Büyük Tehlike: Duygusuz Nesil!


BÜYÜK TEHLİKE: DUYGUSUZ NESİL

Hayatın gerçekliklerinden habersiz, duygusuz ve bencil bir nesil geliyor. Şehitler için gözyaşı döken kendi ana babalarını anlamıyorlar. Başkalarının çocukları için ağlamaya anlam veremiyorlar. Yanıbaşımızdaki savaşlar, acı çeken çocuklar, ölen onbinlerce insan onları hiç ilgilendirmiyor. Tüm acı gerçekleri çizgi film tadında izliyorlar ve yürekleri hiç acımıyor. Hayatlarının odağındaki tek şey eğlenmek. Eğlenemedikleri tüm zamanları kendilerine bir işkence olarak görüyorlar.

Kendileri için yapılan fedakarlıkların hiç farkında değiller. Kıymet bilmiyorlar ve vefasızlar. Herkesi kendine hizmet etmek için yaratılmış görüyorlar. İnsanlara verdikleri değer, onların isteklerini yerine getirebildikleri ve ne kadar eğlendirdikleriyle orantılı.
Başkalarıyla dalga geçmeyi ve küçümsemeyi marifet olarak görüyor, kendileri dışındakileri “ezik” olarak tanımlıyor, içinde bulundukları şartları kabullenemiyor, asgari ücretle çalışan ailelerinden en kaliteli cep telefonlarını, tabletleri, arabaları istiyor, kendilerine lüks bir hayat sunamayan ailelerini suçluyorlar.

Hayatlarında eğlenmeden başka bir amaç olmadığı için artık tek eğlence kaynağına dönmüş telefon ve tabletlerini ellerinden aldığınızda dünyanın sonunun geldiğini zannediyorlar.

Geçmiş onları pek ilgilendirmiyor, atalarımıza karşı vefasızlar. Millet olma şuuru taşımıyorlar. Dedelerinin canlan, kanları pahasına vermediği vatan toprağını en iyi fiyatı verene satacak kadar maneviyattan yoksunlar. Vatan, onlar için son model bir cep telefonundan daha değersiz.
Gelecek konusunda da kendilerinden sonraki nesilleri düşünme ve onlara iyi bir gelecek hazırlama gibi kaygıları hiç yok.

Milletimizin geleceği açısından endişeleniyorum.

20 yıl sonra bu nesil, nasıl ana-baba olacak?
Kendine hayrı olmayan bu nesil nasıl çocuk yetiştirecek?
Evlerini nasıl idare edebilecek
Ülkeyi nasıl yönetecek?
Vatanı nasıl savunup can verecek

Bütün bunlar neden oluyor izah edeyim.
Altın kafeslerde çocuklar yetiştiriyoruz artık. Uçmayı bilmeyen kuşlar gibi. Çocuklar hayattan bihaber.

Açlık nedir bilmiyorlar, yedikleri önlerinde yemedikleri arkalarında, acıkmalarına fırsat bile vermiyoruz. Öyle ki yemek yemeyi bile işkence görür hale geliyorlar.

Susuzluk nedir hiç bilmiyorlar. Hiç susuz kalmamışlar. Üç adımlık yolda bile susarlar diye yanımızda içecek taşıyoruz. Çocuk daha “susadım” demeden ağzına suyu dayıyoruz.

Çocuklar hiç üşümüyorlar. Soğuk havalarda evden çıkarmıyoruz. Okula giderken kırk kat sarmalayıp çıkarıyoruz dışarı, hiç titremiyorlar.
Çocuklar hiç ıslanmıyorlar, evden arabaya kadar bile üç metrelik mesafede şemsiyesini başına tutuyoruz. Saçına bir tek yağmur damlası düşürmüyoruz. Bu yüzden çocuklar ıslanmak nedir bilmiyorlar.
Yorgunluk nedir bilmiyor çocuklar. İki adımlık mesafelere bile arabayla götürüyoruz onları yorulmasınlar diye. Birazcık parkta koşsalar, hasta olacak diye engel oluyoruz. Onlar takatleri tükenecek kadar hiç yorulmuyorlar.

Yokluk nedir bilmiyorlar, daha istemeden her şeyi önlerine sunuyoruz. Bu yüzden varlığın kıymetini bilmiyorlar.

Onlar bir yanığın veya bıçak kesiğinin acısını bilmiyorlar. Elleri yanmasın, kesilmesin sakın diye onlara ne bıçak tutturuyor ne ocak yaktırıyoruz.
Çocuklar hissetmiyor yaşamı, açlığı bilmediği için açlara acımıyor, üşümek nedir bilmedikleri için sokaktaki evsizleri umursamıyor. Yokluk nedir bilmedikleri için ekmeğe gelen zam onların dikkatini bile çekmiyor, haber kalabalığı olarak görüyor, gülüp geçiyorlar. Sıcak odalarında yaşadıkları için evsizlik nedir, sürgün nedir anlamıyor, savaşları, kurşunlanan, ölen insanları umursamıyorlar. Acımıyorlar……

Kıymetini bilmiyorlar ekmeğin, elbisenin, barışın ve huzurun, ana babanın….

Müdahale edilmezse gelecek iyi şeyler getirmeyecek güzel ülkemize. Bu sorunu Devlet derinden hissetmeli. Bu sorunun çözümü için ciddi çalıştaylar düzenlenmeli. Öğretim programları ve ders materyalleri revize edilmeli. Okulların duygu eğitimi konusunda rolleri artırılmalı. Geç kalınmadan bu sorun mutlaka çözülmeli. Bu sorun çözülmezse ülke çözülecek…

Doğan CEYLAN
Yönetim Bilimi Uzmanı


  • 38 0
  • 05 Mayıs 2016 12:49 2.963
  • seyfi ünaldı
    08 Mayıs 2016 00:10
    2 0
    Duygusuz yerine "Duyarsız" denek mi doğru olurdu acaba. Kendi hassasiyetlerinde duygusallık sınırlarını zorlayan ancak aynı durumda başkası için gülüp geçen bir nesil.
    Üç gün önce bir öğrencim arkadaşına "Suratın maymuna benziyor, annen seni hangi hayvanat bahçesinden almış?" diye soruyor. Aynı öğrenci üç gün sonra iki gözü iki çeşme masamın başında; "Öğretmenim ..... benim boyumla alay ediyor." diye ağlıyor.
    Tartma konusunu işliyoruz tam da, "Kızım terazinin bir kefesine üç gün önce söylediğini, diğer kefesine de bugün işittiğini koy." diyorum ve öğrencim arkasını dönüp gidiyor.
  • mulayim84
    07 Mayıs 2016 21:43
    2 0
    Anne baba düzelirse problem kalmaz...
  • rebo_rebo_
    07 Mayıs 2016 11:08
    3 0
    Acıma yok,paylaşma yok,düşünme yok ..... çok yazık çok
  • ayferyk
    06 Mayıs 2016 23:06
    4 0
    Ne güzel ne doğru ifade edilmiş herkesin okumasını öneririm
  • göbekligeneral
    06 Mayıs 2016 19:50
    5 0
    cepci,tabletçi nesil.hele bir alıverin oyuncaklarını sizi ne hale getiriler?
  • BİLGEÇ
    06 Mayıs 2016 15:01
    7 0
    "Hemhâl olmak" günümüz deyimiyle "empati". Hemhâl olmayı kavrayamamış, tamamen "bencil" yetiştirilmiş bir nesil. Çocukların suçu yok ki! Önce kendimizi düzeltmemiz gerekiyor.
  • sedef65
    06 Mayıs 2016 13:59
    5 1
    Niye acaba? Herseyin icini bosaltinca insanlarinda ici bosalmis olabilir mi?
  • yolüstü74
    05 Mayıs 2016 21:31
    3 0
    bu yazıyı sosyal medyada paylaşabilir miyiz?sayın hocam cevap yazarsanız sevinirim her ebeveynin görmesi gereken bir yazı ...
  • müdürümsü
    05 Mayıs 2016 19:48
    5 0
    Sadece yeni nesil değil büyükler de duygusuz olmuş ülkenin şehrine bomba yağıyor kimseden ses çıkmıyor. Unutmayın yangın evin bir köşesinde başlarsa her yere yayılır.
  • müdürümsü
    05 Mayıs 2016 19:45
    4 0
    Sadece yeni nesil değil büyükler de duygusuz olmuş ülkenin şehrine bomba yağıyor kimseden ses çıkmıyor. Unutmayın yangın evin bir köşesinde başlarsa her yere yayılır.
  • davutbozkus
    05 Mayıs 2016 19:32
    4 0
    Katılmamak mümkün değil.Doğan Ceylan Hocamın yüreğine sağlık. Ve bunu biz öğretmenler düzeltemeyiz. Önce kendimizden de uzaklaştırdığımız vefa, anlayış , kendisini başkalarının yerine koyma gibi duyguları bizim de yeniden öğrenmemiz gerekiyor.
  • atabeg
    05 Mayıs 2016 18:41
    6 0
    Duygularımı ve gözlemlerimi en iyi şekilde bir araya getirmişler,yüreğinize sağlık.
  • mgmynt
    05 Mayıs 2016 16:15
    6 0
    Maalesef öyle bu teknoloji bizi yok ediyor insanlar için hayat bir yarış gibi duygular körelmiş aynen katılıyorum.
  • smyi
    05 Mayıs 2016 14:57
    4 0
    askere gidince ilk günde anlarlar merak etmeyin.
  • ümit üstel
    05 Mayıs 2016 14:43
    4 0
    valla noktasından virgülüne kadar katılıyorum...
  • lili6
    05 Mayıs 2016 14:30
    4 0
    kesinlikle katılıyorum.1.sınıf okutuyorum ve tüm yazdıklarınızı hayretler içinde gözlemliyorum.
  • yolüstü74
    05 Mayıs 2016 14:21
    5 0
    ben bir baba ve sınıf öğretmeni olarak sözlerinize kadar katılıyorum.çok haklısınız sayın hocam umudumuzu yitirmeden bunu düzeltmemiz gerekiyor.
  • mustafa_tekman
    05 Mayıs 2016 14:10
    9 0
    bu sadece ogretmenlerin duzeltebilecegi bir sorun degil.
  • ahsinka
    05 Mayıs 2016 13:02
    11 0
    Doğru söze ne denir...
  • atalar1
    05 Mayıs 2016 12:59
    28 0
    böyle çocuklarının esiri olmuş anne babalar varken biraz zor düzelir.Kendi çocuğunun yaptığını görmezden gelip ,başkasınınkini hunharca eleştiren anne babalar.Birazda kendi çocuklarını iyi gözlemlese biraz azalır.
  • inanoguz
    05 Mayıs 2016 12:53
    13 0
    Günaydın.
UYARI: Yayınlanan haberler, Egitimhane.Com'un görüşlerini yansıtmaz. Yazılan yorumlar, onaylanmış olsalar bile yazanın sorumluluğundadır.

Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK