Kesinlikle katılıyorum, insanımızda hemen bir ön yargı, büyük büyük konuşmalar anlamadan dinlemeden.. Dürüstçe, mertçe" bana göre değil, faydalı olamıyorum" diyene bile ne ağır mesajlar yazılmış. Bu halde öğretmenliğe devam etmesi daha mı doğru? Öğretmenlik, hakkıyla yapılınca insanı çökerten bir meslektir; beden gücü, zihin gücü, sabır, moral, dikkat ister.Sağlıklı bir kafa ve vücut ister. Büyük bir şevkle başlayıp kaldıramayanlar olabilir, hayatında zihnini sürekli meşgul eden özel sorunları olanlar olabilir, psikolojisi çökmüş olabilir vs. vs. Kaldı ki bu vaziyetlerde de çalışan pek çok arkadaş var. Her "öğretmenliği bırakacağım" diyen sevmediğinden bırakmıyordur, sevmediğini anladığı için bırakıyorsa da kınamak değil tebrik etmek lazım. Herkes bu mesleği "sevdiği için" mi tercih etti sanki? Aynı şekilde her öğretmenlik yapan severek, isteyerek mi yapıyor, öğretmenlerin yarısı öğretmenlik mezunu bile değil, çalışmak istedikleri alan öğretmenlik olsa idi onu okurlardı.. Tek bildiğimiz kınamak, eleştirmek, ayıplamak..Asıl hak edenlere yapmayız bunu ama.. Hak etmeyenlere, gücümüzün yettiğine yaparız.
Kesinlikle çok haklısınız... Ben de sevmeyerek okudum bu bölümü.Aslında aklımda fikrimde öğretmenlik yoktu.Ama öğretmen oldum,işimi de hakkıyla yapmaya çalışıyorum.Bu yüzden de gerçekten yıprandığımı hissediyorum. Yapmadığım zaman vicdanen rahatsız oluyorum.Her gün diyorum takmayan,boşveren bir öğretmen olacağım bugün diye ama olmuyor...
Forum hangi başlıkla başladı neyle sonuçlandı:-)
her haftasonu bebeğimi babasına kavuşturmak için yollara düşmekten,aynı il içinde birbirimizden 3 saat uzakta yaşamaktan,bir dağ köyünde küçücük bir bebek ile yapayalnız olmaktan,birleştirilmiş sınıf okumaktan,idari işlerden bunuldım artık.ideailizm de, yıllarca eğitimini aldığım mesleğimde umrumda değil! bu hafta ciddi bir şekilde memurluğa geçiş işlemlerini araştırıp en kısa zamanda da evime döneceğim inşallah.yaşadığım il büyük şehir oluyor. Dolayısıyla da pek çok yeni resmi daire açılacak.şansımı sonuna kadar zorlayacağım. bu kararı vicdanla ölçme gafletinde bulunan değerli arkadaşlarım öyle sanıyorum ki evinden,eşinden ayrı kalmanın ne demek olduğunu bilmiyorlar.. ya gece yarısı ateşlenirse ne yaparım bir başıma bu dağ başında? korkusunu tanımıyorlar.. babam nerde? sorusuna cevaben iki damla gözyaşı dökmenin tahribatını anlamıyorlar..beldeden ekmekçi gelmediyse sofraya ekmek koyamamanın eksikliğini bilmiyorlar..(daha fazla yazıp da ezmeyeyim en iyisi bu vicdanlı arkadaşları...)
Şu an 271 kişi ve 2 üye var.