Öğretmenlik Önce Sevgi Mesleğidir, Hadi Ölçün Bakalım!

Eğitim Sen tarafından yapılan açıklama,

''MEB’in Açıkladığı ‘Öğretmenlik Mesleği Genel Yeterlikleri’ ile Öğretmenlerin ve Eğitimin Niteliğini Arttırmak Mümkün Değildir!

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından geçtiğimiz 9 Haziran 2017 tarihinde resmi gazetede yayınlanan ‘Öğretmen Strateji Belgesi’nde yer alan ‘Öğretmenlik Mesleği Genel Yeterlikleri’ yayınlanmış ve kamuoyu ile paylaşılmıştır. MEB, her ne kadar öğretmenlerin ‘yalnızca eğitim ve öğretim işini gerçekleştiren teknik elemanlar’ değil, ‘öğrencilere ve topluma rol model olacak insanlar olarak görüldüğünü’ belirtse de, açıklanan metnin tamamına bakıldığında, bakanlığın öğretmen yeterliklerini belirlerken tıpkı bir ‘şirket yönetimi’ gibi davrandığını, öğretmenlik mesleğinin tamamen piyasacı ve rekabetçi bir mantıkla ele aldığını görmek mümkündür.

MEB tarafından belirlenen ‘Öğretmenlik Mesleği Genel Yeterliklerinin öğretmenlerin kendi yetkinlik düzeylerini belirlemelerinde, öğretim programlarının düzenlenmesinde, öğretmenlerin mesleğe kabul ve adaylık süreçlerinde, mesleki gelişim ihtiyaçlarının tespit edilmesinde, öğretmenlerin ‘bireysel performansları’nın değerlendirilmesinde, kariyerlerini geliştirmelerinde ve öğretmenlik mesleğinin statüsünün güçlendirilmesi çalışmalarında dikkate alınacak temel referans metni olacağı ifade edilmektedir. Ayrıca üniversitelerin öğretmen yetiştirmeye yönelik programlarında zorunlu ve seçmeli dersler ile ders içeriklerinin belirlenmesinde, derslerde kullanılacak materyallerin tasarımında, öğrenme ortamlarının düzenlenmesinde, fakülte-okul iş birliğinin sağlanmasında, öğretmen yetiştirme süreçlerinin planlanmasında öğretmen yeterliklerinin yol gösterici olması hedeflenmektedir.

Öğretmen yetiştirme ve atama sistemini ‘Performans’, ‘Rekabet’, ‘Verimlilik’, ‘Kariyer’, ‘Kalite’ vb gibi piyasacı kavramlar üzerinden oluşturmak isteyen MEB’in piyasada faaliyet yürüten bir ticari işletme gibi hareket ederek ‘İnsan Kaynakları Yönetimi’ anlayışını referans alan mevcut zihniyetiyle ne öğretmenlerin, ne de eğitimin niteliğini yükseltmesi mümkün değildir.

Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO’ya göre Türkiye, öğretmenlerin ders içeriğine karar vermede (öğretmen özerkliğinde) en az söz sahibi olduğu ülkelerin başında gelmektedir. Bu durum Türkiye’de öğretmenlerin niteliksel gelişiminin önündeki en temel engellerden birisidir. Öğretmenler, kendilerine verilen bilgi ve talimatları öğrencilere olduğu gibi aktaran mekanik birer ‘bilgi aktarıcısı’ ya da iktidarın ‘milli ve manevi hassasiyetlerine’ göre hareket eden ‘robotlar’ değildir. MEB’in öğretmen yetiştirme sürecinden, öğretmen atamalarına, öğretmenlerin mesleki gelişim süreçlerinden, hizmet içi eğitim çalışmalarına kadar hemen her adımda hayata geçirdiği yanlış politikalar nedeniyle Türkiye’de eğitimin niteliği ciddi anlamda bozulmuştur.

Öğretmenlerin gelişimi ve mesleki yeterliliklerinin sağlanmasının temel koşulu, onların yaptıkları işi anlamlı bulmalarına, mesleki özerkliğe sahip olmalarına, okul ikliminin sağlıklı, özgür ve demokratik olmasına bağlıdır. Bu temel özelliklerin olmadığı bir ortamda, eğitime ilişkin her soruna eğitim biliminin değil, iktidarın siyasal ideolojik ihtiyaçları doğrultusunda yaklaşan bir anlayışla öğretmenlerin ve eğitimin niteliğinin artmasını beklemek mümkün değildir.

Öğretmen yeterliliklerinde bilimsel, objektif ve evrensel standartlar yerine, öğretmenleri her açıdan baskı altına alacak olan ‘Performans değerlendirme’ uygulamalarının benimsenmesindeki ısrar, MEB’in asıl niyetinin ‘üzüm yemek’ değil, ‘bağcıyı dövmek’ olduğunu göstermektedir. Öğretmenlerin mesleki yeterliliklerini arttırmak için piyasacı yöntemleri hayata geçirmek, onları objektifliği tartışılır sınavlar, değerlendirmeler ve testlere tabi tutmak, ağır performans baskısı altında angarya çalışmaya yönlendirmek kabul edilemez.

Öğretmenlik mesleğinin tarihte hiç olmadığı kadar değersizleştiği/değersizleştirildiği, mesleki itibarımızın ayaklar altına alındığı bir dönemde, Türkiye’nin dört bir yanında fedakârca görev yapan 900 bini aşkın öğretmenin yaşadığı mesleki, ekonomik ve sosyal sorunlarını görmezden gelerek ‘masa başında’ ve tamamen piyasacı mantıkla hazırlanmış ‘performans değerlendirme ölçütleri’ üzerinden ne öğretmenlerin ne de eğitimin niteliğini arttırmak mümkün değildir.

Öğretmen; insansal değerleri gelişmiş, topluma önderlik eden, bilimsel düşünen, toplumsal ve siyasal olarak etkin, insan ilişkilerinde uzmanlaşmış, sorun çözmeye yatkın, öğrencilerin sosyal ve kültürel durumlarını kavrayan, var olan eşitsizlikleri sorgulayan ve sorgulatan, alanında uzmanlaşmış kişiler olmalıdır. MEB, gerçek anlamda öğretmenlerin niteliklerini arttırmayı hedefliyorsa, öncelikle öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran, öğretmenliği herkesin yapabileceği ‘teknik bir iş’ haline getiren yanlış politika ve uygulamalarına son vermelidir.

Gündeme getirdiği her düzenleme ve uygulamayla eğitim sistemini kaosa sürükleyen, öğretmenleri, öğrencileri ve velileri attığı her adımda mutsuz eden MEB’in, emeğimizi değersizleştiren, mesleki itibarımızı ayaklar altına alan politika ve uygulamalardan vazgeçmedikçe, Türkiye’de öğretmenlerin ve eğitimin niteliğini arttırmak mümkün görünmemektedir.''

  • 17 6
  • 10 Aralık 2017 00:08 3.862
  • Aktif Haberler
  • teacherkids
    11 Aralık 2017 14:51
    5 4
    Hiç unutmuyorum 6.sınıf öğrencisinin yanımdan "şehitler öldü vatan bölündü" diyerek geçişini...yer doğuda bir il. Eğit bakalım öğret doğruyu yanlışı. Ama başına bir il gelirse ben karışmam. Mantık bu.
  • simyacıı
    11 Aralık 2017 10:32
    6 1
    Öğretmenin doğudan kaçma isteğini çok normal görüyorum. En iyi şartlarda görev yapan öğretmenle zor şartlarda görev yapan öğretmenin farkı olmalı bence doğuya teşvik edilmeli. En çok eğitime ihtiyaç duyulan yerlere en deneyimli öğretmenlerin gönderilmesi gerektiğini biliyoruz ama sistemden önce öğretmeni suçluyoruz.(Bu arada doğuda 3.5 yıl görev yaptım)
  • caki1910
    10 Aralık 2017 21:59
    6 0
    carpediem03'e ek olarak kobay yerine denek sözcüğü kullanılmalıydı :)
  • micihtn44
    10 Aralık 2017 21:53
    6 0
    Mesleğin niteliğini arttırmak için iyi niyetli çabalar kimsenin karşı geldiği bir durum değildir fakat bu iş niteliğini arttırayım derken niceliğini ölçmekten öteye gitmeyecektir. Her zaman olduğu gibi eğitime en büyük darbeyi bu işten anlamayıp karar verebilecek yerlerde bulunanlar vermekte...
  • carpediem03
    10 Aralık 2017 21:08
    20 1
    Yazmayayım, yazmayayım diyorum ama dayanamıyorum.
    Öğretmenlik profesyonel meslek diyen adam vicdan yazmasını bilmiyor, noktalama işaretlerini bilmiyor, yazım kurallarını bilmiyor, gelmiş burada profesyonellikten bahsediyor.

    Doğudan yarım dönemde kaçanlar sorgulasın vicdanını, sevgisini, siz zahmet etmeyin.
  • İMPARATOR1
    10 Aralık 2017 20:44
    7 2
    Öğretmenliğe profesyonel meslek gözüyle bakılmasına çok kızıyorum. Ekmek parası için çalışıyoruz arkadaş. Bizler öğretmeniz ve uğraş verdiğimiz şey küçücük yürekler ve bunun içindir ki öğretmenlik vicdan mesleğidir. Bizler CEO ya da GENEL MÜDÜR falan değiliz. Onun için profesyonel bir meslek olarak öğretmenlik nitelendirilemez.Performans’, ‘Rekabet’, ‘Verimlilik’, ‘Kariyer’, ‘Kalite’ vb kavramlarla öğretmenler sıkboğaz edilmemelidir. Saçma sapan Değerlendirme Ölçütleri ile meslekten soğutulmamalıdır....
  • divane
    10 Aralık 2017 20:35
    4 1
    Victory90 hocama katılıyorum bu iş profesyonel bir iş belirili yeterlikleri var kesinlikle ama bunlar mabin açıkladığı öğretmen strateji belgesiyle olçülemez. Hele öğrenci başarısına göre diyorlar. Bu hep felaket olur. Kimse kötü okulda çalışmak istemez.
  • fatars
    10 Aralık 2017 18:22
    13 0
    Yapıyorlar dört duvar birkaç masa sandalye bir tahta
    hadi gidin eğitim verin...
    Üniversitede gördüğümüz yöntem tekniklerin hiçbirini 30- 40-50 kişilik sınıflara uygulayamazsın.
    çoğu idareci devletin okulunun eksiklerini öğretmenlerden para toplayarak karşılamaya çalışıyor. okullara çalışan, kalöriferci gönderilmiyor, okullara ödenek çıkmıyor vesaire vesaire. Malesef okullarımız eğitimde iyi olan ülkelerin okullarına göre çok geri kalmış. Gidip gelip öğretmeni şöyle eğitelim öğretmeni böyle eğitelim.....
    Bir de ücretli öğretmenlik var tarla bitkileri, zooteknik, bankacılık gibi okulları okuyanları öğretmen yapmak...
  • hazanın dünyası
    10 Aralık 2017 12:56
    2 2
    "Öğretmenlik" sürecinin başı yanlış, sonu nasıl doğru olsun; neresini ölçsün neresini biçsin(ler) !
  • reeemat
    10 Aralık 2017 11:50
    6 0
    Sınıftaki eğitim işlerinde "teorik bilgiler" çoğu zaman işe yaramaz. Öğretmeni değerlendiremezsiniz. Teorik bilgileri zaten üniversitede, kpss sınavlarında ölçtünüz. Üniversitelerdeki öğretmen eğitimini çağın gereklerine göre verin yeter.
  • victory90
    10 Aralık 2017 08:38
    13 26
    zaten bu işi vijdan sevgi gibi kelimelerle sömürü noktasına getirdik.Öğretmenlik profesyonel bir meslektir lafa gelince herkes kutsal meslek falan diyor ama doğudaki öğrenciler resmen kobay oldu her gelen öğretmen ilk günden nasıl kaçarım hesabı yapıyor kimse anlatmasın sevgi vijdan kutsal falan fistan geçiniz işinizi yapın adamın karakteri laftan değil icraattan gelir
UYARI: Yayınlanan haberler, Egitimhane.Com'un görüşlerini yansıtmaz. Yazılan yorumlar, onaylanmış olsalar bile yazanın sorumluluğundadır.

Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK