Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

Gecelerce yalnızlık
Kimsecikler yok
Sigaram kahvem ve sessizlik
Muhabbet ediyoruz

Bitti artık yazamıyorum
Aklıma gelmiyor kelimeler
Senle yaşadıklarımıda sildim
Sensizlikte güzelmiş dedim
Geçmişi değil artik
Geleceği  düşünüyorum...

ıslıklarımız terli vedaları koşardı gençliğimize
elleri cebimizde dolaşırdı karanlık çıkmazların ağusu
asfalt tedirgin, cadde titrek bir uykuda huzursuz
her köşe başında bir hatıra vuracaktı sanki alnımızın ortasından
en masum yerimize uzanırdı ölüm

yoksulluğu kadar cahilliğide kutsayan yanılgılar
neo sıfatlı makyajlarıyla yerleşti semtin nasırlı ellerine
bıçağın ince sırtında 1950 model bir chevrolet impala
yalnızlığımızın tohumlarını sürürdü uzun gecelere

Her yer, ankara kadar uzaktı artık


fonda da bu çalsın
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
değerli eğitimhane yöneticilerine selam olsun

Aynasız ve riyasız bi dünya özlemim  var içimde
Bakınca farkedeceğimiz
Bıkınca terkedeceğimiz
Misafir geldik
kokuşmadan gideceğimiz
Başımız  gözümüz üzerinde olsun insan sevgisi
Ve alt yazısız bi hayat.....   

Hayallerim vardı alıp gittin

Sözünü hakça süzen kişi
Özrü neylesin balı neylesin
Hep doğruluktur onun işi
Beyazı neylesin  alı neylesin.

Yoluna çıksa hayat dikeni
Hep yorup bilek bükeni
Sabırla acıdan neşe sökeni
Kanıp neylesin yanıp neylesin

Dalına konsa bülbülün hası
Gönlünde taşır kutlu yası
Emanettir bütün dünyası
Malı neylesin hanı neylesin..

Fesh ettim  sendeki kendimi
Beş duyumu ve sol yanımı
Kürek kemiğim bile kırık ve kırgın
Yenik düştüm...
Özlemeye...
Beklemeye...

bekliyorum güneşin doğmasını
elimde küçük bir dal parçası
sallıyorum sağa sola
güneş doğsa başlayacağım yeni güne.
ayakkabılarım ıslanıyor çimlerin
üstündeki çiğ damlalarıyla
bakıyorum ufka güneş doğmuyor
bekliyorum saatlerdir güneş doğmadı hala
küçük bir kuş sesi geliyor arkamdan
dönüyorum kuşa
güneş karşımda
yine hata mı yaptım
güneşe sırtımı döndüm
gerçeklere sırtımı döndüm
sevdiklerime ve umutlarıma
sırtımı döndüm.
artık bugün de geçti
yeni bir gün yeni bir
güneş doğuşunu bekliyorum,
bu sefer doğru tarafa dönerek.

zaman ilerliyordu
beni beklemeden
bir zaman vardı bir ben
zaman dedi ki seni bekleyemem
benim geçmemi bekleyenler var.

Düştükçe düşüm oldun
Ve düşlerim çoğaldı
Fazla bi şey istemiyorum
Sadece düşlerimdeki sevgimi hisset
Benli bensiz hayallere dalıp gitme

Zor derlerdi de inanmazdim
Sevipte sevilmemek.
Ya da sevildiğini düşünmek
Her şey bir sözle bitermiş
Bu kadar kolaymış vazgeçmek
Yeni günle gelen umutlar
Elbet birgün bitecek
Geride kalan göz yaşı ise
Hiç dinmeyecek...

Dilimden bi ah koptu
Gömüldüm dibe kadar
Kader dedikleri sana kadar
Her sözüm pamuk kadar hafif, karanfilden de ağır değildi
Sızılarıma sağır
Acılarıma sessiz kalırken
Yüreğime basıp göçüp gidenlerden olma ne olur....

Ah ta pot kırıldı ayın aksinde
Kollarının her biri, ada kadar uzaktı aklının ana karasına
Saçma olan sadece aptallığa yansıyan riyanız değil
Kirasını verdiğiniz onurunuzun çamura değen kırmızı eteğiydi
Aptallık susunca mühürlenen bir sıfattı, kaçak güreşinizin kapısında
Sağır raylar ağustos böceklerinin sesinde çınlardı
Fm bandında pilli radyo ve sidik kokulu kompartmanlarda
Henüz tarkan yeni ünlü, liboşların bıyıkları yeni terlemişti
Zamanın sarkacı ruhumuzla bilenirken, giderek keskinleşmekteydi.

"Şeytan azapta"

Bu değerli eserimin tüm teelif haklarını eğitimhane server bakımlarına bağışlıyorum. Fonda da bu çalır.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Uzun  olur gariplerin  duası
Döker içindeki  tum yasi
Hep huzurdur onun rüyası
Dökmeye dil gerek el gerek.

Sildikce  gönül aynasını
Görür  içindeki pası
Biz olur tüm dünyası
Görmeye  öz  gerek göz gerek.

Seherin şerbetini niyaz ile içen
Dertlerine sevgiden urban biçen
Allah dedikçe  kendinden geçen
Duymaya biz gerek söz gerek..

Yüzümün her çizgisinde
Sana harcadığím yılların izi var.....