Hiç Yazılmayan Hasret Mektubum

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 15 Oca 2012 14:50:03
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
     
     Ya görünmeyeni sevmek!...
     

Ayten ablam. Arşivden bir yazı Nazan Hoca'mızın bir paylaşımı daha iyi anlamak için bir bakış açısı fikir verme açısından yineledemim paylaşmıştım daha önce bunu.

Mülk gibi söz de,
ne senin ne benim.
Cümle gibi aşk da
ne senin ne benim.
Söz de,
aşk da,
ne benim ne senin.



Bir yaz sabahına doğan
ve su değdiğinde kokusunu salan
kırmızı sardunya,
ağustos göklerinde
başımın üzerinden geçen bulut,
mayıs gülü,
ışıklı nisan yağmuru
ne kadar Allah'tansa,
mülk gibi söz de ve aşk da
O'ndan.




"Sen" tahtına yazıcı
kimi oturtsa da,
beşerî bir sevgili ya da
cismanî bir aşk gibi görünen,
hiçbir yol
O'ndan özgeye çıkmıyor aslında, "gönül tahtına
O'ndan özge sultan" olmuyor.




Değil mi ki her şey O'ndan,
Gidecek yer yok O'ndan başka.
Gelinen yer yok O'ndan başka.
İnsan o ki,
O'ndan başkasını sevemez
sevginin mahiyeti icabı,
O'ndan başkasını bilemez
bilginin mahiyeti icabı.




Işık ki tek kaynaktan dağılır,
ışığa yakın olan aydınlık,
uzakta kalan karanlıktır.
Her şeyin O'ndan olması,
ve ışığın tek kaynaktan dağılıyor olması
O'ndan başkasının bilinme ve sevilme ihtimalini
tümden yok eder.




Kimi zaman sevdiğimizin
ne olduğunu bilmeden severiz.
Ve insan henüz neyi sevdiğini bilmediği böyle zamanlarda
O'ndan başkasını sevdiğini zannedebilir:




Bir çiçeği, bir kuşu,
denizi, yağmuru,
gökyüzünü, yazıyı,
yazıyı yazanı, kalemi tutanı,
bir yaratılmışı hasılı.
Söz gelimi Leylâ Mecnun'u,
Şirin Ferhâd'ı,
Züleyha Yûsuf'u
sevdiğini zannedebilir.




Oysa sevmek, en fazla,
neyi sevdiğini fark etmek demektir
ve seven
biraz da neyi sevdiğini bilendir.
Çünkü ışığın kaynağı tektir ve kim aydınlığının
kendinden menkul olduğunu iddia edebilir?




Her aşk O'na çıkar sonunda,
O'ndan başkasını sevmek
imkansız gibidir.
Seven neyi sevdiğini
bilse de bu böyledir,
bilmese de bu böyledir.




Bu yüzden değil mi ki kendini kaybetmek gibi görünen aşk,
aslında kendini bilmek.
İstese de insan
O'ndan özgeyi sevme şansı yok.
Şans sözcüğü yok lügatlarde bundan böyle,
O'ndan özgeyi sevme ihtimali yok.
Ve neyi sevdiğini bilenle
bilmeyen arasındaki fark sadece
bilmenin bilincinden ibaret ."



Nazan BEKİROĞLU

Yusuf ile Züleyha
( Sözbaşı'ndan )

Biz Seni Görmeden Sevdik En Sevgili…İki Parmağının Ucunu Gözüne Koy…Bir Şey Görebiliyor musun dünyadan ?...Sen Göremiyorsun Diye Bu Alem Yok Değildir!!!Sureti Ararız Çoğu Zaman Oysa ki O’nu Severiz Her Zaman…Madem ki Yaşam Kısa Boşa Zaman Kaybetme Başla Şükre ve Duaya…

çkml 

Çevrimdışı karadenizayten

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.468
  • 5.457
  • Lise Branş Öğrt.
  • 1.468
  • 5.457
  • Lise Branş Öğrt.
# 16 Oca 2012 16:38:30
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

…Madem ki Yaşam Kısa Boşa Zaman Kaybetme Başla Şükre ve Duaya…

     
     Benim için duanızı eksik etmeyin.

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 07 Şub 2012 22:33:18
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
     
     Benim için duanızı eksik etmeyin.

 İnşAllah.

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 08 Şub 2012 18:45:40
Bazen acı bir kahve eşlik eder yalnızlığına.
  Yudum yudum içine çekerken SEN O’nu
    Hafif bir müzik aranıza girer.
      Bir bakmışsın üç kişi olmuşsun.
        Hani SEN yalnızdın?
          Ve kimseler yoktu yanında….
            Nereden çıktı şimdi bunlar?
              SEN ki,o kadar alışmışken tek olmaya
                Olmadı yine böyle.  
                  Şimdi sil baştan mı yaşayacaksın?
                Kabul ettiğin yalnızlığını
             Yoksa yine hivdanurlara mı sığınacaksın
          En zifirisinde gecenin
       Bırak SEN değil
    Seni kıskanan yıldızlar terk etsin
  En uzun seherlerde dur yerinde SEN
Yalnızlığınla sessizliğinle
Susarak özleyişlerinle
Tükenmeyen HASRET inle...


çkml
 

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 10 Şub 2012 16:34:30
“Şu, denizi uzun uzun seyreden yağmur kuşu şahit olsun ki;
Güzelliğin kaynağını böyle kuvvetle hatırlamasa,
Âdem Havva’yı böyle hasretle beklemezdi.
Aşkın tarihçesinin bile olmadığı bir tarihte onu böyle büyük bir aşkla sevmezdi.
Böyle çözülmezdi dizleri, kalbi dile gelmezdi.
Havva belli ki içinde değil, içinden çok derindeydi…”
.
Lâ / Sonsuzluk Hecesi

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 13 Şub 2012 20:14:28
Ey aşk!Bu nasıl bir sır? İçine giren tufan oluyor.
Bu nasıl bir hırka? Kim giyse aşk sarhoşu olup çıkıyor.
Aşkın çilesini küçümsediğiniz an içinizdeki cehennem büyür.
Aşkın çilesiymiş aşka dayanak olan. Yeter ki yan! Dumanın bulut olur.
Yeter ki yak! Ummanlar kazan olur. Nerede ateş, orada su.
Nerede su, orada ateş. Ne tuhaf KİMYA!

 Aşkın Gözyaşları 'Kimya Hatun'dan alıntı.

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 16 Şub 2012 22:55:09
Bazen, uzaklaşmak gerekir yakınlaşmak için

Bazen, uzaklaşmak gerekir yakınlaşmak için,
Bazen, hatırlamak gerekir hatırlanmak için,
Bazen, ağlamak gerekir açılmak için,
Bazen, anmak gerekir anılmak için,
Bazen de susmak gerekir duymak için,

Eğer çok konuşmak faydalı olsaydı, Allah iki ağız, bir kulak verirdi.
Onun için, çok dinleyip az konuşmak gerek!

 Eğer susarsan, konuşman daha aydınlık olur.
Çünkü sükutta, hem sessizliğin ışığı, hem de konuşmanın faydası gizlidir.

 Hz.Şems-i Tebrizi(k.s)



Bazen susmak gerekir, konuşmak için


Yüreğinde aşk barındıran, ağzı ile susar,
kalbi ile konuşur, az söz ile, hakikatı anlatır.

 O, içinden gelen sesi dinleyerek söyler,
 mantığı susar, yüreği konuşur.

 O, şelale sularının köpüklenmesi gibi konuşmaz,
başını gelen geçenin ne söylediklerini anlamak için çevirmez,
 gözlerini oraya buraya kuş uçmaları gibi çevirmez,
 ağzı, kulağı ve gözü ile susmasını bilir.

Hakikatı öğrenmek isteyen, gitsin yürekten konuşanı,
bulsun sevgi dolu Bilge'yi,
O alır ilhamını ilelebet olandan,
aşkın sesini dinler - hayatın kendisidir,
toprağın altını gibi parlar sözleri.




Duy, dinle, gör ve anla!

 

Balthasar Gracian

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 17 Şub 2012 10:13:50
Adresini Bulamayan Mektuplar--Kimya'dan Şems'ine

 Söz bir akıştır, harf harf kâğıda dökülen. Göz bir zarftır, mazrufunun elinde yırtılarak sökülen. Yürek bir mektuptur, nâme nâme kanla yazılan. Nice söyleyemediklerimiz vardır, dil lâl olur pusar. İnsafa gelir “Elaman" diye kalem yazar. Kiminin mektubu bahtı gibi kapalıdır, açan okuyan olmaz. Kiminin mektubu tarumârdır, açılsa da rüzgâra savrulan. Alın yazımın ağıdını mezar taşıma, doymamış sevdalığımı sararmış sevgiliye bırakıyorum. Hayattan varsa alacağım, üstü kalsın terk-i sevda mağdurlarına.
Sabah ezanı Konya'nın dört bir yanını secdeye davet ederken ben alnım secdede uykuyu acem kilimine akıtıyordum. Az sonra sokaklar canlanacak, dergâhta dervişler bir oraya bir buraya koşturacak. Ben mi? Ben, mutfağa geçip kahvaltı somağını kuracağım. Annem, Fatma yengem, babam, ağabeylerimin yine "Ne oldu bu kıza? Ne yemesi, ne içmesi var" diyen bakışlarını üzerimde gezdirecekler. Aşım, ekmeğim, suyum, katığım Işkıma mektuplar yazmak olmuş. Ancak yazınca biraz rahatlıyorum. Böylesine günlerime sancılı günler diyorum. Gecelerimi ise söylenmemiş sözlerin bir iç kanaması, sessiz hıçkırıkları ile aşıyorum.
  Taş duvarlarla ne konuşulur? Bunu benim gibi her gün yavaş yavaş kül olan bilir. Duvarlardır yangınım islerime boyanan. Bir insanın gözyaşlarının neler yazdığını belki okuyabilirsiniz, ya benim gibi gözyaşlarını içine akıtanı kim okuyabilir?
Kalemime sığınıp içimi yazıya döküyorum yeniden.
Usul usul geliyorum ey kalem. Ürkütmemekten değil, ürkmekten usul usul geliyorum. Bir sıçrayışın ihtimal hali kokusu damlıyor; yazmak eksiltir.
Susa susa geliyorum ey kâğıt! Farkında olarak değil fark etmeksizin susuyorum.
Ardından dumanı bile tütmeyen bir köz ateş bıraktın ey Şems!...
Bir hayatı karanlıklara boğmak bu kadar kolay mı?...
Yüreğimden kopan bir elin parmak uçlarındaki zehri tadıyorum şimdi...
Kalemlerin yazdığı yazıların mahkûmuyum sevgili...

Çevrimdışı ulviyezfr@hotma

  • Aktif Üye
  • **
  • 6
  • 49
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 6
  • 49
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 17 Şub 2012 11:13:36
Bazen ne yazmaya ne de söylemeğe dilimiz varmaz.Söylemek istediklerimizi anlattığınız için teşekkürler..

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 18 Şub 2012 00:33:37
Adresini Bulamayan Mektuplar--Kimya'dan Şems'ine


Çekmek zorunda kalıyorum çekilmez bilinmezliklerin her birini. Korkum ne kendimden yana , ne senden. Korkum aşkın halleliğine leke düşmesin diye. Hep öne düşüyor başım. Sızım var . Sızlayan sevebilir. Sızan. Ruhumda kan , gözlerimde şafak. Seven örselenir. Yıldızların altında üşür zaman. Yalnızım. Yalnızlığın ayazında içilir çaresizliğin ve söz anlaşılmazlığın zehri. Ne zaman yalnızlığımda bir yolculuğa çıksam , geri dönüşümde kendimle karşılaşıyorum. Sen neredesin ben nerede!

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 18 Şub 2012 01:26:36
  yine gece yine zifiri...özlenen baharda gelemedi beklenen vuslata eremedi hasret ha bugün ha yarın diye diye geçti onca gece onca gün.yalan değil hasrette güzel sen oldukça ucunda ister gel ister gelme der gibi beklemeden özlediğim gibi.
   göçmen kuşlar dönmedi buralara herşey kar altında şimdilik onlar baharı bekliyor ben sonsuz vuslatı.susuyorum bazen gidesim geliyor daha uzağa her gittiğim yere senden bi parça götürmek için seni lime lime içime işlemişliğim gibi.
   susarsam kızma en azından dillenmesin artık yürek deşen sevdam.uzaksın belki buralara hiç görmedin bilmedin anlata anlata bitiremem sensizliği sessizliği zaman geçmede.bitmiyor artık yazdıklarım gelmiyor sonu bazen iki satır bazen iki hece ylıdıza verdiğim ismin gibi.
    ve hiç bir zaman yazılmayacak bazı sözler tıpkı bu mektup gibi.taki ben göçüp sen olana kadar.gidersem de kızma sakın senden uzağa..ve kimse bilmeyecek cemre cemre düşüşünü yüreğime.kimse bilmeyecek içimdeki seni...
   Oralara söyle sana iyi baksın. üzmesin kırmasın kıymasın kimse sana.dualarımdasın.rüyalarımd asın...


çkml

Çevrimdışı handan333

  • Uzman Üye
  • *****
  • 721
  • 2.793
  • 5. Sınıf Öğretmeni
  • 721
  • 2.793
  • 5. Sınıf Öğretmeni
# 18 Şub 2012 07:03:42
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Leyla'ya sordular ;
"Sen mi Kays'ı daha çok sevdin; yoksa o mu seni?"
Kara gözlü, kara saçlı, kara benli Leyla iç geçirdi, üzüldü:
"Dostlar, bu nasıl bir soru, bana böyle bir soruyu nasıl sorarsınız ki?!..
Elbette ben onu daha çok sevdim, onun beni sevdiğinden..."
..."İyi ama Leyla, o senin için deliye döndü,
çöllere düştü, adı Mecnun'a çıktı ve kurtlarla, kuşlarla konuşur oldu..."
"İşte bakın, o gitti, bana olan aşkını ona buna anlattı,
ben ise aha şuracağımda, kalbimin içinde onun aşkını saklayıp durdum,
hiç kimse ile ne paylaştım, ne kimseye dert yandım.
Şimdi siz karar verin, o mu beni daha çok sevmiş; ben mi onu?!...

. Hepimiz genellikle Mecnunuz aslında Leyla olup kendi kendine aşkını ve sevdasını yaşayan o kadar az ki ....
  Hayret   şimdiye kadar hiç ama hiç Leyla gözüyle aşkı düşünmedim ben aşkı hep Mecnun da yaşadım şimdi ise şu yukarıdaki yazıdan sonra Leyla gözü ile aşkı düşünmeye çalışıyorum....Yo yo Leyla olmak çok zor...Mecnun olmaksa daha kolay...

alıntı

Çevrimdışı handan333

  • Uzman Üye
  • *****
  • 721
  • 2.793
  • 5. Sınıf Öğretmeni
  • 721
  • 2.793
  • 5. Sınıf Öğretmeni
# 18 Şub 2012 07:36:02
  Zalim kardeşim bu sayfayı ilk kez bu sabah okudum iyiki deokudum  ne güzel yazmışsın çok ama çok beğendim .
  Aşkı anlatmak için hatta hatta bence yaşamak için aşık olmak lazım yoksa dünua ne kadar boş ve anlamsız olurdu değil mi?
  Bütün yazdıklarını tek tek okudum hepsi çok güzel alıntılar ise yazdıkların kadar güzel .
  Bizleri de dünyana kabul edip bunları paylaştığın için tekrar teşekkürler.
  Hep yaz lütfen ....
  AŞK OLSUN SANA ....Yaşarken gözlerin sadece güzellikleri görsün yoldaşın Rabbimiz olsun gönlünden geçenlerse kaderin olsun güzel kardeşim...

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 18 Şub 2012 13:57:22
 Ablam ne deyim.Allah razı olsun. Güzel bakan güzel görür derlermiş. Maharet bende değil okuyan gözlerde anlayan güzel yüreğinizde. Yine de sağolun.
 Yazdıklarımdan ve alıntılardan daha güzel olan ise; sizin duygu düşünce,güzel dilek ve dualarınız benim için hem dde her daim.Rabbim razı olsun tekrar.

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 21 Şub 2012 11:47:54
       Her şey susmuştu zifiriye boyun eğer gibi.saçaklarda eriyen karın damlaları gönülde hüzün  yaşları.dışarısı içimin suskunluğuna inat avaz avaz haykırıyordu esen poyrazla.susmaktı artık tek yapabildiğim ve beklemek neyi beklediğini bilmeden neden sustuğumu bilmeden yapar gibi.ne beklemek çareydi ne de susmak.ne de bir kuytu köşeye kaçmak.sahi neden susuyordum neyi neden bekliyordum kararlıydım sadece geceye anlatacaktım artık dimağımdaki tüm ütopyaları..
      
       Bekleyecektim tıpkı tüm varlığı ile Allah (c.c) a secde eden tüm doğa tüm tabiat gibi düşecek cemreleri bağrını açıp beklediği gibi.Karın altındaki fidanları nevbaharların beklediği.Bir tazenin doyamadığı yiğidini askerden dönmesini beklediği gibi.Hz.Yusuf’un kuyudan zindandan çıkmayı beklediği gibi şükür ederek susarak en katıksız kelimeler ile dua ederek bekleyecektim bende HASRET min vuslata dönüşmesini.susarak…sessizce…dillendirmeden…beklemeden dönmesini bekleyecektim...demdem susa susa...
      
       Belki de en kolayı buydu geceye sığınmak.yıldızlara benzetmek en güzeline en parlağına isim vererek onunla konuşarak kimsenin haberi olmadan.saat fecr ve seher arasıydı.hivdanurlar yıldızlar hicranlar ve iki parçaya bölünmüş ay.kim bilir kaç kişi bakıyordu aynı anda onlara birbirinden habersiz aynı dua ile farklı dil ile.ama emindim ki hepsinin susup söyleyemedikleri aynı şeydi hasretin sona ermesi.oysa çoğu kendisinden bile gizliyordu kendisinden bile saklıyordu mert olup yazamıyordu. Gururları vardı.benim ise sadece ütopyalarım kavuşmayı istemeyen imkansızlarım.mum ışığında en azından kendime itiraf edebiliyordum  korkmadan.şahidimde vardı yürek yaşlarım. Çok önce öğrenmiştim yürek yanmadıkça göz yaşarmazmış dediklerini.ne kahraman olmadıktı derdim ne de Selimi Selili ne de Yusuf ne de isimsiz biri...özleyen hasretlenen…
      
       Kağıdı kalemi bırakıp bir kahve yapmaktı en iyisi.birde tütün kesemsi alıp sigara sarmak fecrin sehere vedasını izlemek.tütünü sarıp ciğerime hasret çekmek.burcu burcu nefes nefes…bu da en kolay yoluydu saklamanın dumanına sarmak içine çekmek tüm yarım kalanları.şarkısı bile vardı sigaramın dumanına sarsam diye başlayan  gitme dönülmez yollar diye biten…
      
        Tüm düşüncelerden sıyrılarak dokundum gönül yaşları ile ıslanan hiç yazılmayan mektubumun son sayfasına…dilim sustu kalbim kalem oldu…dua dua dua…sadece mutluluğu için söz vermiştim hiç gitmeyecektim üzmeyecektim.mutluluğu için dua edecektim.bunlar gibi binlerce düşünce arasından hepsini bırakıp yine HASRET i seçtim.hem en sevdiğimdi hem en uzak olanım.uyku nedir unutmuştum ya uyursam uykumda unutursam…
      
        Çok iyi biliyordum kimi sevdiysem onu elimden almıştı belki de böyle yazılmıştı kaderim.ne bir tutam isyan ne bir nefes şükürsüzlük.ayetlerin sıcaklığı duaların huzuru vardı HASRET in baş ucunda.olsun varsın iyi olsun sevmeyeyim sevsem bile sevmemiş gibi yapayım Rabbim biliyor ya. Seversem üzerim belki vuslat olur unuturum.ya da Onu’da alırsa benden çok sevdim diye kader. hayır almasın bu sefer ben razıyım haberi olmasa bile onu uzaktan sevmeye beklemeye aynı semanın altında yaşamaya razıyım bu sefer HASRET çekmeye. Varsın bilmesin unuttu desin isterse yeter ki mutlu olsun ha benli ha bensiz…gülüşü değil miydi beni en çok sevindiren.ha benli ha bensiz...
        
        Şikayetim yok derdim yok her şeye rağmen baktığım yerde görmekte güzel.keşke hiç sabah olmasaydı hem o uyusa beni de uyuyor sansalar.kimse görmese yüzümü dört duvardan başka.kimse bilmese içimdeki suskunluğu ve ben beklesem…beklesem…beklesem…mutlu olsa mutlu olsa gülümsese…gül cemali gülleri kıskandırsa ha benli ha bensiz…
      
     Mum tükenmek üzere  bitmek üzere kağıt göz yaşlarım buna inat ha Onlu ha Onsuz… Kalkıp dua etmeliydi sabah ezanını okunurken seherde yıldızları alıp götürürken…cemreler düşerken usul usul gönlüme düşen HASRET gibi.Secdeydi en yakın olduğum yer En Özgeye…Ey rabbim Onu koru… Onu sev…Onu bağışla…sadece istediğim mutlu olmasıydı…"Esselatu hayrun minen nevm" sesi kulağa çarpıp tüm alem secde ettirirken tek duaydı gönlünden akan Rabbim O na huzur ver gönlündekileri O na nasip et,et ki melekler kıskansın gülüşünü…gül cemalini...
      
      İki hece tek kelime huzur,vuslat,dua. Bunlar Onun için benim içinse yarım kalan bir mektup hiç yazılamayan hiç bitmeyecek olan HASRET. Ve neyi olduğunu neden olduğunu bilmeden beklemek…kalemi bıraktığımda aklıma bir şiir geldi mırıldana mırıldana uyumuşum..mektup yarım sevda yarım yollar uzak ha benli ha bensiz ha Onlu ha Onsuz…. Başksı yazmıştı dörtlüğü yazmak istedi mektubun yarım kalan sonuna…sustu sustu sustu.sökün eden yıldızlara yeni doğan şafağa tanyeline güneşe bakarak kapattım gözlerimi… şiir dudaklarımda… sevdam ta en suskunluğumda…beklemek beklemek beklemek…

Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar…
(Üstad)

çkml

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK