Mektup ( Çok Komik-mutlaka Okuyun)

   en sonunda ipi bırakmış ama en bırakmaması gereken zamanda...

Hocam nasıl bırakmasın!!! fizik yasaları altüst olmuş 

lazlardan ne isterler anlamam
gazetede öyle bişey yok
laz osman değil ahmet olarak geçiyor.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

İletişim danışmanı arkadaşımız Salim Kadıbeşegil gönderdi. Şantiyelerden birinde meydana gelen bir kaza ile ilgili Duvarcı Ustası Ahmet'in şefine yazdığı bir mektup bu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi kuruluşlarından KİPTAŞ'ın Genel Müdür Yardımcısı Emin Batur Bey ele geçirmiş mektubu... Kaynak sağlam olmasa fıkra zannedip es geçeceğim... Buyrun

"Sayın şantiye şefim;

İş kazası tutanağına planlama hatası diye yazmıştım. Bunu yeterli görmeyerek ayrıntılı anlatmamı istemişsiniz. Şu anda hastanede yatmama neden olan olaylar aynen aşağıda anlattığım gibi olmuştur.

Bildiğiniz gibi ben bir duvar ustasıyım. İnşaatın altıncı katındaki işimi bitirdiğim zaman biraz tuğla artmıştı. Yaklaşık 250 kg kadar olduğunu tahmin ettiğim bu tuğlaları aşağıya indirmek gerekiyordu.

Aşağı indim, bir varil buldum, ona sağlam bir ip bağladım, altıncı kata çıktım. İpi bir çıkrıktan geçirip ucunu aşağıya saldım. Tekrar aşağıya indim ve ipi çekerek varili altıncı kata çıkardım. İpin ucunu sağlam bir yere bağlayıp tekrar yukarı çıktım. Bütün tuğlaları varile doldurdum. Aşağı indim, bağladığım ipin ucunu çözdüm.

İpi çözmemle birlikte birden kendimi havalarda buldum... Nasıl bulmayayım? Ben yaklaşık 70 kiloyum. 250 kilogramlık varil süratle aşağıya düşerken beni yukarı çekti. Heyecan ve şaşkınlıktan ipi bırakmayı akıl edemedim. Yolun yarısında dolu varille çarpıştık. Sağ iki kaburgamın bu sırada kırıldığını sanıyorum. Tam yukarı çıkınca, iki parmağım iple beraber çıkrığa sıkıştı. Parmaklarım da bu sırada kırıldı. Bu esnada yere çarpan varilin dibi çıktı ve tuğlalar etrafa saçıldı...

Varil hafifleyince, bu sefer ben aşağı inmeye varil yukarı çıkmaya başladı ve yolun yarısında yine varille çarpıştık. Sol bacağımın kaval kemiği de bu sırada kırıldı. Can havli ile ipi bırakmayı akıl ettim... Başımı yukarı kaldırdığımda boş varilin süratle üzerime geldiğini gördüm. Kafatasımın da böyle çatladığını sanıyorum.

Bayılmışım, gözümü hastanede açtım. Cenab-ı Hak'tan tüm kullarını böyle görünmez kazalardan korumasını diler, hürmetle ellerinizden öperim." Duvarcı Ustanız Ahmet...

...laz osman...uydurma

Güzelmiş başka mektubu olan varsa yazsın

Amerika'da 22 no'lu karayolunda, devriye görevi yapan bir otoyol polisi arabasyndan yolu takip ederken, bir araba görmüş.
 Bu aracı radarla incelemiş ve minimum 50 km. ile gidilmesi gereken yolda bu aracın tam 22 km./saatle gittiğini fark etmiş.
Bu araba yolu tıkıyormuş Ve aracı durdurup sürücüyü uyarmaya karar vermiş. Ve aracın peşinden gidip aracı durdurmuş,birde ne görsün. Aracı kullanan çok yaşlı bir teyze. Ve aracın arkasındaki koltuklarda da çok korkmuş 3 tane yaşlı teyze daha var.

Polisi görünce yaşlı sürücü: Polis bey çok mu hızlı gidiyordum? Diye endişe ile sormuş. Polis demiş ki; hanımefendi, hızlı değil, aksine çok yavaş gidiyorsunuz Ve bütün otoyol trafiğini etkiliyorsunuz! Radardan gördüğüm kadarıyla 22 km.hızla gidiyorsunuz.

Yaşlı teyze: Ama, otoyolun girişinde 22 yazıyordu ve bende bu hıza uymak istedim! Polis: Teyzeciğim demiş, o 22 otoyolun numarası. Bu yolda min.50 km hızla gitmelisiniz. Kadın tamam, bundan sonra hızlanacağım demiş.

Polis tam kendi arabasına giderken, gözü yine arkada oturan, hiç konuşmayan ve çok korkmuş 3 yaşlı teyzeye kaymış. Ve sormaya karar vermiş sürücüye. Teyzeciğim bir bişey sorabilir miyim? Bu arkada oturan kişilerin nesi var? Çok korkmuş gözüküyorlar, sanki dillerini yutmuşlar gibi!

Kadın şöyle cevap vermiş: valla bende anlamadım, 250 no'lu karayolundan çıktığımızdan beri böyleler...

güzelmiş:)))

saf adamcağızın kırılmadık yeri kalmamış

Çok Güzel.. Teşekkürler.....

allahtan görünmez kazaymış.bir de görünür olsa kimbilir adamın hali ne olacaktı.

  Bu Tip Muhabbetler Sıktı Artık..ne İsterler Karadenizliden Anlamam..en Zeki Ve En Esprili Olanlardır..bir De Saat 12 Muhabbeti Var..güya Espri Yapacaklar Ya..bunu Söyler Dururlar.o Anda Tüm Karadenizlilerin Gözünde, 12 Muhabbeti Yapan Kişi Yerin Dibine Sokulmuştur Zaten..

  dahice bir yorum ..                         

Akıllı adammış. Varille yaptığı maçı ve yediği golleri dakika dakika hatırlıyor.
Ama, görünmez kaza demesi tuhafıma gitti.
Keşek 50 kilo 50 kilo koysaydı varile.
20 de varil gelir.
Böylece eşitlemiş olurdu.
Demek ki yorulunca akıl edememiş ama hastahanede yattığı zamanlarda dinlendiği için , antrenmansız maça çıkmanın sonuçlarının ne olabileciğini hatırlıyor.
Büyük bir tecrübe yaşamış.
Paylaşım için teşekkürler.

       olayı okudum hem güldüm hemde üzüldüm.. ama yorumun daha çok güldürdü...

güzelmiş teşekkürler

  mesele zekilik ve piyasayı elinde bulundurmaksa bırak söylensin bence fıkralar...                    

 Bu Tip Muhabbetler Sıktı Artık..ne İsterler Karadenizliden Anlamam..en Zeki Ve En Esprili Olanlardır..bir De Saat 12 Muhabbeti Var..güya Espri Yapacaklar Ya..bunu Söyler Dururlar.o Anda Tüm Karadenizlilerin Gözünde, 12 Muhabbeti Yapan Kişi Yerin Dibine Sokulmuştur Zaten..

    en çok konuşulanlar dahiler değil mi?...   
  ama iyi olmayan taraf birilerinin gölgeye çekilip görünmezliğini başkasının güneşine tercih etmesi ki yanlış bir durum...olayları olduğu gibi yorumlamazsa insan hoş olmayan durumlara sebep olur...

   şaka mı bu gerçekten olmuş mu?                       

eeeee tahtadan yangın merdiveni yapapılırsa... . yukarıda yazılanlar da olabilir karadenizde...

 müthiş bir durum... neyseki yetişmişsiniz..                         

bende karadenizde çalışıyorum kışın öğrencinin bitanesi yolda gelirken kara gömülmüş ve öyle kalmış yanında gelen birinci sınıf öğrencisi onu öylece bırakıp okula geliyor oğlum ne oldu neden gülüyorsun dedim:) öğretmenim özgür karda boğuluyo diyo koştum kurtardım sormasam sölemicektim

       yani bu moralsızlığa bu sayfalar ancak dost oldu bu akşam yoksa çok sıkılmıştım yorgunluktan ve stressten...

           GERÇEK BİR KAZA
 Yine bizumkilerden biri ; adı Temel,Dursun,Hasan, Ali ya da Veli hiç farketmez...
 Bizimki çekmiş kafayı ,gelmiş gece yarısı eve. Tuvalete gidecek sonrada yatacakken, evin içinde birini görmüş.Karşısına çıkan bu kişiye bi yumruk atmış. Meğerse gördüğü aynadaki kendi yansımasıymış.Tabiiki yumruğu aynaya gelince, ayna kırılmış eli kesilmiş ve kanamaya başlamış. Gürültüye eşi uyanmış, herifinin elini öyle görünce koşmuş, alkollü pamuk yapıp, eşinin yarasına basmış.
 Adamın açık ve kanayan yarası alkolle daha da acımış.Adam sinirlenerek tuvalete atmış pamuğu. Sonra da sıkıştığı için tuvalete oturmuş. Bu arada bir sigara yakmış. Kibritini de deliğe atınca, poposu alkollü pamukla tutuşmuş. Can havliyle fırlayınca kafasını banyo dolabına çarpmış, kafası yarılmış ve kanamaya başlamış.Adamı yüzükoyun yatıran eşi, hemen bir ambülans çağırmış.
 Gelen sağlık ekibi, karşılarında eli kesik,poposu yanık, kafası kanayan adamı görünce şaşkın bir şekilde sedyeyle merdivenlerden indirirken olayın nasıl olduğunu sormuş. Olayı anlatan hastayı dinleyen sağlık ekibi, gülme krizine girince sedyeyi ve üstündeki yaralıyı merdivenlerden düşürmüş.
 Yeni bir ekip gelerek, sonunda adamı hastaneye götürebilmişler.
 Hemşehrimi ziyarete gelen yakın, eş, dost,akraba ve arkadaşlarına eşi hastanede; " Sakın ha gözünüzü seveyim, olayın nasıl olduğunu sormayın ha !" diye sıkı sıkı tembih ediyormuş...