Kınalıada’nın tek okulu Mehmetçik İlkokulu’nda 14 öğrenci var. İstanbul’a sadece birkaç kilometrelik uzaklıktaki okulda, öğrenciler birleştirilmiş sınıfta eğitim alıyor. Bir ve ikinci sınıflar ders dinlerken üç ve dörtler, öğretmenlerinin verdiği ödevi yapıyor. Üç ve dördüncü sınıflar ders yaparken ise ödev sırası diğerlerine geliyor. 25 yıllık eğitimci Ercan Sezenoğlu ise okulun hem müdürü hem de öğretmeni.
Esra ÜLKAR
Kınalıada, İstanbul’un en yakın adası. Vapurdan iner inmez bir sessizliğin içine düşüyoruz. Birkaç dakika yürüdükten sonra mimarisiyle dikkat çeken, eski bir Türk filminin içindeymiş hissi yaratan adanın tek okulu, Mehmetçik İlkokulu’ndayız. Okulun müdürü, yetkili öğretmeni Ercan Sezenoğlu yolda karşılıyor bizi. Okula da ada sessizliği hâkim. Ta ki ders saati bitene kadar. 24 öğrencili okulda 10 anasınıfı, 14 ilkokul öğrencisi var. Bunların altısı 1’inci, üçü 2’nci, ikisi 3’üncü, üçü 4’üncü sınıfa gidiyor. Birleştirilmiş ve anasınıfı olmak üzere iki ayrı sınıfta tam gün eğitim veriliyor. Köy okullarında duymaya alıştığımız birleştirilmiş sınıf uygulamasının İstanbul’a birkaç kilometre mesafede uygulanması şaşkınlık yaratıyor önce. Müdür yetkili öğretmen Ercan Sezenoğlu, 25 yıllık eğitimci. Ercan öğretmen bu uygulamaya aşina, mesleğinin 10 yılını Anadolu’nun çeşitli yerlerinde birleştirilmiş sınıf okutarak geçirmiş.
Şöyle anlatıyor hikâyesini:“İlk Diyarbakır’a atandım. Sonra 13 yıl ara verdim, babama destek için ticaretle uğraştım. Ardından huzuru seçtim, mesleğime geri döndüm. O zaman Tokat Erbağ’da bir dağ köyünde 45 kişilik birleştirilmiş sınıf okuttum. Burasıyla birlikte 10 yılın üzerinde birleştirilmiş sınıf öğretmeni tecrübem oldu. Bu okulda 3’üncü yılım.”
BİR SINIF DERS DİNLERKEN DİĞERLERİ ÖDEV YAPIYOR
İlkokul öğrencilerinin hepsi tek bir sınıfta eğitim alıyor. Bir ve ikinci sınıflar ders işlerken üç ve dördüncü sınıf, öğretmenlerinin verdiği ödevi yapıyor. Üç ve dördüncü sınıflar ders dinlerken ise ödev sırası diğerlerine geliyor. Sezenoğlu, birleştirilmiş sınıfın artılarının da olduğunu belirterek, şunları söylüyor: “İdari yükün olması dezavantaj ama onu çocuklar çıkınca, öğleden sonraya bırakıyorum. Artıları da çok. Birinci sınıfta zeki bir öğrenci oluyor. Kendi dersini algılıyor. Üç ve dörtle ders yaparken onların dersinden de faydalanıyor. Alt sınıfların daha fazla bilgi donanımına sahip olması açısından faydalı oluyor.”