Öğretmen ve Polislere 3.600 Ek Gösterge Artışında Niçin Yol Alınamıyor?
Muhalefet partilerinin seçim beyannamelerinde yer alan 3600 ek gösterge artışı sonunda İktidar Partisini de harekete geçirmiş ve sayın Cumhurbaşkanı seçim beyannamesini açıkladığı konuşmasında; Polis, öğretmen, hemşire ve din görevlilerinin ek göstergelerinin 3.600’e çıkarılacağını ifade etmişti. Ayrıca, idarecilerin de emeklilik ek göstergelerinin 3.600’e çıkarılacağı açıklanmıştı. Gelinen noktada bu işin çok boyutlu ve çok kapsamlı bir çalışmayı gerektirdiği ortaya çıktı. Çalışmanın en önemli boyutu ise elbette ortaya çıkacak maliyet.
Özellikle muhalefet partilerinin hesapsız kitapsız taahhütleri İktidarı sıkıştırma argümanı haline gelmeye başlamıştır. Bu bağlamda polislerin, 2.200 ek göstergenin 3.000 olması bu personel grubunu tatmin etmemişti. Bugünkü yazımızda polis, öğretmen, hemşire ve din görevlilerinin ek göstergelerinin 3600’e çıkarılacağını ifade etmesinin niçin geciktiğini açıklamaya çalışacağız.
3.600 ek gösterge niçin bu kadar önemli?
Seçim beyannamesi metninde yer almayan ama sayın Cumhurbaşkanı’nın konuşma metninde yer alan bu ifadeler adeta sönmüş ümitleri biranda yeşertti. Zira ek göstergeleri 3.000 olan bu personel grubu yıllardır bu taleplerini dillendiriyor ama bir türlü cevap alamıyorlardı. Alamamalarının en büyük sebebi ise bütçeye getireceği yük, büyük bir kesimi ilgilendirmesi ve böyle bir değişikliğin domino etkisi yapacağıydı. Bu düzenleme hem çalışanları, hem emekli olacakları, hem de mevcut emeklileri doğrudan etkileyecektir.
3.600 ek gösterge 5434 sayılı Kanun’a tabi personel açısından anlam ifade etmektedir. Yani 15.10.2008 tarihinden önce memur olanlar açısından önem arzetmektedir. Çünkü, 3.000 ek gösterge ile 3.600 ek gösterge arasında emeklilik açısından oldukça fark vardır. Bunun sebebi ise emekli maaşı hesabında yer alan en önemli parametrelerden birisi olan En Yüksek Devlet Memuru Maaşı’nın (9500*maaş katsayısı) belirli bir oranı ek göstergeye göre belirlenmektedir.
Konuyu daha net hale getirmek gerekirse, 5434 sayılı Kanun’un ek 70’inci maddesine göre; Zam, tazminat ve ödenekler ile benzeri ödemeler toplamına karşılık gelmek üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi En Yüksek Devlet Memuru Aylığı (ek gösterge dahil) brüt tutarının; – Ek göstergesi 8400 ve daha yüksek olanlarda % 240’ına, – Ek göstergesi 7600 (dahil) -8400 (hariç) arasında olanlarda % 200’üne, – Ek göstergesi 6400 (dahil) - 7600 (hariç) arasında olanlarda % 180’ine, – Ek göstergesi 4800 (dahil) - 6400 (hariç) arasında olanlarda % 150’sine, – Ek göstergesi 3600 (dahil) - 4800 (hariç) arasında olanlarda % 130’una, – Ek göstergesi 2200 (dahil) - 3600 (hariç) arasında olanlarda % 70’ine, – Diğerlerinde % 40’ına, tekabül eden miktarı emeklilik keseneğine ve kurum karşılığına tabi tutulmaktadır. Buradaki rakamlar toplu sözleşmeyle 15’er puan arttırılmıştır.
Bu maddeye göre, 3.000 ek göstergeli çalışan bir personelin emekli keseneğine esas tutarına yani 9500*0,11794*% 85 = 1.120 TL ilave edilerek % 14 kesinti yapılırken emekli olan aynı personelin emekli maaşına esas unsurlarına bu tutar kadar ilave edilmektedir.
Bu personelin ek göstergesi 3.600 olduğunda ise 9500*0,11794*% 145 = 1.625 TL ilave edilerek % 14 kesinti yapılırken emekli olan aynı personelin emekli maaşına esas unsurlarına bu tutar kadar ilave edilmektedir. Dolayısıyla çalışırken emekli kesintisi nedeniyle maaşı düşen personel emekli olduğunda maaşına yapılan ilaveden dolayı bayram yapmaktadır. Ayrıca bu tutar emekli ikramiyesi hesabına da yansımaktadır.
Ahmet Ünlü'nün yazısının devamı için tıklayınız...
- 3 14
- 02 Aralık 2018 10:07 10.598
-
Aktif Haberler
-
‘Nihayet, Allah'a verdikleri sözden döndüklerinden ve yalan söylediklerinden dolayı Allah, kendisiyle karşılaşacakları güne kadar onların kalbine nifak (iki yüzlülük) soktu.’ TEVBE SURESİ 77. AYET (DİYANET VAKFI KUR’AN-I KERİM MEALİ)
-
Fıkra Gibi Bir ülkesin Türkiye. Seçimlerde Neleri Vaad Etmediler Geriye Dönüp Bir Bakalım.
-
Seçimlerde İttifak Olmasaydı Yada Parti Yöneticlerinden Biri Tükanı Kapatmasa Erken Emeklilik Bile çıkacaktı.çünkü Yasayı Anormal şekilde Geriye İşlettiler.yani Maç 90 Dakika Başladı Devam Ederken 100 Dakikaya çıkardık Dediler.
3600 çıkacak Ama Belki Gelecek Genel Seçimlere Saklayabilirler. şu Anda Seçmene İhtiyaç Ok.seçim Vaadidi .gelecek Seçimlerde Yerine Getirilmesinde Bir Sakınca Yoktur. -
Verilmeyecek diyenler aciz değil verilecek diyen aciz öyle mi?Verilecek demenin neresi acizlik onu anlamadım.Herkesin görüşü inancı farklıdır.3600 verildiğinde kim aciz göreceksiniz.Bahanelerinizi şimdiden hazırlayın.
-
Boşa Heveslenmeyin .eğitim İkinci Planda Olduğu Sürece Hiç Bir şey Olmaz.
-
''Özellikle muhalefet partilerinin hesapsız kitapsız taahhütleri İktidarı sıkıştırma argümanı haline gelmeye başlamıştır''Öğretmen arkadaşlarım ben bu cümleden bir şey anlamadım.Sizler anladıysanız lütfen yardımcı olur musunuz?
-
Hazine tamtakır..Olmayan bir şeyi veremezler..
-
Vermeyecekleri belli bir şey. Boşuna umutlanmayalım. Ellerinde olsa enflasyonla mücadele deyip maaştan keserler. Sendikalarda yandaş olduğundan kulaklarının üzerine yatıyorlar. Çıkalım şu sendikalardan artık, aidat alıp günlerini gün etmekten başka yaptıkları iş yok. Ha yılbaşı yaklaşıyor, hediye bir kupa gönderirler, 3600 ün ve diğer hakların üstüne soğuk su içeriz. Yeni yılda sopa yemesek birilerinden bari. Sağlıcakla kalın.
-
Bazı yorumcular, verilen söz ile ilgili bir tarih verilmediğini iddia etmektedirler. Halbuki; verilen seçim vaadlerinin yerine getirilmesi gereken tarih, önündeki gelecek diğer bir seçim tarihidir. Bu nedenle; seçim vaadinde bulunan kişi veya kişiler eğer; sözünün eri bir kişi ise, sözünü ne pahasına olursa olsun yerine getirmesi gerekir. Yok; verilen bir vaad sırf oy kaygısı ile verilmiş ve verilen sözün çıkış kaynağı bir başka partiye de ait ise; kazanılan oylar, hak sahiplerine geri verilmelidir. Ama: temennimiz verilen söz ve sözler bir dahaki seçimlere kadar yerine getirilir de herkes mutlu olur.
-
Bir arkadaş demiş ki, biliyorum verilecek. Ama tarih belli değil. Yazık gerçekten. Millet kendi hakkından aciz
-
İktidarın söz veripte sözünü tutmadığı seçim vaadinde bile muhalefet suçlanıyor. Pes artık!!!
-
polisler kesin alacak.Bakanlari çıktı tvde sözümüzün arkasındayız dedi.
-
Mutlu anında tutamayacağın sözü verme.
Kızgın anında felakete sebep olacak karar verme... -
İşte şuraya yazıyorum.3600 verilecek.Her ne kadar bazıları verilmesini istemese de verilecek.Ayını gününü söyleyemem.Zaten söz verilirken tarih belirtilmemişti.
-
Lafonten'den hikayeler olmuş...
-
Malum yetkili sendika yetkili olmaya devam ettiği sürece burada daha çoooook yazıp çizeriz.
-
BİR REKLAM: "Yok, aslında birbirimizden farkımız ama biz Osmanlı Bankası'yız" REKLAMLARI DİNLEDİNİZ.
-
Bu yazı tamanen laf salatası olmuş. Özetle "para yok" diyor. Para yoksa neden söz verildi. Söz vermek yerine "Kaynağı nasıl bulacaksınız" deyip muhalefeti eleştirilseydi o zaman seçim meydanlarında. Gerçi o zaman ekonomi zorda mesajı çıkacaktı ortaya. Neyse bu gidişle 3600 anca 2024'te çıkar. Belki!...
-
" Özellikle muhalefet partilerinin hesapsız kitapsız taahhütleri İktidarı sıkıştırma argümanı haline gelmeye başlamıştır. "
Bu cümleye çok takıldım iktidar hesap yapmadan neden söz veriyor?? Bu sözü tekrar iktidar olmak için vermedi mi?? Yapamayacağın sözü verme o zaman -
Söz en büyük yerden geldi maliye bakanı olmaz diyemez.sırf 3600 nedeniyle oy verenler oldu.
-
Ne kadar boş bir yazı olmuş. Söz verildi artık maliyet hesabına giremezsiniz. Beklenti çok yüksek
-
“Aldatan bizden değildir.” (Müslim, İman, 164)
Hz. Âişe -radıyallâhu anhâ- şöyle buyurur:
“Rasûlullah (s.a.v)’e, yalandan daha kötü ve çirkin gelen bir huy yoktu. Ashâbından birinin herhangi bir hususta azıcık yalan söylediğini duysa, onun tevbe ettiğini öğreninceye kadar kendisini o sahâbîden uzak tutar, fazla görüşmek istemezdi.” (İbn-i Sa’d, I, 378)
Safvân bin Süleym -radıyallâhu anh- anlatıyor:
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e:
“–Mü’min korkak olabilir mi?” diye soruldu.
“–Evet, olabilir!” buyurdular.
“–Mü’min cimri olabilir mi?” diye soruldu.
Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- yine:
“–Evet, olabilir!” buyurdular.
“–Pekâlâ, mü’min yalancı olabilir mi?” diye soruldu.
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bu sefer:
“–Hayır, aslâ!” buyurdular. (Muvatta’, Kelâm, 19; Beyhakî, Şuab, IV, 207)
“Aldatan bizden değildir.” (Müslim, İman, 164)
-
“Aldatan bizden değildir.” (Müslim, İman, 164)
Hz. Âişe -radıyallâhu anhâ- şöyle buyurur:
“Rasûlullah (s.a.v)’e, yalandan daha kötü ve çirkin gelen bir huy yoktu. Ashâbından birinin herhangi bir hususta azıcık yalan söylediğini duysa, onun tevbe ettiğini öğreninceye kadar kendisini o sahâbîden uzak tutar, fazla görüşmek istemezdi.” (İbn-i Sa’d, I, 378)
Safvân bin Süleym -radıyallâhu anh- anlatıyor:
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e:
“–Mü’min korkak olabilir mi?” diye soruldu.
“–Evet, olabilir!” buyurdular.
“–Mü’min cimri olabilir mi?” diye soruldu.
Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- yine:
“–Evet, olabilir!” buyurdular.
“–Pekâlâ, mü’min yalancı olabilir mi?” diye soruldu.
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bu sefer:
“–Hayır, aslâ!” buyurdular. (Muvatta’, Kelâm, 19; Beyhakî, Şuab, IV, 207)
“Aldatan bizden değildir.” (Müslim, İman, 164)
-
Daha önemli (!) konular üzerinde çalışıyorlar . Mesela market poşetlerinin 25 kuruş olması gibi.
-
Şair bu yazısında 3600'ü daha çok bekleriniz mesajını veriyor...
-
Pilotların maaşlarının %70i vergiden muaf tutuldu.Yeni başlayan pilot 25bin tl 10 senesini dolduran zaten 50bin tl maaş alıyor.Öğretmenlerin maaşı da vergiden muaf tutulabilir mesela.
-
Kendilerine süper emeklilik, memura hava civa, bütçeye ekmiş ... Önce kendileri kemer sıkıp bizlere örnek olsunlar.