Hocam madde madde açıklayayım kimse cevap vermedi demişsiniz aslında verildi de yine de yazalım
1. Yetki ve görevin değişip değişmemesi meselesi değil bu sistemin özü. Burada amaç öğretmen niteliğini artırmak. Bu sadece Türkiye’de olan bir sistem de değil. OECD üyesi ülkelerde (ya da Finlandiya gibi ülkeler) uygulanıyor. Orada da yetki görev değişmiyor nitelik artırılması amaçlanıyor. Türkiye’den farklı olarak onlar lisans mezununu yapmıyorlar. Bu da aslında avantaj.
2. Özel hizmet tazminatlarının hiçbiri emekliliğe yansımaz. Bu sadece öğretmenlere özel bir durum değil. Mühendislikte de bu böyle diğer kurum uzmanlıklarında da. Özel hizmet tazminatları görevdeyken ödenen ücretlerdir.
3. Alan dışı yüksek lisans ve doktoranın uzman olması eleştirilebilir. Ancak orada da şu husus gözetilmiş olabilir; lisans mezunlarına sınav hakkı vererek bir kıyak yapmışsak alan dışı veya tezsize de bir kıyak geçip onları da sınavsız alalım olmuştur. Mesela herkesin ben anlamıyorum dediği AR GE modülünü alan dışı da olsa tez yazanlar çok iyi bilir.
Yani biz gerekçeleri fazlasıyla yazıyoruz. Diplomamız uzmanlığımız da demiyoruz. Kendimizi ne kadar geliştirirsek o kadar faydalı oluruz diyoruz. Ancak 2+2=4 eder desek de yok hayır 3 eder diyorlar. Ne yapalım şimdi 3 diyorlar diye doğruları söylemeyelim mi?
Değerli öğretmenim, tam olarak beklediğim cevaba yakın bir yazı olmuş, evet benim de bütün itirazım tam olarak bu yazdıklarınıza. Neden derseniz;
1-) Bu sistem, verilen eğitim, alan dışı yl ( veya benim eğitim fakültesinde aldığım formasyonu başka bölüm okuyup tezsiz yl olarak almak vb) ve sınav öğretmen niteliğini artırmaz. Ama biliyoruz ki sizin de ifade ettiğiniz gibi öğretmen niteliğini artırmak amacıyla getirilen bu sistemdeki sınavın bilinçaltı amacı sözüm ona öğretmen niteliğini ölçmek/ değerlendirmek gibi bir durumu vardır. Zaten işin özünü anlayanların temelde itirazı bunadır. Yoksa kimse gerçek anlamda kariyer için yapılan md yrd, müdürlük, müfettiş yardımcılığı, şube müdürlüğü gibi sınavlara, bu sınavlar sonucu kazanılan haklara itiraz ettiğini duydunuz mu?
2-) Şu meşhur OECD (veya Finlandiya'da) görev yapan nitelikli öğretmenlerimizi ülkemiz koşullarına bir getirin bakalım ne oluyor? Çok şey yazarım ama kısaca, sürekli bu Finlandiya vb kıyaslamaları bayatladı ve çok sıktı. Ülkemizin sizin gözünüzle çok nitelikli olmayan sıradan bir öğretmeni ( benim gözümde ülke sevdalısı eğitim neferi) Finlandiya şartlarında bir ortamda emin olunuz ki, o nitelikli meslektaşları hayrete düşürecek başarılara imza atarlar.
3-) Ne zamandan beri uzman doktorla pretisyen, prof. ile öğretim görevlisi emekli olunca eşit oluyormuş? Sizin yazdığınız ek ödemelerin emeklilikte geçerli olmadığını biliyoruz mübarek, biz de onu anlatıyoruz işte sağlıkçılara verilirken sınav mı yapıldı? Bir yöenetmelikle bizim alacağımızın kaç katını aldılar.( Kimsenin gelirinde gözüm yok, hakediyorlar, alırlar helali hoş olsun ama benim öğretmenim de aynı şwyi hak etmiyor mu? Ya da hak edebilmek için neden böyle oluyor? Bunu sorguluyoruz)
4-) Alan dışı yl eleştirilebilir demişsiniz,
filmin koptuğu noktalardan birisi de o zaten.
Kıyak geçmek falan yazmışsınız, o konuya girmiyorum bile...
Bunların dışında yl veya doktora yapan meslektaşlarımın çalışmalarını asla küçümsemiyor, yok saymıyorum. Onlara da ek ders daha avantajlı olarak ödenebilir( şimdikinden çok daha fazla artırım olabilir), okulda idareci olmak için yl, ilçede, ilde veya bakanlıkta yönetici olmak için doktora şartı getirilebilir. Bu şekilde bu da teşvik edilebilir. Daha farklı olarak benim önerdiğim sistemde örneğin 5/3 olan bir öğretmene şimdiki uzman için öngörülen ücret artışı yapılırken eğer yl veya doktora yapmışsa 300-500 daha fazla verilebilir. Bunlara kimsenin itiraz edeceğini sanmam değerli öğretmenim. İtiramız, bence bu süreç bu şekilde olmamalıydı. Çok daha iyi olabilirdi.
Benim acizane görüşlerim böyle, sonuçta bir kanun var ve hepimiz saygı duyup uygulayacağız ve uyacağız ama kendimize göre yanlış gördüğümüz hususları da ifade edebileceğiz diye düşünüyorum.
Kalın sağlıcakla.