Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

yazar da kalbimin dili
gizli bir sevda öyküsü
gezinirken  sazın eli
dudağımda sen türküsü


tenin buğday saçın harman
özleyişim duman duman
halimi sorma pek yaman
dudağımda sen türküsü


gönlüm viran kalbim harap
Bir imdat eyler mi Ya Rab
tele dokunurken mızrap
dudağımda sen türküsü


dağlar yüce yol bağlıyor
gidemedim dert eğliyor
sazımda teller ağlıyor
dudağımda sen türküsü

atamadım gönlümü bir mekana
sensiz gökle yer arası  dar bana
dilimin ucuna gelip gelip de
söyleyemediğim bir şey var sana


saplandı kalbime bir sevda oku
anlatamamak aşkı büyük korku
bak gözlerime yar oradan oku
söyleyemediğim bir şey var sana


atamadım gönlümü bir mekana
sensiz gökle yer arası  dar bana
dilimin ucuna gelip gelip de
söyleyemediğim bir şey var sana

atamadım şu gönlümü
gün olup kalp mekanına
sebepsizce girdin ey yar
şu gözlerimin  kanına


yağmur dolu bir bulut ver
bir tebessüm  bir umut ver
zalimliğin unut(u)ver
diri  çıkayım yarına


ateşindir beni yakan
alev alev kalpten çıkan
üfleyip de duman duman
boğulmayım efkarına


yağmur dolu bir bulut ver
bir tebessüm  bir umut ver
zalimliğin unut(u)ver
diri  çıkayım yarına

keder yükü günlerimi ezerken
özüm gözlerine   yakınlık buldu
karanlığın koyusunda yüzerken
yüreğim  seninle aydınlık buldu


esaretin duvarını  sen yıktın
güneş oldun talihime sen çıktın
gözlerime yar  ışık ışık aktın
yüreğim  seninle aydınlık buldu


açılmıştı hüzün keder bohçası
kurtulamam diyordum ya hakçası
kalmadı zulmetin tek bir parçası
yüreğim  seninle aydınlık buldu


esaretin duvarını  sen yıktın
güneş oldun talihime sen çıktın
gözlerime yar  ışık ışık aktın
yüreğim  seninle aydınlık buldu

saçında esen mevsim
sevinçler vesilesi
seninle aramızda
var gönül meselesi


neşemi rüzgar etme
fikrimi efkar etme
gel yarim inkar etme
var gönül meselesi


kalpte ritim tutmuyor
sevdi de unutmuyor
gecede uyutmuyor
ah gönül meselesi


neşemi rüzgar etme
fikrimi efkar etme
gel yarim inkar etme
var gönül meselesi

sensiz bütün şanslarını tepsem
başlangıçların
kanat şakırtılarını duymasam
kırlangıçların
güneşin doğuşunu kaçırsam
yağmur sonrası toprak kokusunu duymasam
ne kaybederim ki…


sensiz ıhlamur ağaçlarının sarısı
ne kadar serindir
erguvanlar çiçek açmış
deniz maviliğini kuşanmış bedenine
parklardaki çeşmelerden yaşama sevinci akıyormuş
sahi umrumda mıdır
senden bir damla yıkamazsa gözlerimi
sensiz hayatı ıskalasam koymaz bana


sensiz  eksik olur mevsimlerin hepsi
günler birbirine karışsa ne yazar
aylardan nisan olsa,mayıs olsa
ne fark eder ki…
sensiz hüzünler beni ne kadar
terk eder ki…


sensiz çok sevdiğim çay bile demli değildir
döktüğüm  bardaklar acır
kalbim uzun seferlerdedir
gözlerim yorgun muhacir
sensiz mülteci bile değilim dünyada
kimliğimde isim hanem boş kalır
sensiz yüreğimin bozkır ikliminde
göç zamanını kaçırmış bir kuş kalır

prangalar dayanmaz
özgürlüğün sesine
toprakla ateş hasret
bir yağmur bestesine


göğe umut ulaşsın
kalplerde aşk dolaşsın
sevinçlerimiz taşsın
bir düğün ertesine
(bir bayram ertesine)

silelim göz yaşımızı
bal edelim aşımızı
koyalım başımızı
bir buğday  destesine


kıymet baha olalım
artıp daha olalım
yeşil vaha olalım
bir çölün  ortasına


göğe umut ulaşsın
kalplerde aşk dolaşsın
sevinçlerimiz taşsın
bir bayram ertesine

yerleştin kor dudağıma
bir özlem türküsü gibi
gönül denen otağıma
yine gel eskisi gibi


sevenler  olmaz ki kinci
yıldızlar dök inci inci
zerk et  yaşama sevinci
yine gül eskisi gibi


sensiz sözlerim şaşalar
ıssız, gönlümde köşeler
bahar ayından neşeler
yine çal eskisi gibi


artık  son ver göz yaşıma
kalbimdeki telaşıma
koy omuzunu başıma
uyuyakal eskisi gibi


ne aşk yaşadık seninle
unutamadım yeminle
aklımı güzelliğinle
yine al eskisi gibi


yerleştin kor dudağıma
bir özlem türküsü gibi
gönül denen otağıma
yine gel eskisi gibi

uzat seher yeli bana elini



uzat seher yeli bana elini
aşamadım yarsiz dağlar belini
geçmiyor gönlümün efkarı bugün
hasretimden yana döndür dilini


hüzünlü bir kuştur öte uçmayan
çiçektir baharda bir gün açmayan
kurşun kurşun değip asla geçmeyen
gurbet bin yaraymış  duyur halimi


sevdalıktır başta bitmeyen öykü
yar yolunda yürümek   ne güzel ülkü
derdimi  anlat yare türkü türkü
mızrabınla titret sazda telimi


uzat seher yeli bana elini
aşamadım yarsiz dağlar belini
geçmiyor gönlümün efkarı bugün
hasretimden yana döndür dilini

bakakaldım yediveren  hüzünle
şehr-i İstanbul’un ben surlarında
gecemde bir yanıp sönen yüzünle
ıslandım ah gurbet yağmurlarında


sensizlik vuruyor dar sokaklara
bir kuş konmuş gördüm ben saçaklara
bilmem ulaşır mıyım şafaklara
ıslandım ah gurbet yağmurlarında


yalnızlar listesinde okunurum
ararsan gözlerinde  bulunurum
uyuma özlemimle  dokunurum
ıslandım ah gurbet yağmurlarında


bakakaldım yediveren  hüzünle
şehr-i İstanbul’un ben surlarında
gecemde bir yanıp sönen yüzünle
ıslandım ah gurbet yağmurlarında

bir serinlik getir bana
göklerinden kanat kanat
bahar kokan ikliminden
gözlerime bir gül uzat


saçın tenimde gezinsin
kokun hüznüme sinsin
bir lahza kederim dinsin
gözlerime bir gül uzat


ayrı kalmışım sesinden
hayat sunan nefesinden
yüreğinin köşesinden
gözlerime bir gül uzat


hasret gönle dolanırken
uçtan  uca ulanırken
öleceğimi sanırken
gözlerime bir gül uzat



bir serinlik getir bana
göklerinden kanat kanat
bahar kokan ikliminden
gözlerime bir gül uzat

bir meçhule yalnız daldım
nefessizim yolda kaldım
halimi görüp kınama
bu acıyı senden aldım


duadayım gün doğarken
ağladım yağmur yağarken
ben de gülmeyi umarken
bu acıyı senden aldım


bir tatlı gülüşe kanma
sen ben gibi nara yanma
başkasından geldi sanma
bu acıyı senden aldım


gecelerde dertler taşar
gönül yanar hüzün pişer
dindirmek de sana düşer
bu acıyı senden aldım

Düşmeden kör karanlığa
El uzat ya Rasulallah
Yolunda doğru yürümek
Bir sanat ya Rasulallah


Merhamet et kirpiğinle
Haşrolayım sevdiğimle
Utandırma dediğimle
Kol kanat ger  Rasulallah


Sünnetinsiz avareyim
Yol bilmez bir divaneyim
Sensizlikte viraneyim
Yap abat  ya Rasulallah


Namaz ekle direğime
Sen eriştir ereğime
Kışta kalmış yüreğime
Bir gül at ya Rasulallah


Hak ışığı ver elime
Dualar kondur dilime
Canım mübarek yoluna
Bir erat ya  Rasulallah


Kulağım doldur ezana
Aç gönlümü fikr izana
Gözlerim koşan Ravzana
Rahvan at ya Rasulallah


Hata nisyan biz beşerde
Amelim  olmasın şerde
Şefaatınla  mahşerde
Bir berat ya Rasulallah


Düşmeden kör karanlığa
El uzat ya Rasulallah
Yolunda doğru yürümek
Bir sanat ya Rasulallah

Yiğit sevdaların başı dik yüreğiyle
Eğilmez sözlerin cefasında sevdim
İki gözün güldüğü gözlerde,
Bir umut canda haz
Sana yakıştırırcasına sevdim.

Ben senin o gözlerinde sevdim.
Sevginin bileşkeli nazınca
Gülerken ağlamayı,
Ağladığım gözlerde gülmeyi sevdim..

dün sensiz bir sehre adım attım babam....
yoktun
sokak lambasının altında bekedim seni
ama yoktun...
elimde valizim
içinde senden arta kalan yıkık dökük anılarım
ve gecmişe ait binlerce pişmanlık
yoktun babam
yoktun..
bugün bayram sabahı ve seni özledim...
uyandım bak üstüme senin en sevdiğin kırmızı hırkam..
kahvaltıda hazır baba...
evimiz sensiz
evimiz ıssız
odada sadece saatin tik tak tik tak sesi
zaman geçiyor
bayram bitiyor
ben ağlıyorum
ama sen hala gelmedin baba...
                                                  S.U