Üç Aylar Ve Hayat Dersleri (2013)

Çevrimdışı mavera44

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.801
  • 15.292
  • 4.801
  • 15.292
# 13 May 2013 12:06:00
kıymet bilinmesi gereken
duaların kabul gördüğü
3 aylara girdik ...
hayırlı bereketli huzurlu günler getirir inş.

Çevrimdışı ılgın01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.100
  • 6.271
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.100
  • 6.271
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 13 May 2013 23:51:33
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Bu zor ve sıkıntılı zamanlarda Böyle önemli gün ve gecelere ve bu gecelerde dua etmeye o kadar ihtiyacımız var ki ...
Üç ayları ve bu aylardaki önemli gün ve geceleri hakkıyla geçirelim inşallah. Kendimize ve soyumuzdan gelecek nesillere çokça dua edelim.
"Ey kalpleri evirip çeviren rabbim. Kalbimi dinin üzerine sabit kıl. Beni ve soyumdan gelecek olanları namaz kılan , Kuran-ı Kerim'i çokça okuyup hayatına uygulayan, Ve seni anlatan kullar eyle. (amin)
amin hocam

Çevrimdışı asumanöz

  • Bilge Üye
  • *****
  • 9.159
  • 20.157
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 9.159
  • 20.157
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 14 May 2013 00:10:58
Üç aylarınız mübarek olsun, bereketli geçsin, huzurla geçsin dualarımız kabul olsun.

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.014
  • 23.187
  • 5.014
  • 23.187
# 14 May 2013 00:53:54
Mübarek üç aylarınız -hayırlara vesile- güzelliklerle dolu-dolu geçsin arkadaşlar..
Rabbim memleketimize huzur, ailemize saadet, soframıza bereketler nasip etsin.
Herkese hürmetler.

Çevrimdışı GÜLÜM42

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.208
  • 2.207
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 1.208
  • 2.207
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 14 May 2013 01:04:14
rabbim şu üç ayların hürmetine vatanımıza milletimize başka acılar yaşatmasın

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 14 May 2013 09:39:42
Hayırlı günler dilerim.

14 Mayıs 2013 Salı – 4 Recep 1434

BİLAL-İ HABEŞİ’NİN DEĞİŞMEZ BİR AMELİ

Efendimiz(SAV) bir gün, çok sevdiği Bilal-i Habeşi’ye; “Ey Bilal! En çok ümitli olan amelini bana söyle. Çünkü ben senin cennetteki ayak seslerini duydum” buyurdu. Bilal hazretleri de şu cevabı verdiler; “Öyle ümitlenecek hiçbir amel yapmadım. Ama şüphesiz ben, her ne zaman gece ve gündüz bir ara abdest almışsam, o abdestle nasip olduğu kadar mutlaka namaz kılarım.”   

ÇOK SEVABLI BİR İŞ: EBELİK

Hz.Ömer hilafeti sırasında çoğu zaman gece vakti şehri gezerek denetler, ihtiyacı olanların yardımına koşardı. Bir keresinde bir meydana uğradı. Orada daha önce görmediği, hayvan kıllarından yapılmış bir çadır gördü. Çadıra yaklaştığında bir adamın üzgün bir şekilde çadırın dışında oturduğunu, içeriden de bir inleme sesi geldiğini fark etti. Adama selam verip durumu sorduğunda adam önce söylemek istemedi, fakat Ömer(RA); “Hayır söyle, bu bir acı çekme sesidir” diye onu zorladı. Adam da hanımının doğum sancısı çektiğini ve yanında kimsenin olmadığını haber verdi.

Ok gibi yerinden fırlayan şanlı halife doğru zevcesi Ümm-ü Gülsüm’e koştu ve ona; “Sana çok sevablı bir iş nasip oldu. Doğum için gerekli olan malzemeleri ve ayrıca yağ, tencere, buğday vs. yanına al” dedi. Biraz sonra ikisi de çadırın önünde hazırdılar. Eşi içeri girerken, Hz. Ömer de ateş yaktı, tencereye yağ koyup pişirmeye başladı.

Biraz sonra içeriden Ümm-ü Gülsüm(R.A)’ın sesi işitildi; “Ey müminlerin emiri, dostunuza bir oğlu olduğunu müjdeleyiniz”. Adam “müminlerin emiri” sözünü duyunca çok şaşırdı ve utandı. Hz. Ömer bir yandan doğum yapan annenin yemesi için tencereyi çadırının kenarına koyarken diğer yandan da adama;

“Telaşlanacak bir şey yok, al sen de ye. Bütün geceyi uykusuz geçirdin” dedi. Bu büyüklük karşısında iyice ezilen muhatabına ayrılırken şöyle buyurdu; “Yarın gel, senin ihtiyaçların temin edilecektir.”
Kaynaklar:
1-Müslümanların Gerilemesiyle Dünya Neler Kaybetti?-Ebul Hasen en Nedvi-Kitabevi Yayınları-İst-1996
2-Fezâil-i A’mâl-M.Zekeriyya Kandehlevi-Gülistan Neşriyat-İst-

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 15 May 2013 09:41:58
Hayırlı günler dilerim.

15 Mayıs 2013 Çarşamba – 5 Recep 1434

BENİ BULAMAYACAKSA NİÇİN DEVLETİN BAŞINA GELDİ?

İsmi adalet ile özdeşleşmiş İslam’ın medar-ı iftiharı Hz. Ömer (RA) hakkında nakledeceğimiz bu hatıra, devlet yönetimindeki herkesin derince düşünmesini gerektiren bir olaydır. Seyyidina Hz. Ömer bir gün Medine’ye dönerken, çölde tek başına bir çadır gördü. Çadıra yaklaştığında içinde bir ninenin oturduğunu müşahede etti.
Halife sordu; “Ömer hakkında ne düşünüyorsun?”
Kadın: “Allah Ömer’in müstahakkını versin. Bütün başkanlığı müddetince beş para alamadım”
-Sen böyle uzak ve ayrı yerde yaşıyorken Ömer seni nereden bulsun?’
-Beni bulamayacaksa niçin devletin başına geldi!’

Koca halife bu sözden o kadar müteessir oldu ki, gözyaşlarına boğuldu…

Çevrimdışı fatli37

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 757
  • 2.598
  • Okul Müdürü
  • 757
  • 2.598
  • Okul Müdürü
# 15 May 2013 09:43:11
Üç aylarımız mübarek olsun.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 16 May 2013 07:49:09
Hayırlı günler dilerim.

16 Mayıs 2013 Perşembe – 6 Recep 1434

YERMÜK’TE KAHRAMANLIK SAHNELERİ

Bazı savaşlar vardır ki, tarihte bir dönüm noktası oluşturur. İslam tarihinde Bedir, Hendek, Mute, Yermük, Kadisiyye, Talas savaşları bu çarpışmalardandır.
Biz bunlardan Yermük’teki bazı sahneleri ibret nazarlarına sunmak istiyoruz..O Yermük ki, o zamanın süper gücüne karşı bir avuç kahramanın şehametinin destanı..Yermük, altyapısı Mute ve Tebük’te atılmış bir fetih stratejisinin nihai noktası..Yermük, köhne Roma hakimiyetinin Suriye’den silindiği ve bu topraklarının anahtarının İslam’ın yed-i  beyzasına teslim edildiği bir zaferler zaferi. Ve Yermük, büyük harp dâhisinin o zamana kadar görülmemiş taktiklerini denediği ve tabye stratejilerine yeni açılımlar getirdiği bir harp sanatı örneği..

İşte bu harpte can alıp can satan aslanlardan birkaç küçük misal;
•   Ebu Cehil’in oğlu Hazret-i İkrime(RA) o gün genel kumandan Hz. Halid’in önünde 400 arkadaşı ile etten bir duvar örmüş ve bu kahramanlar, ölmeye and içmişlerdi. O şöyle diyordu; “Peygambere karşı Müslüman olmadan çarpışan ben, size karşı nasıl geride kalırım.” İhtimal, bu şehid namzedi o vebalin ancak bugün şehid olabilmesi ile temizleneceğini düşünüyor ve gözünü budaktan sakınmadan şehadet arıyordu. Sonunda bu er oğlu erler binlerce Rum’un canını cehenneme ısmarladıktan sonra, sözlerini yerine getirmenin mutluluğu içinde şerbet-i şehadeti nûş ediyorlardı.
•   O gün Kabbas bin Eşyem’in elinde onlarca kılıç ve mızrak kırılmış ve o şöyle haykırmıştı; “Harp sahnesinden çekilmektense ölmeyi tercih eden bir adıma kılıncını ödünç olarak verecek kimse var mı?”
•   Ebu’l Aver adlı komutan düşman saflarına dalarken askerlerine şöyle diyordu; “Ciddiyet ve atılganlık dünyada insana şeref, ahirette rahmet bahşeder. İkisini de kazanmaya çalışalım.”
•   Aşere-i Mübeşşere’den Said bin Zeyd(RA) yorgunluktan bitap düştüğünden bir müddet diz çökerek harbe devam edebilmişti.
•   Çok merdane harbeden Yezid bin Ebu Süfyan’a, yanından geçerken babası şu teşvikte bulunmuştu; “Oğlum, her asker bütün kuvvetiyle harb ediyor. Sen ki kumandansın. Hiçbir askerin seni geçmemesine dikkat etmelisin. Yoksa mahcup olursun.”
•   Habbâs bin Kay harbin en şiddetli hengamında bir ayağını kaybetmiş, bundan ancak harbin sonuna doğru haberdar olmuş ve kayıp ayağını aramaya başlamıştı..

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.358
  • 223.938
  • 28.358
  • 223.938
# 16 May 2013 18:30:05
Receb ekme ayıdır,
Şaban sulama ayıdır,
Ramazan ise hasat ayıdır.
Herkes ne ekerse onu biçer,
Ne yaparsa onun karşılığını bulur.

Zünnün Mısrî (k.s)

Çevrimdışı dost63

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.804
  • 6.041
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 1.804
  • 6.041
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 16 May 2013 18:42:29
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Hayırlı günler dilerim.

15 Mayıs 2013 Çarşamba – 5 Recep 1434

BENİ BULAMAYACAKSA NİÇİN DEVLETİN BAŞINA GELDİ?

İsmi adalet ile özdeşleşmiş İslam’ın medar-ı iftiharı Hz. Ömer (RA) hakkında nakledeceğimiz bu hatıra, devlet yönetimindeki herkesin derince düşünmesini gerektiren bir olaydır. Seyyidina Hz. Ömer bir gün Medine’ye dönerken, çölde tek başına bir çadır gördü. Çadıra yaklaştığında içinde bir ninenin oturduğunu müşahede etti.
Halife sordu; “Ömer hakkında ne düşünüyorsun?”
Kadın: “Allah Ömer’in müstahakkını versin. Bütün başkanlığı müddetince beş para alamadım”
-Sen böyle uzak ve ayrı yerde yaşıyorken Ömer seni nereden bulsun?’
-Beni bulamayacaksa niçin devletin başına geldi!’

Koca halife bu sözden o kadar müteessir oldu ki, gözyaşlarına boğuldu…


  İbret verici

Çevrimdışı rasitsamet

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 34
  • 419
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 34
  • 419
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 16 May 2013 18:49:38
regaip kandiliniz mübarek olsun sevgili arkadaşlar

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 17 May 2013 09:41:32
Hayırlı günler dilerim.

17 Mayıs 2013 Cuma – 7 Recep 1434

İRAN FETHİNDEN BAZI SAHNELER

İslam ordusunun Hz. Ebubekir ve Ömer efendilerimiz zamanındaki İran muharebeleri birçok kahramanlıklarla doludur. Özellikle Kısas-ı Enbiya’nın müellifi Ahmed Cevdet Paşa’nın enfes üslubuyla bu hadiseleri okumak çok zevk vericidir. Şibli Numani’nin Hz. Ömer adlı şaheserinden okumak ise daha çok ayrıntıya inmeye sebebiyet vereceğinden muhakkak tavsiye edilir.(Hz. Ömer ve Devlet İdaresi- Şibli Numani-terc: Yaşar Alp Hikmet Yay.)

Mevlana Şibli, eserinde enteresan bazı detaylar veriyor. İşte bir misal; Kui tarihi bir mevkidir. Burada Hz. İbrahim Nemrud’un emriyle hapsedilmişti. Bu hapishane o zaman kadar yaşamış ve Sa’d bin Ebu Vakkas burayı ziyaret etmişti. Sa’d hazretleri bu ziyaretinde “Biz o günleri insanlar arasında değiştiriyoruz” ayetini okudu..

Kui ile İran payitahtı arasında Behreşir adında bir şehir vardı. Burada İran süvarilerinden bir fırka bulunuyordu ki yaşadıkları müddetçe İran’ın başına hiçbir felaket gelmeyeceğine her gün yemin ederlerdi..

Ehlileştirilen ve Kisra tarafından sevilen bir kaplan burada muhafaza edilirdi. Müslümanlar buraya vardıkları zaman bu kaplanı Müslümanların üzerine saldılar. Fakat bu vahşi kedi, İslam ordularının ileri hat kumandanı olan Haşim tarafından bir kılıç darbesi ile öldürüldü. Hz. Sad, Haşim’in bu cesaretine karşı onun alnından öpmüştü.

Not: Bizim ancak filmlerde gördüğümüz veya çizgi romanlarda okuduğumuz bu gibi sahneler İslam tarihinde kerrat defa yaşanmıştır. Mesela merhum Ömer Muhtar da Sudan’a yaptıkları bir ziyarette önlerine çıkan bir Arslanı tek başına öldürmüş ve herkesi kendisine hayran bırakmıştı. Maalesef biz bu eşsiz tarihten habersiz yaşıyoruz.

Kaynak
1-Asr-ı Saadet-Cilt:4-Ömer Rıza Doğrul- Eser Neşriyat-İst-1978

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 18 May 2013 10:18:23
Hayırlı günler dilerim.

18 Mayıs 2013 Cumartesi  – 8 Recep 1434

ÖMER’İN OKUDUĞU GİBİ OKU!

İbn-i Mesud’a Kur’an dinletmeye giden iki kişiden biri “beni Ömer okutmuştu” deyince, İbn-i Mesud hazretleri birden hıçkırıklara boğuldu. Öyle ağladı ki, gözyaşları oturduğu yeri ıslatmıştı. Bir yandan ağlıyor, bir yandan şöyle diyordu; “Ömer’in öğrettiği gibi oku! O insanları koruyan güçlü bir kale idi. İnsanlar o kaleye sığınıyor ve kendilerini emniyette hissediyorlardı. Ömer’in vurulmasıyla kalede bir gedik açılmış oldu.”
…Bir gün Hz. Ömer’in bulunduğu bir yerden İbn-i Mesud geçiyordu. Onu gören Hz. Ömer şöyle buyurdu: “İşte ilim ve fıkıh dolu bir kap.”

HZ. ÖMER’İN İDARECİLİK ANLAYIŞI

Nakledeceğimiz şu hadise yıllardır beklediğimiz ve maalesef göremediğimiz ideal devlet adamı için Hz. Ömer’in şahsında ne güzel bir örnektir. Hz. Ömer(RA) İran fethinin anahtarı mesabesinde olan Kadisiyye savaşı başladığı günden itibaren sabah erkenden Medine dışına çıkar ve harp tafsilatını getiren adamları karşılardı.
Yine bir gün, bir habercinin hızla Medine’ye yol aldığını gördü. Hemen karşısına çıkıp harbin durumunu sordu. Adam, tanımadığı bu şahsa devesini durdurmadan birkaç cümle ile zaferin Müslümanlarda olduğunu haber verip, hızla yoluna devam etti. Tabii Hz. Ömer de peşinden..
Medine’de halkın Hz. Ömer’e hitap ve saygısından adam gerçeği anladı ve çok mahcup oldu. Halife hazretleri ise onu teskin edip harp tafsilatını aldıktan sonra, bütün devlet adamlarının kulaklarına küpe olması gereken şu nutku söyledi; “Müslümanlar! Ben sizi kul köle edinen bir hükümdar değilim. Ben de sizin gibi Allah’ın bir kuluyum. Aramızdaki fark benim bir de riyaset yükünü taşımış olmaklığımdır. Sizi güven ve huzur içinde yaşatacak bir surette hizmet edebilirsem ne mutlu bana. Sizi kapımın önünde bekletmek çok acıdır. Ben size laflarla değil, fiillerle rehber olmak isterim.”
Kaynaklar:
1-İslam’da İhtilaf Usulü-Prof. Dr. Cabir Alevani-Risale Yayınları-İst–1991
2-Asr-ı Saadet-Cilt:4-terc: Ömer Rıza Doğrul-Eser Neşriyat- İst–1978

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 19 May 2013 07:39:47
Hayırlı günler dilerim.

19 Mayıs 2013 Pazar  –  9 Recep 1434

HZ. HALİD’İN AZLİ VE SARSILMAYAN DEVLET İDARESİ

Yermük zaferinin sonunda Hz. Halid, Halife Hz. Ömer’in emriyle, genel kumandayı Ebu Ubeyde hazretlerine vererek, onun emrinde bir kumandan olarak çalışmaya başlamıştı.
Hicretin 17. senesiydi. Hz. Halid, bir gün bir şaire mükâfat olarak 10 bin dirhem vermişti. Hz. Ömer bunu haber alınca, onun Suriye’deki görevine son verdi.
Hz. Halid’in azledildiği haberini getiren memur, umumi bir toplantıda, şaire verdiği parayı nerden bulduğunu kendisinden sordu. Hz. Ömer memura komutanın hatasını itiraf ederse affedilmesini söylemişti. Fakat Halid(RA) hatasını itiraf yanaşmadı. Bunun üzerine, gelen elçi azledilme alameti olarak Hz. Halid’in başlığını başından çıkarmış, kemerini de boynuna dolamıştı. Muzaffer komutan bu durum karşısında hiç ses çıkarmamıştı.
Humus’a vardığında askerlerine azline dair bir nutuk söylemiş ve şöyle demişti; “Müminlerin emiri beni Suriye’de orduların komutanlığına tayin etmişti. Memleketleri fethettikten sonra beni azletti.”
Daha önce emrinde çalışan bir asker ona şu karşılığı verdi; “Kumandan! Dilinizi tutunuz. Çünkü bu gibi sözler isyan ve ihtilal çıkarabilir.”
Hz. Halid “Evet” dedi. “Bu gibi sözler belki bir şey çıkarabilir. Fakat Ömer yaşadıkça hiç kimse böyle bir şeye cesaret edemez.”   

Kaynaklar

1-Asr-ı Saadet- terc: Ömer Rıza Doğrul Cilt:4- Eser Neşriyat- İst–1978
2-Sonsuz Nur-Cilt–2-M. Fethullah Gülen- Nil Yayınları-İzmir–2005

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK