Sen, Hayatım Boyunca Karşıma Çıkan En Güzel Şeydin Öğretmenim

Çevrimdışı alicam46

  • Uzman Üye
  • *****
  • 460
  • 2.966
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 460
  • 2.966
  • 1. Sınıf Öğretmeni
06 Eyl 2014 23:43:48
Geçenlerde Cizre’den eski bir öğrencim aradı:

“İlk öğretmenimdin. Okuldan çok korkardım. Bir gün burnum akmış, onu da koluma silmiştim. Yanıma geldin. Okulun ilk günleriydi ve ben her an dayak yiyebileceğimi düşünüyordum. Sırama büzülmüştüm. Elimden tutup beni dışarıya çıkardın. Korkudan ölmek üzereydim. Çok dayak yiyecektim, hem de çok. Beni okulun bahçesindeki çeşmenin başına götürdün. Bana sümkürmemi söyledin.  Yüzümü tertemiz yıkadıktan ve mendilinizle sildikten sonra “Hadi koş sınıfa” dedin. Ayaklarım titreyerek çıktığım sınıfa uçarak girdim.”

Sonra devam etti:

“Sen, hayatım boyunca karşıma çıkan en güzel şeydin öğretmenim…”

…

Telefonu kapattıktan sonra bir süre düşündüm. 23 yıllık öğretmendim ve yüzlerce öğrenci yetiştirmiştim. Sevdiğim bir mesleği yapıyordum ve öğrencilerime iyi bir eğitim vermek için çok büyük çaba harcıyordum.

Yeterli miydim bilmiyordum.

Öğrencisi tarafından aranmanın derin hazzını yaşayan yüreğime biraz sonra “balyoz gibi bir soru” indi…

“Acaba” dedim.

“Acaba öğrencilerim arasında ‘hayatta karşıma çıkan en kötü şeydin’ diyen biri ya da birileri de var mıdır?”

Hani benimle karşılaştığı güne lanet okuyan bir öğrencim olmuş mudur acaba?

“Keşke hiç karşıma çıkmasaydın, hiç dersime girmeseydin, hiç öğretmenim olmasaydın” diyen biri…

Adımı duyduğunda yüzünü buruşturan, yolda gördüğünde başını çeviren öğrencilerim varsa ve bunlardan biri karşıma dikilirse bir gün ve avazı çıktığı kadar bağırırsa:

“Seni hiç sevmedim öğretmenim, seninle olduğum hiçbir gün mutlu olmadım…”

…

Birinci sınıfı okutacak olmanın duygusallığı mıdır bilmiyorum. Sınıfımıza neşeyle, umutla, aşkla, şevkle, ışıl ışıl gözlerle, pırıl pırıl bakışlarla gelen bu çocukları dört yıl sonra, gözlerindeki parıltıyı söndürmeden ailesine teslim edebilecek miyiz acaba?

Dört yıl sonra çocuklarımızı mezun ederken bir anne çıkarsa karşımıza ve sorarsa:

“Çocuğumun gözlerindeki parıltıyı ne yaptın da söndürdün öğretmen?”

Ve bir baba derse:

“…Yavrumun neşesini, umutlarını, hayallerini çalmışsın. Ver onları geri”

…

Öğretmenlik “ateşten gömlek giymekmiş” de haberimiz yokmuş meğer…


Ali ÇAM / [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Kaynak: [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı asumanöz

  • Bilge Üye
  • *****
  • 9.159
  • 20.157
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 9.159
  • 20.157
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 07 Eyl 2014 00:12:30
Hocam siz hep yazın. Daha çok yazin. Biz doya doya okuyalım. Yüreğinize sağlık.

Çevrimdışı alicam46

  • Uzman Üye
  • *****
  • 460
  • 2.966
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 460
  • 2.966
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 07 Eyl 2014 16:59:48
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Hocam siz hep yazın. Daha çok yazin. Biz doya doya okuyalım. Yüreğinize sağlık.

Öğretmenim siz iyi olun, hep iyi olun ve yazdıklarımı okuyarak beni onurlandırın. Ben hep yazarım...

Çevrimdışı SSİTİL

  • Uzman Üye
  • *****
  • 7.454
  • 4.771
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 7.454
  • 4.771
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 07 Eyl 2014 17:12:30
Her karne dağıtışımda ben de bunu düşünürüm.Acaba yeterince sevdim mi!! sevdiler mi !!

Çevrimdışı mavilacivert

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 21
  • 193
  • 21
  • 193
# 07 Eyl 2014 17:30:37
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Geçenlerde Cizre’den eski bir öğrencim aradı:

“İlk öğretmenimdin. Okuldan çok korkardım. Bir gün burnum akmış, onu da koluma silmiştim. Yanıma geldin. Okulun ilk günleriydi ve ben her an dayak yiyebileceğimi düşünüyordum. Sırama büzülmüştüm. Elimden tutup beni dışarıya çıkardın. Korkudan ölmek üzereydim. Çok dayak yiyecektim, hem de çok. Beni okulun bahçesindeki çeşmenin başına götürdün. Bana sümkürmemi söyledin.  Yüzümü tertemiz yıkadıktan ve mendilinizle sildikten sonra “Hadi koş sınıfa” dedin. Ayaklarım titreyerek çıktığım sınıfa uçarak girdim.”

Sonra devam etti:

“Sen, hayatım boyunca karşıma çıkan en güzel şeydin öğretmenim…”

…

Telefonu kapattıktan sonra bir süre düşündüm. 23 yıllık öğretmendim ve yüzlerce öğrenci yetiştirmiştim. Sevdiğim bir mesleği yapıyordum ve öğrencilerime iyi bir eğitim vermek için çok büyük çaba harcıyordum.

Yeterli miydim bilmiyordum.

Öğrencisi tarafından aranmanın derin hazzını yaşayan yüreğime biraz sonra “balyoz gibi bir soru” indi…

“Acaba” dedim.

“Acaba öğrencilerim arasında ‘hayatta karşıma çıkan en kötü şeydin’ diyen biri ya da birileri de var mıdır?”

Hani benimle karşılaştığı güne lanet okuyan bir öğrencim olmuş mudur acaba?

“Keşke hiç karşıma çıkmasaydın, hiç dersime girmeseydin, hiç öğretmenim olmasaydın” diyen biri…

Adımı duyduğunda yüzünü buruşturan, yolda gördüğünde başını çeviren öğrencilerim varsa ve bunlardan biri karşıma dikilirse bir gün ve avazı çıktığı kadar bağırırsa:

“Seni hiç sevmedim öğretmenim, seninle olduğum hiçbir gün mutlu olmadım…”

…

Birinci sınıfı okutacak olmanın duygusallığı mıdır bilmiyorum. Sınıfımıza neşeyle, umutla, aşkla, şevkle, ışıl ışıl gözlerle, pırıl pırıl bakışlarla gelen bu çocukları dört yıl sonra, gözlerindeki parıltıyı söndürmeden ailesine teslim edebilecek miyiz acaba?

Dört yıl sonra çocuklarımızı mezun ederken bir anne çıkarsa karşımıza ve sorarsa:

“Çocuğumun gözlerindeki parıltıyı ne yaptın da söndürdün öğretmen?”

Ve bir baba derse:

“…Yavrumun neşesini, umutlarını, hayallerini çalmışsın. Ver onları geri”

…

Öğretmenlik “ateşten gömlek giymekmiş” de haberimiz yokmuş meğer…


Ali ÇAM / [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Kaynak: [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Çok doğru Hocam yüreğinize sağlık...

Çevrimdışı aydanur89

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.483
  • 1.535
  • 3.483
  • 1.535
# 07 Eyl 2014 18:30:26
superfresh hazır mantı sen hayatımda karşıma çıkan en güzel şeysin iyi ki varsın misafir geldiğinde hep yanımda oldun okuldan aç geldim bi sıcak suyla kaynayıp gönlümü
aldın Allah seni soframdan eksik etmesin ;D

Çevrimdışı alicam46

  • Uzman Üye
  • *****
  • 460
  • 2.966
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 460
  • 2.966
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 07 Eyl 2014 21:21:44
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Her karne dağıtışımda ben de bunu düşünürüm.Acaba yeterince sevdim mi!! sevdiler mi !!

Değil mi ama öğretmenim... Sevdik mi? Sevdiğimizi hissettirdik mi?

Çevrimdışı DURDANE0107

  • Yeni Üye
  • 3
  • 2
  • 3
  • 2
# 24 Ara 2014 21:18:13
yüreğinize sağlık öğretmenim.

Çevrimdışı DURDANE0107

  • Yeni Üye
  • 3
  • 2
  • 3
  • 2
# 24 Ara 2014 21:20:44
yüreğinize sağlık öğretmenim.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.304
  • 223.481
  • 28.304
  • 223.481
# 24 Ara 2014 21:21:46
Öğrencilerimize bunu dedirtebiliyorsak ne mutlu bizlere.

Her gün bam telimize dokunacak böyle yazılar okuyup derse başlasak daha anlamlı olur her şey.
Yüreğinize sağlık öğretmenim.

Çevrimdışı göksenin

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 574
  • 1.669
  • 574
  • 1.669
# 24 Ara 2014 21:23:40
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Geçenlerde Cizre’den eski bir öğrencim aradı:

“İlk öğretmenimdin. Okuldan çok korkardım. Bir gün burnum akmış, onu da koluma silmiştim. Yanıma geldin. Okulun ilk günleriydi ve ben her an dayak yiyebileceğimi düşünüyordum. Sırama büzülmüştüm. Elimden tutup beni dışarıya çıkardın. Korkudan ölmek üzereydim. Çok dayak yiyecektim, hem de çok. Beni okulun bahçesindeki çeşmenin başına götürdün. Bana sümkürmemi söyledin.  Yüzümü tertemiz yıkadıktan ve mendilinizle sildikten sonra “Hadi koş sınıfa” dedin. Ayaklarım titreyerek çıktığım sınıfa uçarak girdim.”

Sonra devam etti:

“Sen, hayatım boyunca karşıma çıkan en güzel şeydin öğretmenim…”

…

Telefonu kapattıktan sonra bir süre düşündüm. 23 yıllık öğretmendim ve yüzlerce öğrenci yetiştirmiştim. Sevdiğim bir mesleği yapıyordum ve öğrencilerime iyi bir eğitim vermek için çok büyük çaba harcıyordum.

Yeterli miydim bilmiyordum.

Öğrencisi tarafından aranmanın derin hazzını yaşayan yüreğime biraz sonra “balyoz gibi bir soru” indi…

“Acaba” dedim.

“Acaba öğrencilerim arasında ‘hayatta karşıma çıkan en kötü şeydin’ diyen biri ya da birileri de var mıdır?”

Hani benimle karşılaştığı güne lanet okuyan bir öğrencim olmuş mudur acaba?

“Keşke hiç karşıma çıkmasaydın, hiç dersime girmeseydin, hiç öğretmenim olmasaydın” diyen biri…

Adımı duyduğunda yüzünü buruşturan, yolda gördüğünde başını çeviren öğrencilerim varsa ve bunlardan biri karşıma dikilirse bir gün ve avazı çıktığı kadar bağırırsa:

“Seni hiç sevmedim öğretmenim, seninle olduğum hiçbir gün mutlu olmadım…”

…

Birinci sınıfı okutacak olmanın duygusallığı mıdır bilmiyorum. Sınıfımıza neşeyle, umutla, aşkla, şevkle, ışıl ışıl gözlerle, pırıl pırıl bakışlarla gelen bu çocukları dört yıl sonra, gözlerindeki parıltıyı söndürmeden ailesine teslim edebilecek miyiz acaba?

Dört yıl sonra çocuklarımızı mezun ederken bir anne çıkarsa karşımıza ve sorarsa:

“Çocuğumun gözlerindeki parıltıyı ne yaptın da söndürdün öğretmen?”

Ve bir baba derse:

“…Yavrumun neşesini, umutlarını, hayallerini çalmışsın. Ver onları geri”

…

Öğretmenlik “ateşten gömlek giymekmiş” de haberimiz yokmuş meğer…


Ali ÇAM / [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Kaynak: [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
yüreğinize ve emeğinize sağlık öğretmenim

Çevrimdışı emineeylul.35

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 593
  • 4.553
  • 593
  • 4.553
# 24 Ara 2014 21:27:14
Bugün yaşadıklarıma ve hissettiklerime tercüman olmuş yazınız.
Elinize ve yüreğinize sağlık öğretmenim..

Çevrimdışı pamiraaa

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 12.351
  • 84.552
  • Özel Eğitim Öğrt.
  • 12.351
  • 84.552
  • Özel Eğitim Öğrt.
# 24 Ara 2014 21:29:46
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Geçenlerde Cizre’den eski bir öğrencim aradı:

“İlk öğretmenimdin. Okuldan çok korkardım. Bir gün burnum akmış, onu da koluma silmiştim. Yanıma geldin. Okulun ilk günleriydi ve ben her an dayak yiyebileceğimi düşünüyordum. Sırama büzülmüştüm. Elimden tutup beni dışarıya çıkardın. Korkudan ölmek üzereydim. Çok dayak yiyecektim, hem de çok. Beni okulun bahçesindeki çeşmenin başına götürdün. Bana sümkürmemi söyledin.  Yüzümü tertemiz yıkadıktan ve mendilinizle sildikten sonra “Hadi koş sınıfa” dedin. Ayaklarım titreyerek çıktığım sınıfa uçarak girdim.”

Sonra devam etti:

“Sen, hayatım boyunca karşıma çıkan en güzel şeydin öğretmenim…”

…

Telefonu kapattıktan sonra bir süre düşündüm. 23 yıllık öğretmendim ve yüzlerce öğrenci yetiştirmiştim. Sevdiğim bir mesleği yapıyordum ve öğrencilerime iyi bir eğitim vermek için çok büyük çaba harcıyordum.

Yeterli miydim bilmiyordum.

Öğrencisi tarafından aranmanın derin hazzını yaşayan yüreğime biraz sonra “balyoz gibi bir soru” indi…

“Acaba” dedim.

“Acaba öğrencilerim arasında ‘hayatta karşıma çıkan en kötü şeydin’ diyen biri ya da birileri de var mıdır?”

Hani benimle karşılaştığı güne lanet okuyan bir öğrencim olmuş mudur acaba?

“Keşke hiç karşıma çıkmasaydın, hiç dersime girmeseydin, hiç öğretmenim olmasaydın” diyen biri…

Adımı duyduğunda yüzünü buruşturan, yolda gördüğünde başını çeviren öğrencilerim varsa ve bunlardan biri karşıma dikilirse bir gün ve avazı çıktığı kadar bağırırsa:

“Seni hiç sevmedim öğretmenim, seninle olduğum hiçbir gün mutlu olmadım…”

…

Birinci sınıfı okutacak olmanın duygusallığı mıdır bilmiyorum. Sınıfımıza neşeyle, umutla, aşkla, şevkle, ışıl ışıl gözlerle, pırıl pırıl bakışlarla gelen bu çocukları dört yıl sonra, gözlerindeki parıltıyı söndürmeden ailesine teslim edebilecek miyiz acaba?

Dört yıl sonra çocuklarımızı mezun ederken bir anne çıkarsa karşımıza ve sorarsa:

“Çocuğumun gözlerindeki parıltıyı ne yaptın da söndürdün öğretmen?”

Ve bir baba derse:

“…Yavrumun neşesini, umutlarını, hayallerini çalmışsın. Ver onları geri”

…

Öğretmenlik “ateşten gömlek giymekmiş” de haberimiz yokmuş meğer…


Ali ÇAM / [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Kaynak: [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çok güzel.Teşekkürler öğretmenim.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK