Hz. Muhammetin 40 Öğretim Metodu!

Hz. Muhammed'in 40 öğretim usulü
Hz. Muhammed, evrensel bir eğitim-öğretim sistemi getirmiş ve bütün kalpleri, bütün ruhları, bütün akılları, bütün nefisleri ideal ufka yükseltecek bir mesaj sunmuştur. Sadece O’nun getirdiği sistemdir ki hem ruhu, hem aklı hem de nefsi, yükselebilecek en son noktaya ulaştırmıştır.

Efendimizin
1. Efendimiz, söylediği hakikatleri bizzat yaşayarak hayatıyla göstermiştir.
2. Dinî yükümlülükleri tedrîcî (yavaş yavaş, basamak basamak) bir sistemle öğretmiştir.
3. Öğretmede orta yolda durmaya ve insanları bıktırmaktan uzak durmaya riayet etmiştir.
4. Öğrenenler arasındaki kişisel farklılıkları göz önünde bulundurmuştur.
5. Karşılıklı konuşma ve soru-cevap şeklini kullanmıştır.
6. Yanlış düşünceyi söküp atmak ve gerçek doğru bilgiyi net bir şekilde muhatabın kafasına yerleştirmek için aklî ölçüleri kullanmıştır.
7. Muhataplarına soru yöneltmiş, böylece onların zeka ve bilgi seviyelerini ölçmüştür.
8. Mukayese ve örneklendirme metodunu kullanmıştır.
9. Benzetme ve halk arasında yaygın olarak kullanılan örnekleri kullanmıştır.
10. Anlattığı hususu, elinde herhangi bir şey ile yere ve toprağa çizerek bizzat göstermiştir.
11. Sözle beraber jest ve mimiklerini kullanmış ve el ile işaretlerde bulunmuştur.
12. Önemine binaen, halin mümkün kıldığı bir nesneyi bizzat eline almış, eliyle kaldırmış ve arkasından söyleyeceği hususu söylemiştir.
13. Muhataplarından bir soru gelmeden söze önce kendileri başlamıştır.
14. Muhatabının sorusuna eksik ve fazla olmadan cevap vermiştir.
15. Muhatabının sorusuna, onun ihtiyacına binaen sorduğundan daha fazlasıyla cevap vermiştir.
16. Muhatabını, güzel bir hikmete binaen, sorduğu sorudan daha önemli bir hususa yönlendirdiği de olmuştur.
17. Soru soranın sorduğu soruyu tekrarlamasını istemiştir.
18. Muhatabın aldığı cevabı tekrar etmesini istemiştir. Böylece cevap unutulmayacaktır.
19. Bildiği bir husustan dolayı kişiyi imtihan etmiştir ki bununla doğru cevap vereceği için kişiyi sena etmek, övmek istemiştir.
20. Önünde olan bir olaya karşı susma yolunu tercih etmiştir.
21. Öğretme esnasında meydana gelebilecek imkan ve fırsatları değerlendirmiştir.
22. Latife ve şaka yoluyla öğretmeyi tercih etmiştir.
23. Öğrettiği hususu yeminle tekit etmiş perçinlemiştir.
24. Öğretilen hususun önemine binaen sözü üç kere tekrar etmiştir.
25. Konunun önemini oturuşunu ve duruşunu değiştirerek ve sözü tekrar ederek göstermiştir.
26. Cevabı geciktirerek muhatabın sorusunu tekrar etmesini sağlayarak onu uyarmıştır.
27. Muhatabı intibaha sevk etmek için, onu omzundan veya elinden tutmuştur.
28. Muhatabı teşvik için veya onu sıkıntıya sokacak bir durumdan dolayı, bazı hususların gizli kalmasını yeğlemiştir.
29. Söyleyeceği hususun hafızalarda daha iyi yer etmesi veya ezberlenmesi için, sözü kısa ve öz bir şekilde ifade etmiş, daha sonra ise ayrıntılarına geçmiştir.
30. Cevabın birkaç madde ile verileceği durumlarda önce cevabın kaç maddeden oluştuğunu bildirmek için sayıyı söylemiş daha sonra saymıştır.
31. Va’z etme, nasihat etme ve öğüt verme metodunu kullanmıştır.
32. İnsanların şevklerini kamçılama veya neticesi elem verici hususlardan şiddetle uzaklaştırma (Tergib ve terhib) metodunu kullanmıştır.
33. Kıssa ve geçmiş ümmetlere ve insanlara dair haberlerle öğretme metodunu uygulamıştır.
34. Sorunun cevabının muhatabı utandırma ihtimali olan hususlarda önce nazik bir hazırlık süreci hazırlamış ve soruyu öyle cevaplandırmıştır.
35. Sorunun cevabının muhatabı utandırma ihtimali olan hususlarda üstü kapalı olarak kinaye yoluyla ve işaret ederek yetinmiştir.
36. Kadınlara öğretmeyi ve nasihat etmeyi de asla ihmal etmemiştir.
37. Halin gerektirdiği durumlarda öğretme hususunda azarlayıp paylamayı (ta’nif) ve kızmayı (gadab) da ihmal etmemiştir. Ne var ki onun paylaması ve kızması da merhamet yörüngesinde ve ümmetinin selameti için olmuştur.
38. Talim ve tebliğde, kitabeti (yazma metodunu) da kullanmıştır.
39. Yabancı dilleri (mesela Süryaniceyi) öğrenmesi için bazı sahabeleri görevlendirmiştir ki bu husus da günümüzde dünyanın dört bir tarafında İslam’ın güzelliklerini öğrenmek isteyenlere karşı yapılacak vazifenin çok önemli bir basamağını teşkil etmektedir.
40. Bizzat kendi mübarek zatıyla talimde bulunmuştur.

 ALINTIDIR.

sizede bir yerden tanıdık geliyormu?
tam 14 asır önce bunları söylemiş.ve yapmış.
aslında onu örnek aldığımızda sorunların çoğunu yenmiş oluruz.

sizede bir yerden tanıdık geliyormu?
tam 14 asır önce bunları söylemiş.ve yapmış.
aslında onu örnek aldığımızda sorunların çoğunu yenmiş oluruz.

En büyük sorunumuz da bu değil mi ?  Onu tanımamamız. Yada gerçek anlamda tanıyamamış olmamız ve örnek alamamış olmamız. 

evet hocam.son yıllara kadar en azından saygılı davranıyorlardı.ama şimdi terbiyesizce saldırıda bulunuyorlar O'na...densizler.....

Değerli öğretmenim,size çok teşekkür ediyorum.Anımsamama vesile oldunuz.

Allah bizi Hz.Muhammedin ne yolundan ayırsın ne de şefaatinden mahrum etsin. Yoksa halimiz ne olur?

Hz. Muhammed (SAV) her zaman Hakkı ve sabrı tavsiye etmiştir. Yılmamıştır, sabırla davası için çalışmıştır.

Bizim anlayamadığımız ve yeterince tanıyamadığımız Hz Muhammed (sav) için bakın ne güzel tesbitler yapılmış.


Baştanbaşa bütün insanlık tarihi içinde Hz. Muhammed (sav) in şahsiyetine benzeyen tek bir insan mevcut değildir. O'nun elinde bulunan maddi araçlar ne kadar azdı; göstermiş olduğu kahramanlıklar ne kadar büyüktü . Sadece bu yönden tarihi araştırmış olsaydık , Hz. Muhammed (sav)'in isminden başka, bu derece parlak ve bu derece ayan bir isim bulamazdık.

                           Prof. Dr. Stubart
                                (Tarihçi)

erdemc28 Hocam açtığınız konu gerçekten üzerinde düşünülmesi gereken , irdelenmesi gereken bir konu.

Bir önerim var. Bu 40 metodu da irdeyelim, okuyup geçmeyelim . Belki eğitimci olarak farkına varmadan da olsa yaptığımız hatalar  veya eksiklerimiz vardır. Bunlar üzerinden yeniz eğitim teknikleri oluşturabilir miyiz ? Bunun üzerine biraz kafa yoralım .

Ne dersiniz?

Efendimizin
1. Efendimiz, söylediği hakikatleri bizzat yaşayarak hayatıyla göstermiştir. 
2. Dinî yükümlülükleri tedrîcî (yavaş yavaş, basamak basamak) bir sistemle öğretmiştir.
3. Öğretmede orta yolda durmaya ve insanları bıktırmaktan uzak durmaya riayet etmiştir.
4. Öğrenenler arasındaki kişisel farklılıkları göz önünde bulundurmuştur.
5. Karşılıklı konuşma ve soru-cevap şeklini kullanmıştır.

Şimdilik bu beş madde üzerinde yoğulaşabiliriz. 

Ben bu beş maddeyi de az çok bütün öğretmenlerin uygulamaya çalıştığını düşünüyorum.

En azından kaliteli bir eğitim için:

1. Öğretmenin davranışlarıyla iyi bir model oluşturması gerektiğini düşünüyorum.

2. Eğitimde herşeyi bir anda vermek yerine güzel bir sistem kurup , bu sisten çerçevesinde yeri ve zamanı geldiğince verilmesi gerekenlerin verilmesi öğrencilerin gelişimi için çok daha doğru olur herhalde.
Yıllık plan dışında , bir de sınıfın oturmuş bir sistemini olması gerektiğini düşünüyorum.

3 .Öğrencileri bıktıracak tarzda bir yüklenmenin de ters tepeceği düşüncesindeyim. Özellikle bolbol matematik dersi, sayfalarca ödev , tenefüste ödev yaptırma vb.

4.Bu belkide ençok gözardı edilen yöntem. Başarısız bir öğrenci var ise hemen suçu çocukta veya ailesinde ararız.

Acaba , bu çocuğa başka bir yöntem uygulamak gerekir mi? Bu çocuğun derse ilgi duyabilmesi için ne gibi farklı yollar denene bilir? vs.

Buna benzer yöntemlerle çocuğun ilgisi artırılabilir. Motive olmuş bir çocuğa da seviyesine uygun yöntemlerle ders öğretilirse muhtemelen başarı gelecektir.

5. Bu maddeyi de yine tüm öğretmenlerin kullandığına inanıyorum. Faydasına gelince , sınıf içi iletişimi artırdığını düşünüyorum. Öğrencinin daha çok özgüven kazandığına inanıyorum. Derste öğrenilen şeylerin daha kalıcı olacağını düşünüyorum.

Saygılar.

sağolun arkadaşlar.bu tespitler  ne güzel tespit.

Bunları hazırlayanların elllerine kollarına sağlık.O güzeller güzelinin hayatına bakıp ders çıkaracağımız o kadar çok şey var ki.

Benim bildiğime göre Peygamber efendimiz  Hiç bir öğrencisini dövmemiştir. Hele hele yüze asla vurmamıştır.
şimdi ise başı azcık sıkılan yüze bir tokat yapıştırıyor.

Peygamber efendımız alemlere rahmet olarak gönderilmiş. illaki insanlara örnek oluşturacak.
 ama bazıları ne hıkmetse ya anlamıyorlar ya da anlamak ıstemıyorlar. ama peygamberımız kendisini anlamayanları da anlamaya calışıyordu

Aslında sorun  herhalde bakış açımızda . Peygamber Efendimiz (s.a.s) in hayatına orjinal bir bakış açısıyla hiç bakmadık. Yada bakan eserler hep gölgede kaldı.

Peygamber Efendimiz(s.a.s) in hayatı denince herkesin aklına ya yaptığı savaşlar gelir, ya da Peygamber Efendimiz in çevresinde cereyan eden olaylar gelir.

Ama Peygamber Efendimiz (s.a.s) in hayatını okurken veya düşünürken  kişiliği, eğitim metodu, toplum içindeki kaliteli duruşu , aile hayatı, aile hayatı içerisindeki örnek yaşantısı vs. aklımıza pek gelmez. Gelse de çok yüzeysel düşünüp geçeriz.

Hiç düşünmeyiz, bir toplumu sıfırdan bu denli dönüştürmenin sırrı nedir diye. Acaba nasıl bir yöntem uygulamış ki birbirlerinin candüşmanı olan insanlar birbiri için canlarını, mallarını feda eder duruma gelmişler.

Nasıl oluyorda Arap Yarımadasındaki küçük bir şehirden , ordusu bile olmayan , küçük bir topluluk dünyaya hükmedecek büyük bir devlet kurabiliyor.

Bu nasıl bir eğitim sistemidir? Bu nasıl bir stratejidir? Bu nasıl bir müfredattır?

Bir öğretmen tamamen cahil bir  toplumu  birkaç yılda ve mükemmel bir şekilde yetiştiriyor.

Tam bir mükemmellik öyküsü, değil mi?