Üç Aylar Ve Hayat Dersleri (2013)

Çevrimdışı bahrii66

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 251
  • 445
  • Müdür Yetkili
  • 251
  • 445
  • Müdür Yetkili
# 25 May 2013 14:42:14
 “Recep Allah Tealanın, Şaban Benim, Ramazan ise ümmetimin ayıdır.”(Hadis-i Şerif)

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 26 May 2013 07:40:57
Hayırlı günler dilerim.

26 Mayıs 2013 Pazar –  16 Recep 1434

SAHABESİNİN HER SIKINTISINI DÜŞÜNEN BİR NEBİ (ASM)

Asr-ı Saadeti inceledikçe insanın karşısına ne güzel tablolar çıkar. Bunların içinde aşağıda nakledeceğimiz hadise insanın içine ayrı bir inşirah salıyor. Resulullah’ın, babası Uhud’da şehid düşen ve büyük bir ailenin geçimini üstlenen bir sahabesine ne kadar yakın ve içten davrandığını, onu nasıl onore ettiğini göstermesi açısından gerçekten çok enfes bir hadisedir.
Cabir bin Abdullah der ki: «Resulullah (s.a.v.) ile Zâtü'r-Rika seferine çıkmıştık. Benim çok zayıf bir devem vardı. Resulullah’ın ordusu yürüyünce, arkadaşlarım ilerleyip gitti, ben gerilerde kaldım. Arkadan Resulullah (s.a.v.) yetişti. “Ne o Câbir?” diye seslendi. Ben de; “İşte şu deve ile ağır ağır gidiyorum yâ Resulullah, dedim. Bana, “yık şunu” dedi. Yıktım devemi, o da yıktı. Sonra; “ver şu elindeki sopayı” dedi. Verdim. Aldı sopayla hayvanı birkaç tane okşadı. Sonra “bin” dedi, bindim ve yürüdük. Onu Hak nizam ile gönderene yemin olsun ki; benim devem onun devesiyle yarışmaya ve nerdeyse geçmeye başladı.
Ve bu esnada Resulullah ile aramızda şöyle bir muhavere geçti:
Resulullah (s.a.v.): Câbir, bu deveyi bana satsana! dedi.
Ben: Ey Allah'ın Resulü, ne hacet, sana bağışlarım, deyince;
Resulullah (s.a.v.): Hayır, bedeliyle ver, dedi.
Ben: O halde bir fiyat ver yâ Resulullah!...
Resûlullah  (s.a.v.): Bir dirheme alırım, buyurdu.
Ben: Hayır yâ Resulullah! O zaman beni aldatmış olursun, dedim.
Resulullah  (s.a.v.): Peki iki dirhem olsun.
Ben: Hayır, dedim. Ve Resulullah bana fiyatı sürekli yükseltiyordu. Nihayet bir «Ukiyye»ye vardı. O zaman ben: “Razı mısın yâ Resulullah? Deyince,
Resulullah: Evet, dedi.
Ben: Senin oldu, dedim.
Resulullah  (s.a.v.) “aldım” dedi...
Sonra Resulullah sözü değiştirdi:
—  Câbir, evlendin mi artık? dedi.
—  Evet yâ Resulullah, dedim.
—  Dul mu, kız mı? dedi.
—  Hayır dul kadın, dedim.
—  Bir kız alamadın mı, birbirinizle oynaşırdınız, dedi.
—  Biliyorsun yâ Resulullah!  Babam Uhud’da öldü.  Yedi tane kız çocuğu kaldı. Onları başına toplayacak, onlara bakacak, eğitecek bir kadın almayı uygun buldum.
—  İnşallah isabet etmişsindir,  buyurdu.
Ve devamla «Biz Sırar'a varınca bir deve yavrusu keseriz. Orada böylece bir günümüz geçer. Aile halkı duysun da, bize evi hazırlar, yastıkları dizerler” gibisine bir şey söyledi. Ben ona: Bizde minder yastık ne gezer? dedim. O da: Olur inşallah. Sen varınca iyi işler yap, dedi.
Câbir der ki: Sırar'a gelince Resulullah (s.a.v.), kesme emri verdi ve deve kesildi. O gün orada kaldık. Akşamleyin de Resulullah ile birlikte Medine'ye girdik.
Yine Câbir devam ediyor: Sabah olunca devenin yularından tutup, götürdüm. Onu Resulullah’ın kapısına çöktürdüm. Ve gidip mescidde Resulullah’ın yanına oturdum. Resulullah (s.a.v.) çıktı, deveyi görünce sordu: Bu nedir? Dediler ki, bu deveyi Câbir getirdi yâ Resulullah!.. Câbir nerede dedi? Ve beni çağırdılar. “Tut devenin yularını yeğenim, o deve senindir” dedi. Bilâl'i de çağırıp ona; “Cabir’le git de, ona ukıyyeyi ver, diye emir verdi. Gittik. Bilâl ile. Parayı verdikten başka, biraz da fazlasını verdi. Vallahi o para bitmek bilmedi ve evimizdeki etkisi belli idi hep..(Buhari-Müslim)

Çevrimdışı linda75

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 117
  • 1.648
  • 117
  • 1.648
# 26 May 2013 14:31:18
Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur;

‘’Recep ayının diğer aylara olan üstünlüğü, Kur’an-ı Kerim’in diğer kitaplara olan üstünlüğü gibidir. Şaban ayının diğer aylara üstünlüğü, benim diğer peygamberlere olan üstünlüğüm gibidir. Ramazan ayının diğer aylara olan üstünlüğü ise Allahü Teâlâ’nın insanlar üzerine olan üstünlüğü gibidir.’’

Çevrimdışı ogrtmn35

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 17.412
  • 177.324
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 17.412
  • 177.324
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 26 May 2013 16:41:48
Recep ekme ayıdır,
Şaban sulama ayıdır,
Ramazan ise hasat ayıdır.
Herkes ne ekerse onu biçer,
Ne yaparsa onun karşılığını bulur.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 27 May 2013 07:48:50
Hayırlı günler dilerim.

27 Mayıs 2013 Pazartesi –  17 Recep 1434

EFENDİMİZİN(SAV) AL-İ BEYT’İ NAMAZ KONUSUNDA TEŞVİKLERİ

Mabîb b. Sinan er-Rumî (R.A.) rivayet ediyor ki, Hz. Fâtıma-i Zehra bir gece henüz süt emmekte olan Hz. Hüseyin'in rahatsız olup ağlaması yüzünden bütün gece uykusuz kalmış, nihayet sabah namazı vaktinde Hz. Hüseyin (R.A.) biraz uyur gibi olunca o da namazı kılmış, başını yastığa koyup dalmıştı. Sabah namazından dönen Peygamber Efendimiz eskiden olduğu gibi Hz. Fâtıma-i Zehra'nın evine uğramış, Fâtıma sabah namazına kalkmadı diye: "Yâ Fâtıma, canım benim, ben Muhammed Mustafa'nın kızıyım diyerek, sakın namazını terk etme. Zira beni Hak Peygamber olarak gönderen Cenâb-ı Allah'a yemin ederim ki, beş vakit namazını vaktinde kılmadıkça, (yani beynamaz olarak âhirete gidersen) asla Cennet'e gidemezsin" buyurmuşlardı,(Abdullâtif, Meclisül-Envâril-Muhammediyye, s. 26)
İsmail Hakkı Bursevi, Ruhü'l-Beyan tefsirinde der ki: "Ailene-Ehl-i Beyt'ine namazı emret, kendin de ona sebatla devam et." (Taha suresi, 132) ayet-i kerimesi nazil olduktan sonra Peygamber Efendimiz aylarca her gün sabah vakti Hz. Fatıma'nın evine uğrar, "es-salatü, vaktü's-salati" yani "namaz, namaz vakti" diye çağırır ve Hz Fatıma'yı sabah namazına kaldırırdı (et-Tergib ve't-Terhib, c.2, s.3)
Meşarik'teki bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz, Hz. Fatıma-i Zehra’ya hitaben "Ey benim kızım Fatıma-i Zehra, canını Cehennem ateşinden kurtarmaya çalış. Zira ben ahirette -farz ve vacibleri terk ve yasak olan şeyleri işlemeniz sebebiyle azaba sürüklenmenizi Allah dilerse- üzerinize gelecek azab ve cezayı def edip uzaklaştırmaya muktedir değilim. Yine de ben dünyada akrabalığı terk edemem. Onlara ikram ve iyilikte bulunurum. Size nisbetle ben öyle bir kimseye benzerim ki, evlad ve ailesi üzerine gelecek bir düşmanı gördüğü zaman düşmanın saldırısından aile ve çocuklarını korumak için telaşla "kaçınız" veya "Gizleniniz" diye nasıl bağırıp çağırırsa, ben size ancak bu kadar yapabilirim. Artık ötesi size aittir" buyurmuşlardır.
Bu rivayetleri nakleden değerli âlim Mehmed Kırkıncı Hocaefendi haklı olarak şunları yazıyor: “Hz. Peygamber’in hısımlık ve akrabalığına dayanarak, ibadette gevşeklik bile göstermek Al-i Beyt'in kendine caiz olmazken, bazılarının Al-i Beyt'e olan muhabbetlerine güvenerek ibadeti terk etmeleri hangi akıl, hangi delille izah edilebilir, düşünülsün.”
Kaynaklar
1-İslam Dergisi-Cilt–2
2-Fıkhus Siyre-Said Ramazan el Buti- Gonca Yayınevi-İst–1991
3-Alevilik Nedir-Mehmed Kırkıncı-Zafer Yayınları-İst–2007

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 28 May 2013 10:43:24
Hayırlı günler dilerim.

28 Mayıs 2013 Salı –  18 Recep 1434

ÖRNEK BİR ŞEHİD ANASI

İslam tarihinde şehid anası olma imtiyazını kazanan mübeccel analarımızdan biri de Hansa (R. anha) dır ki, en doğru sözlü (S.A.V.) nün beyanında "örnek İslam kadını" olarak vasıflanmıştır. İranlılarla yapılacak Kadisiye çarpışmasına dört ciğerparesini gönderirken onlara şöyle seslenmişti;

- Yavrularım! Yeminle söylüyorum ki, siz bir ana babanın çocuklarısınız. Ben babanıza hiç bir surette ihanet etmedim. Babanız da temiz, asaletli bir insandır. Bunun için savaş meydanında ilk hücumu sizden bekliyor, şecaat ve cesaretinizi göstermenizi bekliyorum. Çünkü bu harp Allah içindir, Resulu içindir. Ya İslam'ın bayrağını Kadisiyye'de dalgalandıracaksınız, ya da sizin şehid haberlerinizi duyacağım.

Kendisi hasta yatağına geri dönerken dört oğlunu böyle yollamıştı. Bir süre sonra oğulların şehadet haberleri ulaştı kendisine. Üzüleceği beklenirken sevinç gözyaşları içinde yatağında etrafındakilere şöyle soruyordu:
-Ben şimdi şehit annesi oldum öyle mi?
-Evet. Hem dört şehit annesi..
-Zafer kimin?
-Müslümanların..

Bu cevap üzerine iyice ferahlayan bu büyük insan, tarihe geçen şu sözleri söyledi:
- İslam'ın zaferi için dört oğul feda olsun. Eğer başka evlatlarım da olsaydı, onları da Allah için feda ederdim.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 29 May 2013 08:00:54
Hayırlı günler dilerim.

29 Mayıs 2013 Çarşamba –  19 Recep 1434

CENNET EHLİNDEN BİR İNSAN

Enes bin Malik(RA) anlatıyor: "Nebi(ASM) ile birlikte oturuyorduk, Ferman etti ki; "Şimdi cennet ehlinden biri gelecek" Ardından Ensar'dan biri çıkageldi. Ertesi gün Resulullah(SAV) aynı şeyi söyledi. Birinci defada olduğu gibi aynı şahıs çıkageldi. Üçüncü gün aynı hadise tekerrür etti. Efendimiz(SAV) kalkıp gittikten sonra Abdullah bin Amr(şiddet-i takva ve ubudiyetiyle meşhurdur) o zatı takip ederek, üç gün kadar kendisini misafir edip edemeyeceğini sordu. O adam da buyur etti.
Abdullah üç gece o adamın evinde kaldığını, fakat adamın gece ibadetine kalkmadığını, ancak yatağında bir taraftan diğer tarafa dönerken Allah'ı zikrettiğini ve tekbir getirdiğini ve nihayet sabah namazına kalktığını anlattı ve şöyle dedi; "Ancak onun hayırdan başka bir şey söylediğini duymadım. Onun amelini neredeyse zayıf bulmuştum. Ona dedim ki; "Ey Allah'ın kulu. Benim burada kalmam için mucbir bir sebebim yoktu. Lakin Resulullah'ın(SAV) üç defa; "şimdi Cennet ehlinden bir adam çıkagelecek" dediğini duydum. Üçünde de sen geldin. Bunun üzerine üç gün yanında kalıp, amelinin ne olduğunu öğrendikten sonra sana uymak istedim. Halbuki büyük bir amelini de görmedim. Seni bu dereceye ulaştıran nedir?" dedim. "Gördüğünden başka bir şey yok" dedi. Ayrılmak üzere yürümeye başlamıştım ki, beni çağırdı ve şöyle dedi; "Gördüğünden başka bir şey yok. Ancak, içimde   Müslümanlardan birini aldatmayı düşünmem. Allah'ın birine verdiği iyilikten dolayı da kimseye hased etmem."

Çevrimdışı dost63

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.804
  • 6.041
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 1.804
  • 6.041
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 29 May 2013 08:05:44
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Hayırlı günler dilerim.

28 Mayıs 2013 Salı –  18 Recep 1434

ÖRNEK BİR ŞEHİD ANASI

İslam tarihinde şehid anası olma imtiyazını kazanan mübeccel analarımızdan biri de Hansa (R. anha) dır ki, en doğru sözlü (S.A.V.) nün beyanında "örnek İslam kadını" olarak vasıflanmıştır. İranlılarla yapılacak Kadisiye çarpışmasına dört ciğerparesini gönderirken onlara şöyle seslenmişti;

- Yavrularım! Yeminle söylüyorum ki, siz bir ana babanın çocuklarısınız. Ben babanıza hiç bir surette ihanet etmedim. Babanız da temiz, asaletli bir insandır. Bunun için savaş meydanında ilk hücumu sizden bekliyor, şecaat ve cesaretinizi göstermenizi bekliyorum. Çünkü bu harp Allah içindir, Resulu içindir. Ya İslam'ın bayrağını Kadisiyye'de dalgalandıracaksınız, ya da sizin şehid haberlerinizi duyacağım.

Kendisi hasta yatağına geri dönerken dört oğlunu böyle yollamıştı. Bir süre sonra oğulların şehadet haberleri ulaştı kendisine. Üzüleceği beklenirken sevinç gözyaşları içinde yatağında etrafındakilere şöyle soruyordu:
-Ben şimdi şehit annesi oldum öyle mi?
-Evet. Hem dört şehit annesi..
-Zafer kimin?
-Müslümanların..

Bu cevap üzerine iyice ferahlayan bu büyük insan, tarihe geçen şu sözleri söyledi:
- İslam'ın zaferi için dört oğul feda olsun. Eğer başka evlatlarım da olsaydı, onları da Allah için feda ederdim.


  Allah razı olsun!

Çevrimdışı dost63

  • Bilge Üye
  • *****
  • 1.804
  • 6.041
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 1.804
  • 6.041
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 29 May 2013 08:07:26
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Hayırlı günler dilerim.

27 Mayıs 2013 Pazartesi –  17 Recep 1434

EFENDİMİZİN(SAV) AL-İ BEYT’İ NAMAZ KONUSUNDA TEŞVİKLERİ

Mabîb b. Sinan er-Rumî (R.A.) rivayet ediyor ki, Hz. Fâtıma-i Zehra bir gece henüz süt emmekte olan Hz. Hüseyin'in rahatsız olup ağlaması yüzünden bütün gece uykusuz kalmış, nihayet sabah namazı vaktinde Hz. Hüseyin (R.A.) biraz uyur gibi olunca o da namazı kılmış, başını yastığa koyup dalmıştı. Sabah namazından dönen Peygamber Efendimiz eskiden olduğu gibi Hz. Fâtıma-i Zehra'nın evine uğramış, Fâtıma sabah namazına kalkmadı diye: "Yâ Fâtıma, canım benim, ben Muhammed Mustafa'nın kızıyım diyerek, sakın namazını terk etme. Zira beni Hak Peygamber olarak gönderen Cenâb-ı Allah'a yemin ederim ki, beş vakit namazını vaktinde kılmadıkça, (yani beynamaz olarak âhirete gidersen) asla Cennet'e gidemezsin" buyurmuşlardı,(Abdullâtif, Meclisül-Envâril-Muhammediyye, s. 26)
İsmail Hakkı Bursevi, Ruhü'l-Beyan tefsirinde der ki: "Ailene-Ehl-i Beyt'ine namazı emret, kendin de ona sebatla devam et." (Taha suresi, 132) ayet-i kerimesi nazil olduktan sonra Peygamber Efendimiz aylarca her gün sabah vakti Hz. Fatıma'nın evine uğrar, "es-salatü, vaktü's-salati" yani "namaz, namaz vakti" diye çağırır ve Hz Fatıma'yı sabah namazına kaldırırdı (et-Tergib ve't-Terhib, c.2, s.3)
Meşarik'teki bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz, Hz. Fatıma-i Zehra’ya hitaben "Ey benim kızım Fatıma-i Zehra, canını Cehennem ateşinden kurtarmaya çalış. Zira ben ahirette -farz ve vacibleri terk ve yasak olan şeyleri işlemeniz sebebiyle azaba sürüklenmenizi Allah dilerse- üzerinize gelecek azab ve cezayı def edip uzaklaştırmaya muktedir değilim. Yine de ben dünyada akrabalığı terk edemem. Onlara ikram ve iyilikte bulunurum. Size nisbetle ben öyle bir kimseye benzerim ki, evlad ve ailesi üzerine gelecek bir düşmanı gördüğü zaman düşmanın saldırısından aile ve çocuklarını korumak için telaşla "kaçınız" veya "Gizleniniz" diye nasıl bağırıp çağırırsa, ben size ancak bu kadar yapabilirim. Artık ötesi size aittir" buyurmuşlardır.
Bu rivayetleri nakleden değerli âlim Mehmed Kırkıncı Hocaefendi haklı olarak şunları yazıyor: “Hz. Peygamber’in hısımlık ve akrabalığına dayanarak, ibadette gevşeklik bile göstermek Al-i Beyt'in kendine caiz olmazken, bazılarının Al-i Beyt'e olan muhabbetlerine güvenerek ibadeti terk etmeleri hangi akıl, hangi delille izah edilebilir, düşünülsün.”
Kaynaklar
1-İslam Dergisi-Cilt–2
2-Fıkhus Siyre-Said Ramazan el Buti- Gonca Yayınevi-İst–1991
3-Alevilik Nedir-Mehmed Kırkıncı-Zafer Yayınları-İst–2007


         Allah razı olsun!

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 30 May 2013 09:38:02
Hayırlı günler dilerim.

30 Mayıs 2013 Perşembe –  20  Recep 1434

ÇOCUĞUN HAKLARI

Bir adam, halife Hz. Ömer'e gelerek, oğlunun serkeşliğinden, ana babasına asi oluşundan şikayette bulundu. Bunun üzerine Ömer efendimiz adamın oğlunu huzura çağırıp ebeveyne itaat hususunda nasihat ve tahşidatta bulundu. Genç, onu dinledikten sonra şu soruyu sordu: "Ey müminlerin emiri! çocuğun ana babası üzerinde hakları yok mudur?" Hz. Ömer "Evet, vardır" dedi. Çocuk, onların ne olduğunu sorunca, Hz. Faruk şu cevabı verdi;
1-Evlenirken anasını araştırıp, seçmesi
2-Çocuk doğunca ona güzel bir isim koyması
3-Allah'ın kitabını ona öğretmesi bu haklardandır.
Bunun üzerine o genç dedi ki; "Ya Emire'l müminin! Doğrusu babam bunlardan hiçbirini yerine getirmemiştir. Anama gelince, zenci bir kadındır, aynı zamanda daha önce bir Mecusi'ye aitti. Benim ismimi "Cuâl"(kara böcek) koymuş ve Allah'ın kitabını da bana öğretmemiş, bir harf olsun bana belletmeyi akletmemiştir. Şimdi benden ne saygı ve terbiyesi bekliyor?"
Bu sözler üzerine Hz. Ömer (R.A.) babaya dönerek şöyle dedi; "Be adam bana gelip oğlunun asiliğinden şikayet ediyorsun. Oysa ondan önce sen ona âsi olmuş, haklarını çiğnemişsin. O sana kötülük yapmadan evvel sen ona kötülük yapmışsın."
Kaynak: Ribat Mecmuası- cilt-1

Çevrimdışı gungors

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 748
  • 1.569
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 748
  • 1.569
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 31 May 2013 10:56:53
Bugün ki hayat dersini yayınlamamışsınız.

Çevrimdışı yunus yurt

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 143
  • 635
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 143
  • 635
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 31 May 2013 11:48:07
turgutkuzan hocam paylaşımlarınız için Allah razı olsun.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 31 May 2013 11:48:33
Hayırlı günler dilerim.

31 Mayıs 2013 Cuma –  21  Recep 1434

HZ. ALİ, HZ. TALHA’NIN CESED-İ PÂKİ BAŞINDA

Cemel muharebesinin ertesi günü Hz. Ali (R.A.) maktulleri dolaşmaya başladı. Hz.Talha’yı toz toprak içinde yatar görünce, dizlerinin bağı çözüldü, ağlamaya başladı. Hz. Talha’nın yüzündeki tozları silerken “İnna lillah ve inna ileyhi raciun. Vallahi ben bir Kureyşiyi böyle yere serilmiş görmek istemezdim” diyerek büyük bir teessüf gösterdi. O sırada Muhammed bin Talha’yı da maktuller arasında görüp ona da başkaca teessüf  gösterip, ağladı..

TALHA VE BEN KARDEŞ DEĞİLSEK KİM KARDEŞ?

Cemel Savaşından sonra Hz. Ali (R.A.), İmran bin Talha’nın yanına yaklaşmış ve “Allah’ ümid ederim ki beni ve babanı “biz onların gönüllerinde olan kini çıkarttık. Artık onlar sedirler üzerinde karşılıklı oturan kardeşlerdir”(15:47) ayetiyle işaret olunan kimselerden eyler” dedi ve ardından Talha ailesini tek tek sordu; “Ey kardeşimin oğlu, falanca nasıl, ya filan?”
Odanın köşesinde iki kişi şöyle mırıldandı; “Allah adildir, dün öldürdüklerinizle cennette kardeş mi oldunuz?”
Hz. Ali bu söze çok öfkelendi. Onlara döndü ve “kalkın buradan” diye bağırdı, “Allah’ın en uzak beldesine gidin! Ben ve Talha kardeş değilsek, kim kardeş?”

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 31 May 2013 11:51:43
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Bugün ki hayat dersini yayınlamamışsınız.
Hayırlı günler dilerim.

Hatırlatma için Allah (c.c.) razı olsun.
Sabah annemi hastahaneye yatırma işiyle uğraştığım için biraz gecikme oldu. Nasipse önümüzdeki günlerde guatr ameliyatı olacak. Bu sebeple bazı günler derslerimizde gecikmeler olabilir.
Hakkınızı helal edin.

Çevrimdışı nuna

  • Uzman Üye
  • *****
  • 829
  • 2.918
  • 829
  • 2.918
# 31 May 2013 12:01:08
Geçmiş olsun öğretmenim.Allah annenize ve tüm hastalarımıza şifa versin.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK