlemektedir. Sonunda atlet bitirme ipini göğüsler. Böylece John Stephen Akhwari Mexico'daki 1968 Olimpiyatları'nda tarihe geçer.
Ama bu Tanzanyalı atletin tarihe geçmesine asıl neden yarışı en son bitiren atlet olması değil, ipi göğüsledikten sonraki sözleri olmuştur. Bu Tanzanyalı atlet yarış sırasında bir kaza geçirmiş ve yaralanmış, tedavisi yapılmış ama bacağı hâlâ kanamaktadır. Stadyumda kalan küçük bir kalabalık atleti alkışlar. Bir kısmı takdirle, bir kısmı da adamın yaralı bacağını görmediklerinden belki de dalga geçerek alkışlamaktadır.
Maraton koşuşunu yazacak bir iki gazeteci daha stadyumdan ayrılmamıştır.
Ve atlete sorarlar;
-Yarışı kazanma şansınızı kaybetmiştiniz. Neden ille de yarışı bitirmek için bu kadar kendinizi zorladınız?
Soruya Tanzanyalı atlet çok şaşırır ve cevabını verir ;
-Beni ülkem buraya yarışa başlayayım diye değil yarışı bitireyim diye yolladı!!!


Not: Dünya imtihanındaki yarışta, yarışı hakkını vererek bitirmeyi aklına bile getirmeyenlere ithaf olunur.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 29 Haz 2012 18:33:07
Hayırlı günler dilerim.

Hayat dersleri  - 30 Haziran 2012 Cumartesi

YEMEĞİ TOPLU YEMEK

Ashaptan birisi:

    — Ya Resûlallah! Çok yemek yediğimiz halde doymuyoruz, diye şikâyette bulunarak sebebini sordu.

    Efendimiz (s.a.s.):

    — İhtimaldir ki, evde ayrı kapta yemek yiyorsunuz, buyurunca, oradakiler

    — Evet, ayrı yiyoruz, dediler. Peygamberimiz (s.a.s.):

    — Ashabım! Yemek için bir sofranın başına toplanınız, besmele çekiniz ve yemeğe öyle başlayınız. Yemeğiniz bereketli olur, buyurdular.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 30 Haz 2012 17:45:29
Hayırlı günler dilerim.

Hayat dersleri  - 1 Temmuz 2012 Pazar

VAZGEÇİLMEZ DEĞİLSİNİZ

Bir gün bir doktora, gerginlik ve tedirginlikten şikâyetçi olan bir hasta gelmiş Yapması gereken çok işinin bulunduğunu; fakat kendisinin rahatsız, işlerin ise beklemeye tahammülü olmadığını söylemiş
Doktor:
 Bu işleri başka biri yapamaz mı? Ya da bir başkası size yardımcı olamaz mı? diye sormuş
 Adam:
 Onları yalnız ben yapabilirim; bütün işler bana bakıyor! diye cevap vermiş
 Doktor:
 Sana bir reçete vereceğim Bu reçeteyi aynen tatbik etmen gerekiyor! diyerek, yazıp eline vermiş Adam reçeteyi eline alıp baktığında, hayretler içinde kalmış Reçetede, Her gün en az iki saat işi bırakıp yürüyüş yapacaksın ve her haftanın yarım gününü bir mezarlıkta geçireceksin yazıyormuş
 Hasta adam:
 Yürüyüşü anladık ama; neden mezarlık? diye sormuş
Doktor:
 Oraya gidip mezar taşlarına bakmanı istiyorum. Mezarlıklar, kendilerini vazgeçilmez sanan insanlarla doludur. Sen de onlar gibi ölüp mezarlığa gömülünce, kendinden başkasının yapmasına imkân olmadığını zannettiğin işlerin, başkaları tarafından da yapılmaya devam ettiğini göreceksin, demiş.


Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 01 Tem 2012 19:06:29
Hayırlı günler dilerim.

Hayat dersleri  - 2 Temmuz 2012 Pazartesi

PARASIZ HAMAMA GİREMEDİ

İbrahim Edhem Hazretleri bir gün hamama girmek istemiş. Hamamcıya:

    — Param yok, hamama girmeme müsaade etmez misiniz? demişti.

    Hamamcı parasız hamama girilmez diyerek hamama sokmadı, İbrahim Edhem Hazretleri ısrar etti ise de hamamcı kabul etmedi. Boynu bükük olarak hamamdan ayrılan İbrahim Edhem Hazretleri, öyle bir bağırış bağırdı ki yer gök çın çın öttü... Bu sesi duyan halk, ağlamakta olan İbrahim Edhem Hazretlerinin başına toplanıp:

    — Bu kadar feryada hacet yok, hamam parasını biz verelim de ağlama!, dediler.

    İbrahim Edhem Hazretleri toplanan kalabalığa şöyle seslendi:

    — Ey ehalî! Siz, benim hamama giremediğim için mi ağladığımı sanıyorsunuz? Ben hamama giremediğim için ağlamıyorum. Ben dünyada iken parasız hamama bile sokmuyorlar... Ya ahirette de senin cennete girecek bir amelin yok diye kapıdan geri çevrilirsem benim halim ne olur? diye ağlıyorum... Çünkü salih ameli olup oraya girmeyi hak etmeyenleri içeri sokmayacaklar, buyurdu...

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 02 Tem 2012 18:30:29
Hayırlı günler dilerim.

Hayat dersleri  - 3 Temmuz 2012 Salı

ÖNCE NEFSİNE

Çocuğun birisi, “bal hastası” imiş... Yatar kalkar, gezer dolaşır, “bal” istermiş hep... Ana-baba, çocuklarının bu “bal tutkusu”nu önleyebilmek için her çareye başvurmuş... Hekimlere gitmişler, tedbirler uygulamışlar, ama nafile!.. Çocuk, “bal” diye tutturuyormuş. En sonunda, İmam-ı Âzam Ebu Hanife Hazretleri’ni tavsiye etmişler...

    - “Bir de O’na gidin!”

    Gitmişler...

    İmam-ı Âzam; çocuğu almış karşısına, dönmüş ana-babasına;

    - “40 gün sonra gelin” demiş.

    Anne-baba bir anlam veremese de, çaresiz geri dönmüş. “40 gün” geçtikten sonra ise, tekrar varmışlar İmam-ı Âzam Hazretleri’nin huzuruna. İmam-ı Âzam, şöyle bir bakmış çocuğa... Sonra, iki eliyle yanaklarını okşayıp, şöyle demiş çocuğa:

    - “Bundan sonra bal yeme evlâdım!”

    O kadar!..

    Anne-baba yine şaşkın... Öyle ya, “40 gün” boyunca bunun için mi beklediler?.. İmam-ı Âzam, bu sözü söylemek için 40 gün niye bekledi?.. Bunu düşüne düşüne dönmüşler evlerine. Aaa, o da ne?.. Dakka başı “bal” isteyen çocuk, artık bal-mal istemiyor! “Bal hastası” çocuk, artık bal sürmüyor ağzına!.. Merak etmişler bunun sebebini... Tekrar gitmişler İmam-ı Âzam Hazretleri’nin huzuruna. Sormuşlar;

    - “Ya İmam, nedir bunun hikmeti?”

    Gülümseyerek cevap vermiş İmam:

    - “Niye 40 gün bekledim?.. Çünkü 40 gün önce, ben de bal yiyordum... Bal yiyen birinin, bir başkasına “bal yeme” demesinin hiçbir etkisi olmazdı... 40 gün önce bal yemeyi kestim... Önce kendi nefsimde denedim bal yememeyi... Kendim başarınca; sözüm de tesir etti evlâdınıza!”

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 03 Tem 2012 18:03:21
Hayırlı günler dilerim.

Hayat dersleri  - 4 Temmuz 2012 Çarşamba

ÖMÜR EZANLA NAMAZ ARASI KADARDIR

Torunu, pamuk gibi bembeyaz sakallı, nur yüzlü dedesine merakla soruyor :

"Dedeciğim! Bir insanın ömrü ne kadar olur?" Dede tatlı bir gülücükle:

"Ezanla namaz arası kadar yavrucuğum." deyince
torun: "Nasıl yani, ömür bu kadar kısa mı?" der.
Dede: "Evet yavrum. Ömür, namazsız ezanla, ezansız namaz arası kadardır." diye cevap verir.
Torun yeniden sorar: "Namazsız ezan ve ezansız namaz sözlerinden ne kastettiğini anlamadım dedeciğim.
Bu ne demek açıklar mısın?"
Dede şefkatle ellerinden tuttuğu torununa: "Bak yavrum, geçenlerde komşumuzun çocuğu doğdu.
Çocuğun kulağına ezan okundu değil mi? işte o ezanın namazı kılındı mı? Kılınmadı.
O ezan "Namazsız ezan"dı. İnsan öldüğü zaman kılınan cenaze namazının da ezanı yoktur.
O da "Ezansız namaz"dır. Aslında o namazın ezanı insan doğunca okunmuştu kulağına.
"Bak ey insan! Doğdun, ama öleceksin, ömür çabuk biter, hayatını iyi değerlendir.  Boşa vakit harcama!" ikazını yapıyordu o ezan.
İşte yavrum EZANLA NAMAZ ARASI KADARDIR. Sakın boşa geçirme.
Ömrünü dolu dolu yaşa, bir nefes bile boşluk bırakma!"

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 04 Tem 2012 18:03:03
Hayırlı günler dilerim.

Hayat dersleri  - 5 Temmuz 2012 Perşembe

ÖNCE ÇİRKİNLER

Soylular sınıfına ait iki kadın, kilise kapısından ilk önce içeri girme konusunda protokol tartışmasına girerler. O sırada oralarda bulunan İmparator Charles Quin onları çağırarak dertlerini dinler ve emreder,

    - Bu kolay; en çirkin ve çılgın olanınız önce girsin!..

    Çılgın ve çirkin olmaktansa, benlik davasından vazgeçmenin daha uygun olduğunu gören iki kadın, yan yana kiliseye girerler.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 05 Tem 2012 17:44:05
Hayırlı günler dilerim.

Hayat dersleri  - 6 Temmuz 2012 Cuma

ONUN DÖNÜŞÜ ŞÜPHELİ, SENİNSE ÖLECEĞİN KESİN, EVLADIM NEDİR BU HALİN?

Ölen bir Müslüman, dünyaya gelse ne yapacağını hiç düşündük mü? Mübarek bir zat, bir Müslüman’a ait kabrin önünde durup, talebelerine sorar:
— Bu kabirdeki kişi, tekrar dünyaya gelse sizce neyle uğraşır, ne yapar?
Talebenin birisi der ki:
 — Elbette sürekli namaz kılar.
Diğer bir talebe de der ki:
 — Devamlı oruç tutar.
 Bir diğeri de der ki:
— Cihat eder, emri maruf yapar.
Her talebe faydalı bütün işleri sayar. O zat buyurur ki:

— Bu mezarda yatan kişinin dünyaya tekrar gelip gelemeyeceği şüphelidir; ama sizin oraya gideceğiniz kesindir; yani siz de onun gibi öleceksiniz. O halde neden şimdi bu söylediklerinizi yapmıyorsunuz? Neyi bekliyorsunuz? Onun kaybettiği fırsatı, siz bir ganimet bilmelisiniz, yarına bırakmadan bu faydalı işlerle uğraşmalısınız.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 06 Tem 2012 18:17:35
Hayırlı günler dilerim.

Hayat dersleri  - 7 Temmuz 2012 Cumartesi

NAMAZ KILMAMAK İÇİN BİR TERCİH YAP

Bütün ibadetlerine yerine getirmeye çalışan bir adam varmış. Orucunu tutar, zekâtını verir, insanlara yardım elini uzatmaktan hiç geri kalmazmış.

Yalnız bu adamın bir kusuru varmış: Namaz kılmak ona çok ağır gelirmiş, üşenirmiş.
Bir gün varmış gitmiş çok büyük bir hocanın yanına.

Demiş ki: Hocam ne yap et beni şu namazdan kurtar. Namaz kılmamak için ne yapmam gerekse söyle yapayım. Yeter ki şu namazdan kurtulayım demiş.

Hoca: Ya evlat ben hiçbir yerde ne duydum ne işittim bu namazdan kurtuluş yok, borcun kılacaksın demiş.

Adam yalvarmış bul hocam diye. Hoca müddet istemiş adam gitmiş. Aradan haftalar geçmiş, adam gelmiş.

Buldun mu hocam demiş, kurtulacak mıyım?
Hoca: Buldum evladım eğer şu 5 şarttan birini yerine getirebilirsen NAMAZ dan mesul değilsin:

1) Ölü namazdan mesul değil
2) Deli namazdan mesul değil
3) Çocuk namazdan mesul değil
4) Hayvan namazdan mesul değil
5) Kafir namazdan mesul değil

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 07 Tem 2012 18:03:23
Hayırlı günler dilerim.

Hayat dersleri  - 8 Temmuz 2012 Pazar

NAMAZDA HATIRLADI

Adamın biri parasını sakladığı yeri unutmuştu. Ne kadar düşündü ise günlerce aramasına rağmen parayı sakladığı yeri bir türlü hatırlayamıyordu. Benim bu derdime bir çare bulursa o bulur diyerek doğru İmam-ı A'zam Hazretlerinin huzuruna gelerek ne yapması lazım geldiğini sordu.

İmam-ı A'zam, bu senin meselen fıkıhla ilgili değil ama yine de sana bir akıl vereyim: Sen git bu gece sabaha kadar namaz kıl, ümit ediyorum ki, Allah sana paranı koyduğun yeri hatırlatır, dedi.

Adam o gece sabaha kadar ibadet etmeye karar verip abdest aldı, seccadesinin üzerinde ibadet etmeye başladı. Daha gecenin yarısı bile olmadan parayı koyduğu yeri hatırlayıvermez mi? Namazı bıraktı, doğru parayı koyduğu yerden alıp yattı.

    Sabah olunca İmam-ı A'zam'a:

    — Allah senden razı olsun, bu derdime de çare buldun. Daha gecenin yarısında parayı koyduğum yeri hatırladım, deyince, İmam;

    — Keşke sabaha kadar ibadete devam etseydin. Çünkü şeytan senin sabaha kadar ibadet etmene tahammül edemediği için daha gecenin yarısında sana hatırlatmış. Sabaha kadar da şükür namazı kılsaydın daha iyi ederdin, dedi.

Not: Farz namazlarını eda edenler en güzel fikirlerin namazda akla geldiğini bilirler. :)

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 08 Tem 2012 18:39:59
Hayırlı günler dilerim.

Hayat dersleri  - 9 Temmuz 2012 Pazartesi

MÜHENDİS

Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir mühendise bir kırmızı top verip bunun hacmini nasıl bulacaklarını sormuşlar.

   Matematikçi, bir mezura ile etrafını ölçüp formülle yarıçapını hesapladıktan sonra diğer bir formülle yarıçapından hacmini bulacağını söylemiş.

   Fizikçi ise topu suya batırıp yer değiştiren suyun hacmini ölçerek topun hacmini bulabileceğini söylemiş.

   Top son olarak mühendisin eline verilmiş, mühendis topu şöyle biraz çevirip bakmış ve sonra:

   "Bana kırmızı toplar kataloğunu bulun."

Not: İyi insan olma kataloğuna bakan kaç kişi var?

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK