Bugün Hayat Sana Ne Öğretti?

çocuklar dışında kimseye ikinci şans verilmez. güven bir kereliktir.

Kimse göründüğü kadar masum değil.

Ona, "Yumurtaları ne kadara satıyorsun?" diye sordu.

Yaşlı adam cevap verdi: "Tanesi 1 lira, hanımefendi."

"5 liraya 8 yumurta alacağım, yoksa almadan gideceğim" dedi kadın.

Fakir cevap verdi: "Gel de istediğin fiyata al. Hiç değilse siftahım olur. Çünkü bugün tek bir yumurta bile satmadım ve akşama çocuklarım evde ekmek bekler..!!"

Yumurtaları aldı ve 3 TL kazandığı hissiyle çekip gitti. Fiyakalı arabasına bindi ve arkadaşıyla lüks bir restorana giderek, arkadaşlarının istediklerini, fiyat bile sormadan sipariş etti.  Biraz sonra sipariş ettikleri birçok şeyi bile yemeden kalktılar. Sonra hesabı ödemeye gitti.  Fatura 150-TL idi 200-TL verdi ve üstü kalsın dedi...

Mesele şu ki,

"Neden her zaman muhtaç olanlardan bir şey satın aldığımızda, güç bizde oluyor da..!

Ve neden bizim ihtiyacımız olmayan insanlara karşı cömert oluyoruz?"

Babam, bazen ihtiyacımız olmadığı halde, yüksek fiyatlarla fakir insanlardan bazı ürünler satın alırdı.

Çoğu zaman aldıkları, bizim için gereksiz şeylerdi ve fazladan para öderdi..

Bu durum beni endişelendirdi ve ona neden böyle yaptığını sordum.

Babam dedi ki:

"Bu, insanların onurunu kırmadan, yapılan bir yardımdır çocuğum."

---ALINTIDIR---

YOĞURTÇU
Osmanlı’ da havanın aşırı soğuk olduğu bir günde, ermiş bir zat dışarıyı seyrediyormuş. Yoğurtçunun sesini duyup, hanımına “Kap getir de yoğurt alayım.” der. Hanım “Yoğurt var. İhtiyacımız yok.” deyince. Mübarek de “ Bizim ihtiyacımız yok ama yoğurtçunun ihtiyacı var ki bu soğukta sokaktan üçüncü geçişi. ” der.

Bizim mahallenin kedileri beni görünce kuyruklarını kaldırıp "Abi şefkatli kollarına alıp sev bizi,gıdımızdan dakikalarca gıdıkla." der gibi sokuluyorlar.Benim ufaklığı görünce de "Abi bu çocuk senin olamaz." der gibi kaçacak delik arıyorlar

hayallerini ertelersen, ağzında sakız gibi çiğneyip durduğun keşkelerin kalır...

Ya hayaller bizi erteliyorsa .İşin bir de bu boyutu var yalnız... gerçekleşmeyecekler çıkmazında demir atmak ...

Açlık Allah rızası için olunca  güzel

Ya hayaller bizi erteliyorsa .İşin bir de bu boyutu var yalnız... gerçekleşmeyecekler çıkmazında demir atmak ...

hayal kurmak bir anlamda oksimorondur aslında...çünkü gerçekleşecek bir şey düşünülüyorsa ona zaten hayal kurmak değil, plan yapmak denir... hayal; hâli hazırda olmayacak veya gerçekleşme ihtimali çok düşük olan şeyler değil midir zaten?..kesin olansa, hayal kurmanın yaratıcılığı geliştirdiğidir...hayal kurmazsak hayal kırıklığına uğramayız, doğru... ama hayal kurmazsak hiç bir hayalimize de ulaşamayız...
hayallerimizin olmamasından daha çok, hayal kurmaktan vazgeçmekten korkarım ben...



ne der can baba:

''hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz...
bir ömür karşılığı, bir ömür yani...
ne saçma...
bahar mıdır bizi bu hale getiren?..
galiba...

ben her bahar aşık olmam ama,
her bahar gitmek isterim...
gittiğim olmadı hiç...
ama olsun,
istemek de güzel...''

hayal kurmak bir anlamda oksimorondur aslında...çünkü gerçekleşecek bir şey düşünülüyorsa ona zaten hayal kurmak değil, plan yapmak denir... hayal; hâli hazırda olmayacak veya gerçekleşme ihtimali çok düşük olan şeyler değil midir zaten?..kesin olansa, hayal kurmanın yaratıcılığı geliştirdiğidir...hayal kurmazsak hayal kırıklığına uğramayız, doğru... ama hayal kurmazsak hiç bir hayalimize de ulaşamayız...
hayallerimizin olmamasından daha çok, hayal kurmaktan vazgeçmekten korkarım ben...



ne der can baba:

''hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz...
bir ömür karşılığı, bir ömür yani...
ne saçma...
bahar mıdır bizi bu hale getiren?..
galiba...

ben her bahar aşık olmam ama,
her bahar gitmek isterim...
gittiğim olmadı hiç...
ama olsun,
istemek de güzel...''

Yüreğinize saygıdeğer öğretmenim

Ansızın gerçekleşen hayallerden yanayım ansızın denk gelmese de hiç 
Ve ayrıca bir karavanım olsun gerçek gidişlerim olsun istedim hep ... 

Bulunduğun ortamın rengine bürünmek nefis için çok kolay, sınırların belli değilse.

Ona, "Yumurtaları ne kadara satıyorsun?" diye sordu.

Yaşlı adam cevap verdi: "Tanesi 1 lira, hanımefendi."

"5 liraya 8 yumurta alacağım, yoksa almadan gideceğim" dedi kadın.

Fakir cevap verdi: "Gel de istediğin fiyata al. Hiç değilse siftahım olur. Çünkü bugün tek bir yumurta bile satmadım ve akşama çocuklarım evde ekmek bekler..!!"

Yumurtaları aldı ve 3 TL kazandığı hissiyle çekip gitti. Fiyakalı arabasına bindi ve arkadaşıyla lüks bir restorana giderek, arkadaşlarının istediklerini, fiyat bile sormadan sipariş etti.  Biraz sonra sipariş ettikleri birçok şeyi bile yemeden kalktılar. Sonra hesabı ödemeye gitti.  Fatura 150-TL idi 200-TL verdi ve üstü kalsın dedi...

Mesele şu ki,

"Neden her zaman muhtaç olanlardan bir şey satın aldığımızda, güç bizde oluyor da..!

Ve neden bizim ihtiyacımız olmayan insanlara karşı cömert oluyoruz?"

Babam, bazen ihtiyacımız olmadığı halde, yüksek fiyatlarla fakir insanlardan bazı ürünler satın alırdı.

Çoğu zaman aldıkları, bizim için gereksiz şeylerdi ve fazladan para öderdi..

Bu durum beni endişelendirdi ve ona neden böyle yaptığını sordum.

Babam dedi ki:

"Bu, insanların onurunu kırmadan, yapılan bir yardımdır çocuğum."

---ALINTIDIR---

YOĞURTÇU
Osmanlı’ da havanın aşırı soğuk olduğu bir günde, ermiş bir zat dışarıyı seyrediyormuş. Yoğurtçunun sesini duyup, hanımına “Kap getir de yoğurt alayım.” der. Hanım “Yoğurt var. İhtiyacımız yok.” deyince. Mübarek de “ Bizim ihtiyacımız yok ama yoğurtçunun ihtiyacı var ki bu soğukta sokaktan üçüncü geçişi. ” der.

Bize böyle bir hikayeyi üniversitede hocamız anlattıydı başından geçmiş  ..Dediki yolda giderken soğan alacam ama bir kaç kişiye sordum nereden alayım diye ..Birde bana şu kadar paradan yukarı verme dediler..Sonra buldum soğancı ben pazarlık yapıyorum bana dediler ya şu fiyattan fazla verme diye ...Sonra soğancı dediki bana şu altında ki arabaya bak benle yaptığın bir kaç liralık  pazarlığa bak .Ben çok utandım ve dediği fiyattan aldım..Hiç unutmam bu hikayeyi alışverişimde dikkat etmeye çalışırım..

Ona, "Yumurtaları ne kadara satıyorsun?" diye sordu.

Yaşlı adam cevap verdi: "Tanesi 1 lira, hanımefendi."

"5 liraya 8 yumurta alacağım, yoksa almadan gideceğim" dedi kadın.

Fakir cevap verdi: "Gel de istediğin fiyata al. Hiç değilse siftahım olur. Çünkü bugün tek bir yumurta bile satmadım ve akşama çocuklarım evde ekmek bekler..!!"

Yumurtaları aldı ve 3 TL kazandığı hissiyle çekip gitti. Fiyakalı arabasına bindi ve arkadaşıyla lüks bir restorana giderek, arkadaşlarının istediklerini, fiyat bile sormadan sipariş etti.  Biraz sonra sipariş ettikleri birçok şeyi bile yemeden kalktılar. Sonra hesabı ödemeye gitti.  Fatura 150-TL idi 200-TL verdi ve üstü kalsın dedi...

Mesele şu ki,

"Neden her zaman muhtaç olanlardan bir şey satın aldığımızda, güç bizde oluyor da..!

Ve neden bizim ihtiyacımız olmayan insanlara karşı cömert oluyoruz?"

Babam, bazen ihtiyacımız olmadığı halde, yüksek fiyatlarla fakir insanlardan bazı ürünler satın alırdı.

Çoğu zaman aldıkları, bizim için gereksiz şeylerdi ve fazladan para öderdi..

Bu durum beni endişelendirdi ve ona neden böyle yaptığını sordum.

Babam dedi ki:

"Bu, insanların onurunu kırmadan, yapılan bir yardımdır çocuğum."

---ALINTIDIR---

YOĞURTÇU
Osmanlı’ da havanın aşırı soğuk olduğu bir günde, ermiş bir zat dışarıyı seyrediyormuş. Yoğurtçunun sesini duyup, hanımına “Kap getir de yoğurt alayım.” der. Hanım “Yoğurt var. İhtiyacımız yok.” deyince. Mübarek de “ Bizim ihtiyacımız yok ama yoğurtçunun ihtiyacı var ki bu soğukta sokaktan üçüncü geçişi. ” der.

ben carsida pazarda el emegiyle gecinen hicbir saticiyla pazarlik etmem.Edenleri de uyaririm.Emek verip üreten ellere saygim sonsuzdur.

Geçti mi ömründen en güzel çağlar/ yürek susar/kalem susar/ gözlerin durmadan ağlar...

Bugün günlerden yağmur

Ne her karanlığa güneş doğar, ne de her yeni doğan güneşi karanlık boğar. Biraz ondan biraz bundan, hayat parçalı bulutlu devam eder gider.

Ne her karanlığa güneş doğar, ne de her yeni doğan güneşi karanlık boğar. Biraz ondan biraz bundan, hayat parçalı bulutlu devam eder gider.

Hayatı 2 satırla mükemmel özetlemişsiniz saygıdeğer hocam ( bu tespiti notlarıma yazdım )