Çocuklarımızı 'yarış Atı Gibi Koşturmak' Üzerine...

Çevrimdışı alicam46

  • Uzman Üye
  • *****
  • 460
  • 2.966
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 460
  • 2.966
  • 1. Sınıf Öğretmeni
07 Ara 2010 20:59:06
Dün akşam misafirlikte, küçükken oynadığımız oyunlardan bahsettik arkadaşlarla. Anlattık anlattık bitmedi.

Yokluk ve yoksulluk içinde geçen çocukluğumu nasıl da doya doya yaşamışım. Yamayıp yamayıp ayağımıza giydiğimiz kara lastiğimizle ne de mutlu olmuşuz meğer.

Cam gülleler de alırdık evet, ama biz genelde güllerimizi taştan yapardık. Önce Andırın Çayı’ndan en renkli, en göz alıcı taşları toplardık. Çekiçle küçük küçük kırardık onları. Dakikalar saatler değil, günler sürerdi bir taşı yuvarlamak. Sonra tereyağı sürer bir beze sarardık. Günlerce öyle kalırdı. Ardından zımparayla pürüzlerini alırdık. Cam gibi parlardı güneşte. Ne mutlu olurduk.

Oyun oynayarak büyüdük biz. Köyde de oynadık, şehirde de. Okul dışında günde en fazla bir saatlik çalışma yeterliydi başarılı olmak için. O bir saati de nasıl olsa bulurduk. Bu arada, günde 5 saat ders yaptığımızı da söylemeden geçmemeliyim.

Ya şimdi….

Misafirlikte eve döner dönmez çocuğum için yaptığım ders programını aldım elime. 6 ders saati okulda kalıyordu çocuklarım. Yani bizim çocuklar okulda bizden bir saat daha fazla kalıyordu. Dershaneye vermiştik, ekstra günler dışında haftada 3 gün dershaneye gidiyordu. Deneme sınavları oluyordu sık sık. Bir de evde yaptığım çalışma programı.

Çalışma programını oğlumun dershanedeki rehberi öğretmeninin rehberliğinde düzenlemiştik. Günde 4 saat ek çalışma yapıyordu okul dışında. Okul çıkışı 2 saat, akşam 2 saat olmak üzere 4 saat serbestti. O saatlerde de anneye babaya yardım ediyordu tabi. Odasını toplayacak, bakkala gidecek, komşuya çorba götürecek, sofranın hazırlanmasında ve toplanmasında yardımcı olacaktı.

Yaramazlık yapmayacaklar, evde top oynamayacaklar, bilgisayarı açmayacaklar, dizi izlemeyecekler, dışarı çıkmayacaklar, dışarı çıktıklarında geç kalmayacaklardı.

Akşam 21 olan yatma saatini de 21.30 olarak değiştirmek gibi büyük bir de lütufta bulunmuştuk. Baktıkları dizinin reklam olmasını bile bekleme hakları yoktu çocukların. Dakik olmalıydılar. Biz dakik oluyor muyduk, o ayrı mesele.

Bütün bunları yaparken de makul ve mantıklı izahlarda bulunuyorduk. Bir yarış vardı ve bu yarışı en iyiler kazanacaktı. En iyi olmak için çok çalışmaları gerekliydi. 3 yıl, sadece 3 yıl çalışacak ve iyi bir okul kazanacaktı. Bu iyi okulun bizdeki adı Fen Lisesi'ydi elbette. 3 yıldan sonra çok rahat olacaktı. Eskisi gibi çalışmasına gerek kalmayacaktı.

Çocuklara liseye başlar başlamaz ÖSS maratonunun başlayacağını söylememiştik elbette. Günü gelince “4 yıl, sadece 4 yıl çalışacaksın ve sonra çok rahat edeceksin” diyecek ve yeni bir maratonun startını verecektik. Ama şimdiden bunu söyleyerek onların çalışma azimlerini kırmamak gerekliydi.

Tüm bunlar süratle geçti aklımdan. Böyle bir çalışma programına uymak zorunda bırakılsaydım acaba ben ne yapardım?

Çocuklara imkansızlıklardan, olumsuzluklardan bahsetmiştim hep. Dershaneye gitmemiş, üniversiteye hazırlık için bir tek dergi ya da kitap alamamıştım. Şimdi, sınırsız kaynakları vardı. Kendimizce onları en iyi dershaneye vermiş, istenilen ve istenilmeyen tüm kaynakları yığmıştık önlerine. Tek yapmaları gereken çalışmaktı. Bu kadarla kalmamış bir de internetten yeni kaynaklar bulmuştuk. Onlarca sitede 50 den fazla deneme sınavına girebilir, anlamadıkları konuların çözümlerini izleyebilirlerdi. Bu imkanlar bize verilseydi biz neler neler yapardık.

Öyle miydi gerçekten?

Bu çalışma temposuna dayanabilir miydik? Günde okul dahil 10 saatten fazla çalışmayı bünyemiz kaldırabilir miydi?

Kesin bir cevap verdim o anda.

Ben o yükü asla kaldıramazdım herhalde.

Peki ne yapmalıyız?

SBS denen bir –aslında bir değil tam üç-  (ne de sevinmişti oğlum sınav iptal olunca ) sınav var ve çocuklarımız milyonlarca çocukla birlikte bu sınavlara girmek zorunda.

Onlara bu yüzden, her ne kadar bu çalışma temposunu kaldıramayacaklarını bilsem de “programı yeniden yapalım” diyemiyorum.

Yüreğim, okuldan sonra oyun için çok uzun bir zaman ayrılmasından yana. Ama aklım ve mantığım öyle demiyor.

Peki çözüm nedir?

Devlet de bir baba gibi düşünmeli bence? Benim çocuklarım için duyduğum endişeyi devlet de tüm çocukları için duymalı.

Eğitim sistemi de, sınav sistemi de tekrar gözden geçirilmeli. Yavrularımızı yarış atı gibi koşturmamıza sebep olan sistemden bir an önce vazgeçilmeli.

Ne yapmalı diye sorarsanız… Bilmiyorum… gerçekten bilmiyorum.

Ben sadece, çocuklarımı dershaneye değil, yüzmeye göndermek istiyorum o kadar. Öğleden sonraları onlarla çarşı pazar dolaşmak istiyorum.

İstiyorum ki, ben televizyonda maç bakarken çocuklarım odalarında ders çalışıyor olmasın. Maça çocuklarımla birlikte bakalım. Maç saatinde dizi varsa, maç izlemek için eşime ve kızıma karşı 3-2 gibi bir üstünlüğümüz de olsun hem. Diktatörce kullandığım maç bakma hakkımı, demokratik teamülleri işleterek kullanmak gibi bir güzellik yapmış olayım aileme karşı.

Çocuklarımın, çocuklarına ders dışında anlatacak bir hayat hikayesi olsa kötü mü olur?

Bu sorunu burada çözemeyiz biliyorum. Ama görüşleriniz elbette çok önemli. Belki bu çalışma temposundan çocuklarımızın en hasarla kurtulmasını sağlayacak çözümler bulabiliriz birlikte.

Ne dersiniz?

NOT: Bu yazının en kötü tarafı, benim çocuklarımın ya da diğer çocukların çalışma konusundaki disiplinden kopması, çalışma konusunda daha lakayt bir tutum içine girmesidir. Ama yavrularım, hayat gerçekten bir yarış ve sizin -üzülerek söylüyorum- maalesef bu yarışı kazanmak için yarış atı gibi koşmanız gerekiyor. Büyüklerimizle beraber sizin için daha güzel bir çözüm buluncaya kadar sizler koşmaya devam edeceksiniz. Ders aralarında dua edin o çözümü bulmak çok uzun sürmesin.

Ali ÇAM
İMKB Doğukent İlköğretim Okulu
KAHRAMANMARAŞ

Çevrimdışı umutzorlu

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 12.558
  • 30.147
  • 12.558
  • 30.147
# 07 Ara 2010 21:14:00
   Maraton koşularında kim öne geçerse o önce bitirir mantığı oluşmuş eğitimde !! Tabi buna eğitim denebilirse !! 



Çevrimdışı NİL35

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 10.853
  • 94.527
  • 10.853
  • 94.527
# 07 Ara 2010 21:15:26
Ögrencilerime şubat ve yaz tatillerinde yazdıgım notlarda,bahçede ,kırlarda ,sokakta oynayın diye not düşerim,
çünkü biz öyle yapardık çocukken,
dışarıda oynardık evde degil.

Ögrencilerimden taş örnekleri istemiştim,sanırım 4. sınıfta idiler.
Birkaç ögrencim kare şeklinde küçük fayans taşı getirmiş :)
Komik degil mi,bir yandan da çok acı,apartmanda oturuyor,
bahçede taş var mı yok mu bilmem ,fayans bulmuş getirmiş çocuk..

Oyun oynayan ,dogayı keşfeden ve yaşayan  ,kitap okuyan
çocukların daha mutlu olacagına inanıyorum ben.

Çevrimdışı smncn2009

  • B Grubu
  • 1.001
  • 3.698
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 1.001
  • 3.698
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 07 Ara 2010 21:23:44
sınıfımda cıvıl cıvıl neşe dolu bir öğrencim var ama derslerde çok da başarılı değil. sınavlarda denemelerde düşük aldıkça yavaş yavaş sönüyor çocuk  :(
bu mudur eğitim sistemimizin ürünü? bu kadar yüklenmeye ne gerek var çocuklara.
diyorum ne gerek var. ama bizi de o denemelere göre değerlendiriyorlar  >:(
ben de yükleniyorum mecburen  :(

denemelerde başarılı hayatta başarısız...

Çevrimdışı maer

  • Uzman Üye
  • *****
  • 345
  • 1.279
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 345
  • 1.279
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 07 Ara 2010 21:35:48
kim yüklenmiyor ki beden eğitimi dersi var... matematik yapayım serbest etkinlik dersi var test çözeyim derken öğrenciler bir bakmışlar ki büyümüşler diyecekler ki büyüyünce;  bizim çocukluğumuz vay be... kime vay be diyecek .....diyecek kimse olmayacak çünkü herkes a sosyal olacak....harbiden vay be....

Çevrimdışı horsaik

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.011
  • 1.410
  • 1.011
  • 1.410
# 07 Ara 2010 21:44:00
öğlen okuldan geldiğimizde yemeğimizi yer ve fetene deresinin kenarında top oynardık Mikail, Mahmut ve Mehmetle beraber. dördümüzde aynı sınıftaydık, yorulana kadar patlak bir topun peşinde koşup dururduk. okulda tenefüs aralarında kapı kapı dolaşıp soru kitapçığındaki anlamadığımız soruyu hiç sormadık öğretmenlere, gerçi hiç soru kitapçığımızda olmadı. ben öğretmen oldum, Mahmut Deniz Subayı, Mikail Sağlık Memuru, Mehmet ise bir fabrikada çalışıyor. hepimiz aynı köyde büyümüş komşu çocuklarıyız ve hayata tutunmuş bir şekilde yaşayıp giderken Ali ÇAM öğretmenim beni çocukluğuma götürdü. Benim çocuğuma anlatacak çok maceram varken yanı başımda mışıl mışıl uyuyan yavrumun anlatacak pek bişeyleri olmayacak. Ah bir çocuk olsaydım diye devam eden şarkıyı eskiden çok severek dinlerdim ama şimdi Ah bir çocuk olsaydım diyemiyorum malesef.

Çevrimdışı alicam46

  • Uzman Üye
  • *****
  • 460
  • 2.966
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 460
  • 2.966
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 07 Ara 2010 22:03:32
Alıntı
Oyun oynayan ,dogayı keşfeden ve yaşayan  ,kitap okuyan
çocukların daha mutlu olacagına inanıyorum ben.

 Daha mutlu insanlar kimin umurunda öğretmenim. Yüreğine sağlık güzel yorumun için.

Çevrimdışı alicam46

  • Uzman Üye
  • *****
  • 460
  • 2.966
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 460
  • 2.966
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 07 Ara 2010 22:08:21
Alıntı
denemelerde başarılı hayatta başarısız...

Sonuç, sınıfta kalır mı geçer mi bu çocuk öğretmenim..

Çevrimdışı alicam46

  • Uzman Üye
  • *****
  • 460
  • 2.966
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 460
  • 2.966
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 07 Ara 2010 22:10:39
Alıntı
Benim çocuğuma anlatacak çok maceram varken yanı başımda mışıl mışıl uyuyan yavrumun anlatacak pek bişeyleri olmayacak.

Olur mu öğretmenim... Çözdüğü 10 binlerce sorudan anlatacak şeyler bulur mutlaka :(((((
Yazık ediyoruz çocuklarımıza yazık...
Teşekkürler yorumunuz için öğretmenim..

Çevrimdışı e-muallim

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.298
  • 2.102
  • Okul Müdürü
  • 1.298
  • 2.102
  • Okul Müdürü
# 07 Ara 2010 22:28:02
alicam46 öğretmenim yazdığınız yazının altına imzamı tereddütsüz atıyorum.
çocuklarımız için gerçekten bir şeyler yapılmalı.Fen ve Anadolu Lisesi kazanmaya endekslenen bir sistemde sosyal aktivitelere zamanda kalmıyor zaten.
Binlerce soru çözüp hayatın binlerce rengini ıskalayan bir nesil oluşuyor maalesef.

Çevrimdışı atasay15

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.480
  • 10.701
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.480
  • 10.701
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 07 Ara 2010 22:44:18
yazınızı okurken sanki zaman makınasında bir yolculuk yaptım. çocukluğumu cocuk gibi yaşamıstım. ama ilerde cocugum olursa inş o yaşayabilecek mi ??? bilemiyorum ???

Çevrimdışı alicam46

  • Uzman Üye
  • *****
  • 460
  • 2.966
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 460
  • 2.966
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 07 Ara 2010 22:54:09
Alıntı
Binlerce soru çözüp hayatın binlerce rengini ıskalayan bir nesil oluşuyor maalesef.

Yorumlar yazımdan daha etkileyici ifadelerle dolu...
Teşekkürler...

Çevrimdışı ayşegül4

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 95
  • 147
  • 95
  • 147
# 07 Ara 2010 23:16:17
ÇOCUĞUMU kendim okutuyorum küçük bir beldede okulumuz kendimiz ise  taşımalı bir köyden gidişgeliş yapıyoruz arkadaşlar ben çocukların sadece okulda öğrendiklerine inanıyorum o yüzden bolca var olan kaynaklarımızı okulda işleyip eve biraz etkinlik ve kitap okuma verip aileleriyle zaman geçirip bol bol oynamalarını söylüyorum çünkü zamanı gelince zaten oynama isteklerinin kalmayacağını belirtiyorum.çünkü çocuk tam anladığı bir konuda gelebilecek tüm farklı türden soruları çözebilir ben böyle bir öğrenciydim  daha çok kitap okuma ve anlatım ağırlıklı öğretim taraftarıyım en azından 1. kademede miniklerim 3.sınıfta

Çevrimdışı alicam46

  • Uzman Üye
  • *****
  • 460
  • 2.966
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 460
  • 2.966
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 07 Ara 2010 23:37:24
Alıntı
yazınızı okurken sanki zaman makınasında bir yolculuk yaptım. çocukluğumu cocuk gibi yaşamıstım. ama ilerde cocugum olursa inş o yaşayabilecek mi  bilemiyorum

Bizim çocuklarımız yaşayamıyor maalesef. Canlarına okuyoruz.

Çevrimdışı alicam46

  • Uzman Üye
  • *****
  • 460
  • 2.966
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 460
  • 2.966
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 07 Ara 2010 23:38:29
Alıntı
ÇOCUĞUMU kendim okutuyorum küçük bir beldede okulumuz kendimiz ise  taşımalı bir köyden gidişgeliş yapıyoruz arkadaşlar ben çocukların sadece okulda öğrendiklerine inanıyorum o yüzden bolca var olan kaynaklarımızı okulda işleyip eve biraz etkinlik ve kitap okuma verip aileleriyle zaman geçirip bol bol oynamalarını söylüyorum çünkü zamanı gelince zaten oynama isteklerinin kalmayacağını belirtiyorum.çünkü çocuk tam anladığı bir konuda gelebilecek tüm farklı türden soruları çözebilir ben böyle bir öğrenciydim  daha çok kitap okuma ve anlatım ağırlıklı öğretim taraftarıyım en azından 1. kademede miniklerim 3.sınıfta

Miniklerini öpüyorum öğretmenim. Umarım mutlu olurlar...

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK