Kötülük Olmasaydı İyilikte Olmazdı Sözüne Katılıyor Musunuz?

Peki öğretmenim örneğin hırsızlık diyelim.Hırsızlık hepimize göre kötü bir fiildir,kötülüktür.Ancak hırsıza göre de acaba kötü bir fiil midir?

eğer hırsız dediginiz kişi açsa ve bahçenin kenarından yola sarkan daldan bir kiraz kopardıysa(ki göz hakkıdır bu,haram edillemez) bu kötü bir fiil midir? bu kişi yaptığını hırsızlık olarak mı görür? bahçe sahibi için hırsızlık olan bu davranış sizin için ne ifade ediyor?

hırsıza göre de kötü bir fiil olmasaydı gizli saklı yapar mıydı öğretmenim...

O zaman iyilik-kötülük kavramı görecelidir cümlesi genellenebilr mi?

zaman,mekan,olaya göre görecelidir...tabi degiştirilemeyecek durumlarda söz konusu bilerek ve isteyerek adam öldürmek...bu kötülüktür...

eğer hırsız dediginiz kişi açsa ve bahçenin kenarından yola sarkan daldan bir kiraz kopardıysa(ki göz hakkıdır bu,haram edillemez) bu kötü bir fiil midir? bu kişi yaptığını hırsızlık olarak mı görür? bahçe sahibi için hırsızlık olan bu davranış sizin için ne ifade ediyor?

Olayın nedeninin bilinmemesinden dolayı yanlış anlaşılmayı ifade eder öğretmenim.

O zaman iyilik-kötülük kavramının görecelidir cümlesi genellenebilr mi?

net bir çizgi yoktur.devreye kültürler,eğitim,aile....bir çok şey girer.

yanlış algılamalarda iyilik-kötülük kavramında gider gelir...göreceli hale gelir...

O zaman iyilik-kötülük kavramının görecelidir cümlesi genellenebilr mi?

bence evet...
tıpkı ahlak ve etik kavramları gibi...
bazı toplumlarda kötü olan bazı toplumlarda iyi olarak kabul görür...
ama bazı kötülükler vardır ki evrenseldir;tüm dinlerde,tüm öğretilerde ve tüm toplumlarda kabul görmezler...

doganemin öğretmenim güzel paylaşımınız için teşekkürler...yazı çok anlamlı..."“–Efendim, ben, -hâşâ- Cenâb-ı Hak’tan daha âlim, daha hikmet sahibi değilim. Ben âciz bir kulum. İnsan nefsini tanırsa Rabbini daha iyi tanır. Şüphesiz O’nun tesis etmiş olduğu bu dünya hayatında her şeyin bir yeri ve hikmeti vardır. Bana kalmış olsa, ben her şeyi yine olduğu gibi merkezinde bırakır ve takdîr-i Hudâ’dan râzı olurdum.”   sözün bittiği yer...(benim için)

Devrim öğretmenim.
Bu sözü duyunca daha önce okuduğum bir yazı aklıma geldi.Çok uzun olduğu için buraya taşımadım.
Osman Nuri Topbaş Hocaefendi bu konuyu çok iyi anlatmış bence.Siz ne dersiniz?
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Öğretmenlerim değerli fikir ve yorumlarınız için teşekkür ederim.Söylediğim gibi amaç bir fikrin doğru ya da yanlışlığını ifade etmek değil sizlerle bir konuya farklı açılardan farklı yorumlar getirmektir.

kereta öğretmenim haklısınız.Farklı sorular ve düşüncelerle daha güzel bir sohbete dönüşebilir.

Doganemin öğretmenim insan yaratılış gereği çevresine karşı merak içerisindedir.Hz.İbrahim bile Allah'ı, o yokluk zamanında çevresindeki olayları inceleyerek,tefekkür ederek,yorumlayarak,akıl yoluyla bulmuştur.

Katkınızdan dolayı teşekkür ederim.

Haklısınız kereta öğretmenim.Sözün bittiği yer bence de orası.
Beni en çok düşündüren ve etkileyen bölümü de ben paylaşayım müsadenizle.
"Velhâsıl bu âlemde her şey zıddıyla kâimdir. Zıddı olmayan bir şeyin, idrâk edilmesi mümkün değildir. Allâh’ın zâtının beşer idrâkiyle kavranamayışı da O’nun eşi-benzeri olmadığı gibi, zıddının da bulunmayışındandır."
 

Peki öğretmenim örneğin hırsızlık diyelim.Hırsızlık hepimize göre kötü bir fiildir,kötülüktür.Ancak hırsıza göre de acaba kötü bir fiil midir?

Hırsıza göre hırsızlık kötü bir fiil değildir.Ona göre bu dünyada kim hakkıyla para kazanmıştır ki? Herkesin az çok hırsız olduğu bir dünyada bir televizyonun lafı mı olur ki? Hem kendisinden kat kat büyük hırsızların olduğu bir dünyada...Torpilde bir hırsızlık değil midir mesela? Kim der ki ben torpil yaptırdım,insanların hakkını yedim ve ben artık kötü bir insanım diye?

Doganemin öğretmenim insan yaratılış gereği çevresine karşı merak içerisindedir.Hz.İbrahim bile Allah'ı, o yokluk zamanında çevresindeki olayları inceleyerek,tefekkür ederek,yorumlayarak,akıl yoluyla bulmuştur.

Akıl yoluyla hep doğruları mı bulmuş insanoğlu?
Biz dünyayı nasıl idrak ediyoruz? Duyu organlarımız ve akılmızla...
Örneğin akşam gökyüzüne baktığımızda Ay'ı görüyoruz.eğer aklımız olmasaydı biz ay'ı top kadar sanacaktık. Ama aklımız onun uzakta olduğunu bu yüzden onu küçük gördüğümüzü bildiriyor ve biz ona göre düşünüyoruz.
İşte burda can alıcı soru geliyor;
Duyu organlarımızın yanılgılarını düzelten aklımızda,Bize herzaman doğrulara mı yöneltiyor?
Acaba dünyayı algılamada başka yetilerimiz var mı?

Bu anlattıklarım İmam Gazali nin bir kitabından alınıtıdır.
Kitapta akıldan sonraki yetimizin kalp gözü olduğunu anlatıyordu.

Dünyada her şey zıddıyla değer kazanır.
Sevinçlerin hiç anlamı olmaz korunmazdı.Olumsuzluklarında sonu olmaz insan kahrından ölürdü.Fakat zıtlıklar bir nevi insanı hayata,ahirete bağlamakta.Duracağımız noktaları belirlemekte.
dert derman,
gece gündüz,
acı-sevinç,
hayat ölüm,
dünya-ahiret,
savaş-barış,
güzel-çirkin,
doğru-yanlış,
korku-ümit
açlık-tokluk
zenginlik-fakirlik,
iyi-kötü
.......................
hangisi hayatımızda anlamsız ki....

Ne Kadar Kötüyü Görürsek,
iyi İle İlgili Standardımızı Da Ona Göre Aşağı Çekeriz Biraz.
dün İyi Gelmeyen Bir Durum Daha Kötüsünü Görünce İyi Gelebilir.