Evliya Çelebi Yılı Ve Evliya Çelebi Hakkında Dökümanlar

Çevrimdışı asil_06

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 142
  • 832
  • 142
  • 832
27 Şub 2011 22:12:18
Arkadaşlar bilindiği üzere bu yıl evliya çelebi yılı olraka kutlaıyor. Evliya Çelebinin hayatı hakkında veya onu anlatan elinizde slayt, bilgi varsa burada paylaşalım olabilir mi?

Çevrimdışı atasay15

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.480
  • 10.701
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.480
  • 10.701
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 27 Şub 2011 22:13:39
bu yılın Evliya Çelebi yılı olduğunu duymamıştım..bilgilendirdiğin iz için teşekkürler hocam..

Çevrimdışı zizou43

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.189
  • 20.000
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.189
  • 20.000
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 27 Şub 2011 23:13:51
Seyahatname hakkında ve hemşerim Evliya Çelebi hakkında küçük bir makale...

Çevrimdışı zizou43

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.189
  • 20.000
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.189
  • 20.000
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 25 Mar 2011 00:33:44
Evliya Çelebi'nin (Hemşerim) 400. Doğum Yıldönümü bugün...
Böyle önemli Türk Büyüklerini ve tarihçileri unutmamak dileğiyle...

Çevrimdışı banu2011

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
# 25 Mar 2011 00:37:53
Evliya Çelebi - Evliya Çelebinin Hayatı
Çoğu kendi ağzından derlenen bilgilere göre, Evliya Çelebi, 25 Mart 1611 tarihinde, İstanbul, Unkapanı’nda doğdu. Babası, Kütahya asıllı saray kuyumcu başısı Derviş Mehmed Zıllî Efendidir. Medrese öğrenimini İstanbul'da tamamlayan Evliya Çelebi, müzik ve yazı dersleri almış, hafız olmuş, şairliğe özenmiş ve birçok el sanatlarında hüner kazanmıştı. Arapça, Farsça ve Rumca bilirdi.

Sesi de güzel olan Evliya Çelebi, 1630'da, bir Kadir Gecesi, Ayasofya Camii'nde mukabele okurken, Sultan IV. Murat'ın, dikkatini çekmişti. Maiyetiyle camiye gelen Sultan, sesine hayran kaldığı bu genci sormuş, hakkında bilgi almıştı. Silâhtar Melek Ahmet Paşa'nın da aracılığıyla musahip olarak sarayda hizmete alınmasına irade buyrulmuştur. Evliya Çelebi'ye devlet kapısında memuriyet verilmesine aracılık eden Silâhtar Melek Ahmet Paşa, Evliya’nın teyzesinin kocasıydı.

O günden sonra dört yıl süreyle sarayda padişah musahibi olarak kalmış, sonunda sipahiler zümresine katılarak, 1640 yılında meşhur seyahatlerine başlamıştı.

Kendi ifadesine göre, bir gece düşünde, Ahî Çelebi Camiine gitmiştir. Burada Hazret-i Peygamberi sahabesiyle birlikte görmüş, Peygambere hayran kalarak mübarek ellerini öpmüş: (Şefaat Ya Resulûllah!.) diyeceği yerde, heyecandan dili dolaşmış: Seyahat Ya Resulûllah!. diyerek ondan seyahat dilemiştir.

Şefkatli ulu Peygamber, onun her iki dileğini de yerine getirmiştir. Bu mutlu rüyadan sonra, gezilerine başlayan Evliya Çelebi, önce İstanbul'un bütün cami ve türbelerini, kahvehane ve divanlarını dolaşmış, gördüklerini, öğrendiklerini bir bir defterine geçirmiştir. Daha sonra Bursa ve İzmir'e gitmiş, ardından Trabzon'a yolcu olmuştur.

Evliya Çelebi, kendi anlattığına göre, daha 19 yaşındayken, İstanbul civarında, yürüyerek dolaşmadık yer bırakmamıştır. Gezip gördüklerini, o tatlı sohbetinde anlatırken, oturup bunları yazmak aklına gelmiş ve o günden sonra bütün hâtıralarını kaleme almaya başlamıştır. İşte, ünlü Seyahatname’si böylece doğmuştur.

Artık, Evliya Çelebi için bütün kapılar açılmıştır. Askerî seferler, resmî görevler, elçilikler onun için tam bir fırsattır.

1650 yılında, büyük saygı beslediği, aynı zamanda akrabası olan Melek Ahmed Paşa'nın sadrazam oluşu, daha sonra onun azledilerek Rumeli Beylerbeyliğine tayin edilişi ile birlikte gezmek, görmek imkânını bulmuş, gezileri Osmanlı Devleti sınırlarını da aşmıştır.

Kendisini (Seyyah-ı âlem ve nedim-i beni âdem Evliya-yı bî-riyâ) yani (Dünya gezgini, insanoğlunun dostu, riyâsız Evliya) diye takdim eden Evliya, gördüklerini tatlı üslûbu içinde, biraz da abartarak yazmış, seyahat edebiyatımıza ölümsüz bir eser kazandırmıştır.

Ziyaret ettiği yerlerin tarihçesi, eski eserleri, halkının yaşayış tarzı, folkloru, gelenekleri, giyimleri, sanatları, inançları, ne varsa seyahatnâmesinde dile getirilmekte, bu arada günlük, olaylar, bu olayların yorumu da yer almaktadır. On büyük ciltte toplanan Evliya Çelebi Seyahatnâmesi bir kültür, sanat ve inceleme hazinesi olarak büyük önem taşır.

Evliya Çelebi'nin soyu, Kütahya'ya uzanır. Seyahatnâme'sinin altıncı cildinde, aile kökünün Germiyanoğulları'ndan Yakup Bey'e, onun sülâlesinin de Ahmet Yesevî'ye ulaştığını yazar.

Evliya Çelebi 70 yılı aşkın bir hayat yaşamış ve bu ömrünün 50 yılını seyahatlerde geçirmiştir. Üç yüz yıl önceki Osmanlı İmparatorluğunun hemen bütün şehirlerini ve kasabalarını gezen Çelebi'nin, yabancı ülkelere de bol bol seyahat ettiği, ünlü Seyahatname’sinden öğrenilmektedir.

Gittiği başlıca yerler şunlardır: Anadolu, Rumeli, Suriye, Irak, Mısır, Girit, Hicaz, Macaristan, Transilvanya, Moldavya Potonya, Avusturya-Almanya, Hollanda, Bosna-Hersek, Dalmaçya, Güney Rusya, Kırım, Kafkasya ve İran.

Dolaştığı yerlerin âdetlerini, yaşayışlarını, çarşı-pazar bütün binalarını, ünlü kişilerini, tarihçelerini ve lisanlarını kendine has, samimî üslubuyla ve pek meraklı bir biçimde incelemiş olan Evliya Çelebi'nin zaman zaman hurafe, efsane ve mübalâğalara da geniş bir şekilde yer verdiği görülür. Zaten bunlar, onun eşsiz eserine bambaşka bir renk katmıştır.

Evliya Çelebi Seyahatnâmesi, bu üslûp üzerine köy, kasaba, şehir devam eder, bazen at üstünde, bazen gemiyle, ülkeler aşılır. Bir macera romanı gibi, okuyucuyu sürükler. XVII. yüzyıl tüm yaşantısıyla Evliya Çelebi'nin ekranında görünür.

Bu büyük eser, başka milletlerin de dikkatini çekmiş, üzerinde birçok incelemeler yapılmış, 10 dan fazla yabancı dile çevrilmiştir.

Evliya Çelebi'nin ne zaman öldüğü, nerede gömülü olduğu belli değildir. Araştırıcılar onun 71 yaşlarında, 1682 yıllarına doğru İstanbul'da öldüğünü kaydederler

Çevrimdışı banu2011

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
  • 1.073
  • 3.654
  • Müdür Yetkili
# 25 Mar 2011 00:41:51
1611 yılında İstanbul Kanatlarımın Altında Unkapanı’nda, geçinmek için pirinç levhalar üzerine oyma işleyen bir sanatçı olan, Derviş Mehmet Zilli'nin oğlu olarak dünyaya gelen Evliya Çelebi, ilk senelerde öğrenimini özel olarak gördükten sonra bir süre medresede okudu, babasından tezhip, hat ve nakış öğrendi.
Kanuni'nin Zigetvar Seferi’nde, önemli hizmetleri olan babasının, çevresindeki kişilerin serüvenlerini hikaye ettikleri aile sohbetlerinde bulunduğu süre boyunca, dünyayı gezip görme merakı duymaya başladı. Asıl adı Mehmed olan Evliya Çelebi, yirmili yaşların başında, İstanbul içinde gezerek gördüklerini duyduklarını kaleme almaya başladı.

Enderunda eğitim aldığı dört yılın ardından, dayısı Melek Ahmed Paşa'nın aracılığıyla Sultan IV. Murad'ın hizmetine girerek sipahi olan Evliya Çelebi, padişahın Revan Seferi’nden sonra saraya girdi. Sarayda geçirdiği kısa sürenin ardından buradan ayrılarak ilk seyahati olan, Bursa yolculuğuna çıkan ve daha sonra 1640’larda İzmit, Trabzon ve Girit yolculuklarına çıkan Evliya Çelebi, 1645 senesinde, Bahadır Giray'ın yanına, Kırım'a gitti. Aynı sene Yanya'nın alınmasıyla sonuçlanan savaşta, Yusuf Paşa'nın yanında görevli bulunan ve 1646 yılında, Erzurum Beylerbeyi Defterdarzade Mehmed Paşa'nın muhasibi olan Evliya Çelebi, doğu illeriyle birlikte, Azerbaycan ve Gürcistan'ın çeşitli yerlerini gezdi.

Daha sonra Revan Hanı'na ulaklıkla görevlendirilen ve böylece Gümüşhane, Tortum yörelerini de dolaşma fırsatı bulan Evliya Çelebi, 1648 senesinde İstanbul'a geri dönerek Mustafa Paşa ile sam'a gitti ve üç yıl bu bölgede incelemeler yaptı.

1651'den sonra Rumeli'yi dolaşmaya başlayan ve bir dönem de Sofya'da bulunan Evliya Çelebi, 1667 - 1670 yılları arasında Avusturya, Arnavutluk, Teselya, Kandiye, Gümülcine ve Selanik yörelerini gezdi.

50 yıl boyunca Hicaz, Mısır, Sudan, Habeşistan, Dağıstan gibi ülkelere gezilere çıkan ve bu gezilerin bazılarında yakınlık kurduğu bazı devlet büyükleriyle beraber olan Evliya Çelebi, gezilerde önemli mektuplar götürmek ya da savaşa katılmak gibi çeşitli hizmetlerde bulunuyordu.

Bu arada gördüklerini, yaşadıklarını ve gözlemlerini, gerçekçi bir gözle izlenen olayların, yalın ve duru bir anlatım içinde halkın anlayacağı şekilde Seyahatname eserinde, tarih ve yer belirterek yazıya döken Evliya Çelebi, bazen de naklettiği olayları renklendirmek amacıyla uydurma haberler ve olaylar da ortaya atarak, okuyucunun ilgisini çekmek için aklın alamayacağı garip olaylara da yer veriyordu.

Bütün gezip gördüğü yerleri okuyucuya anlattığı on ciltlik Seyahatname, sadece gözlemlere dayalı aktarmaları ve anlatımları içermekle kalmayıp, araştırıcılar için önemli inceleme ve yorumlara da olanak sağlayan bu eser, belirli bir çalışma alanını değil, insanla ilgili olan her şeyi kapsar. Bu yönüyle Seyahatname, Türk kültür tarihi ve gezi edebiyatı açısından önemli bir yere sahiptir.

Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nin ciltlerinin konuları:

I. Cilt: İstanbul ve civarı II. Cilt: Nisan 1640'ta yaptığı Buca, Batum, Trabzon, Kafkasya, Girit seferi, 1645’te Erzurum, Azerbaycan ve Gürcistan III. Cilt: Şam - Suriye, Filistin - Urmiye, Sivas, El-Cezire, Ermenistan, Rumeli (Bulgaristan ve Dobruca) IV. Cilt: Van, Tebriz, Bağdat, Basra seyahati V. Cilt: Van, Basra seyahatinin sonu, Oçakov seyahati, Rakoçzi’ye karşı sefer, Rusya seferi, Anadolu asilerine karşı hareket, Çanakkale yolu ile Bursa’ya avdet, Boğdan’a gidiş, Transilvanya seyahati, Bosna’ya gidiş, Dalmaçya seferi, Sofya’ya avdet VI. Cilt: Transilvanya seferi, Arnavutluk’a gidiş, İstanbul’a avdet. Macar seferi, Uyvar’ın muhasarası, müellifin 40.000 Tatarla, Avusturya, Almanya, Flemenk’e ve Baltık Denizi'ne kadar gitmesi. Uyvar’ın zaptı, Belgrad’a avdet. Hersek’e gönderilmesi, Raguza seyahati, Karadağ seferi, Kanija seferi ve Kanizsa-Hırvat memleketi VII. Cilt: Avusturya, Kırım, Dağıstan, Deşt-i Kıpçak, Esterhan VIII. Cilt: Kırım, Girit, Selanik, Rumeli IX. Cilt: Garbi Anadolu, Suriye, Mekke ve Medine seyahati X. Cilt: Mısır
 

Çevrimdışı kereta

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.363
  • 5.760
  • 2.363
  • 5.760
# 25 Mar 2011 00:42:18
Ey oğul!


Besmelesiz yemek yeme.

Sırrın var ise sakın kimseye söyleme.

Elbisenin söküğünü üstünde dikme.

İyi adını kötüye çıkaracak davranışlarda bulunma.

Kötüyle arkadaş olma, pişman olursun.

Dâima ileri hedefin olsun, geriye takılıp kalma.

Harama tevessül etme.

Kimsenin payına/hakkına göz dikme.

Bir şey koymadığın yere el uzatma.

İki kişi konuşurken dinleme.

Ekmek ve tuz hakkını gözet.

Namahreme bakıp ihanet etme.

Davetsiz bir yere gitme. Gidersen emin olduğun yere, namuslu kimseye git.

Sır sakla.

Her mecliste duyduğun şeyleri/sözleri aklında tut.

Evden eve söz taşıma.

Kötülemekten, fenalıktan uzak ol.

Ahlaklı ol.

Herkesle iyi geçin.

İnat ve kötü sözlü olma.

Senden büyüklerin önünden gitme.

İhtiyarlara hürmet et.

Daima temiz ol.

Haram ve yasak edilen şeylere yaklaşma.

Her zaman geniş kalbli ve hoş meşrep ol.

Beraber olduğun, tanıştığın kişilerden asla birşey isteme. Buna riayet etmezsen seni küçük görürler, itibarını kaybedersin.

Rıza lokmasıyla yetin.

Elindeki imkânları israf etme.

Kanaatkâr ol. Çünkü kanaat tükenmez bir haz

Evliya Çelebi

Çevrimdışı sonerlik

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 93
  • 10
  • 93
  • 10
# 03 May 2011 13:24:33
arkadaşlar evliya çelebi yılı için program hazırlayan kimse var mı

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK