Deneme

Çevrimdışı elat

  • Üye
  • *
  • 29
  • 2
  • 29
  • 2
21 Ara 2007 16:04:43
İLK OKU(T)MA
Buğulanmış pencereyi silerken, karşı tepelerin de beyaza büründüğünü gördü.  Bütün görkemi ve güzelliğiyle tepeler nurani bir beyazlıkla karşısındaydı. Bu beyaz örtü, onda hep masumiyeti ve temizliği andırıyordu. Onunla tanışalı daha birkaç hafta olmuştu. Geldiği yerlerde hiç kar yağmaz, ancak yolculuk yaparken uzaktan hem de çok uzaktan görürdü karlı dağları ve tepeleri.
Öğrencileriyle -sarı civcivleriyle- kartopu oynarken, saçındaki beyazlıklara, çocukların birer ikişer savurdukları kartopları da eklenince, başı beyaz bir yumağı andırıyordu. O halini düşündüğünde gülümsedi.
Soğuktu buralar; bildiği, alıştığı yerlere hiç benzemiyordu. Öyle ki sarıp sarmalardı kendini, köyün meydanından geçerken, orada bulunan köylüler şaşırırlardı. Kendi aralarında, bu hoca da pek sarmalıyor kendini canım derlerdi.
Soğuğu iliklerine kadar hissedebiliyordu. İçim ısınır düşüncesiyle, kendine bir çay aldı. Sıcak çayını yudumlarken, gözünü, beyaza bürünmüş tepelere dikti.
Nerden nereye diye düşünüverdi. Henüz küçük yaştayken zor yaşam şartlarını, zorluklarla başa çıkmasını ve çalışmayı öğrenmişti. Hafta sonlarında, şehrin en işlek caddeleriyle beraber, şehrin otogarında umutları, yürekleri, ayakkabıları, omzunda taşıdığı gökkuşağı renkleriyle boyamaya giderdi. O zaman da üşürdü ama işinin ve eve cebinde birkaç bozuklukla dönmenin verdiği mutluluğu düşünüp hissetmezdi.
O günlere dair hatırında kalan tek varlığı; sarı, siyah kahverengi, beyaz ayakkabı boyalarına bulanmış elleriyle, kazandığı yevmiyenin bir bölümü ile mahallenin kitapçısından aldığı kitaplarıydı. Pinokyo, Kırmızı Başlıklı Kız, Peter Pan, Heidi, Keloğlan Deli Dumrul, Nasrettin Hoca… Onun; kitapları, ayna gibi boyadığı boyayacağı ayakkabıları ve sadece rüyasında gördüğü babası vardı. Kitaplarını bıkmadan, usanmadan, bir kez daha okumalıydı.
Öğrencilerine umutla sarılması, yaşadığı hissettiği kitapların sıcaklığını bir nebzede olsa onlara da tattırmak istiyordu. Okumalıydı ve okutmalıydı. Gereklilik kipinde cümleleri sevmez, lakin çoktan bunları sözlüğünden çıkarmıştı. Yaptım evet ben onu da yaptım demeyi yeğliyordu kendine. İlk çalıştığı yer olmasından mı, yoksa filmlerde gördüğü köy yaşantısından mıdır bilinmez ama buraları sevmeye başlamıştı. Onun da öğrencileri vardı:
Pirelenmiş kafaları,
Çamura bulanmış pantolonları,
Lastikten bozma ayakkabıları,
Bütün kirlerin bir örtü gibi sarmış vücutlarıyla,
Onlar da bir çocuktu…
Sahip oldukları, “ İşte bu da benim ve kimseye de vermem! ” diyebildikleri tek varlıkları kalemleriydi, bir de defterleri olsaymış…
Üzülüyordu, her defasında her sınıfa girdiğinde, umut diyordu, kulakları yırtarcasına bir umut, kendine ve bu minik, bu masum, bu körpe yavrulara bir umut olmalıydı. Annesinin nasırlı elleriyle başını okşayıp: “İyiliğin kadar yaşarsın, en kötü anında bu iyiliklerin senin kolun kanadın oluverir ve seni gelir bulur.” sözü dudaklarından dökülüverdi.
Arkasında bir şeyler bırakarak anılmalı, mutlaka onu hatırlatacak bir şeyler olmalıydı. Resmi kayıtlardan ziyade birkaç yürekte de adı kalmalıydı.
Öğrettikçe kalplerine dokunduğunu hissetti, o ilk okumalarını, öğrenmenin verdiği o ilk mutluluğu, o ilk ışıltıyı, öğrencilerin gözlerinde görebiliyordu. Kalem ve kitap onun olduğu gibi öğrencilerinin de yari olmuştu.

Bayram HERGÜL
Hasbek İlköğretim Okulu 1-2-3-4-5/A SINIF ÖĞRETMENİ
Sarıkaya / YOZGAT

Çevrimdışı elat

  • Üye
  • *
  • 29
  • 2
  • 29
  • 2
# 21 Ara 2007 16:08:03
İlk  görev yerimde yaşadığım benim için anlamlı üç yılın ardından klavye kıvamında nacizane bir deneme yazdım ve sizinle paylaşmak istedim.
İLGİNİZE ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER...

Çevrimdışı elat

  • Üye
  • *
  • 29
  • 2
  • 29
  • 2
# 21 Ara 2007 16:11:51
güzel olmuş

Çevrimdışı elat

  • Üye
  • *
  • 29
  • 2
  • 29
  • 2
# 21 Ara 2007 16:13:36
 ve beğenirseniz farklı bir eğitim dergisinde yayınlqanması için gönderem

Çevrimdışı destinalila

  • Uzman Üye
  • *****
  • 530
  • 220
  • 530
  • 220
# 21 Ara 2007 16:37:51
Elat öğretmenim okurken içimiz burkuldu...Ama yaşanılanları ustalıkla kaleme almışsınız..Sizi tebrik ederim....

ogret(il)en

# 21 Ara 2007 16:44:51
teşekkurler

Çevrimdışı sahinoglu

  • Uzman Üye
  • *****
  • 513
  • 1.376
  • 513
  • 1.376
# 21 Ara 2007 17:04:03
güzelmiş.

Çevrimdışı M.TARIK

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.153
  • 2.487
  • 1.153
  • 2.487
# 14 Nis 2008 21:09:20
Bu güzel paylaşım için teşekkürler.

Çevrimdışı huseyinkeles

  • Uzman Üye
  • *****
  • 431
  • 2.164
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 431
  • 2.164
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 14 Nis 2008 21:23:21
çok hoş  hocam  teşekkürler...

Çevrimdışı thefalcon

  • Uzman Üye
  • *****
  • 260
  • 1.109
  • 260
  • 1.109
# 02 Haz 2011 01:54:17
NEFİS ve ÖLÜM ÜZERİNE


             Ölümü unutturur nefis... Bedenin çürüyeceğini.. Mantıkla insanın aslında doğruyu bulacağını..Allah ı.. Utanmayı.. sevdiğine sadık kalmayı..Bunun içindir namazın, orucun,sadakatin, örtünmenin, edebin uzak gelmesi bize..

               Dünya diri kalır gözümüzde  nefis yüzünden.. Ölümsüzlüğü aşılar resmen zihnimize.. Bedenin güzel kalmasını ister hep, bedenin beğenilmesini..Güzel kaldıkça unutacaktır insan çünkü ölümü.. Beğenildikçe unutacaktır Allah ın beğenmesini.. helalinden daha çok beğenen olursa çiğneyecektir yasakları, sadakati.. Her fırsatta dünyanın ve kendisinin çok iyi olduğunu hatırlatacak bişeyler bulacaktır( koku, elbise, romantik film, moda...), en ufak bir yasağı bile doyumsuz zevklerle sunacaktır yaşayana.. Yapılanların aslında çok da kötü olmadığının, kendisinin de bi bakıma haklı olduğunun sinyalleri ulaşacaktır beyne.. kendisini iyi hissettirecektir vel hasılı. Yoksa nasıl rahatlatacaktır mantığını, ters bişeyler sezen yüreğini..Bilmeyecektir/bilerek kanacaktır!!

 

 

20.03.2011

Çevrimdışı thefalcon

  • Uzman Üye
  • *****
  • 260
  • 1.109
  • 260
  • 1.109
# 02 Haz 2011 01:59:41
DÜŞ(TÜM)

 

bir gece karar verdim çıkmaya bu merdivenlerden..

ulaşacaktım sana nasıl olsa..

sen vardın ya yolun sonunda umurumda mıydı yorulduğum!

umurumda mıydı basamakların yüksekliği!

bıraktım arkamda ne varsa..

derken durdum bi ara...

aşağıda bir şeyler bana bakıyor..

.."güzel bildiklerim"..

gülümsüyorlardı bana..

onlar benim her şeyimdi biriktirdiğim...

en kıymetli bildiklerimdi...

onlar güzel bildiklerimdi...

doldu bi an gözlerim..

sonra sana baktım..

durmamalıydım!

sana varmalıydım!

toparlanıp devam ettim çıkmaya..

çıktım yukarıya ama ulaşamadım hala sana!!

bir adım attım sallandı herşey!!

arz sallandı !! arş sallandı !!!

korktun sen attığım her adımdan,

ben bi adım attıkça korkundan geriye kaçtın..

sonraları tekrar sallandık..

çok sallandık....

her sallanmada uzaklaşıyordun benden..

dedim tam yaklaştım sana..

daha çok sallandık...

göremez oldum artık seni..

ve anladım ki benim yüzümden sallanmışız hep..

ben olmasam sen hiç sallanmazmışsın !!

anladım...

anladım ve DÜŞ(TÜM)...

düşürdüm yada kendimi..

gözlerim açıktı yerde..

karşımda bana gülümseyen "güzel bildiklerim"..

sen yukardaydın ben yoktum...

senindir artık !!!

bu geniş sirk..

bu ip ..

mutlu ol CAMBAZ!!!!

 bu geniş sirke yakışır izleyicilerin ve sana ait bir ipin var artık!!

 

 
not: " bir ipte iki cambaz oynamaz" atasözünün hikayesidir.

 
sirk : insanın içi
ip : yaşanmak istenen yol
izleyici : çevrendeki herkes

Çevrimdışı kardia

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.421
  • 16.034
  • 3.421
  • 16.034
# 23 Tem 2012 15:31:40
thefalcon öğretmenim, çok ilginçmiş. Teşekkürler.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK