Atatürk Niçin Büyük Adamdı?

Çevrimdışı meleköğretmen71

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 528
  • 944
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 528
  • 944
  • 1. Sınıf Öğretmeni
29 Oca 2009 23:30:56
  Asagidaki yaziyi bir ortaokul ögrencisi okulunun duvar gazetesine yazmis.Ben çok beğendim , siz ne dersiniz bilmem...

"Bu ülkede yasayan her insanin bagimsizligini ve demokrasisini borçlu
oldugu insan : ATATÜRK...
Gençliginde kot pantolon giyememis...
Sevgilisinin elinden tutup hasilat rekorlari kiran bir sinema filmine gidememis...
Padisah ona Trablusgarp Cephesi'nde görev verdiginde, lüks uçak sirketinin,
"First Class" koltugunda viskisini yudumlayarak görev yerine gidememis...
Halkina bagimsizlik fikrini anlatabilmek için kortej esliginde
Mersedes'lerle gezememis Anadolu'yu...
Kurtulus hareketini baslatmak için 19 Mayis'ta Samsun'a ayak basan ayaginda
spor ayakkabisi ya da kovboy çizmesi yokmus...
Kazandigi her savastan sonra savas sahasina firlayip moral veren mini etekli ponpon kizlar da yokmus...
Tarih kitaplarina bakilirsa, Yunanlilari Izmir'den denize döktükten sonra
timsah yürüyüsü de yapmamislar...
Ülkesinde yapacagi devrimleri, inkilaplari unutmamak için not alacagi bir cep bilgisayari olmadigi gibi, kendisine suikast girisiminde bulunacaklari da cep telefonundan ögrenememis!

Atatürk için üzülüyorum.
Dag gibi adam, bir radyo programina faks çekemeden, Ismet Pasa için Safiye Ayla'dan bir istek parçasi isteyemeden gitti.
Lozan Zaferi'nden sonra veya Cumhuriyet'in ilanindan sonra arabaya atlayip
sabahlara kadar korna çalip, elinde bayraklarla sokaklarda tur atamadi.
Evinin balkonuna çikip, bir sarjör mermiyi havaya sıkamadi.
Atatürk'e aciyorum...
Sen kalk, dört kadinla evlenebilecegin bir dönemde dünyaya gel,sonra
Degerini bilmeyip tek kadinla evlilik sistemini getir.
Aaaah ah...
Çilgin diskolara gitmek, sabahlara kadar içip içip rok yapmak, babasinin
mersedesini alip söyle bir Emirgan turu çekmek dururken...

Bunlari yapmadi Atatürk...
Keyif çatmadi...
Tüm hayatini ülkesinin kurtulusuna ve uygarlasmasina harcadi...
Onun için büyük adamdi..."

Çevrimdışı S.OZKAN

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.699
  • 7.304
  • 2.699
  • 7.304
# 30 Oca 2009 18:39:07
Sayın öğretmenim. Paylaşımınız için teşekkür ederim. O öğrenciyi kutluyor ve yanaklarından öpüyorum. Ortaokul düzeyinde bir öğrencinin gerçeklerin bu kadar farkında olması harika bir düşünce. Üstelik bazı büyüklerin bile farkında olmadığı Atatürk'ün büyüklüğünün çok güzel farkında olmuş. O öğrenci gibi kaç öğrenci bu gerçeklerin farkında? O öğrenciyi tekrar kutluyorum.

Çevrimdışı svetboys38

  • Uzman Üye
  • *****
  • 593
  • 79
  • 593
  • 79
# 02 Şub 2009 21:04:34
çok güzeldi..tebrikler o öğrenciye...

Çevrimdışı demay45

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 68
  • 120
  • 68
  • 120
# 02 Şub 2009 21:18:24
ben de tebrik ediyorum bu genci.

Çevrimdışı BİLGETÜRK

  • Aktif Üye
  • **
  • 63
  • 12
  • 63
  • 12
# 02 Şub 2009 22:20:23
Meleköğretmen71 Öğretmenim Böyle Öğrenciniz Olduğu İçin Çok Şanslısınız.tebrikler Her İkinize De.

Çevrimdışı umutzeynep

  • Yeni Üye
  • 1
  • 0
  • 1
  • 0
# 02 Şub 2009 22:26:09
tebrik ediyorum.

Çevrimdışı ankr

  • Üye
  • *
  • 36
  • 6
  • 36
  • 6
# 02 Şub 2009 22:27:06
Bu iletiyi ben bir çok arkadaşıma ve öğrencime meil gönderdim.Çok beğendiler.Onlar da değişik kesimlere göndermişler.O'nu beğenmeyenler var ya onlara ithaf olunur.

Çevrimdışı 82_kader

  • Uzman Üye
  • *****
  • 636
  • 1.009
  • Özel Eğitim Öğrt.
  • 636
  • 1.009
  • Özel Eğitim Öğrt.
# 02 Şub 2009 22:32:45
çok duygulandım okurken.ne kadar duyarlı bir öğrenci.

Çevrimdışı 82_kader

  • Uzman Üye
  • *****
  • 636
  • 1.009
  • Özel Eğitim Öğrt.
  • 636
  • 1.009
  • Özel Eğitim Öğrt.
# 02 Şub 2009 22:54:42
Ord.Prof.Dr. Sadi İrmak 'ın anısı

  "İstanbul Üniversitesi' nde öğrenci  olduğum sıralar, okul
duvarında bir ilan gördüm:  "Avrupa'ya talebe   yollanacaktır. "
    Allah  Allah, dedim! Ülke yıkık dökük, her yer virane, Lozan
yeni imzalanmış,
    bu durumda Avrupa'ya talebe... Lüks  gibi gelen bir şey...
    Ama bir şansımı denemek istedim. 150 kişi  içinden 11 kişi
seçilmişiz. Benim ismimin yanına  Atatürk, "Berlin Üniversitesi' ne
gitsin."  diye yazmış.
    Vakit geldi,  Sirkeci Garı 'ndayım; ama  kafam çok karışık.
Gitsem mi, kalsam mı? Beni orada  unuturlar mı? Para yollarlar mı?
    Tam gitmemeye karar  verdiğim, geri döndüğüm sırada bir posta
müvezzi ismimi  çağırdı.
  "Mahmut Sadi!  Mahmut Sadi! Bir telgrafın  var."
  "Benim" dedim.
    Telgrafi açtım, aynen şunlar yazıyordu:
  "Sizleri bir kıvılcım olarak yolluyorum,  alevler olarak geri
dönmelisiniz. "
    İmza
    Mustafa Kemal

  Okuyunca    düşündüklerimden olağanüstü utandım.  "Şimdi gel de
gitme, git de çalışma, dön de bu  ülke için canını verme." dedim.
    "Düşünün 1923'te o kadar işinin  arasında 11 öğrencinin nerde,
ne zaman, ne hissettiğini  sezebilen,
    ona göre telgraf çeken bir liderin  önderliğinde bu ülke için
can verilmez mi?"
    Çok başarılı oldum. Ülkeme alev olarak döndüm.  Önce Istanbul
Üniversitesi Genel ve Beşeri Fizyoloji  Enstitüsü'nü kurdum.
    Kürsü başkanı oldum. Daha  sonra ülkemin başbakanlığını yaptım.
    Ben kim miyim?
    Ben sadece iki satırlık bir telgrafın yarattığı bilim  adamı
Ord. Prof. Dr. Sadi Irmak'ım." !




Çevrimdışı ankr

  • Üye
  • *
  • 36
  • 6
  • 36
  • 6
# 02 Şub 2009 22:57:47
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Ord.Prof.Dr. Sadi İrmak 'ın anısı

  "İstanbul Üniversitesi' nde öğrenci  olduğum sıralar, okul
duvarında bir ilan gördüm:  "Avrupa'ya talebe   yollanacaktır. "
    Allah  Allah, dedim! Ülke yıkık dökük, her yer virane, Lozan
yeni imzalanmış,
    bu durumda Avrupa'ya talebe... Lüks  gibi gelen bir şey...
    Ama bir şansımı denemek istedim. 150 kişi  içinden 11 kişi
seçilmişiz. Benim ismimin yanına  Atatürk, "Berlin Üniversitesi' ne
gitsin."  diye yazmış.
    Vakit geldi,  Sirkeci Garı 'ndayım; ama  kafam çok karışık.
Gitsem mi, kalsam mı? Beni orada  unuturlar mı? Para yollarlar mı?
    Tam gitmemeye karar  verdiğim, geri döndüğüm sırada bir posta
müvezzi ismimi  çağırdı.
  "Mahmut Sadi!  Mahmut Sadi! Bir telgrafın  var."
  "Benim" dedim.
    Telgrafi açtım, aynen şunlar yazıyordu:
  "Sizleri bir kıvılcım olarak yolluyorum,  alevler olarak geri
dönmelisiniz. "
    İmza
    Mustafa Kemal

  Okuyunca    düşündüklerimden olağanüstü utandım.  "Şimdi gel de
gitme, git de çalışma, dön de bu  ülke için canını verme." dedim.
    "Düşünün 1923'te o kadar işinin  arasında 11 öğrencinin nerde,
ne zaman, ne hissettiğini  sezebilen,
    ona göre telgraf çeken bir liderin  önderliğinde bu ülke için
can verilmez mi?"
    Çok başarılı oldum. Ülkeme alev olarak döndüm.  Önce Istanbul
Üniversitesi Genel ve Beşeri Fizyoloji  Enstitüsü'nü kurdum.
    Kürsü başkanı oldum. Daha  sonra ülkemin başbakanlığını yaptım.
    Ben kim miyim?
    Ben sadece iki satırlık bir telgrafın yarattığı bilim  adamı
Ord. Prof. Dr. Sadi Irmak'ım." !





Mükemmel hocam.Keşke aynılarını bugünlerde de görmemiz mümkün olsa.

Çevrimdışı meleköğretmen71

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 528
  • 944
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 528
  • 944
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 03 Şub 2009 11:26:21
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Meleköğretmen71 Öğretmenim Böyle Öğrenciniz Olduğu İçin Çok Şanslısınız.tebrikler Her İkinize De.

Sayın öğretmenim bunu yazan benim öğrencim değil ama inşallah yetiştirdiğimiz tüm öğrencilerimiz böyle olur...

Çevrimdışı mcenkiz

  • Uzman Üye
  • *****
  • 498
  • 680
  • Müdür Yetkili
  • 498
  • 680
  • Müdür Yetkili
# 03 Şub 2009 12:29:59
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
  Asagidaki yaziyi bir ortaokul ögrencisi okulunun duvar gazetesine yazmis.Ben çok beğendim , siz ne dersiniz bilmem...

"Bu ülkede yasayan her insanin bagimsizligini ve demokrasisini borçlu
oldugu insan : ATATÜRK...
Gençliginde kot pantolon giyememis...
Sevgilisinin elinden tutup hasilat rekorlari kiran bir sinema filmine gidememis...
Padisah ona Trablusgarp Cephesi'nde görev verdiginde, lüks uçak sirketinin,
"First Class" koltugunda viskisini yudumlayarak görev yerine gidememis...
Halkina bagimsizlik fikrini anlatabilmek için kortej esliginde
Mersedes'lerle gezememis Anadolu'yu...
Kurtulus hareketini baslatmak için 19 Mayis'ta Samsun'a ayak basan ayaginda
spor ayakkabisi ya da kovboy çizmesi yokmus...
Kazandigi her savastan sonra savas sahasina firlayip moral veren mini etekli ponpon kizlar da yokmus...
Tarih kitaplarina bakilirsa, Yunanlilari Izmir'den denize döktükten sonra
timsah yürüyüsü de yapmamislar...
Ülkesinde yapacagi devrimleri, inkilaplari unutmamak için not alacagi bir cep bilgisayari olmadigi gibi, kendisine suikast girisiminde bulunacaklari da cep telefonundan ögrenememis!

Atatürk için üzülüyorum.
Dag gibi adam, bir radyo programina faks çekemeden, Ismet Pasa için Safiye Ayla'dan bir istek parçasi isteyemeden gitti.
Lozan Zaferi'nden sonra veya Cumhuriyet'in ilanindan sonra arabaya atlayip
sabahlara kadar korna çalip, elinde bayraklarla sokaklarda tur atamadi.
Evinin balkonuna çikip, bir sarjör mermiyi havaya sıkamadi.
Atatürk'e aciyorum...
Sen kalk, dört kadinla evlenebilecegin bir dönemde dünyaya gel,sonra
Degerini bilmeyip tek kadinla evlilik sistemini getir.
Aaaah ah...
Çilgin diskolara gitmek, sabahlara kadar içip içip rok yapmak, babasinin
mersedesini alip söyle bir Emirgan turu çekmek dururken...

Bunlari yapmadi Atatürk...
Keyif çatmadi...
Tüm hayatini ülkesinin kurtulusuna ve uygarlasmasina harcadi...
Onun için büyük adamdi..."



İleti güzel ama gençliğimizin ne durumda olduğunu da gösteriyor. Keyif çatmak, güzel yaşamak illa ki viski içmek, kot giymek, barda rock yapmak gibi bir intiba oluşmuş gençlerimizde. Bunda da TV dizilerinin ve dejenere olmuş toplum yapımızın çok büyük etkisi var...

Çevrimdışı tülün1

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.191
  • 14.091
  • Müdür Yardımcısı
  • 2.191
  • 14.091
  • Müdür Yardımcısı
# 05 Şub 2009 14:33:52
Öğrencinizi tebrik ediyorum öğretmenim. Sayın profesörümüzün yazısı gözlerimi yaşarttı.

Çevrimdışı BKmoni

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 120
  • 18
  • 120
  • 18
# 22 Şub 2009 10:31:20
"GAZİ MUSTAFA KEMAL
Gazi, dolaşıp hava alırken oldukça yaşlı bir kadına rastladı. Attan inerek bu ihtiyar kadının yanına sokuldu.
-Merhaba nine.
-Merhaba
-Nereden gelip nereye gidiyorsun?
-Neden sordun ki dedi. Buraların saabimisin? Yoksa bekçisi mi?
Paşa gülümsedi
-Ne sahibiyim nede bekçisiyim nine. Bu topraklar Türk Milletinin malıdır. Buranın bekçisi de Türk Milletinin kendisidir. Şimdi nereden gelip nereye gittiğini söyleyecek misin?
Kadın başını salladı.
-Tabii söyleyeceğim, ben Sincan’ın köylerindenim bey, otun güç bittiği, atın geç yetiştiği, kavruk köylerinden birindeyim. Bizim muhtar bana bilet aldı trene bindirdi, kodum Angara’ya geldim.
-Muhtar niçin Ankara’ya gönderdi seni?
-Gazi Paşa’mızı görmem için. Başını pek ağrıttım da… Benim iki oğlum gavur harbinde şehit düştü. Memleketi gavurdan gurtaran kişiyi bir kez görmeden ölmeyim diye hep dua ettim durdum. Rüyalarıma girdi Gazi Paşa. Bende gün demeyip muhtara anlatınca, o da bana bilet alıverip saldı Angara’ya, giceleyin geldimdi. Yolu neyi de bilemediğimden işte ağşamdan belli böyle kendimi ordan oraya vurup duruyom bey.
-Senin Gazi Paşa’dan başka bir isteğin var mı? Kadının birden yüzü sertleşti.
-Tövbe de bey, tövbe de!
Daha ne isteyebilirim ki… O bizim vatanımızı kurtardı. Bizi düşman elinden kurtardı. Şehitlerimizin mezarlarını onlara çiğnetmedi daha ne isteyebilirim ondan? O’nun sayesinde şimdi istediğimiz gibi yaşıyoruz. Şunun bunun gavur dölünün köpeği olmaktan O’nun sayesinde kurtulmadık mı? Buralarda bir defa yüzünü görmek, ona sağol Paşam! Demek için düştüm. O’nu görmeden ölürsem gözlerim açık gidecek sen efendi bir adama benziyon, bana bir yardım ediver de Gazi Paşa’yı bulacağım yeri deyiver. ATATÜRK’ün gözleri dolu dolu olmuştu, çok duygulandığı her halinden belliydi. Bana dönerek;
-Görüyorsun ya Gökçen, işte bu bizim insanımızdır… Benim köylüm, benim vefalı Türk anamdır bu.
Attan indi. Yaşlı kadının elini tuttu anacığım dedi, sen gökte aradığını yerde buldun, rüyalarını süsleyen, seni buralara kadar koşturan Gazi Paşa yani ATATÜRK işte karşında duruyor.
Köylü kadın bu sözleri duyunca şaşkına döndü. Elindeki değneği yere fırlatıp ATATÜRK’ün ellerine sarıldı. Görülecek bir manzaraydı bu. İkisi de ağlıyordu. İki Türk insanı biri kurtarıcı, biri kurtarılan ana oğul gibi sarmaş dolaş ağlıyorlardı. ATA; yaşlı kadının ellerini onlarca defa öptü. Yaşlı kadın heybesinden küçük bir paket çıkarttı. Beze sarılmış bir köy peyniri. Bunu Atatürk’e uzattı.
-Tek ineğimin sütünden kendi ellerimle yaptım. Gazi Paşa, bunu sana hediye getirdim. Seversen gene yapıp getiririm.
Paşa hemen orada bezi açıp peyniri yedi. Çok beğendiğini söyledi. Sonra birlikte köşke kadar gittik.
Oradakilere şu emri verdi:
-Bu anamızı alın burada iki gün konuk edin. Sonra köyüne götürün. Giderken de kendisine üç inek verin benim armağanım olsun.

(BOP (Büyük Orta Doğu Projesinin)  Yani Ortadoğu ve Türkiye 25 parça devlete bölünecek bende Türkiye’de bana düşeni yapacağım diyenler….
-Ülkenin her şeyini satarım gece yatağımdan pijamamla kalkar ve gece satarım deyip te,
-Ülkenin topraklarının yedide ikisini satanlar….
-Ülkenin gelir getiren tüm kurumlarını satanlar…
-18 Temmuz 2003 te gece 12 den sonra İKİZ YASALARI ÇIKARANlar….
(Bu yasaya göre; “Her Halk kendi kaderini tayin etme hakkına sahiptir”
Yani; Doğu ve Güneydoğuda yaşayan vatandaşlarımız isterlerse MİSAK-I Milli’den ayrılabilecekler.)
-Madenlerimizi ; Küresel Güçlere peşkeş çekenler….
-Sularımızı yabancılara satanlar….
-Bir torba erzağa, üç torba kömüre oyunu satanlar…
-“Atam izindeyiz” diyerek sürekli izin yapanlar….
-“Mustafa Kemal yaşasaydı, Uluslar arası Mahkemelerde savaş suçlusu olarak yargılanırdı” diyen kanı bozuk Alman Prafösör…
-“Bu ülkede; insanların ATATÜRK sevgisini halledelim, Türkiye’yi esir alırız” diyen Karen Foks…..
-ABD, AB ülkemizi paramparça ederken, bunların hayranı olanlar….  "


Bu yazıyı tekrar tekrar okuyun.

...  ama  bu  anıyı  göz yaşını tutmadan  okuyabilen  arkadaşları  tebrik  ederim.
İşte  Türk  anası  ve  kadını...

Çevrimdışı dilek_85

  • Uzman Üye
  • *****
  • 738
  • 1.878
  • 738
  • 1.878
# 22 Şub 2009 10:40:56
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
  Asagidaki yaziyi bir ortaokul ögrencisi okulunun duvar gazetesine yazmis.Ben çok beğendim , siz ne dersiniz bilmem...

"Bu ülkede yasayan her insanin bagimsizligini ve demokrasisini borçlu
oldugu insan : ATATÜRK...
Gençliginde kot pantolon giyememis...
Sevgilisinin elinden tutup hasilat rekorlari kiran bir sinema filmine gidememis...
Padisah ona Trablusgarp Cephesi'nde görev verdiginde, lüks uçak sirketinin,
"First Class" koltugunda viskisini yudumlayarak görev yerine gidememis...
Halkina bagimsizlik fikrini anlatabilmek için kortej esliginde
Mersedes'lerle gezememis Anadolu'yu...
Kurtulus hareketini baslatmak için 19 Mayis'ta Samsun'a ayak basan ayaginda
spor ayakkabisi ya da kovboy çizmesi yokmus...
Kazandigi her savastan sonra savas sahasina firlayip moral veren mini etekli ponpon kizlar da yokmus...
Tarih kitaplarina bakilirsa, Yunanlilari Izmir'den denize döktükten sonra
timsah yürüyüsü de yapmamislar...
Ülkesinde yapacagi devrimleri, inkilaplari unutmamak için not alacagi bir cep bilgisayari olmadigi gibi, kendisine suikast girisiminde bulunacaklari da cep telefonundan ögrenememis!

Atatürk için üzülüyorum.
Dag gibi adam, bir radyo programina faks çekemeden, Ismet Pasa için Safiye Ayla'dan bir istek parçasi isteyemeden gitti.
Lozan Zaferi'nden sonra veya Cumhuriyet'in ilanindan sonra arabaya atlayip
sabahlara kadar korna çalip, elinde bayraklarla sokaklarda tur atamadi.
Evinin balkonuna çikip, bir sarjör mermiyi havaya sıkamadi.
Atatürk'e aciyorum...
Sen kalk, dört kadinla evlenebilecegin bir dönemde dünyaya gel,sonra
Degerini bilmeyip tek kadinla evlilik sistemini getir.
Aaaah ah...
Çilgin diskolara gitmek, sabahlara kadar içip içip rok yapmak, babasinin
mersedesini alip söyle bir Emirgan turu çekmek dururken...

Bunlari yapmadi Atatürk...
Keyif çatmadi...
Tüm hayatini ülkesinin kurtulusuna ve uygarlasmasina harcadi...
Onun için büyük adamdi..."




ben de bayıldım bu yazıya, hatta çıktısını alıp okulda panoya asacağım... elimizdekilerin kıymetini bilmiyoruz artık, buralara nasıl geldiğimizi unuttu çocuklarımız...

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK