Okulu Eve Taşımayın
Yeni yıl tatili ve sömestir dönemi yaklaşırken "Başarının anahtarı daha çok ödev yapmak mı?" sorusu yeniden gündemde. Uzmanlar, ev ödevlerine ayrılan sürenin başarı getirmediği gibi aile içi strese neden olduğuna dikkat çekti
Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından yayınlanan verilere göre, Türkiye’de öğrenciler haftada ortalama 25.9, Almanya’da 25.5 ve Finlandiya’da ise 24.2 saatlerini okulda geçiriyor. OECD ülkeleri ortalamasına göre bir öğrencinin ödev ve kursları kapsayan okul dışı öğrenme süreçlerine ortalama 17.1 saat ayırdığını belirten İletişim Bilimleri ve Aile İçi İletişim Uzmanı Prof.Dr. Eda Balkaş Erdoğan, “Bu rakam Türkiye’de 24.5. Ülkemizde okulda ya da okul dışında öğrenmeye ayrılan sürenin her 1 saati PISA testindeki 8.3 matematik puanına karşılık geliyor” dedi.
'ÖDEVLER VELİLERE VERİLİYOR'
Uluslararası Matematik ve Fen Trendleri Araştırması (TIMSS) sonuçları incelendiğinde ise, Türkiye’de matematik dersi için 3 saat ve daha fazla ödev yapan öğrencilerin ortalama başarı puanı 466 iken, 45 dakikadan az zaman ayıran öğrencilerin ortalama başarı puanının ise 487 olduğu göze çarpıyor.
Erdoğan, matematik veya fen bilimleri ödevlerine fazla zaman ayırmanın öğrencilerin matematik başarısını artırmadığını söyledi. Ödevleri ailelerin yaptığını belirten Erdoğan, ödevlerin aile içi iletişime de zarar verdiğini aktardı.
ÇÖZÜM 'ÖDEV SÜRESİ'
Ev ödevlerinin 2014 yılından bu yana Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kademeli olarak azaltıldığını belirten Prof.Dr. Erdoğan, "Ülkemizde yapılan araştırmalar, okulda öğrenilen bilgilerin ödevlerden daha etkili olduğunu gösteriyor" dedi.
Duke Üniversitesi Psikoloji ve Sinirbilim Profesörü Harris Cooper’in "1 ile 6’ncı sınıfların başarısında ödevlerin etkisi oldukça sınırlı" söylemini hatırlatan Erdoğan, şunları aktardı: "Eğitim kalitesi yüksek ülkelerde, öğrencilere sınıfıyla doğru orantılı ödevler veriliyor. Öğrencinin sınıfının 10 ile çarpılmasıyla elde edilen bu formül, Avrupa ve Amerika’da kabul görmüş bir ödev süresi hesaplama yöntemidir."
Sevim BÜYÜKTAŞ DEMİR / 
- 1 0
- 27 Aralık 2018 23:23 4.264
-
Aktif Haberler
-
tamam olur
-
Yata yata karpuz buyur fazla yatarsa içi geçer.
Şimdi çalışmadan başarılı olunur gibi bir algı oluşturulmaya çalisiliyor .Edison,eniestein,davinci hayatlarini nasil geçimisler acaba... bu tarz insanların hayat tarzından yola çıkarak bir eğitim modeli oluşturmalıyız. Merak ve hedef odaklı olmalı ki çocuklarımız daha çok çalışsın. Hangi eğitim modeli gelirse gelsin başarılı olmak istiyorsak çalışmalıyız. Bu şu anki sistemde ödev olur sistem gelişir serpilirse araştırma olur üretim olur ama çocuklarımızın çalışması her halükarda şarttır. -
Meslekte 10.senesini bitiren ve aynı zamanda hem öğretmen hem veli olarak şunu diyorum.Çok ödev veren öğretmen iyi öğretmen sanılıyor çok ödev yapan öğrenci de Türkiye derecesi yapacak diye düşünülüyor.Veli olana kadar ödevi çok gerekli buluyordum ama artık çok gereksiz ve hep aynı tür ödevin öğrenciye çok birşey katmadığını gördüm.Sanki ekmek -su gibi hergün ödev vermeye şartlanan meslekdaşlarıma da kızamıyorum çünkü veli istiyor diyor.Ben hergün ödev vermiyorum.Arada veriyorum zaten yapmayan hep yapmıyor.Aile içi ödev kavgaları da cabası.Yani kıssadan hisse kontrol etmeyeceğiniz bir ödevi vermeyin çocuk için hiç anlamı yok.Dostlar alış verişte görsün oluyor...
-
Günümüzde bilgiye ulaşmak artık çok kolay .Dünya artık sorgulayabilen, toplum karşısında konuşabilen özgüveni olan, bir şeyler üretebilen bireyler istiyor .Aşırı derecede ödevler çocuklara sadece sekreterlik görevi yüklemekten öteye geçmiyor veli söylüyor çocuk yapıyor konu pekişsin diye kararında arada bir verilen ödevler faydalı olur düşüncesindeyim. Ama öğretmen veli ve sistem arasında sıkışmış durumda velinin beklentisi var sistem hiç ödev verme diyor. Bu durumda ne miktarda vermeli, hiç vermeyeceksek buna karar vermeliyiz. Herkes ortak hareket etmeli biri verdi biri vermedi olmamalı. Ödev çocuklarda sorumluluk geliştirme verilen görevi yapma gibi kavramların gelişmesine katkı sağlıyor mu yoksa verilen ödevler amacı dışına çıkıp tamamı ile velinin uğraştığı yaptığı bir olaya mı dönüşüyor bunu iyi ayırt etmeliyiz. Ödevler okul konuları yerine çocukların hayal gücünü, zeka seviyesini arttıran, el becerisini geliştiren çalışmalar olmalı ama velinin çalışmayı yapma ile çocuğun yapmasına imkan verdiği çocuğun bizzat işin olduğu çalışmalar olmalı ama bu ince çizgiyi ayırmak çok zor. Bir de gelecek kaygısının olduğu iş bulurken yazılı bilgiye dayalı sınavların olduğu bu ortamda test soru vb. ödevlerden uzak durmakta çok zor iş .
-
Öğrenme amaçlı değil de pekiştirme amaçlı ödevler daha yararlı olacaktır.
-
Finlandiya eğitim sistemine öykünmek, hedef göstermek ülkemiz eğitimcilerinin yaptığı en saçma şey. Biz doğu toplumuyuz, bir türlü kabullenemedik. 5 milyon nüfuslu, öğrenci sayısı birkaç yüz binle ifade edilen bir ülkenin eğitim sistemini bizim ülkemizde hedef göstermek nesillere yazık. Japonya gibi yüksek nüfuslu ve düzen-disipline dayalı eğitim sistemleri ülkemizde daha başarılı olacaktır.( Finlandiya'ya özenmeyip, Japonya'ya özenelim demiyorum. Japonya'nın yaptığı gibi kendi özümüze göre ve mutlaka düzen disipline dayalı özgün eğitim sistemi yapmamız gerek.) Ödev konusuna gelince, ülkemizde kaç çocuk eve gidince ailesi ile özgün bir şekilde araştırma yapıyor, kendini geliştiriyor? Sırf İskandinavlar ödev vermiyor diye ödev yapmak çocukları akranlarından geri bırakıyor diye düşünmek saçmalık. Japonya'nın bilim adamları hayatları boyunca ödev yaparak, sorumluluk alarak bilim adamı oluyor. Zaten batı hayranlığı yüzünden 'öğrenci merkezli' eğitim sistemi adı altında öğrenciye sorumluluk verilmeyen,karışılmayan bir sistem uyguluyoruz. Sadece öğretmenler sesini çıkarıyor ama olan öğrencilerimize oluyor yazık.
-
Hafta içi öğrencilerime ön tarafı okuma, arka tarafı okuduğunu anlama ile ilgili sorulardan oluşan bir tane ödev veriyorum. Hafta sonu da, bu sayı 2 en fazla 3 tane olacak şekilde ödev veriyorum. Fazla ödev vermenin bir şey öğrettiğine inanmıyorum.Bu düşünceye de ancak 9. yılımda ulaşabildim. Ödevin bir şey öğrettiğine inanmıyorum bu yüzden genelde okuma-anlama üzerine ödevler veriyorum. Bunun yanında mutlaka kitap okumalarını isteyip, takip ediyorum.
Günlük arkalı önlü 4 sayfa ödev veren meslektaşlarımı görüyorum. Hafta sonu bu sayı 8-10 oluyor. Bu şekilde fazla verilen ödevler öğrenciye zulümden başka bir şey değil. Zaten öff püfff ede ede yapıyor. Bunun yerine oturup 1 saat kitap okusa inanın daha faydalı.
Çevremden gözlemliyorum, verilen ödevlerde seçicilik de yok. Ödev olsun diye ödev verilmiş. Fotokopinin yarısı okunmayanı mı dersiniz matematik problemlerinde hala YTL yazanı mı.... Sadece ve sadece öğrenci boş kalmasın kafasında verilmiş ödevler gözlemliyorum. Hasılı eğitimhanede zaman geçiren değerli öğretmenlerim, herkesi kendiniz gibi sanmayın
Öyle ödevler görüyorum ki inanın mesleğinizi sorgulattırır.
-
En çok ödev yapan öğrencilerinde japonlar olduğunu belirtelim.Çok ödev değil gerekli ödev diye düşünüyorum (de'yi bitişik yazdım.Niye? O 'de' yi ayrı yazarken hem öğretmenini dinledin; hem test çözdün pekişti. Böylece hatalı olduğunu bir bakışta bildin )
-
Biz ödevi "Evde öğrensin" diye vermiyoruz ki, okulda öğrendikleri pekişsin diye veriyoruz.
-
Vermeyelim o zaman. Piskolojileri bozulmasın.
-
Eğitim kalitesi yüksek ülkeler...... diye devam ediyor. yani bizde pek geçerli değil. eğitim kalitesi yuksek ( genelde finlandiya örnegi verilir ) veli çocuguyla kaliteli vakit geciriyor. bizde veli eline tableti veriyor veya televizyonu izletiyor. aslında öğretmenin veridği ufak bir odev en fazla yarım saat çoğu çocuk ile evebeynin iletişime geçmesini sağlıyor.
veli veliler ise neden ödev verilmiyor diye şikayetçi. çocugu mesgul edecek birseyler arıyor.
-
Son Eklenen Dosyalar
2. Sınıf Matematik Çetele Ve Sıklık Tablolarıyla İlgili Etkinlik 4. Sınıf Türkçe Emanet Ceket Adlı Serbest Okuma Parçası 3. Sınıf Fen Bilimleri Canlılar Dünyasına Yolculuk Ünite Değerlendirme Sınavı 4. Sınıf Sosyal Bilgiler Milli Mücadele Sorular 3. Sınıf Görsel Sanatlar Boyama Sayfaları
Şu an 1.583 kişi ve 112 üye var.
Aktif üyeler için tıklayınız.