Nazım Hikmet Ran'ın Şiir Ve Sözleri

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.384
  • 224.172
  • 28.384
  • 224.172
# 26 Tem 2012 23:30:28
en bir avuç bebektin
Kimdi süt veren sana,
Hastalandın ölecektin
Kim kanat gerdi sana?
Annen!

Senin minik başını
Avuçlarına alıp
Gece uykusuz kalıp
Kucağında kim salladı
Ağladın, seninle kim ağladı
Annen!

Sana ilk adımını attıran kimdir
Konuşmayı öğretti sana bir bir
Annen!

Sen şimdi giderken okula
Sefertasını kim hazırlar?
Kim bakar arkandan yola?
Sende en çok kimin hakkı var
Kimdir seni en çok seven
Annen!

Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı özisa

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 497
  • 1.626
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 497
  • 1.626
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 27 Tem 2012 00:29:50
Ben Senden Önce Ölmek İsterim

Ben 
senden önce ölmek isterim. 
Gidenin arkasından gelen 
gideni bulacak mı zannediyorsun? 
Ben zannetmiyorum bunu. 
Iyisi mi,beni yaktırırsın, 
odanda ocağın üstüne korsun 
içinde bir kavanozun. 
Kavanoz camdan olsun, 
şeffaf, beyaz camdan olsun 
ki içinde beni gorebilesin 
Fedakarliğimi anlıyorsun 
vazgeçtim toprak olmaktan, 
vazgeçtim çiçek olmaktan 
senin yanında kalabilmek için. 
Ve toz oluyorum 
yaşiyorum yanında senin. 
Sonra, sen de ölünce 
kavanozuma gelirsin. 
Ve orada beraber yaşarız 
külümün içinde külün 
ta ki bir savruk gelin 
yahut vefasız bir torun 
bizi ordan atana kadar... 
Ama biz 
o zamana kadar 
o kadar 
karışacağız 
ki birbirimize, 
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz 
yan yana düşecek. 
Toprağa beraber dalacagız. 
Ve bir gün yabani bir çiçek 
bu toprak parçasndan nemlenip filizlenirse 
sapında muhakkak 
iki çiçek açacak : 
biri sen 
biri de ben. 
Ben 
daha ölümü düşünmüyorum. 
Ben daha bir çocuk doğuracağım 
Hayat taşıyor içimden. 
Kaynıyor kanım. 
Yaşayacağım, ama ,çok, pek çok, 
ama sen de beraber. 
Ama ölüm de korkutmuyor beni. 
Yalnız pek sevimsiz buluyorum 
bizim cenaze şeklini. 
Ben ölünceye kadar da 
Bu düzelir herhalde. 
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde? 
Içimden bir şey : 
belki diyor.

Çevrimiçi okulönceci26

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.626
  • 18.853
  • Okul Öncesi Öğrt.
  • 3.626
  • 18.853
  • Okul Öncesi Öğrt.
# 27 Tem 2012 01:41:42

Tahir olmakta ayıp değil Zühre olmakta..
 Hatta sevda yüzünden ölmekte..
 Bütün iş Tahir ile Zühre olmakta..
 Yani yürekte.
 
[Nazım Hikmet RAN]

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 27 Tem 2012 09:36:45
Aramızda sadece bir derece farkı var,
işte böyle kanaryam,
sen kanatları olan, düşünemeyen kuşsun,
ben elleri olan, düşünebilen adam...

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.501
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.501
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 27 Tem 2012 11:19:33
" Ağır posta paketini , neyin nesi belirsiz , telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi 'seviyorum seni' ... "
 
Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı simsekhanife67

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 27 Tem 2012 21:15:46
  Seviyorum seni,

Çevrimdışı senizkarasah

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.500
  • 26.516
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 5.500
  • 26.516
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 27 Tem 2012 21:34:12
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Dört köşe bir apartmanın
En üst katında
Küçücük kutu gibi bir oda
Perdesiz pencereler
Pencerelerin dışında
Yıldızlı ve uzun geceler

Sen ki ya bir dar ağacında
Can vereceksin
Ya da bir köşe başında
Öleceksin

Sev bakalım delikanlım
Sev sevebildiğin kadar
Benden izin sana delikanlım
Sev sevebildiğin kadar


Belki beni anladın belki anlamadın
Kesiyorum artık sözümü
Belki beni anladın belki anlamadın
İşte geldi beklenen kadın

Sevmek mükemmel iş delikanlım
Sev bakalım
Madem ki kafanda yıldızlı bir gece var
Sev sevebildiğin kadar

              Nazım Hikmet

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 27 Tem 2012 22:13:06

PENCERELER -

Sabaha karşı mıydı bilmiyorum
yoksa akşamüstü müydü
belkide gece yarısı
bilmiyorum
girdi odama pencereler
perdeli perdesiz
ben basma perdeleri severim
ama tül perdeler de vardı
kara ustorlar da
ustorları çekip çekip bırakıyordum
bir daha inmez oldu kimisi
kimisi bir daha çıkamadı yukarı
ve camları kırık pencereler
elimi kestim
kimi camsızdı büsbütün
camsız pencereler içime dokunur
camsız gözlükler gibi

Pencereler
yağmur yağıyordu camlarınıza
kızıl saçları kederli uzun
ben alt dudağımda cıgaram
türkü söylüyordum içimden
yağmur sesini kendi sesimden çok severim

Pencereler
beşinci katta güneşli boşluğunuzda bir deniz
bir deniz mavi yüzük taşından
serçe parmağıma geçirdim usulcacık
üç kere öptüm ağlayarak
öpüp alnıma koydum üç kere

Pencereler
çıktım kırmızı velenseli yataktan
çocuk burnumu dayadım terli camına pencerenin
oda sıcaktı ve genç anamın kokusu vardı odada
dışarda kar yağıyordu
ben kızamık çıkarıyordum

Pencereler
sabaha karşı mıydı bilmiyorum
belki de gece yarısı
bilmiyorum
odamın içindeydi yıldızlar
ve gece kelebekleri gibi
çırpınıyorlardı camlarınızda
ben onlara dokunmaktan çekinerek
açtım sizi pencereler
salıverdim yıldızları geceye
aydınlık sınırsız hür geceye
yapma ayların geçtiği geceye

kurtlar duruyor ayın altında
hasta aç kurtlar
kurtlar duruyor önünde pencerenin
kadife perdeleri kapasam da sımsıkı
ordadırlar bilirim
gözetliyorlar beni

Pencereler
düştüm bir pencereden
bir güzele bakarken
dünya halime güldü
güzel dönüp bakmadı
belki farkında değildi

Pencereler
pencereler
kırk evin penceresi odama girdi
ben oturdum birinin içine
sarkıttım ayaklarımı bulutlara
bahtiyarım
diyebilirdim belki
 
 
 
NAZIM HİKMET

Çevrimdışı senizkarasah

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.500
  • 26.516
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 5.500
  • 26.516
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 28 Tem 2012 09:54:14

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

KARLI KAYIN ORMANINDA
 
Karlı kayın ormanında
yürüyorum geceleyin.
Efkârlıyım, efkârlıyım,
elini ver, nerde elin?

Ayışığı renginde kar,
keçe çizmelerim ağır.
İçimde çalınan ıslık
beni nereye çağırır?

Memleket mi, yıldızlar mı,
gençliğim mi daha uzak?
Kayınların arasında
bir pencere, sarı, sıcak.

Ben ordan geçerken biri :
"Amca, dese, gir içeri."
Girip yerden selâmlasam
hane içindekileri.

Eski takvim hesabıyle
bu sabah başladı bahar.
Geri geldi Memed'ime
yolladığım oyuncaklar.

Kurulmamış zembereği
küskün duruyor kamyonet,
yüzdüremedi leğende
beyaz kotrasını Memet.

Kar tertemiz, kar kabarık,
yürüyorum yumuşacık.
Dün gece on bir buçukta
ölmüş Berut, tanışırdık.

Bende boz bir halısı var
bir de kitabı, imzalı.
Elden ele geçer kitap,
daha yüz yıl yaşar halı.

Yedi tepeli şehrimde
bıraktım gonca gülümü.
Ne ölümden korkmak ayıp,
ne de düşünmek ölümü.

En acayip gücümüzdür,
kahramanlıktır yaşamak :
Öleceğimizi bilip
öleceğimizi mutlak.

Memleket mi, daha uzak,
gençliğim mi, yıldızlar mı?
Bayramoğlu, Bayramoğlu,
ölümden öte köy var mı?

Geceleyin, karlı kayın
ormanında yürüyorum.
Karanlıkta etrafımı
gündüz gibi görüyorum.

Şimdi şurdan saptım mıydı,
şose, tirenyolu, ova.
Yirmi beş kilometreden
pırıl pırıldır Moskova...
 

                                                        14 Mart 1956,
                                                  Moskova, Peredelkino

Çevrimdışı Tolstoyevski

  • B Grubu
  • 24.726
  • 258.501
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 24.726
  • 258.501
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 28 Tem 2012 13:41:56
Pişman değilim yaşadıklarımdan, Öfkem belki de yaşayamadıklarımda...


Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.697
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.697
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 28 Tem 2012 13:50:29
Denizin üstünde ala bulut
 yüzünde gümüş gemi
 içinde sarı balık
 dibinde mavi yosun
 kıyıda bir çıplak adam
 durmuş düşünür.

 Bulut mu olsam,
 gemi mi yoksa?
 Balık mı olsam,
 yosun mu yoksa? ..
 Ne o, ne o, ne o.
 Deniz olunmalı, oğlum,
 bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla.

 Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı senizkarasah

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.500
  • 26.516
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 5.500
  • 26.516
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 28 Tem 2012 19:22:56

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Saat dört yoksun
Saat beş, yok
Altı, yedi, ertesi gün
Daha ertesi
Ve belki kimbilir...
(...)
Kitap okurum
İçinde sen varsın
Şarkı dinlerim
İçinde sen
Oturdum ekmeğimi yerim
Karşımda sen oturursun
Çalışırım,
Karşımda sen
(...)
En güzel deniz,
Henüz gidilmemiş olandır
En güzel çocuk
Henüz büyümedi
En güzel günlerimiz
Henüz yaşamadıklarımız
Ve sana söylemek istediğim
En güzel söz
Henüz söylememiş olduğum sözdür
O şimdi ne yapıyor?
Şu anda şimdi, şimdi, şimdi
Evde mi, sokakta mı?
Çalışıyor mu, uzanmış mı, ayakta mı?
Kolunu kaldırmış olabilir mi, hey gülüm
Beyaz kalın bileğini nasıl da çırçıplak eder bu hareketi
O şimdi ne yapıyor
Şu anda şimdi, şimdi, şimdi
Belki dizinde bir kedi yavrusu var, okşuyor
(...)
Belki de yürüyordur, adımını atmak üzeredir
Her kara günümde onu bana
Tıpış tıpış getiren sevgili
Canımın içi ayaklar
Ve ne düşünüyor, beni mi?
Yoksa ne bileyim
Fasulyenin neden
Bir türlü pişmediğini mi?
Yahut insanların çoğunun neden böyle
Bedbaht olduğunu mu?
O şimdi ne düşünüyor
Şu anda şimdi, şimdi
(...)
Saat dört yoksun
Saat beş, yok
Altı, yedi, ertesi gün
Daha ertesi
Ve belki kimbilir...

Nazım Hikmet Ran

Çevrimdışı duyguaydın

  • Moderatör
  • *****
  • 5.373
  • 125.990
  • 5.373
  • 125.990
# 28 Tem 2012 23:06:42
Benim kelime hazinem çok geniştir derdim. Senin bir kelimene yetemedim. ''GİT'' ne demekti sevgilim ?
 
Nazım Hikmet

Çevrimdışı simsekhanife67

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 3.606
  • 15.113
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 29 Tem 2012 00:25:27
  Ayağa Kalkın Efendiler

Behey! kaburgalarında ateş bir yürek yerine 
idare lambası yanan adam! 
Behey armut satar gibi 
san'atı okkayla satan san'atkar! 
Ettiğin kar 
    kalmayacak yanına! 
soksan da kafanı dükkanına, 
dükkanını yedi kat yerin dibine soksan; 
yine ateşimiz seni 
yağlı saçlarından tutuşturarak 
bir türbe mumu gibi damla damla eritecek! 
Çek elini san'atın yakasından 
                           çek! 
                            Çekiniz! 

Bıyıkları pomadlı ahenginiz 
süzüyor gözlerini hala 
      koyda çıplak yıkanan Leyla'ya karşı! 
Fakat bugün 
       ağzımızdaki ateş borularla 
çalınıyor yeni san'atın marşı! 
Yeter artık Yenicami tıraşı, 
                          yeter! 
Ayağa kalkın efendiler...
NAZIM HİKMET

Çevrimiçi okulönceci26

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.626
  • 18.853
  • Okul Öncesi Öğrt.
  • 3.626
  • 18.853
  • Okul Öncesi Öğrt.
# 29 Tem 2012 01:40:45
Bazen önemli olmamalı gidecek olan yada gelmeyen,
Çünkü bazen,başlaman gerekir herşeye yeniden...

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK