Gülseven ÖZKAN
Milli Eğitim Bakanı ismet Yılmaz, “Eğitimden daha önemli ve öncelikli bir konu yoktur. Geçmişe göre iyiyiz. Öğretmene, performans kriteri getireceğiz. İstiyoruz ki öğretmen öğretmene, veliler öğretmenlere, bütün öğrenciler öğretmenlere not versin. Doğrusu budur. Türkiye’nin geleceği öğretmenin ellerinde şekillenecek” dedi.
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, İstanbul’da düzenlenen ‘Çekmeköy Eğitim-Bir-Sen Öğretmenler Buluşması’ kapsamında etkinliklere katıldı. Eğitimle ilgili şimdiye kadar yapılan çalışmaları anlatan Yılmaz özetle şunları söyledi:
“Milli Eğitim Bakanlığı bu ülkenin geleceğini inşa eden bakanlıktır. Türkiye’nin en önemli konusu eğitimdir. Eğitimden daha önemli ve öncelikli konu yoktur. Dolayısıyla eğitime önem veriyoruz, öncelik tanıyoruz. 2002’de eğitime yüzde 10 pay ayrılırdı bunun karşılığı 11 milyar liraydı. Şimdi 122 milyar lira ayırıyoruz. Geçmişten kat kat fazla eğitime önem veriyoruz. Eksiklerimiz, hatalarımız, daha çok yapmamız gerekenler olabilir. Ancak geçmişte verilmediği kadar eğitime önem veriyoruz. İddiamız o ki 80 yılda yapılan derslik ayısı sayısı kadar derslik yaptık. Türkiye’de 270 binin üzerinde derslik yaptık. İlkokullarda derslik başına düşen öğrenci sayısı 36 iken şimdi 25’e indi.
İSTANBUL’A 892 MİLYON LİRALIK YATIRIM YAPILDI
Ortaöğretimde 31 iken 25’e düştü. İstanbul’da 2002’de 2 milyon öğrenci vardı şimdi 3 milyondan fazla. Derslik sayısı 47 binmiş şimdi 111 bin. İstanbul’ da 80 yılda 3 katı derslik sayısını yaptık. İstanbul’ da eğitimle ilgili yaklaşık 892 milyon liralık yatırımımız var. Önümüzdeki dönem ikili eğimi kaldıracağız. 77 bin dersliğe ihtiyacımız var. Ama geçen yıl 20 bin derslik yapmıştık, şu an 3 bin dersliğin üstünde hibe olarak eğitime destek verecekler var. Bu kentte 67 bin öğretmen vardı, şimdi 150 binden fazla öğretmen var. 560 binin üzerinde öğretmen ataması yaptık. Her gördüğünüz üç öğretmenden ikisini biz atadık. Bu yıl ilana çıktık 30 bin öğretmen ataması yapacağız. İki yılda 80 bin öğretmen ailemize katılmış olacak. Öğretmenlerin özlük haklarında da iyileştirmeye gittik. Öğretmenin statüsünü yükselmek için çalışmamız devam ediyor. Öğretmen eğitimin kilit taşıdır.
2.5 MİLYAR KİTAP DAĞITILDI
Ücretsiz kitap dağıtımını başlattık. 2.5 milyar ücretsiz kitap dağıttık, 4 milyar 200 milyon civarında parayı devlet olarak biz ödedik. Fatih projesini başlattık. 23 milyon öğrencimiz şartlı eğitim yardımından faydalanıyor. 4.5 milyarın üzerinde bu öğrenciler için velisine para yatırdık. Özel okulları destekliyoruz. 1 milyon 200 bin civarında öğrenci özel okullarda eğitim alıyor. 86 bin engelli evladımızı okuldan alıyor ve okula getiriyoruz. 1 milyon 300 bin öğrenciye taşımalı eğitim veriyoruz. Evlatlarımıza haftanın üç günü süt dağıtıyoruz. Haftada iki gün üzüm dağıtıyoruz. Yaklaşık 6 milyon öğrenci bundan yararlanıyor. Yaklaşık 9 milyon öğrenci okullarda destekleme (takviye) kurslarından faydalanıyor. Çıraklık eğitimini zorunlu eğitim kapsamına aldık. Bugün verilen eğitim kesinlikle dünden kat kat iyidir. Ama hedefimiz büyük. Hedef büyük olunca yapmamız gerekenleri biliyoruz. Müfredata 200 binin üzerine görüş geldi. Onları inceliyoruz. Yeni müfredatla öğrencilerimiz buluşturacağız.”
SENDİKA BAŞKANINA CEVAP
Program kapsamında öğretmenlere de seslenen Bakan Yılmaz kendisinden önce söz alan Eğitim Bir Sen temsilcisinin BİMER gibi iletişim araçlarının şikayet aracı olarak kullandığı eleştirisine şu sözlerle yanıt verdi:
“Kilit taşının eğitim olduğunu biliyoruz. Sendika başkanının ‘BİMER’e şikayet oluyor bu bizi rahatsız ediyor’ yaklaşımı hiç doğru değil. Yaptığınızdan emin ve şeffaf olacaksınız. İçeride ne yapıyorsanız bileceksiniz. İçeride olanı dışarıdakinin bilmesi sizi rahatsız etmiyorsa o zaman dost doğrusunuz. Bu ülkenin en değerli varlığı evladıdır. En değerli olan şey size teslim ediliyor. Ama ‘ benim hakkımda şikayet oluyor’ yaklaşımı hiç doğru değil. Öğretmen performans kriteri getireceğiz. İstiyoruz ki, bütün öğretmenler bütün öğretmenlere not versin, istiyoruz ki bütün veliler öğretmenlere not versin. İstiyoruz ki bütün öğrenciler öğretmenlere not versin. Doğrusu budur. Biz bir aileyiz. Ailenin birbirilerinden not alabilmesi lazım. Bazı durumlarda herkes bir birbirine not veriyor, bu doğru bir sistem. İnşallah o performans sistemine göre de öğretmenlerimizin kariyer basamaklarına da uzman öğretmen ve baş öğretmen sınavına girebilmesinin yolunu açacağız. İstiyoruz ki öğretmenlerimize biraz daha mali hak verelim. Devletin kaynakları iyi oldukça gerçekten de öğretmenden hiçbir şey esirgenmez.
ÖĞRETMENLİK İTİBARLI MESLEK
İstanbul Üniversitesi’nde bir araştırma yapılmış. En itibarlı meslekler arasında birinci sırada doktor, ikinci sırada öğretim üyesi, üçüncü sırada hakim ve dörtdüncü öğretmen. Gurur duydum. Öğretmenlik itibarlı meslektir. Bunu daha yükseltmemiz lazım. Bunu önümüzdeki dönemde yapacağız. Sözleşmeli öğretmenlik sistemine devam edeceğiz. Türkiye’nin geleceği öğretmenin ellerinde şekillenecek. Öğretmen ne kadar iyi olursa öğrencimiz o kadar olacak. Geçmişe oranla iyi noktadayız. Biz üstümüze düşeni yaptık. 2002’de bütçeden ayrılan pay yüzde 10 şimdi yüzde 20’ye yakın. Yüzde 100 arttırım yapmışız. OECD ülkeleri arasında eğitime ayrılan pay yüzde 5.2 Türkiye’de eğitime ayrılan pay yüzde milli gelirden yüzde 5.8. Gelişmiş ülkelerin hemen hemen hepsinden çok daha fazla milli gelirimizden eğitime pay ayırıyoruz. Okullar açıyoruz, derslikler yapıyoruz.
GEÇMİŞE GÖRE İYİYİZ
Geçmişe göre iyiyiz. Her alanda iddia olarak söylüyoruz. Ama daha yapmamız gereken şeyler de var. İyi bir yönetimle etkili bir yönetimle, demokratik daha çağdaş bir yönetimle daha hukuk devletine uygun bir yönetimle 2023 yılına vardığımızda Türkiye’de eğitimin temel sorunlarını çözmüş oluruz. Yani ikili eğitim, okul öncesi, yabancı dil sorunu çözmüş oluruz. Bundan sonra temel kaygımız daha kaliteli bir eğitim nasıl verebiliriz? Öğretmenlerimizin motivasyonlarını nasıl arttırabiliriz? Çalışmalarımızı bu noktada yoğunlaştırmamız lazım.”