Sendikalar Çankaya Köşkü'nde Bir Araya Geldi

Başbakan Davutoğlu, işçi ve memur sendikalarının temsilcileriyle Çankaya Köşkü’nde bir araya geldi.

“Çalışma barışının esası sağlıklı diyalog”

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Çankaya Köşkü'ndeki öğle yemeğinde işçi ve memur sendikalarının temsilcileriyle bir araya geldi.

Konuşmasına, 1 Mayıs Emek Bayramı'nın şimdiden bütün emekçilere hayırlı olmasını dileyerek başlayan Davutoğlu, sevgi ve alın teriyle emek ve değer üreten bütün işçileri tebrik etti.

Türkiye'de, çalışma barışı ile demokrasinin paralel bir gelişme içinde birbirini tamamladığını vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Demokrasinin olduğu yerde çalışma barışı, çalışma barışının olduğu yerde gerçek demokratik özgürlükler olabilir. Eski Türkiye'de grev, lokavt, işten çıkarma, sağlıksız toplu sözleşme, kavga, çatışma, örgütlenmenin önündeki engeller, paranın pul olduğu yüksek enflasyon çalışma hayatını son derece olumsuz etkiliyordu, gerilimli bir çalışma ortamı ortaya çıkartıyordu. Yapılan toplu sözleşmeler, sözleşme süreci bitmeden enflasyon ve devalüasyonla anlamsızlaşıyordu. İşçi, işveren ve devlet hemen hemen her vesileyle karşıya geliyor, kutuplaşmalar oluyordu. Allah'a şükürler olsun ki demokratik istikrar hayata hakim oldukça çalışma hayatımızda da barış egemen oldu. Bu bağlamda demokratik istikrar en önemli kavramlarımızdan biridir. İstikrar olur demokrasi olmazsa totaliter yapılar olur. Demokrasi olur, istikrar olmazsa demokrasiyi sürdürülebilir kılamayız. AK Parti iktidarları döneminde bu iki hususu bir araya getirerek demokratik istikrarı sağladık."

Davutoğlu, 27 Nisan 2007'de Türkiye'de vesayetçi sistemin tekrar e-muhtırayla geri getirilmek istendiğine işaret etti.

Davutoğlu, "Ama son derece dirayetli tutumla Sayın Cumhurbaşkanımız, o zaman Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı olarak ve demokratik zihniyete sahip parlamenterlerimizle bu vesayetçi sistemin tekrar ortaya çıkmasına, hortlamasına izin verilmedi. 27 Nisan e-muhtıra karşısında onurlu tavrı sergileyen bütün siyasetçilerimize bir kere daha teşekkürü borç biliyorum. Demokrasi, insan onuruyla kaimdir. En büyük önceliğimiz, insan onuru olmuştur ve insan onurunu demokrasiyle yaşanır kılmak olmuştur. Bizim önceliğimiz bu anlamda insan onurunun ayrılmaz bir parçası olan emeğin onurudur." ifadesini kullandı.

"ÇALIŞMA BARIŞININ ESASI DA SAĞLIKLI DİYALOGDUR"


"İşçinin, memurun, emekçinin temsilcileriyle bir arada olmak, bizler için hem bir onur hem bir gereklilik çünkü emek bizim inanç dünyamızda kutsaldır, mukaddestir." diyen Davutoğlu, dünyada helal lokmadan daha şerefli, daha hayati, daha mühim ve daha onurlu herhangi bir şey olmadığını vurguladı.

Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizim inanç sistemimizde insan için sadece emeğin, gayretin, alın terinin karşılığı vardır. Yine biz biliriz ki hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlı bir şey yememiştir. Bu sebeple işçinin, memurun, emekçinin gönlümüzde başka bir yeri var. Helal lokma için emek, gayret sarf eden, bedenen, zihnen çalışan, gecesini gündüzüne katan herkes başımızın tacıdır. Bu helal rızık yoluna çıkmış olan bütün emekçilerimiz, en çok saygı duyduğumuz kesimlerimizdir. Çoluk çocuğun nafakasını temin etmek için çalışan, ter döken bir babanın, annenin elleri öpülesi ellerdir. Bu anlamda emek ve alın teri zaten barışı, hoşgörüyü, diyaloğu beraberinde getiriyor. İşçinin, memurun, emekçinin temsilcileriyle bir arada olmak bizler için hem bir gereklilik hem de bir ayrıcalıktır. Çalışma hayatımızın en büyük ihtiyacı da bu diyalog ortamı. Çalışma barışının esası da sağlıklı diyalogdur."

Sağlıklı diyaloğun, bir işletmenin iç düzeni ve başarısındaki önemi kadar bir ülkenin topyekun çalışma hayatının düzeni, istikrarı için de en öncelikli şartların başında geldiğini vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Bizler toplumla kavgalı değil topluma hizmeti esas alan bir siyaseti temsil ediyoruz. Her türlü mevzuat çalışmasını, sosyal taraflarla müzakere ettikten sonra yasalaştırıyor, hayata geçiriyoruz. Bu vesileyle sizlerle Başbakan olarak birçok kere bir araya gelip bütün yasaları istişare etmiş olmaktan da büyük memnuniyet duyuyorum. Karşılaşılan her sorunu, her kesimin görüşünü aldığımız bir süreç sonunda çözüme kavuşturuyoruz. Bu her zaman, eskiden böyle değildi. Ceberut zihniyetin, hemen her kesimin olduğu gibi emekçi sınıfının en tabii hakkını elinden almaya çalıştığı bir Türkiye vardı. İşçinin, emekçinin hak ve özgürlüklerinin bastırıldığı, sendikal faaliyetlere anlamsız sınırlandırmalar, makul olmayan kısıtlamalar getirildiği bir Türkiye vardı."

Başbakan Davutoğlu, yıllarca 1 Mayıs'ın çatışmanın ve kargaşanın malzemesi yapıldığını belirterek, 1 Mayıs 1977 olaylarını çok iyi hatırladığını, farklı görüşlerdeki pek çok arkadaşının o kutlamalara katıldığını ve olaylar nedeniyle yaşanan acıların kendilerini derinden etkilediğini hatırlattı.

Orada hayatını kaybedenleri rahmetle andığını ifade eden Davutoğlu, "Çok acılar yaşadık, büyük uzlaşı ve coşkuyla bayram havasında kutlanması gereken 1 Mayıs Emek Günü maalesef üzücü olaylara, ayrıştırıcı duygulara vesile kılındı. Bizi birleştirmesi gereken günler maalesef yıllar yılı ayrıştırıcı bir işlev gördü. Artık buna bir son vermemiz gerekiyor. Biz birlik ve beraberlik içinde bugünleri kutladıkça, emin onun hiçbir odak bu güzel ülkenin geleceğini gölgelemeyecek, karartamayacak." diye konuştu.

1 Mayıs için işçi ve memur konfederasyonları ile bir çalışma yaptıklarını anlatan Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İşçi, memur konfederasyonlarımızla yaptığımız istişareler neticesinde 1 Mayıs'ı gerilim ve çatışma alanı olmaktan çıkarıp, birlik ve kardeşlik günü kılacak güzel bir mutabakat sağlandı. Bunun bir gelenek hale gelmesini, her 1 Mayıs öncesinde bu sofrada buluşup, işçi ve emekçi kardeşlerimizin sorunlarını hep beraber istişare etmeyi gönülden arzu ediyorum. Bu uzlaşma neticesinde bu sene meydanlarımız inşallah 1 Mayıs'ı barış içinde kutlayacak. Barış içinde, hiçbir çatışma, gerilim olmadan 1 Mayıs Emek Günü kutlanmasına büyük önem veriyoruz. Her bir konfederasyonumuz ayrı illerimizde bir araya gelecek ve kutlayacak. Türk-İş sembolik bir şehrimizde, Çanakkale'mizde, 1 Mayıs'ı kutlama kararı aldı. Kendilerine teşekkür ediyoruz. Hak-İş, Sakarya'da, yine milli birliğimizin, beraberliğimizin harmanlanmış bir şehrinde Sakarya'da kutlayacak. Memur-Sen, Kahramanmaraş'ta kutlayacak. Bunlar yine sembolik olarak çok önem verdiğimiz güzel şehrimizde, DİSK, KESK, Türk Tabipler Birliği, Türkiye Mimar, Mühendisler Odaları Birliği ve paydaşları da Bakırköy'de bu sene kutlama kararı aldılar. "

Davutoğlu, böyle bir uzlaşının ortaya çıkmasından dolayı büyük bir memnuniyet duyduğunu, meydanlarda barış, huzur içinde bir kutlama yapılmasının herkesin ortak dileği olduğunu vurgulayarak, "Provokasyon yapanlar çıkabilir, birtakım bunu fırsat bilerek, Türkiye'deki güvenlik ortamını tehdit etmek isteyenler çıkabilir, burada bizim en büyük güvencemiz işçilerimizin, emekçilerimizin bu konuda gösterecekleri dirayettir. Bu sene 1 Mayıs Emek Günü'nün tam bir uzlaşı kültürü içinde kutlanması gelecek yıllara da örnek teşkil edecektir. Bir daha hiçbir şekilde, 1 Mayıs 1977'de yaşananlara benzer olayların yaşanmaması için bu anlayış ve uzlaşı kültürünün sürdürülebilir kılınması lazım." değerlendirmesinde bulundu.

Uzlaşı sürecinde emeğin hukukunu koruma davasında sendikaların büyük desteğini gördüklerini aktaran Davutoğlu, "Sendikalarımıza, emeğin hukukunu ve geniş kitlelerin hukukunu korumada gösterdikleri hassasiyet dolayısıyla bir kez daha teşekkür ediyorum. Demokrasiye, insan hak ve özgürlüklerine verdikleri destekten dolayı bütün sendikalarımızı ve her birinizi tebrik ediyorum." diye konuştu.

Başbakan Davutoğlu, sendika temsilcilerinin görüş ve önerilerini bugüne kadar can kulağıyla dinlediklerini ve dinlemeye de devam edeceklerini bildirdi.

KAMUDA ÖZEL SÖZLEŞMELİ PERSONEL MODELİ

Kamuda alt işveren yanında gerek asıl işlerde gerek yardımcı işlerde çalışanların kamuya alınacağı yönündeki çalışma hakkında da bilgi veren Başbakan Davutoğlu, son Bakanlar Kurulu'nda konunun enine boyuna tartışıldığını aktararak, şunları söyledi:

"Bu konuda hazırlamış olduğumuz tasarıyı önümüzdeki günlerde TBMM'ye sunacağız. Hazırladığımız tasarıyla kamu idareleri için yeni bir sözleşmeli personel istihdam modeli oluşturuyoruz. Bundan sonraki süreçte kamuda ihtiyaç duyulacak destek hizmetleri, diğer bazı hizmetler bu model kapsamında istihdam edilecek, özel sözleşmeli personel eliyle yürütülecek. Bu model kapsamında istihdam edileceklerle, 3 yıllık sözleşme imzalanacak. Kamuda 1 Kasım 2015 tarihi itibarıyla alt işveren yanında çalışmakta olanlardan şartları taşıyanlar yeni oluşturulan özel sözleşmeli personel modeline geçirilecek. Böylece bunların öngörülen geçiş süreci sonunda kamuda istihdamları sağlanmış olacaktır. Düzenleme sonrası bunlar kamu personeli olacaklar. Bu şekilde kamuda istihdam edilenler almakta oldukları ücretlerle beraber halen bulundukları yerlerde çalışmaya devam edecekler. Bunlar kamu ücretlerinin ücret artışlarından da yararlanacaklar. Ayrıca aile yardımı, yemek yardımı ve giyecek yardımı gibi sosyal hak ve yardımlardan da yararlanabilecekler. Bunların kamu idarelerinde alt işveren yanında geçirdikleri kıdem tazminatına ilişkin, hizmet süreleri yeni sistemdeki iş sonu tazminatına esas süre eklenmek suretiyle bu hakları korunacak. Kamu personeli olması nedeniyle, mali ve sosyal hakları her ay düzenli bir şekilde ödenecek, ödemelerinde herhangi bir gecikme ve noksanlık olmayacak. Kamu görevlileri sendikalarına üye olabilecekler ve bu kapsamdaki toplu sözleşmelerden de yararlanabilecekler."

Toplumun her kesiminin refah ve huzur içinde yaşadığı, işçinin, esnafın, çiftçinin ürettiği ve ürettiğinin karşılığını aldığı müreffeh kalkınmış bir Türkiye için gece gündüz çalıştıklarını ifade eden Davutoğlu, bu gaye ile 14 yılda demokrasinin ve ekonomik büyümenin önündeki engelleri bir bir kaldırdıklarını, insan hak ve özgürlüklerini genişlettiklerini, krizlerle boğuşan Türkiye'yi kalkındırdıklarını vurguladı.

Bir yandan Türkiye'de yatırım ve üretimi teşvik ettiklerini, bir yandan da daha adil bir bölüşüm için gerekli düzenlemeleri hayata geçirdiklerini bildiren Başbakan Davutoğlu, "Dış ticaret, uluslararası yatırım, turizm, istihdam gibi alanlarda rekorlar kırdık, ekonomimizi şaha kaldırdık. İşçimizin emeğinin karşılığını verdik, çalışma şartlarını iyileştirdik. Gece gündüz demeden, durmadan, yorulmadan insanımızın refah ve huzuru için çalıştık." değerlendirmesinde bulundu.

Davutoğlu, Türkiye'nin 2015 yılında yüzde 4'lük büyüme ile Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ülkeler ortalamasının iki katından daha fazla büyüme gösterdiğini belirterek, Türkiye'yi her alanda büyüttüklerini, büyürken de insanın refahını yükselttiklerini kaydetti.

“KADINLARIN İŞ GÜCÜNE KATILIM ORANI ARTTI”

Davutoğlu, çalışmalarını teşvik eden düzenlemeler sonucunda kadınların iş gücüne katılım oranlarını arttırdıklarını bildirdi.

Kadınların iş gücüne katılım oranının 2007 yılında yüzde 23 olduğunu, bu oranın 2015 yılında yüzde 31,5 seviyesine yükseldiğini belirten Davutoğlu, AK Parti hükümetlerinin aldığı tedbirler, teşvik uygulamaları ve doğru ekonomik politikalar sayesinde çalışma hayatında kayıt dışılığın önemli ölçüde azaltıldığını aktardı.

"İktidara geldiğimizde yüzde 52 civarında kayıt dışı istihdam oranını yüzde 31 seviyesine düşürdük" diyen Davutoğlu, yapılan çalışmalar sonucunda artık daha fazla çalışan, iş gücüne katılan, emek veren, alın teri döken ve değer üreten bir Türkiye olduğunu vurguladı.

Davutoğlu, bir yandan Türkiye'yi kalkındırırken bir yandan da emekçilerin hak ve özgürlüklerini genişlettiklerine işaret ederek, "Gerilimlere, çatışmalara bir son verdik. Yıkılmaz denilen tabuları birer birer yıktık. Her yıl 1 Nisan gününden itibaren 1 Mayıs gerilimi yaşanmaya başlardı. 1 Mayıs tabusunu ortadan kaldırdık ve 1 Mayıs'ı Emek ve Dayanışma Günü olarak resmi tatil ilan ettik. Türkiye'ye yakışmayan bu ayıbı ortadan kaldırdık." diye konuştu.

Örgütlenme özgürlüğünü sağlayan Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nu 2012 yılında hayata geçirdiklerini anımsatan Davutoğlu, bu kanunla demokratik toplumların en önemli unsurlarından bir olan sendikalarda çağdaş standartları yerleştirdiklerini, sendika kurmanın ve sendikaya üye olmanında önündeki birçok engeli kaldırdıklarına değindi.

Sendika temsilcileri ve sendika yöneticilerinin güvencelerini artırdıklarını vurgulayan Davutoğlu, sendikalara, faaliyetlerini serbestçe, kendi tüzüklerine göre belirleme hakkı tanıdıklarını ifadesini kullandı.

Başbakan Davutoğlu, sendikalarla ilgili kanunlarda yapılan düzenlemelere ilişkin de bilgi verdi.

Sigortalı sayısının 12 milyondan 21 milyonun üzerine çıktığına dikkati çeken Davutoğlu, şöyle devam etti:

"İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası'nı yürülüğe koyduk. Sağlıktan yararlanma koşullarını iyileştirdik. SSK'lılar 90 gün, BAĞ-KUR'lular 240 gün bekliyordu, bekleme süresini 30 güne indirdik. Genel Sağlık Sigortasını hayata geçirdik. Ulusal İstihdam Stratejisini 2014 yılında uygulamaya başladık. Kamuda çalışan 214 bin geçici işçimizi sürekli işçi kadrosuna geçirdik. Özelleştirme nedeniyle işsiz kalan işçilerimize emeklilik hakkını elde edene kadar kamuda 4C statüsünde istihdam edilme hakkı getirdik. İş sağlığı ve güvenliği konularında 'çalışan temsilcisi' sistemine geçtik, iş yerinde sendika varsa, sendika temsilcisine temsil hakkı verdik. Çalışma ve sosyal güvenlik alanında adeta bir devrim gerçekleştirdik. Yeni dönem için en temel şiarımız daha fazla adalet, daha fazla hakça, adil paylaşım olacak."

Çalışma hayatına yönelik düzenlemelere 2016 Eylem Planı'nda da yer verdiklerini, seçimlerden önce ne vadettilerse yerine getirdiklerini belirten Davutoğlu, emekçilere ve emeklilere ne söz verdilerse yaptıklarını vurguladı.

"ANNELİK İLE MESLEK ARASINDA TERCİH YAPMAK ZORUNDA KALINMASINA ENGEL OLDUK"

Başbakan Davutoğlu, kadınların çalışma hayatında daha aktif yer alması için doğuma ilişkin izin ve hakları artıracaklarına değinerek, 850 bin kadın memurun kariyerlerini kolaylaştırmak için doğum nedeniyle izinde geçen sürenin memuriyet kıdeminde değerlendirileceğini dile getirdi. Ayrıca çocuğu olan anne ve babaya, çocuk ilköğretim çağına gelene kadar kısmi süreli çalışma hakkının tanındığını belirten Davutoğlu, doğum sonrasında kadın memurların analık izni bitiminde başlayan 24 ay ücretsiz izin süresinin, yarı zamanlı çalışma süresinin bitiminde başlayabilmesinin önünü açtıklarını bildirdi.

Davutoğlu, "Bu düzenlemelere ek olarak gerek işçi gerek memur kadın çalışanlarımıza doğum sonrası ilk doğumda 60 gün, ikinci doğumda 120 gün, sonrası doğumlarda ise 180 gün süreyle yarı zamanlı çalışıp tam ücret alma hakkı getirdik. Böylece kadınlarımızın annelik ile meslek arasında tercih yapmak zorunda kalmasına engel olduk." ifadesini kullandı.

İşçi statüsünde çalışan kadınların, çalışmadığı süreye ilişkin prim ve ücretlerini asgari ücret üzerinden devletin karşıladığını belirten Davutoğlu, iş gücü piyasasını daha esnek hale getirebilmek adına çalışmalara devam ettiklerini söyledi.

Davutoğlu, kıdem tazminatı sisteminde yaşanan sorunların çözümü noktasında da gerekli düzenlemeleri bütün paydaşlarla müzakere ederek hazırladıklarına işaret etti.

Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Çalışma hayatına güvenceli, esnek iş sağlayacak düzenlemeler yapıyoruz. Taşeron olarak çalışan vatandaşlarımızın kamuya alımı ile ilgili yasa tasarısının son düzenlemelerini Bakanlar Kurulunda gözden geçirdik. Böylece 720 bin çalışanın kamuya geçiş esaslarını belirlemiş olduk. Ayrıca bu yeni statü ile kamuda çalışanların daha hakça bir paylaşımdan faydalanmalarını sağlamış olacağız. Her kurum kendi bünyesinde sadece birtakım sınavlar yaparak bu istihdamı sağlama imkanına kavuşacak. Bu 720 bin kişi kamu çalışanı olacak ve kıdem tazminatları, çalışma şartları, yıllık izinleri ona göre düzenlenecek. Biz daima 'önce insan' dedik, 'daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük, daha fazla adalet, daha fazla insan onuru' dedik. Bunun için bir zihniyet dönüşümü gerçekleştirdik. Bunların alt ve üstyapılarını tesis ettik. Şimdi insan odaklı politikalarımızı daha da derinleştireceğiz."

Davutoğlu, büyüyen pastanın daha adilce paylaşımının sağlanacağını, demokratik gelişim ve ekonomik kalkınmayı hep birlikte geliştireceklerini bildirdi.

Davutoğlu şöyle devam etti:

“Değerli arkadaşlar, bu çerçevede bu salonda geçen sene yapmış olduğumuz bir düzenlemeyle ilgili de çalışma talimatı verdiğimizi ifade etmek isterim. 5620 Sayılı Yasa ile çalışan geçici işçiler ihtiyaç duyulması halinde çalışmakta oldukları yerlerde göreve devamları konusunda da geçen sene 30 Mayıs 2015’te bu salonda yaptığımız toplu sözleşmede vurguladığımız çalışmaya da öncelik vereceğiz, bunu da inşallah ele alıp en iyi şekilde değerlendireceğiz.

Değerli arkadaşlar, biz daima önce insan dedik, daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük, daha fazla adalet, daha fazla insan onuru dedik ve bunun için bir zihniyet dönüşümü gerçekleştirdik. Bunların, bütün bu zihniyet dönüşümünün alt ve üstyapılarını tesis ettik.

Türkiye ilerledi, büyüdü, gelişti, müreffeh bir ülke oldu, şimdi insan odaklı politikalarımızı daha da derinleştireceğiz. Emek ve değer üreten bütün vatandaşlarımızla kol kola, omuz omuza Türkiye için gece-gündüz çalışacağız. Bu güzel ülkede emekçisiyle, emeklisiyle, yaşlısıyla, genciyle, kadınıyla, erkeğiyle, köylüsüyle, kentlisiyle kardeşçe refah içinde yaşayacağız. Büyüyün pastanın daha adil, daha kardeşçe paylaşılmasını sağlayacağız. Demokratik gelişim ve ekonomik kalkınmayı birlikte gerçekleştireceğiz. Nasıl ki özgürlükleri genişlettik, refahı artırdık, şimdi daha da ileri noktalara ulaşacağız. Bu yeni dönemde en önemli meselemiz, daha fazla adalet ve daha hakça yaygın bir paylaşım olacak.”

Davutoğlu, "Şimdiye kadar sizlerle nasıl müzakere ettiysek, istişare ettiysek, danıştıysak bundan sonra da emek ve değer üreten bütün vatandaşlarımızı muhatap alacağız." diye konuştu.

Davutoğlu, önümüzdeki 1 Mayıs'ın coşkulu bir emek günü olarak kutlanmasına yönelik verilen katkılara da şimdiden teşekkür ettiğini kaydetti.

Başbakan Davutoğlu'nun konuşmasının ardından, basına kapalı olarak devam eden yemeğe, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Selçuk Özdağ ve Mehdi Eker, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk katıldı.


  • 1 2
  • 27 Nisan 2016 23:45 1.260
  • Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık
  • Aktif Haberler
  • Tosun_Pasha
    28 Nisan 2016 15:19
    2 1
    Ne kadar içi boş bir haber. Nerede sendikacıların toplantıda yaptıkları konuşmalar?
UYARI: Yayınlanan haberler, Egitimhane.Com'un görüşlerini yansıtmaz. Yazılan yorumlar, onaylanmış olsalar bile yazanın sorumluluğundadır.

Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK