Yüksek Lisans Yapan Öğretmene, İlave Hizmet Puanı

Ben burada kimseyle tartışma ortamı yaratmak istemem. Memurluktan öğretmenliğe geçtim. Öğretmenler odasından girdiğim ilk hafta çok büyük hayal kırıklılığına uğradım. Sınav görevi vardı. yeni öğretmen olduğum için bir arkadaşa sordum ne yapıyorlar hocam bunlar. hocam sınav görevi geldiği zaman herkes kendi sendikasındakine ve arkadaşlarına görev kapmaya çalışıyor. O kadar saçma geldi ki. halbuki orada eşi çalışmayan öğretmen arkadaşlarımız var onlara öncelik tanısana. ben gariban uzaylı görmüş masum köylü. sonradan anladım öğretmenler odasının sadece kapısında  öğretmen yazıyor. yani hepimiz öğretmeniz kaçımız okulumuzdaki kaç öğretmene saygı duyuyor.

Anlayışsız insanlar, beyni ve kalbi yorar. gereksiz yüktür onlar. mutluluk ve huzur getirmedikleri gibi olanı da yok ederler. bunlardan çoğuyla iş ve okul hayatınızda tanışırsınız. yaşamınızdan çıkarmak istersiniz ama çok zordur. sizden daha yüksek mevkide çalışıyor, ders veriyor ya da beraber proje ürettiğiniz arkadaşlarınız olabilirler. empati yeteneğinden yoksun insanlar, tek bir şeyde ustadır; insan kırmak. en ufak bir hatada, sizi tuz buz edebilecek cümleleri çok rahat sarfederler. sizi cesaretlendirmezler, kendi hayatlarında yasadıkları zorlukları sizin de çekmenizi beklerler ve genellikle de size yeni zorluklar yaratırlar. hasta olabilirsiniz, çok kötü bir gününüzdür, kötü bir iş çıkarmış ya da kötü bir sınav kagıdı vermiş olabilirsiniz. sizi sadece o iş için degerlendirip, senelerce ugraştıgınız bir alandaki emeğinizi hiçe sayarlar. karşısındaki insanı kırmamaya çalışan, yüreklendiren özel kişiler dışında, hayat boyu bu insanlar sürekli karşınıza çıkar. kendi içindeki savası daha fazla taşıyamayıp, o askerlerle bir de sizi yaralamayı denerler. anlayışsız insanlar inanırlar ki; insanları anlamak gereksiz bir çabadır, o davranışın ya da işin vs. içinde gerçekleştiği durumu yaratan koşullar önemli değildir, o an çıkan şey önemlidir. her zaman anlayışlı olduklarını iddia eden bu insanların kendileri, küçümsemek, sınırlar çizmek ve bütünü görmeyi kabul etmemek konusunda madalyalıktır.
bir süre sonra etraflarındaki insanlar da onları ödüllendirir; yalnızlık madalyasıyla..

bizim okuldada yüksek lisans yapanlar vardı. uyanık 1) cuma günü yüksek lisans yapıyorum diye izin alıyordu pazartesi günü doktordan rapor. 6 şubelik okulda sınıfı sonuncu. onun da 50 puanı hayırlı uğurlu olsun.
uyanık 2) ben gittiğimde 6 yıldır sadece 5 okutuyormuş sordum neden yüksek lisans yapıyormuş sadece sabahları derse girebilirmiş. 5 6 7 8 sabahçı 1 2 3 4 öğlenciydi  onunda 50 puanı hayırlı uğurlu olsun.

Anlayışsız insanlar, beyni ve kalbi yorar. gereksiz yüktür onlar. mutluluk ve huzur getirmedikleri gibi olanı da yok ederler. bunlardan çoğuyla iş ve okul hayatınızda tanışırsınız. yaşamınızdan çıkarmak istersiniz ama çok zordur. sizden daha yüksek mevkide çalışıyor, ders veriyor ya da beraber proje ürettiğiniz arkadaşlarınız olabilirler. empati yeteneğinden yoksun insanlar, tek bir şeyde ustadır; insan kırmak. en ufak bir hatada, sizi tuz buz edebilecek cümleleri çok rahat sarfederler. sizi cesaretlendirmezler, kendi hayatlarında yasadıkları zorlukları sizin de çekmenizi beklerler ve genellikle de size yeni zorluklar yaratırlar. hasta olabilirsiniz, çok kötü bir gününüzdür, kötü bir iş çıkarmış ya da kötü bir sınav kagıdı vermiş olabilirsiniz. sizi sadece o iş için degerlendirip, senelerce ugraştıgınız bir alandaki emeğinizi hiçe sayarlar. karşısındaki insanı kırmamaya çalışan, yüreklendiren özel kişiler dışında, hayat boyu bu insanlar sürekli karşınıza çıkar. kendi içindeki savası daha fazla taşıyamayıp, o askerlerle bir de sizi yaralamayı denerler. anlayışsız insanlar inanırlar ki; insanları anlamak gereksiz bir çabadır, o davranışın ya da işin vs. içinde gerçekleştiği durumu yaratan koşullar önemli değildir, o an çıkan şey önemlidir. her zaman anlayışlı olduklarını iddia eden bu insanların kendileri, küçümsemek, sınırlar çizmek ve bütünü görmeyi kabul etmemek konusunda madalyalıktır.
bir süre sonra etraflarındaki insanlar da onları ödüllendirir; yalnızlık madalyasıyla..

haklısınız hocam yordunuz beni

bizim okuldada yüksek lisans yapanlar vardı. uyanık 1) cuma günü yüksek lisans yapıyorum diye izin alıyordu pazartesi günü doktordan rapor. 6 şubelik okulda sınıfı sonuncu. onun da 50 puanı hayırlı uğurlu olsun.
uyanık 2) ben gittiğimde 6 yıldır sadece 5 okutuyormuş sordum neden yüksek lisans yapıyormuş sadece sabahları derse girebilirmiş. 5 6 7 8 sabahçı 1 2 3 4 öğlenciydi  onunda 50 puanı hayırlı uğurlu olsun.

ha buradaki uyanık 1 için birşeyi yazmayı unuttum cumartesi pazar günü sınav görevi olunca kaçırmazdı

Hocam yüksek lisans artı doktora yaptım.5 aylıkla ödüllendirme, 8 teşekkür 6başarı belgesi var bende.Çalışan üreten araştırma yapan bir öğretmenim.63 tane de sertifikam var.EBA puanın da 31 bin ama norm fazlası durumdayım okulumda. Ama gününü gün edenlerde okulda çaylarını rahatça yudumluyor. Sizin vicdanınızı bizler sızlatıyorsak vicdanın tanımı değişmiştir.

sadece merak sayın hocam. Ödül ve başarı teşekkür belgeler izi neler yaptınızda kazandınız?  Özelden de yazabilirsiniz.

sadece merak sayın hocam. Ödül ve başarı teşekkür belgeler izi neler yaptınızda kazandınız?  Özelden de yazabilirsiniz.

))

Müdür yardımcısı odasının duvarına ...... hocanın sınıfına öğrenci alınmıyor diye adım olan çıktı asmıştı. sınıfım sınavlarda 6 şube lik okulda 5 şubenin başarısının toplamı benim sınıfıma eşitti. ama bana okul bir şey vermedi bana belgemi çocukların ve velilerin bakışları verdi. o çocukların arayıp sizi çok seviyoruz demeleri yeter

bizim okuldada yüksek lisans yapanlar vardı. uyanık 1) cuma günü yüksek lisans yapıyorum diye izin alıyordu pazartesi günü doktordan rapor. 6 şubelik okulda sınıfı sonuncu. onun da 50 puanı hayırlı uğurlu olsun.
uyanık 2) ben gittiğimde 6 yıldır sadece 5 okutuyormuş sordum neden yüksek lisans yapıyormuş sadece sabahları derse girebilirmiş. 5 6 7 8 sabahçı 1 2 3 4 öğlenciydi  onunda 50 puanı hayırlı uğurlu olsun.

hocam karşılaştığınız birkac olumsuz örnek üzerinden mi yönetmeliğe karşi çıkıyorsunuz yapmayin Allah aşkına, bende yüksek lisans yapip okulunda ders dışında çocuklara okuma ve yazma konusunda yeni öğrendigi bilgileriyle ücretsiz eğitim veren birçok arkadaşımdan bahsedebilirim. Demem o ki her konu ve alanda karşınıza olumluda olumsuz örnek olacakta insan çıkar,özellikle belirteyim yüksek lisans ve doktora kisileri yıpratan zorlayan ama sonucunda çok şey ögreten süreclerdir. Hakki olana hakki teslim edilmelidir

sadece merak sayın hocam. Ödül ve başarı teşekkür belgeler izi neler yaptınızda kazandınız?  Özelden de yazabilirsiniz.

Hocam beni buraya kendi reklamını yapmak için yazmadım. Buradaki yazıları komutanlardan da özür dilerim. Egolu biri değilim.Ülkeme ve milletime hizmet etmek benim için şereftir.

bir insanin kendine yapabilecegi en buyuk iyiligin daima kaliteyi hedeflemek oldugunu dusunuyorum. giysilerinizde kaliteli urunler tercih ederseniz hem uzerinizde daha sik durur hem de uzun yillar giyersiniz. yemeklerinizde kaliteli urunler kullanirsaniz yasam kaliteniz artar, hatta belki omrunuz bile uzayabilir. ayni sekilde, etrafiniza kaliteli insanlari toplarsaniz daha doyurucu iliskileriniz ve hayatiniz olacaktir.

giysi, yemek, vs bir yana da, kaliteli bir insan bulabilmek gercekten zor. kalitenin tanimi nedir? kimlere kaliteli diyebiliriz? benim icin "kaliteli insan turnusolu" diyebilecegim cok net bir ayrim soz konusu: kosullar degistigi halde kisinin degismemesi. ornegin kisi cok para sahibi oldugunda ya da mevkii olarak yukseldiginde, bunlara sahip olmadan onceki haliyle arada fark olmamasi. bunun icin saglam bir ic disiplin, olgunluk, ve oturmus bir karaktere ihtiyac var.

karakterlerini kendime ornek aldigim ve bugunku insan olmamda cok onemli etkileri olan iki insan var benim icin: marcus aurelius ve giordano bruno. aurelius koskoca bir roma imparatoru olmasina ragmen o lukse asla kendini kaptirmamis, kendisini felsefeye adamis, stoaciligin onemli temsilcilerinden biri haline gelmis bir figur. halkin arasinda dolasirken insanlar ona sevgi gosterilerinde bulundugu sirada, onun hemen arkasinda kulagina "sen sadece bir insansin" diye fisildayan birini bulundurdugu rivayet edilir. giordano bruno soylu bir aileden gelmis olmasina ragmen kendini bilime adamis ve kiliseyle olan bagini kopardigi icin surekli yer degistirmek zorunda kalmis, "evren sonsuzdur" dedigi icin engizisyona gonderilmis, soylediklerini geri aldigi takdirde affedilecegi halde asla geri adim atmamis, ve en sonunda diri diri yakilarak oldurulmustur. bu iki insan, arkalarinda kalan suruye uymayi reddedip bugun isimlerini saygiyla andigimiz kisiler haline gelmislerdir. suruye uymak cok kolay, sorgulamadan yasamak cok temiz. ama bu bizi ne kadar "kaliteli insan" yapar?

bir insanin kendine yapabilecegi en buyuk iyiligin daima kaliteyi hedeflemek oldugunu dusunuyorum. giysilerinizde kaliteli urunler tercih ederseniz hem uzerinizde daha sik durur hem de uzun yillar giyersiniz. yemeklerinizde kaliteli urunler kullanirsaniz yasam kaliteniz artar, hatta belki omrunuz bile uzayabilir. ayni sekilde, etrafiniza kaliteli insanlari toplarsaniz daha doyurucu iliskileriniz ve hayatiniz olacaktir.

giysi, yemek, vs bir yana da, kaliteli bir insan bulabilmek gercekten zor. kalitenin tanimi nedir? kimlere kaliteli diyebiliriz? benim icin "kaliteli insan turnusolu" diyebilecegim cok net bir ayrim soz konusu: kosullar degistigi halde kisinin degismemesi. ornegin kisi cok para sahibi oldugunda ya da mevkii olarak yukseldiginde, bunlara sahip olmadan onceki haliyle arada fark olmamasi. bunun icin saglam bir ic disiplin, olgunluk, ve oturmus bir karaktere ihtiyac var.

karakterlerini kendime ornek aldigim ve bugunku insan olmamda cok onemli etkileri olan iki insan var benim icin: marcus aurelius ve giordano bruno. aurelius koskoca bir roma imparatoru olmasina ragmen o lukse asla kendini kaptirmamis, kendisini felsefeye adamis, stoaciligin onemli temsilcilerinden biri haline gelmis bir figur. halkin arasinda dolasirken insanlar ona sevgi gosterilerinde bulundugu sirada, onun hemen arkasinda kulagina "sen sadece bir insansin" diye fisildayan birini bulundurdugu rivayet edilir. giordano bruno soylu bir aileden gelmis olmasina ragmen kendini bilime adamis ve kiliseyle olan bagini kopardigi icin surekli yer degistirmek zorunda kalmis, "evren sonsuzdur" dedigi icin engizisyona gonderilmis, soylediklerini geri aldigi takdirde affedilecegi halde asla geri adim atmamis, ve en sonunda diri diri yakilarak oldurulmustur. bu iki insan, arkalarinda kalan suruye uymayi reddedip bugun isimlerini saygiyla andigimiz kisiler haline gelmislerdir. suruye uymak cok kolay, sorgulamadan yasamak cok temiz. ama bu bizi ne kadar "kaliteli insan" yapar?

hocam belli aldığınız eğitim size birşeyler katmış . ama bu eğitimi birçok insan zamanında eğitim özrü vardı tayin için yaptı veya az öncede yazdığım gibi dersten kaçmak için ve onlarada zerre değer katmadı. havadan bir de 50puan . zaten kendi memleketlerine tayin olmuşlardı eğitim özründen il içinde 50 puanın keyfini sürerler. siz eğitim özür tayini yaptınız mı hocam?

Hocam beni buraya kendi reklamını yapmak için yazmadım. Buradaki yazıları komutanlardan da özgür dilerim. Egolu biri değilim.Ülkeme ve milletime hizmet etmek benim için şereftir.

hocam bakın saygısızlık olsun diye yazmıyorum sonuçta iki öğretmeniz ama özrünüz bile kalp kırıcı biz başarı belgesi verilmeyenler (hepimiz öğretmeniz okul müdürünün suyuna gitmezseniz ağzınızla kuş tutsanız vermezler. yani alınmaz verilir) ülkesine ve milletine şerefle hizmet etmemiş mi oluyor.

hocam bakın saygısızlık olsun diye yazmıyorum sonuçta iki öğretmeniz ama özrünüz bile kalp kırıcı biz başarı belgesi verilmeyenler (hepimiz öğretmeniz okul müdürünün suyuna gitmezseniz ağzınızla kuş tutsanız vermezler. yani alınmaz verilir) ülkesine ve milletine şerefle hizmet etmemiş mi oluyor.

Ben hayatta Allahtan başka kimseye minnet etmem.Okul müdürlerinin odasına bile girmem Sadece ışimi yaparım.Ödüller konusuna gelince okul müdürleriyle dünya görüşü farklı olan her kurulda sesini yükselten biriyim asla yalaka olmadım olmam.

Yazılanları okudum biraz, sonuç ''Herkes haklı.''

Konuyla bir ilgim yok. Yazılanları okudum. "Son sözü ben söylerim hastalığı" durumu var burada. Olay tamamen kişiselleşmiş, uslup kabul edilebilir değil.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] öğretmenim tebrik ediyorum. Başarılarınız daim olsun.