2019 Diplomaya Dayalı Alan Değişikliği

Çevrimdışı kdz11

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 579
  • 136
  • 579
  • 136
# 30 Kas 2019 22:41:17
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Normlar kısıtlı olmayacak gibi norm fazlaları için bütün açıklar gösterildi tahminen norm fazlalarının yerleşmediği boş kalan kadrolarda bizim için açılacak arkadaşlar hakkımızda hayırlısı tabi norm fazlası ataması olmayan iller avantajlı mi olur dezavantajlı mi olur kestiremiyorum çünkü mem mantıken önce norm fazlalarını yerleştirir sonra alan değişikliği.
Geçen yıl da norm fazlalarina her yer açıldı ama alan değişikliği ne kısıtlı norm açıldı.

Çevrimdışı smileplease03

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.016
  • 2.889
  • Din Kült. Öğrt.
  • 4.016
  • 2.889
  • Din Kült. Öğrt.
# 30 Kas 2019 22:44:13
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
sagolun hocam
Yeni okulum ilçe merkezinde ben koyd3yim yaza doğru taşınacağım.
Idarecilik tecrübem hiç yok izinde iken atamam gerceklesti ,yazın tecrübe ed3vegim ilk kez
Meslekte 12.yılım TDE bitireli 2 yıl oluyor değişim olacak ise bilgilerim taze iken olsun daha faydalı olur dusuncesindeyim
Kesinlikle geç derim

Çevrimdışı mete732

  • Aktif Üye
  • **
  • 42
  • 34
  • 42
  • 34
# 30 Kas 2019 23:24:51
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Hocam gecen sene kontejyanlar nasildi? Kaç yer acikti? Bu kontejyanlarin sizin atamaniz oncesi ve sonrasi es durumu gibi hallerle iluskusi var mi? Sonuncuyu sorma sebebim bugun icin bir yansitma yapabilmek

kendi bulunduğum şehir olan istanbulda toplam yüz küsür kontenjan vardı. arnavutköy ilçesinde 9 kontenjan vardı. ama türkiyedeki diğer şehirler için aynısı geçerli değil hocam. özellikle doğu şehirlerinde tahminimden çok daha az kontenjan açılmıştı. istanbul dışında başka bir şehirde olsam geçemeyecekmişim diye düşündüğümü hatırlıyorum. son olarak kontenjanların eş durumuna ayrılan kontenjanla ilişkisi olup olmadığını bilmiyorum. ama muhtemelen açık olan her yer gösterilmemiştir. eş durumuna vs. kontenjan ayrılmıştır gibi geliyor bana. beklediğimin altındaydı çünkü kontenjan sayısı alan değişikliğinde

Çevrimdışı kdz11

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 579
  • 136
  • 579
  • 136
# 30 Kas 2019 23:30:52
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
kendi bulunduğum şehir olan istanbulda toplam yüz küsür kontenjan vardı. arnavutköy ilçesinde 9 kontenjan vardı. ama türkiyedeki diğer şehirler için aynısı geçerli değil hocam. özellikle doğu şehirlerinde tahminimden çok daha az kontenjan açılmıştı. istanbul dışında başka bir şehirde olsam geçemeyecekmişim diye düşündüğümü hatırlıyorum. son olarak kontenjanların eş durumuna ayrılan kontenjanla ilişkisi olup olmadığını bilmiyorum. ama muhtemelen açık olan her yer gösterilmemiştir. eş durumuna vs. kontenjan ayrılmıştır gibi geliyor bana. beklediğimin altındaydı çünkü kontenjan sayısı alan değişikliğinde
Kaç puanla geçtiniz? Bir de tüm açılan normlar doldu mu alanda

Çevrimdışı mete732

  • Aktif Üye
  • **
  • 42
  • 34
  • 42
  • 34
# 30 Kas 2019 23:51:05
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Hocam ben de tarih düşünüyorum. Öğrencilerin tavrı nasıl ?sınıf öğretmenliğe göre artıları eksileri neler? Detaylı yazar mısınız zahmet olmazsa. İstişare iyidir.

hocam, yukarıda da değindiğim gibi bu kişiden kişiye değişir. ancak ben de geçen sene bu zamanlar keşke sınıftan tarihe geçen birini bulsam da kafamdaki soruları sorabilsem diyordum. o yüzden sizi anlayabiliyorum.

tabii ki hem artısı hem eksisi var.

öncelikle ben özellikle işimi yaparken aşırı sorumluluk sahibi bir insanımdır. yani öğrencimin her eksiği her hatası bana fena dokunurdu. kendimi suçlardım. çünkü biliyorsunuz sınıf öğretmenliğinde çocuğun hemen hemen bütün kişiliğinden hayatından sen sorumlusun. evde küfür etse, prize dokunsa, yalan söylese, dişlerini fırçalamasa, problem çözemezse, sabah kahvaltı yapmazsa bunların ucu sınıf öğretmenine dokunuyor. hele de benim gibi bu konuları kafaya takan biriyseniz bu sıkıntıya dönüşebiliyor. En büyük fark burda diyebilirim. liseye geçtiğinizde dersinizi anlatıyorsunuz, elinizden geleni yapıyorsunuz ama sorumluluk çok daha az sınıfa göre. çünkü sınıfta alamayan öğrenci olduğu zaman onu kovalamak ve vermek zorundasınız. ama lisede açıkçası benim o kadar da umurumda olmuyor. en büyük rahatlık bu diyebilirim. ikincisi, anlatacağınız konu belli. ben kişilik olarak düzensiz bir insanımdır. öz disiplin konusunda eksiğimdir. bu da sınıftayken bana dezavantaj oluyordu çünkü ilkokul müfredatı öğretmene çok fazla esneklik tanıyor. benim için sorundu bu. ama şimdi lisede hangi gün tam olarak hangi konuları anlatacağım net şekilde belli. bu da benim işimi çok kolaylaştırıyor. sonra, mesela haftanın 4 günü çalışıyorum artık. ama 30 saat dersim var. ayrıca sınıfta sohbet edebiliyorsunuz, gülüp eğleniyorsunuz. özellikle karşınızda iyi bir sınıf varsa zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. bunlar aklıma gelen artı yönleri.

tabii bir de eksi yönleri var. aklıma ilk gelen şey sınıftakine göre aşırı umursamaz öğrenciler. kendimi bazen aptal gibi hissediyorum. konuyu anlatıp 5 saniye önce söylediğim şeyi tekrar soruyorum ve sınıftan bir kişi bile cevap vermeye tenezzül etmiyor. video izletiyorum, slayt açıyorum, haritalar üzerinde anlatıyorum, belgesel izletiyorum inkılap tarihiyle ilgili 12. sınıflara. ama nafile. hepsi hocam sen niye kendini bu kadar yoruyorsun der gibi bakıyorlar. bu da gerçekten çok çok yoruyor. ikincisi artık onların gözünde mükemmel varlık değilsiniz. her an eksiğinizi kovalıyorlar. birine bir şey deseniz hocam neden geçen hafta şuna şöyle dediniz o zaman diyorlar. özellikle vasat altı bir sınıftaysanız kendinizde ders anlatma motivasyonu sağlamanız zor olabiliyor. mesela, öğretmenler gününde sadece 3 öğrenci kutladı. bir tanesi de kalem verdi sağolsun. sınıftaki gibi olmuyor öğretmene bakış. ama bu konuda şunu da belirteyim, bu sorunu 9. sınıflarda daha az görüyorum mesela. çok daha az. bunun sebebi de 12. sınıflar 4 yıldır okulda ve ben yeni geldim. onların alıştığı bir tarih dersi kültürü var. benden önceki hoca tarih dersini dinlenme ve telefonla oynama dersi olarak kodlamış öğrencilerin kafasına. bunu yenmek o kadar zor oldu ki. siz de aynısını yaşayabilirsiniz hazırlıklı olun. 9. sınıflarda çok daha rahatım bu konuda. çünkü ilk tarih öğretmenleri benim ve dersin kurallarını ben koydum.

pek bir saygısızlıkla karşılaşmadım. benim okuldaki öğrencilerin hepsi özünde tek başına iyi çocuklar. ama arkadaşlarının yanındayken canavara dönüşüp normalde söylemeyecekleri lafları söyleyebiliyorlar. elimden geldiği ölçüde sakin kalmaya ve rica ederek konuşmaya çalışıyorum. şimdilik bir kaç dakikalık bir kaç gerginlik dışında sorunla karşılaşmadım.
bir diğer eksi, sınıfta siz ders anlatırken telefonunu kurcalayan ve uyuyan öğrenciler göreceksiniz. benim yaptığım gibi her seferinde uyarmaya, o öğrencilerin kafasını kaldırıp dersi dinlemesi gerektiğine iknaya çalışırsanız belli süre sonra uyuyan sayısı azalıyor. ama çok çaba gerekiyor. bunda sizden önceki öğretmenin öğrencilere verdiği ders kültürü de çok çok önemli.
bir başka eksisi öğretmen ortamı. herkes kendi zümresiyle takılıyor. genelde çok öğretmen olduğu için küçük gruplara bölünüyor öğretmenler odası. hala adını bilmediğim öğretmenler var okulda. ilkokuldaki aile ortamını arıyorum doğrusu. ilkokulda evden çıkarken okula gidiyorum derdim. şimdi işe gidiyorum diyorum. öyle söyleyeyim.

tabii bir de derse hakim olma durumu var. ben açıktan okudum tarih bölümünü. kabul etmek lazım. örgündeki eğitimi alamıyorsunuz. dolayısıyla her hafta başında oturup tek tek çalışmak, materyaller bulmak gerekiyor. bu da belli vaktinizi alıyor evde. sürekli tedirgin oluyorsunuz. kendinizi eksik hissediyorsunuz. öğretmenler odasında sohbet ederken, konu tarihle ilgili bir şeye geldiğinde ilk başlarda tedirgin oluyorsunuz bilmediğim bir konuda bana danışmaya kalkarlar mı diye. hazırlıklı olun buna.

aklıma gelenler bunlar bu yazıyı okuyan değerli öğretmen arkadaşlarım. gelmeyenler de vardır. ama genel olarak sınıfa dönmek istemediğimi de belirteyim. hakkınızda hayırlısı olsun.

Çevrimdışı mete732

  • Aktif Üye
  • **
  • 42
  • 34
  • 42
  • 34
# 30 Kas 2019 23:52:43
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Kaç puanla geçtiniz? Bir de tüm açılan normlar doldu mu alanda

130 civarı puanım vardı sanırım. hayır hocam. hemen hemen yarısı boş kalmıştır diye tahmin ediyorum. tahmin ettiğiniz kadar fazla kişi yok alan değiştirmek isteyen. bunu istanbul özelinde söylüyorum tabii

Çevrimdışı harun0000

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 272
  • 108
  • 272
  • 108
# 30 Kas 2019 23:55:40
Alan değişikliği çok büyütmeyin bence millet gecmek istemek için can atmıyor bunun ekonomik boyutu pskolojı boyutu aile boyutu düzen boyutu var.. En iyiyi arıyoruz puanda 250... Puanın yüksek olanlar cok kotu yerlere gitmez

Çevrimdışı harun0000

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 272
  • 108
  • 272
  • 108
# 30 Kas 2019 23:58:52
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
hocam, yukarıda da değindiğim gibi bu kişiden kişiye değişir. ancak ben de geçen sene bu zamanlar keşke sınıftan tarihe geçen birini bulsam da kafamdaki soruları sorabilsem diyordum. o yüzden sizi anlayabiliyorum.

tabii ki hem artısı hem eksisi var.

öncelikle ben özellikle işimi yaparken aşırı sorumluluk sahibi bir insanımdır. yani öğrencimin her eksiği her hatası bana fena dokunurdu. kendimi suçlardım. çünkü biliyorsunuz sınıf öğretmenliğinde çocuğun hemen hemen bütün kişiliğinden hayatından sen sorumlusun. evde küfür etse, prize dokunsa, yalan söylese, dişlerini fırçalamasa, problem çözemezse, sabah kahvaltı yapmazsa bunların ucu sınıf öğretmenine dokunuyor. hele de benim gibi bu konuları kafaya takan biriyseniz bu sıkıntıya dönüşebiliyor. En büyük fark burda diyebilirim. liseye geçtiğinizde dersinizi anlatıyorsunuz, elinizden geleni yapıyorsunuz ama sorumluluk çok daha az sınıfa göre. çünkü sınıfta alamayan öğrenci olduğu zaman onu kovalamak ve vermek zorundasınız. ama lisede açıkçası benim o kadar da umurumda olmuyor. en büyük rahatlık bu diyebilirim. ikincisi, anlatacağınız konu belli. ben kişilik olarak düzensiz bir insanımdır. öz disiplin konusunda eksiğimdir. bu da sınıftayken bana dezavantaj oluyordu çünkü ilkokul müfredatı öğretmene çok fazla esneklik tanıyor. benim için sorundu bu. ama şimdi lisede hangi gün tam olarak hangi konuları anlatacağım net şekilde belli. bu da benim işimi çok kolaylaştırıyor. sonra, mesela haftanın 4 günü çalışıyorum artık. ama 30 saat dersim var. ayrıca sınıfta sohbet edebiliyorsunuz, gülüp eğleniyorsunuz. özellikle karşınızda iyi bir sınıf varsa zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. bunlar aklıma gelen artı yönleri.

tabii bir de eksi yönleri var. aklıma ilk gelen şey sınıftakine göre aşırı umursamaz öğrenciler. kendimi bazen aptal gibi hissediyorum. konuyu anlatıp 5 saniye önce söylediğim şeyi tekrar soruyorum ve sınıftan bir kişi bile cevap vermeye tenezzül etmiyor. video izletiyorum, slayt açıyorum, haritalar üzerinde anlatıyorum, belgesel izletiyorum inkılap tarihiyle ilgili 12. sınıflara. ama nafile. hepsi hocam sen niye kendini bu kadar yoruyorsun der gibi bakıyorlar. bu da gerçekten çok çok yoruyor. ikincisi artık onların gözünde mükemmel varlık değilsiniz. her an eksiğinizi kovalıyorlar. birine bir şey deseniz hocam neden geçen hafta şuna şöyle dediniz o zaman diyorlar. özellikle vasat altı bir sınıftaysanız kendinizde ders anlatma motivasyonu sağlamanız zor olabiliyor. mesela, öğretmenler gününde sadece 3 öğrenci kutladı. bir tanesi de kalem verdi sağolsun. sınıftaki gibi olmuyor öğretmene bakış. ama bu konuda şunu da belirteyim, bu sorunu 9. sınıflarda daha az görüyorum mesela. çok daha az. bunun sebebi de 12. sınıflar 4 yıldır okulda ve ben yeni geldim. onların alıştığı bir tarih dersi kültürü var. benden önceki hoca tarih dersini dinlenme ve telefonla oynama dersi olarak kodlamış öğrencilerin kafasına. bunu yenmek o kadar zor oldu ki. siz de aynısını yaşayabilirsiniz hazırlıklı olun. 9. sınıflarda çok daha rahatım bu konuda. çünkü ilk tarih öğretmenleri benim ve dersin kurallarını ben koydum.

pek bir saygısızlıkla karşılaşmadım. benim okuldaki öğrencilerin hepsi özünde tek başına iyi çocuklar. ama arkadaşlarının yanındayken canavara dönüşüp normalde söylemeyecekleri lafları söyleyebiliyorlar. elimden geldiği ölçüde sakin kalmaya ve rica ederek konuşmaya çalışıyorum. şimdilik bir kaç dakikalık bir kaç gerginlik dışında sorunla karşılaşmadım.
bir diğer eksi, sınıfta siz ders anlatırken telefonunu kurcalayan ve uyuyan öğrenciler göreceksiniz. benim yaptığım gibi her seferinde uyarmaya, o öğrencilerin kafasını kaldırıp dersi dinlemesi gerektiğine iknaya çalışırsanız belli süre sonra uyuyan sayısı azalıyor. ama çok çaba gerekiyor. bunda sizden önceki öğretmenin öğrencilere verdiği ders kültürü de çok çok önemli.
bir başka eksisi öğretmen ortamı. herkes kendi zümresiyle takılıyor. genelde çok öğretmen olduğu için küçük gruplara bölünüyor öğretmenler odası. hala adını bilmediğim öğretmenler var okulda. ilkokuldaki aile ortamını arıyorum doğrusu. ilkokulda evden çıkarken okula gidiyorum derdim. şimdi işe gidiyorum diyorum. öyle söyleyeyim.

tabii bir de derse hakim olma durumu var. ben açıktan okudum tarih bölümünü. kabul etmek lazım. örgündeki eğitimi alamıyorsunuz. dolayısıyla her hafta başında oturup tek tek çalışmak, materyaller bulmak gerekiyor. bu da belli vaktinizi alıyor evde. sürekli tedirgin oluyorsunuz. kendinizi eksik hissediyorsunuz. öğretmenler odasında sohbet ederken, konu tarihle ilgili bir şeye geldiğinde ilk başlarda tedirgin oluyorsunuz bilmediğim bir konuda bana danışmaya kalkarlar mı diye. hazırlıklı olun buna.

aklıma gelenler bunlar bu yazıyı okuyan değerli öğretmen arkadaşlarım. gelmeyenler de vardır. ama genel olarak sınıfa dönmek istemediğimi de belirteyim. hakkınızda hayırlısı olsun.
karmakarışık... Bence ilerleyen yaşlarda değişim olsa daha mı II olur neee

Çevrimdışı kdz11

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 579
  • 136
  • 579
  • 136
# 01 Ara 2019 00:20:25
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
hocam, yukarıda da değindiğim gibi bu kişiden kişiye değişir. ancak ben de geçen sene bu zamanlar keşke sınıftan tarihe geçen birini bulsam da kafamdaki soruları sorabilsem diyordum. o yüzden sizi anlayabiliyorum.

tabii ki hem artısı hem eksisi var.

öncelikle ben özellikle işimi yaparken aşırı sorumluluk sahibi bir insanımdır. yani öğrencimin her eksiği her hatası bana fena dokunurdu. kendimi suçlardım. çünkü biliyorsunuz sınıf öğretmenliğinde çocuğun hemen hemen bütün kişiliğinden hayatından sen sorumlusun. evde küfür etse, prize dokunsa, yalan söylese, dişlerini fırçalamasa, problem çözemezse, sabah kahvaltı yapmazsa bunların ucu sınıf öğretmenine dokunuyor. hele de benim gibi bu konuları kafaya takan biriyseniz bu sıkıntıya dönüşebiliyor. En büyük fark burda diyebilirim. liseye geçtiğinizde dersinizi anlatıyorsunuz, elinizden geleni yapıyorsunuz ama sorumluluk çok daha az sınıfa göre. çünkü sınıfta alamayan öğrenci olduğu zaman onu kovalamak ve vermek zorundasınız. ama lisede açıkçası benim o kadar da umurumda olmuyor. en büyük rahatlık bu diyebilirim. ikincisi, anlatacağınız konu belli. ben kişilik olarak düzensiz bir insanımdır. öz disiplin konusunda eksiğimdir. bu da sınıftayken bana dezavantaj oluyordu çünkü ilkokul müfredatı öğretmene çok fazla esneklik tanıyor. benim için sorundu bu. ama şimdi lisede hangi gün tam olarak hangi konuları anlatacağım net şekilde belli. bu da benim işimi çok kolaylaştırıyor. sonra, mesela haftanın 4 günü çalışıyorum artık. ama 30 saat dersim var. ayrıca sınıfta sohbet edebiliyorsunuz, gülüp eğleniyorsunuz. özellikle karşınızda iyi bir sınıf varsa zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. bunlar aklıma gelen artı yönleri.

tabii bir de eksi yönleri var. aklıma ilk gelen şey sınıftakine göre aşırı umursamaz öğrenciler. kendimi bazen aptal gibi hissediyorum. konuyu anlatıp 5 saniye önce söylediğim şeyi tekrar soruyorum ve sınıftan bir kişi bile cevap vermeye tenezzül etmiyor. video izletiyorum, slayt açıyorum, haritalar üzerinde anlatıyorum, belgesel izletiyorum inkılap tarihiyle ilgili 12. sınıflara. ama nafile. hepsi hocam sen niye kendini bu kadar yoruyorsun der gibi bakıyorlar. bu da gerçekten çok çok yoruyor. ikincisi artık onların gözünde mükemmel varlık değilsiniz. her an eksiğinizi kovalıyorlar. birine bir şey deseniz hocam neden geçen hafta şuna şöyle dediniz o zaman diyorlar. özellikle vasat altı bir sınıftaysanız kendinizde ders anlatma motivasyonu sağlamanız zor olabiliyor. mesela, öğretmenler gününde sadece 3 öğrenci kutladı. bir tanesi de kalem verdi sağolsun. sınıftaki gibi olmuyor öğretmene bakış. ama bu konuda şunu da belirteyim, bu sorunu 9. sınıflarda daha az görüyorum mesela. çok daha az. bunun sebebi de 12. sınıflar 4 yıldır okulda ve ben yeni geldim. onların alıştığı bir tarih dersi kültürü var. benden önceki hoca tarih dersini dinlenme ve telefonla oynama dersi olarak kodlamış öğrencilerin kafasına. bunu yenmek o kadar zor oldu ki. siz de aynısını yaşayabilirsiniz hazırlıklı olun. 9. sınıflarda çok daha rahatım bu konuda. çünkü ilk tarih öğretmenleri benim ve dersin kurallarını ben koydum.

pek bir saygısızlıkla karşılaşmadım. benim okuldaki öğrencilerin hepsi özünde tek başına iyi çocuklar. ama arkadaşlarının yanındayken canavara dönüşüp normalde söylemeyecekleri lafları söyleyebiliyorlar. elimden geldiği ölçüde sakin kalmaya ve rica ederek konuşmaya çalışıyorum. şimdilik bir kaç dakikalık bir kaç gerginlik dışında sorunla karşılaşmadım.
bir diğer eksi, sınıfta siz ders anlatırken telefonunu kurcalayan ve uyuyan öğrenciler göreceksiniz. benim yaptığım gibi her seferinde uyarmaya, o öğrencilerin kafasını kaldırıp dersi dinlemesi gerektiğine iknaya çalışırsanız belli süre sonra uyuyan sayısı azalıyor. ama çok çaba gerekiyor. bunda sizden önceki öğretmenin öğrencilere verdiği ders kültürü de çok çok önemli.
bir başka eksisi öğretmen ortamı. herkes kendi zümresiyle takılıyor. genelde çok öğretmen olduğu için küçük gruplara bölünüyor öğretmenler odası. hala adını bilmediğim öğretmenler var okulda. ilkokuldaki aile ortamını arıyorum doğrusu. ilkokulda evden çıkarken okula gidiyorum derdim. şimdi işe gidiyorum diyorum. öyle söyleyeyim.

tabii bir de derse hakim olma durumu var. ben açıktan okudum tarih bölümünü. kabul etmek lazım. örgündeki eğitimi alamıyorsunuz. dolayısıyla her hafta başında oturup tek tek çalışmak, materyaller bulmak gerekiyor. bu da belli vaktinizi alıyor evde. sürekli tedirgin oluyorsunuz. kendinizi eksik hissediyorsunuz. öğretmenler odasında sohbet ederken, konu tarihle ilgili bir şeye geldiğinde ilk başlarda tedirgin oluyorsunuz bilmediğim bir konuda bana danışmaya kalkarlar mı diye. hazırlıklı olun buna.

aklıma gelenler bunlar bu yazıyı okuyan değerli öğretmen arkadaşlarım. gelmeyenler de vardır. ama genel olarak sınıfa dönmek istemediğimi de belirteyim. hakkınızda hayırlısı olsun.
Hocam çok teşekkür ederim. Zahmet verdim. Yazdiklarinizdan çok istifade ettim. Var olun.

Çevrimdışı Oğuz02

  • Aktif Üye
  • **
  • 58
  • 8
  • 58
  • 8
# 01 Ara 2019 08:14:36
Günaydın arkadaşlar on başvurular için 1 hafta kaldı ve artık aralık ayındayız herşey bir ay içinde tamamlanacak

Çevrimdışı ezooosss

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 187
  • 99
  • 187
  • 99
# 01 Ara 2019 08:41:42
Günaydın arkadaşlar🍁

Çevrimdışı NURETTİN67

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.339
  • 2.526
  • 2.339
  • 2.526
# 01 Ara 2019 08:47:58
Hayırlı sabahlar herkese

Çevrimdışı ezooosss

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 187
  • 99
  • 187
  • 99
# 01 Ara 2019 09:04:37
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
hocam, yukarıda da değindiğim gibi bu kişiden kişiye değişir. ancak ben de geçen sene bu zamanlar keşke sınıftan tarihe geçen birini bulsam da kafamdaki soruları sorabilsem diyordum. o yüzden sizi anlayabiliyorum.

tabii ki hem artısı hem eksisi var.

öncelikle ben özellikle işimi yaparken aşırı sorumluluk sahibi bir insanımdır. yani öğrencimin her eksiği her hatası bana fena dokunurdu. kendimi suçlardım. çünkü biliyorsunuz sınıf öğretmenliğinde çocuğun hemen hemen bütün kişiliğinden hayatından sen sorumlusun. evde küfür etse, prize dokunsa, yalan söylese, dişlerini fırçalamasa, problem çözemezse, sabah kahvaltı yapmazsa bunların ucu sınıf öğretmenine dokunuyor. hele de benim gibi bu konuları kafaya takan biriyseniz bu sıkıntıya dönüşebiliyor. En büyük fark burda diyebilirim. liseye geçtiğinizde dersinizi anlatıyorsunuz, elinizden geleni yapıyorsunuz ama sorumluluk çok daha az sınıfa göre. çünkü sınıfta alamayan öğrenci olduğu zaman onu kovalamak ve vermek zorundasınız. ama lisede açıkçası benim o kadar da umurumda olmuyor. en büyük rahatlık bu diyebilirim. ikincisi, anlatacağınız konu belli. ben kişilik olarak düzensiz bir insanımdır. öz disiplin konusunda eksiğimdir. bu da sınıftayken bana dezavantaj oluyordu çünkü ilkokul müfredatı öğretmene çok fazla esneklik tanıyor. benim için sorundu bu. ama şimdi lisede hangi gün tam olarak hangi konuları anlatacağım net şekilde belli. bu da benim işimi çok kolaylaştırıyor. sonra, mesela haftanın 4 günü çalışıyorum artık. ama 30 saat dersim var. ayrıca sınıfta sohbet edebiliyorsunuz, gülüp eğleniyorsunuz. özellikle karşınızda iyi bir sınıf varsa zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. bunlar aklıma gelen artı yönleri.

tabii bir de eksi yönleri var. aklıma ilk gelen şey sınıftakine göre aşırı umursamaz öğrenciler. kendimi bazen aptal gibi hissediyorum. konuyu anlatıp 5 saniye önce söylediğim şeyi tekrar soruyorum ve sınıftan bir kişi bile cevap vermeye tenezzül etmiyor. video izletiyorum, slayt açıyorum, haritalar üzerinde anlatıyorum, belgesel izletiyorum inkılap tarihiyle ilgili 12. sınıflara. ama nafile. hepsi hocam sen niye kendini bu kadar yoruyorsun der gibi bakıyorlar. bu da gerçekten çok çok yoruyor. ikincisi artık onların gözünde mükemmel varlık değilsiniz. her an eksiğinizi kovalıyorlar. birine bir şey deseniz hocam neden geçen hafta şuna şöyle dediniz o zaman diyorlar. özellikle vasat altı bir sınıftaysanız kendinizde ders anlatma motivasyonu sağlamanız zor olabiliyor. mesela, öğretmenler gününde sadece 3 öğrenci kutladı. bir tanesi de kalem verdi sağolsun. sınıftaki gibi olmuyor öğretmene bakış. ama bu konuda şunu da belirteyim, bu sorunu 9. sınıflarda daha az görüyorum mesela. çok daha az. bunun sebebi de 12. sınıflar 4 yıldır okulda ve ben yeni geldim. onların alıştığı bir tarih dersi kültürü var. benden önceki hoca tarih dersini dinlenme ve telefonla oynama dersi olarak kodlamış öğrencilerin kafasına. bunu yenmek o kadar zor oldu ki. siz de aynısını yaşayabilirsiniz hazırlıklı olun. 9. sınıflarda çok daha rahatım bu konuda. çünkü ilk tarih öğretmenleri benim ve dersin kurallarını ben koydum.

pek bir saygısızlıkla karşılaşmadım. benim okuldaki öğrencilerin hepsi özünde tek başına iyi çocuklar. ama arkadaşlarının yanındayken canavara dönüşüp normalde söylemeyecekleri lafları söyleyebiliyorlar. elimden geldiği ölçüde sakin kalmaya ve rica ederek konuşmaya çalışıyorum. şimdilik bir kaç dakikalık bir kaç gerginlik dışında sorunla karşılaşmadım.
bir diğer eksi, sınıfta siz ders anlatırken telefonunu kurcalayan ve uyuyan öğrenciler göreceksiniz. benim yaptığım gibi her seferinde uyarmaya, o öğrencilerin kafasını kaldırıp dersi dinlemesi gerektiğine iknaya çalışırsanız belli süre sonra uyuyan sayısı azalıyor. ama çok çaba gerekiyor. bunda sizden önceki öğretmenin öğrencilere verdiği ders kültürü de çok çok önemli.
bir başka eksisi öğretmen ortamı. herkes kendi zümresiyle takılıyor. genelde çok öğretmen olduğu için küçük gruplara bölünüyor öğretmenler odası. hala adını bilmediğim öğretmenler var okulda. ilkokuldaki aile ortamını arıyorum doğrusu. ilkokulda evden çıkarken okula gidiyorum derdim. şimdi işe gidiyorum diyorum. öyle söyleyeyim.

tabii bir de derse hakim olma durumu var. ben açıktan okudum tarih bölümünü. kabul etmek lazım. örgündeki eğitimi alamıyorsunuz. dolayısıyla her hafta başında oturup tek tek çalışmak, materyaller bulmak gerekiyor. bu da belli vaktinizi alıyor evde. sürekli tedirgin oluyorsunuz. kendinizi eksik hissediyorsunuz. öğretmenler odasında sohbet ederken, konu tarihle ilgili bir şeye geldiğinde ilk başlarda tedirgin oluyorsunuz bilmediğim bir konuda bana danışmaya kalkarlar mı diye. hazırlıklı olun buna.

aklıma gelenler bunlar bu yazıyı okuyan değerli öğretmen arkadaşlarım. gelmeyenler de vardır. ama genel olarak sınıfa dönmek istemediğimi de belirteyim. hakkınızda hayırlısı olsun.
Bunları tahmin ediyordum hocam . Ben de aynen sorumluluk kısmına katılıyorum sınıfta onunde kitap olmayan ogrencıye katlanamam her detayla işgilensek bile gozden kaçanlar oluyor vicdanı zorlayan cok sey var onlar daha minicik bizle baslıyorlar hayata bunun yükü hep sırtımızda. Ama lisede kendı bılıncleriyle hareket edecekler yine iteklemek lazım yine motive etmek lazım ama yapmazsa sınıftaki kadar sorumlu hissetmem diye dusunuyorum. Tabiki öğrenciyi kazanmak için bransda da cabalarız ama sınıftaki miniklere yaptıgımız gibi değil.

Çevrimdışı Mirsad666

  • B Grubu
  • 163
  • 56
  • 163
  • 56
# 01 Ara 2019 09:43:22
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Normlar kısıtlı olmayacak gibi norm fazlaları için bütün açıklar gösterildi tahminen norm fazlalarının yerleşmediği boş kalan kadrolarda bizim için açılacak arkadaşlar hakkımızda hayırlısı tabi norm fazlası ataması olmayan iller avantajlı mi olur dezavantajlı mi olur kestiremiyorum çünkü mem mantıken önce norm fazlalarını yerleştirir sonra alan değişikliği.
hocam bence normlar kısıtlı olacak ,zaten ön başvurudaki amaç da bu
Eş durumu,ilk atama,norm fazlası öğretmenler...Meb bunu da düşünmek zorunda
İnşallah çok yer açarlar da geçeriz hayırlısı ile

Çevrimdışı SOĞUK336

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.576
  • 1.479
  • 2.576
  • 1.479
# 01 Ara 2019 09:46:19
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
hocam bence normlar kısıtlı olacak ,zaten ön başvurudaki amaç da bu
Eş durumu,ilk atama,norm fazlası öğretmenler...Meb bunu da düşünmek zorunda
İnşallah çok yer açarlar da geçeriz hayırlısı ile
Bence de normlar kısıtlı olacak. Bari yeterli sayıda norm açılsa da alan değişikliği yaptık diyebilelim.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK