Yorumsuz! : Haberler

Çevrimdışı destinalila

  • Uzman Üye
  • *****
  • 530
  • 220
  • 530
  • 220
# 21 Ara 2007 00:21:14
Yılantaşını, yüksek baskı ve 200-500 derece ısıya tabi tutan Fransız ve Amerikalı bilimadamları, silisyum hidroksit, magnezyum ve kalsiyum içeren yeşil renkli bu kayaç türünün deforme olduğunu gördü.

Bilimadamları, özellikle deniz diplerinde bulunan yılantaşının sık sık ve
aşırı derecede değişmesinin, bu kayaç türünün baskı ve ısı karşısında alışılmadık şekilde yumuşak ve akışkan hale gelmesinden kaynaklanabileceği sonucuna vardı.

Araştırmaya göre, tektonik plaka adı verilen yer kabuğunu oluşturan, çeşitli şekillerde kırılmış, birbirine bitişik büyük parçaların hareketine maruz kaldığında yılantaşı şekil değişiyor ve fayların kırılmasına neden oluyor, bu da depremi tetikliyor.

Desen olarak yılan derisine benzediğinden Yunanca yılan anlamına gelen
serpan sözcüğünden türetilen yılantaşı, cephelerde, ısıtma ve soğutma
sistemlerinde kullanılıyor. Araştırma Science dergisinde yer alıyor.  

Çevrimdışı mavado

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 93
  • 3
  • 93
  • 3
# 21 Ara 2007 13:00:06
Angola’da, soygun sahnelerinin yer aldığı bir filmin çekimi sırasında polisin olayı gerçek soygun sanarak ateş açması sonucu 2 aktörün hayatını kaybettiği öne sürüldü.

LUANDA - Angolalı yönetmen Radikal Ribeiro, AFP ajansına yaptığı açıklamada, Angola’nın başkenti Luanda’nın bir banliyösünde çekim yapıldığı sırada, polisin sete baskın düzenlediğini söyledi.

Polislerin yakın mesafeden ateş açtığını anlatan Ribeiro, iki aktörün yere düştüğünü ve ölen aktörlerin elinde oyuncak silahların olduğunu söyledi.

Ribeiro, “Lütfen ateş etmeyin, bu bir film” diye bağırıncaya kadar polislerin ateş açmaya devam ettiğini, daha sonra yaralılara yardım etmeden olay yerini terk ettiklerini söyledi.

Angolalı yetkililer, yönetmen Ribeiro’nun bu iddiaları karşısında henüz bir yorumda ya da açıklamada bulunmadı.

Çevrimdışı mavado

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 93
  • 3
  • 93
  • 3
# 21 Ara 2007 13:02:40
Şok Şok Şok!!! 2008 Öss Soruları Açıklandı…

1-) Asagidaki onermelerden hangisi dogru bir onermedir?

A) Eskimo eskiyse,yeniceri de yenidir.
B) Hayat acidir,biberde acidir.Reha aci var mi aci diye sormaktadir.O halde Reha biberdir.
C) İki kere iki dort eder.Birak yakami birak,anan beni deli eder.
D) Rustem,aksam arkadaslari organize et de bi rakilama yapalim.
E) Koseye bir ocakbasi acilmis.Eti nefis.Herkese oneririm.

2-) Asagidakilerden hangisi bir yamyam atasozu degildir?

A) Cevir kizi yanmasin.
B) Bir dil bir insan,araya defne yapragi.
C) Kiz seni yerler yerler,seni ham yapar bu yerliler.
D) Yeme de yaninda yat.
E) Iyi geceler Turkiye her nerede yasiyor ya da yasatiliyorsan. :) 8) :)

Çevrimdışı mtdemirci

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 22 Ara 2007 00:08:49
Türkiye'nin geleceği: Bor...

ABD’nin uzaydan yaptığı tespitlere dayalı verilere göre, dünya bor rezervlerinin yüzde 94,7’sinin Türkiye’de bulunduğu belirtildi.
      Bor elmas tozu gibi nanokristal malzemelerin geliştirilmesi, üretilmesi ve bunların yüksek teknoloji ürünlerinde kullanılması alanında faaliyet gösteren, Türkiye’de kurulu NNT Nanoteknoloji AŞ’nin Yönetim Kurulu Başkanı Cafer Akın, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Türkiye’de nanoteknolojik altyapıya sahip ilk şirket olarak, 17 yılda alternatifsiz 22 nanoteknolojik bor projesi geliştirdiklerini söyledi.
     
      2,5 MİLYAR TON BOR REZERVİMİZ VAR

      Akın, en az 800-1000 seneye yakın süreyle dünyaya yetecek kadar, Türkiye’de, yaklaşık 2,5 milyar ton bor rezervi bulunduğunu söyledi.
      Borun geleceğin enerjisi olduğunu ifade eden Akın, "Çünkü petrolün 25-30 sene ömrü kaldı. Amerika’nın uzaydan yaptığı tespitlerde, alınan verilere göre bugün borun yüzde 94,7’si Türkiye’de bulunuyor. Ülkemiz 1000 yıl süreyle geleceğin enerjisinin sahibidir" diye konuştu, Dünyanın alternatif enerji arayışına başladığını anlatan Akın, şunları kaydetti: "Global ısınmayla birlikte sanayi ve enerji üretim yerlerinin tamamı sera gazı yayıyor. Doğadaki hidrojen ise sıfır zararlı bir elementtir. Bu nedenle hidrojen gibi doğayı kirletmeyen elementlerle bir takım çalışmalar hızlandı. Hidrojen depolanamadığı için çok pahalıya mal olan bir enerji kaynağı. Bu nedenle burada bor devreye giriyor. Borun elementler ve moleküler yapısıyla hidrojen bileşenleri enerji üretiminde kullanıyor. Dünya bilim çevrelerinin de gizlilik içinde nükleer enerjiyle ilgili büyük çalışmaları var. 200 gram borla günde 50 megabayt elektrik enerjisi üretme imkanı olacak. Bugün bir nükleer santral kuruyoruz. 2,5 milyar dolar harcıyoruz ve yıllık 1200 megabayt elektrik üretiliyor. İnsanlar, 20 günde 200 gram bor füzyonuyla kurulacak nükleer enerji üretimi sistemlerinde 0,001 cent maliyetli bir elektrik enerjisi üretme imkanına kavuşulacak. Bununla ilgili çok hızlı çalışmalar ve alınan mesafeler var. Umarım ülkemizde de bu çalışmalar yürütülüyordur. 2020 yılına doğru bu tür enerjiler artık kullanılmaya başlanacak. O zaman ülkemiz dünyanın yıldız ülkesi olacak."
     
      ÇİN VE AB ÜLKELERİNE İHRACAT

      17 senedir detanasyon denilen nano-bor kristaline (elmas kristali) 100
      bin kat katma değer kazandırarak 22 değişik proje geliştirdiklerini ifade eden Akın, Türkiye’deki Eti Bor AŞ’den tonunu 400 dolara aldıkları boru işleyip elmas kristali haline getirdikten sonra tonunu 18 milyon dolara ihraç ettiklerini söyledi. 2008 yılının kendileri için çok önemli olduğunu ifade eden Akın, "2008 yılı sonuna kadar 100 milyon Avroluk nano-bor elması ihraç etmeyi hedefliyoruz" dedi. Türkiye’den Almanya’nın başkenti Berlin’deki şirketleri aracılığıyla AB ülkelerine nano-bor elması ihraç edeceklerini ifade eden Akın, şu an bütün yazışmaların bittiğini, Almanya ve AB ülkeleriyle 54 milyon Avroluk anlaşma yaptıklarını bildirdi. Rusya ile de 500 bin adet nano-bor elması için gerekli yazışmaların yapıldığını ve 11-12 milyon YTL’ye ihracın gerçekleşeceğini belirten Akın, "Çin ile asker ve sivil topluma satılmak üzere 600 bin adet nano-bor elmasını 13 milyon Avro’ya ihraç etmek için anlaşma yaptık. Yıl sonuna kadar bu ihracatların gerçekleşeceğini umuyoruz" diye konuştu. Bor yataklarının kullanım alanının kısıtlı olduğunu belirten Akın, şunları kaydetti: "Biz milyarlarca dolarlık üretim ve entegre tesisi olan bir kuruluş değiliz. Mütevazi olarak bugün 10-15 milyon dolar çerçevesinde genel tesisleriyle işimizi yürütüyoruz. Şu anda mevcut iki projemizin ham maddesini karşılayacak kadar üretim yapıyoruz. 22 projenin ham maddesini karşılayacak bor elmasını ürettiğimiz zaman halkımızı sevindirecek rakamlara ulaşmamız mümkün olacak. Ham madde üretim entegrasyonumuzu büyütme çalışmalarımızı önümüzdeki günlerde hızlandıracağız."

Çevrimdışı mtdemirci

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 22 Ara 2007 17:58:01
Uydudan değişen İstanbul

İstanbul’un 1963 ile 2000 yıllarında çekilen uydu görüntülerinin karşılaştırılması, kentin 37 yılda yaşadığı değişimi ortaya koydu. Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) İnşaat Fakültesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü Fotogrametri ve Uzaktan Algılama Anabilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Bülent Bayram, Hüseyin Bayraktar, Cüneyt Helvacı ve Uğur Acar’la birlikte gerçekleştirdikleri ve 20. Uluslararası Fotogrametri ve Uzaktan Algılama Kongresi’nde bildiri olarak sundukları çalışma hakkında AA muhabirine bilgi verdi. İstanbul’un eşsiz doğal güzelliklere sahip bir kent olduğunu, ancak bu değerli alanların hızlı kentleşme ve yapılaşma sonucu yok olduğuna dikkati çeken Bayram, deniz ve karayı ayıran kıyı alanlarında insan faktörü ile rüzgar, iklim gibi doğal nedenlerden dolayı değişimler oluştuğunu söyledi. Bu değişimlerin tespiti için son yıllarda yüksek çözünürlüklü uydu görüntülerinin kullanıma girdiğini anlatan Bayram, ABD’nin 1960 yılında başlattığı Corona Programı çerçevesinde Corona panoramik uydusunun çektiği fotoğraflarda Türkiye’nin de yer aldığını, bu verilerin 1995 yılında ABD tarafından bilimsel çalışmalar amacıyla kullanıma açıldığını kaydetti. ABD’den, İstanbul’un 1963 yılında çekilmiş görüntülerini aldıklarını ve bu veriler ile 2000 yılında IRS1-D uydusuna ait görüntüleri karşılaştırarak İstanbul’un Terkos bölgesindeki kıyı değişimini incelediklerini dile getiren Bayram, şunları ifade etti: "Çalışmada, İstanbul kıyısını, Terkos’tan başlayarak Büyükçekmece Gölü’ne kadar bütün kıyı şeridini çıkartmış olduk. Yapılan çalışmada en büyük değişimin Terkos kıyısı civarında olduğu görüldü. Çünkü en çok dolgu işlemi orada yapılıyor. Özellikle Boğaz kıyısında neredeyse hiç değişim olmadığı, sadece birkaç liman ve küçük iskeleler yapılması amacıyla değişiklik olduğu tespit edildi. Alan ölçümleri, 1963’te 1803 kilometre kare, 2000 yılındaki görüntüde ise 1812 kilometre kare çıktı. 8,5 kilometre karelik bir alan değişimi olmuş. Kıyı çevresi uzunluğu da ölçüldü. 1963 yılında 290 kilometrelik, 2000 yılında da 302 kilometrelik bir mesafe tespit edildi. 37 yılda 12 kilometrelik bir kıyı uzunluğu farkı belirlendi."

1 KİLOMETRELİK DOLGU ALANI


Terkos kıyısıyla ilgili ortaya çıkan sonuçların ilginç olduğunu dile getiren Bülent Bayram, yaklaşık 20 kilometrelik bir kıyı şeridinde dolgunun söz konusu olduğunu söyledi. Bayram, "Terkos bölgesinde motor ve kosterlerin kum çekmesinden dolayı kıyı alanının içeriye doğru girdiği yönündeki beklentimize karşın, 1 kilometreye yakın dolgu alanının oluştuğunu belirledik. 2000 yılındaki uydu görüntülerinde, bölgedeki kömür madenlerinin atıklarıyla doldurulduğu anlaşılan dolgu alanında yerleşim yerlerinin oluştuğu gözleniyor. Denizin bilinçsiz şekilde doldurularak bir alan kazanılması söz konusu" diye konuştu.

"YEŞİL ALANLAR YERLEŞİM YERİ OLDU"

Eski uydu verisi ile yeni uydu verisi karşılaştırıldığında, bir bilimsel işlem yapmadan, sadece gözle bakıldığında dahi aradaki farkın net bir şekilde ortaya çıktığını ifade eden Bayram, şunları kaydetti: "Yerleşim yerleri ile yeşil alanlar net biçimde görülüyor. İlle ölçüm yapmak gerekmiyor. Buradaki gerçekten çok hızlı bir değişim. 1963 yılındaki görüntülerde, Boğaziçi Köprüsü yapılmadan önce bir otoyol faaliyeti gözükmüyor. Gözle bakıldığında bile Beylikdüzü’nün, çevreyollarının geçtiği alanların ya tarla ya da yeşil alan olduğunu görüyoruz ama bu bölgeler bugün çılgın bir yerleşimle karşı karşıya. Boğaz’a 3. köprünün yapılmasına karar verildi. Geçmişteki değişim göz önüne alındığında, kentin kuzeyindeki yeşil dokunun da tehdit altında olduğunu söyleyebiliriz." Bayram, tarihi yarımadanın dokusunda ise yeşil alanlar dışında ciddi bir değişim olmadığını sözlerine ekledi.

Çevrimdışı hilal80

  • Üye
  • *
  • 47
  • 2
  • 47
  • 2
# 22 Ara 2007 18:29:27
Danimarkalı Karikatürcünün Sonunun Böyle Olması Ne Yazık.umarım İnanmayan Diğer Dinsizlere Ders Olur.

Çevrimdışı mtdemirci

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 27 Ara 2007 16:16:24
Benazir Butto suikasta kurban gitti

Pakistan'da eski başbakan, muhalefet lideri Benazir Butto, Ravalpindi'deki mitinginin hemen ardından düzenlenen silahlı ve bombalı saldırıda hayatını kaybetti. Saldırıda Butto'nun yanı sıra 16 kişi öldü.

Pakistan İçişleri Bakanlığı sözcüsü Cevad Şima, Butto'nun öldüğünü doğruladı.

Bombalı intihar saldırısında ağır yaralanan 54 yaşındaki Benazir Butto, acilen ameliyata alınmıştı. Butto'nun kocası Asıf Ali Zerdari, eşinin durumunun kritik olduğunu açıklamıştı.

Butto'nun lideri olduğu Pakistan Halk Partisi'nden Rahman Melik, Butto'nun şehit olduğunu söyledi.
 
Butto'nun kaldırıldığı hastaneye gelen Butto yanlıları, Devlet Başkanı Pervez Müşerref karşıtı sloganlar attı; bazıları gözyaşlarını tutamazken, bazıları da hastanenin acil girişindeki cam kapıyı kırdı.

Görgü tanıkları ve polis, intihar saldırganının, Benazir Butto'nun topluluğa hitaben yaptığı konuşmanın hemen ardından üzerindeki bombaları patlattığını belirtti.
 
Olay yerindeki gazeteciler, binlerce kişinin toplandığı Liyakat Bağ Parkı'nda düzenlenen saldırı sonucu, ölenlerin vücutlarından kopan parçaların etrafa saçıldığını kaydetti.
 
Polis ve yetkililer, şiddetli patlamanın ardından, alanda silahlarla ateş açıldığını aktardı.
 
Ülkeye dönüşünde de saldırı olmuştu

Butto'nun 8 yıllık sürgünün ardından ülkesine dönüşünde Karaçi'de düzenlenen intihar saldırısında yaklaşık 150 kişi ölmüştü.

Sürgünden yeni dönen eski Başbakan Navaz Şerif yandaşlarının bugün düzenlediği gösteri sırasında ateş açılması sonucu da 4 kişi ölmüştü.

Benazir Butto, Pervez Müşerref hükümetini radikal İslamcı militanlara karşı önlem almamakla suçluyordu.
 
TEPKİLER
 
Pakistan'ın eski Başbakanı Benazir Butto'nun intihar saldırısında öldüğü haberine ilk tepki Rusya'dan geldi. Rusya Dışişleri Bakanlığı, "saldırının şiddetle kınandığını" duyurdu.
 Daha Fazlası: [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı ayfer40

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 196
  • 84
  • 196
  • 84
# 27 Ara 2007 23:31:26
Bu lanet terörü şiddetle kınıyorum.

Çevrimdışı kilavuzum

  • Uzman Üye
  • *****
  • 247
  • 56
  • Türkçe Öğretmeni
  • 247
  • 56
  • Türkçe Öğretmeni
# 28 Ara 2007 23:07:08
     Benazir BUTTO' nun ölümüne çok üzüldüm.Allah rahmet eylesin.İslam aleminde ilk kadın devlet başkanı olması ne sevindirici bir şeydi.Aydınlık Pakistan'ın inşasında bir kilometre taşıydı.Yazık ki yıktılar onu.Korkarım Pakistan'ı daha karanlık günler bekliyor.Bir gün özgür Pakistan'ın bunun hesabını sormasını dilerim. 

Çevrimdışı ali2037

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.759
  • 1.326
  • 2.759
  • 1.326
# 01 Oca 2008 17:38:40
Türk çözümlü minibüs trafikten men edildi
       Ağrı’da yolcuların soğuktan korunması amacıyla içinde soba kurulan minibüs, Karayolları Trafik Kanunu hükümleri uyarınca trafikten alıkonuldu.
      Ağrı ile Goncalı köyü arasında yolcu taşımacılığı yapan ve içinde soba bulunan Sıddık Dursun yönetimindeki minibüs, polis ekiplerince yapılan yol kontrolü sırasında durduruldu.
      Dursun’un, içinde soba bulunan ve borusu tavandan çıkarılan minibüsü, Karayolları Trafik Kanunu’nun güvenlikle ilgili hükümleri uyarınca alıkonuldu. Araç sürücüsüne ise 104 YTL cezası kesildi.

     
•  İşte o minibüs...

Çevrimdışı mtdemirci

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 08 Oca 2008 16:00:39
Cömertlik genlerden geliyormuş

İsrailli bilimadamları ve Kudüs Yahudi Üniversitesi Psikoloji Bölümünden araştırmacılar, 203 kişiye davranış testi uyguladı. Araştırma sonucunda, cömertliğin de kalıtımsal olduğu ortaya çıktı! Her biri 12 dolara sahip bu kişilerden, paranın tamamını ya da bir kısmını isimleri saklı tutulmak koşuluyla bağışlama eğiliminde olan yarıya yakınının AVPR1 adı verilen gene ya da bu genin değişkenlerinden birine sahip olduğu belirlendi. Profesör Ariel Knafo; "Bildiğim kadarıyla ilk kez cömertlik ve DNA sarmalı arasında doğrudan bir ilişki bulunuyor. AVPR1, beynin cömertlik davranışını güçlendiren bölümüne etki eden bir hormonun salgılanmasını sağlıyor'' dedi.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı mtdemirci

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.051
  • 9.256
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 08 Oca 2008 16:09:32
Klavye ve mouse kullanımına son

Bilişim dünyasının öncüsü Bill Gates, 10 yıl içinde klavye ve mouse kullanımının ortadan kalkacağını söyledi.

Gates, ABD'nin Las Vegas kentinde başlayan Elektronik Fuarı'nın (CES-Consumer Electronic Show-Tüketici Elektroniği Fuarı) açılışında yaptığı konuşmada, dijital dünyanın geleceği konusundaki öngörülerini anlattı.
 
Dünyanın en büyük yazılım firması Microsoft'un başkanı olarak yaptığı son konuşmada, bilgisayar kullanıcılarının yakında klavye ve fareyi bir kenara atacaklarını ve bunun yerine PC'lerini el hareketleriyle kullanacaklarını belirtti.
 
Bill Gates, gelecekte bilgisayarlı mobilya ve ev eşyalarının olduğu bir dünya olacağını, bilgisayar kullanımının çok daha artacağını söyledi.
 
Fuarın açılış konuşmasını 10. kez yapan Gates, dijital yaşamın ilk 10 yılında dünyadaki PC sayısının 1 milyarı, geniş bant internet kullanıcısı sayısının 250 milyonu aştığını ve dünya nüfusunun yüzde 40'ının mobil telefon kullandığını söyleyerek, geçen 10 yılın bu açıdan büyük bir başarı olduğunu anlattı.
 
10 yılda bilgisayarların sadece masa üstünde değil, masanın içinde ve her yerde olacağını söyleyen Bill Gates, insanların dosya ve uygulamalarına mobil telefon, bilgisayar veya televizyon gibi her cihazdan ulaşabilecekleri öngörüsünde bulundu.
 
Yeni dijital dönemde online alışveriş ve online sohbet gibi birçok web aktivitesinin 3 boyutlu ortamda yapılacağını da söyleyen Bill Gates, gelecek 10 yılın en önemli değişikliğinin ise kullanıcıların bilgisayarları ile el hareketleriyle iletişime geçecekleri "doğal kullanıcı arayüzü" olacağını vurguladı.
 
Dokunmatik ekranlı bilgisayarı tanıttı
 
Gates, fuarın açılışındaki konuşmasında, Microsoft'un geçen yıl sonunda konseptini geliştirdiği, el hareketleriyle kullanılan geniş bir masa şeklindeki dokunmatik ekranlı bilgisayar "Surface" adlı cihazı da tanıtarak, "Bu teknolojinin şimdilik daha başındayız, yazılım programcıları bu platformu geliştirecekler" dedi.
 
Açılış konuşmasında ayrıca, "görsel tanıma" adını verdikleri ve geleceğin mobil telefonlarında kullanılacak bir teknolojinin prototipinide tanıtan Gates, bu teknolojinin, cep telefonu kamerası bir cisme tutulduğunda bununla ilgili verileri kullanıcıya aktardığını kaydetti.
 
Bill Gates, bu yılın sonuna doğru, 17 yaşından beri aralıksız çalıştığı Microsoft'tan emekli olacağını ve sürdürmekte olduğu hayır işlerine daha iyi odaklanacağını belirterek, bir video gösterisiyle Microsoft'taki son gününde ve sonrasındaki yaşamında neler yapacağını dinleyicilerin alkışları arasında sundu.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı ali2037

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.759
  • 1.326
  • 2.759
  • 1.326
# 08 Oca 2008 16:54:14
Askere yardıma soruşturma   
 
 
Mukadder YARDIMCIEL, DHA
 
 Mehmetçik Vakfı Yardım Kampanyası’na katılan Kars’taki bir ilköğretim okulunun müdürü hakkında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından soruşturma başlatıldı. Okula gelen iki müfettiş, müdür ve öğrenci başkanının ifadelerini aldı. Bakanlık, soruşturmanın gerekçesini "Basında haberlerin yer alması" olarak açıkladı.

HABERTÜRK kanalı tarafından düzenlenen Mehmetçik Vakfına Yardım Kampanyası’na katılan Kars’ın Dikmen Köyü Hacı Yasemen Yılmazel İlköğretim Okulu Müdürü ve Eğitim-İş Kars Şube Başkanı Ersin Özbey hakkında soruşturma başlatıldı. Kampanya’da yer alan okul ile ilgili basında haberlerin çıkmasının ardından, okul müdürü Özbey hakkında açılan soruşturmanın gerekçesi; "Basında haberlerin yer alması" olarak açıklandı.

TERBİYE ATAMASI

19 Aralık’ta Milli Eğitim Müdürlüğü’nden gelen iki müfettiş, Ersin Özbey ve Öğrenci Meclis Başkanı Melikşah Atalay’ın ifadelerini aldı. Eğitim-İş Genel Başkanı Yüksel Adıbelli, söz konusu kampanyanın Türk askeri için önem taşıdığını ifade ederek, "Bu konuda yapılan bir yardım için neden soruşturma açılır?" dedi. Kars Milli Eğitim Müdürü Ekrem Ekici ise eski Milli Eğitim Müdürü Cevdet Aydın döneminde açıldığı belirtilen soruşturmayla ilgili bilgisinin olmadığını söyledi. Bir süre önce Denizli’den Kars’a atanan Ekrem Ekici, "Böyle bir soruşturmadan haberim yok. Pazartesi dosyayı inceledikten sonra bir açıklama yapabilirim" dedi. Eski Kars Milli Eğitim Müdürü Cevdet Aydın, Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu’na atanmıştı.

Öğrenciler, geçen yıl ekim ayında okul temsilcisi Melikşah Atalay’ın Okul Müdürü Ersin Özbey’e teklifi üzerine şehit askerlerin ailelerine yardım için kampanya başlatmışlardı. Okulun giriş kısmında bulunan resim köşesine ’Terörle Mücadele Eden Mehmetçik Vakfına Yardım Toplama Kampanyası’ yazısı asan 250 öğrenci, ailelerinden aldıkları harçlıkları şehit aileleri için biriktirmişti. Öğrenciler, kampanyanın son günü olan 18 Ekim 2007 günü, harçlıklarından biriktirdikleri paraları sınıf başkanlarına teslim etmişti.

ALKIŞLARLA

Minik öğrencilerin ceplerinden çıkardıkları 25, 50 YKr ve 1 YTL’leri birer birer masaya bırakmaları herkesi duygulandırmıştı. Toplanan paralar 300 YTL’yi bulurken, öğrenciler paraları teslim ettikleri sınıf başkanlarını alkışlarla uğurlamışlardı. Sınıf başkanları, toplanan paraları Mehmetçik Vakfı’na verilmek üzere okul temsilcisi Melikşah Atalay’a teslim etmişti. Paralar daha sonra Terörle Mücadele Kahramanları hesabına yatırılmıştı.

 

Çevrimdışı ali2037

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.759
  • 1.326
  • 2.759
  • 1.326
# 08 Oca 2008 16:56:24
Ödülü olmayan müdür olamayacak   
 
 
ANKA
 
 Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından geçen yıl uygulamaya konmasına karşın Danıştay tarafından iptal edilen "MEB Eğitim Kurumları Yönetilicileri Yönetmeliği" bir kez daha hazırlanıyor.


Yönetmelik taslağına göre, yönetici atamalarında en belirleyici faktör; alınan ödül ve takdir belgeleri olacak.

MEB, Danıştay’ın iptal ettiği “MEB Eğitim Kurumları Yönetilicileri Yönetmeliği”ni tekrar gündemine aldı. Taslak halindeki yönetmeliğin, şimdiki haliyle yürürlüğe girmesi durumunda, “kadrolaşma” iddialarının artabileceği konuşuluyor.

Atamaların değerlendirilmesinde kullanılacak ‘Yönetici Değerlendirme Formu’nda adaylara, görmüş olduğu her yüksek öğrenimin her yılı için varsa lisansüstü eğitimi için puan verilecek. Adaylar, özellikle aldığı ödüllere, cezalara ve sicile göre değerlendirilecek. Adayın kariyeri de değerlendirmeye alınırken, adayının vekaleten veya görevlendirme suretiyle eğitim kurumu yöneticiliği yapmış olması durumunda da yöneticilikte bulunduğu sene bazından puan alacak.

KADROLAŞMAYA AÇIK KAPI
Yönetici adayları, yükseköğrenim gördüğü her yıl için bir puan alırken, yöneticilik alanında yüksek lisans yapması durumunda toplam 5 puan alıyor. Yönetici alanında doktora yapması halinde 8 puan alan adaylar alan dışında yüksek lisans yaparsa 3, doktora yaparsa 6 puan alıyor. Buna karşın sicilinde puanı 90 ve üzeri olan adaylar 10 puan alabiliyor. Hatta ödül alan adaylar, her bir ödül için 10 puan alabilirken, her takdir belgesi için 5, teşekkür belgeleri için de 3’er puan veriliyor. Tasarının söz konusu bu haliyle “kadrolaşma” iddialarına da açık kapı bırakıyor.

Ayrıca taslağa göre mevcut asıl yöneticilere, müdürlere, müdür baş yardımcılarına ve müdür yardımcılarına; öğretmenlikte geçen süreye her hangi bir puan istenmiyor. Yani, her türlü yöneticiye, kurucu müdürlere, geçici veya vekaletle görev yapanlara puan istenmesine karşın asaleten görev yapanlarda puan aranmıyor. Vekaleten atamalarına devam eden MEB, taslakta şu maddeye de yer veriyor:

“Bu yönetmeliğin yürürlülüğe girdiği tarihte eğitim kurumlarında yönetici olarak görev yapanlar, bu Yönetmelik ile belirlenen esaslara uygun olup olmadığına bakılmaksızın görevlerine devam ederler.”

 

Çevrimdışı ilhami_60

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.217
  • 34.746
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 5.217
  • 34.746
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 10 Oca 2008 21:13:46
Üniversite  sınavının ilk basladıgı yıllarda  bir öğrencinin bir sorunun tüm sıklarını işaretleyip sistemin tüm soruları doğru kabul etmesını saglayarak türkiye birincisi oldugu,daha sonra yetkililerin araştırması sonucunda cocugun nasıl türkiye birincisi oldugu ortaya cıktıgını  daha sonra sistemin tekrar degıstırılıp tum sıkları yanlıs kabul edıp duzeltıldıgı bu cocugun ıse dırek en ıyı unıvrsıta de bılgısayarla ılgılı bolume yerlestırıldıgını bılıyormuy  dunuz?

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK