Uzaktan Eğitim Etkinliklerinin Değerlendirilmesi

Çevrimdışı adamın biri

  • Bilge Üye
  • *****
  • 5.008
  • 23.135
  • 5.008
  • 23.135
# 16 Haz 2012 02:07:06
Bir hafta boyunca dinlediklerimizden sadece "Şerif Hoca'nın" anlattıkları aklımızda kaldı. Bize biz gibi hitap eden, nükte, dil, hitap ve ses tonu ile bizi anlatan güzel bir sunu yaptı.
Öğretmen olarak yapılan bu tür toplantılarda bize hep bizim dışımızda olan konularla hitap edilmesini -özür dilerim ama- sevmiyorum.
Okullaşma vb. konuların devlete ait olduğunu bunun dışında örneğin "Gelecek yıl öğretmenlerin neleri nasıl yapacaklarını, norm fazlası, müdür değişimleri ya da değişiklikleri, okutulacak kitaplar, ders saatleri ve adları, ingilzce ya da diğer derslere kimler girecek, sene başında hangi planlar yapılacak?"şeklindeki soruların cevaplandırılmasını isterdim.
Anlatılan konular davranışlarla ilgili -ben zaten bunları biliyorum yani işim bu-akademik bir ders niteleğindeydi.
Pek doyurucu olmadı diye düşünüyorum.

Çevrimdışı dilekiye

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 783
  • 2.269
  • 783
  • 2.269
# 16 Haz 2012 08:27:58
Ahmet Şerif İzgören,Doğan Cüceloğlu ve Ayhan Aydın ın hitap şekli ve örnekleri güzeldi.Diğerleri çok kuramsal kaldılar.

Çevrimdışı befer

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 415
  • 404
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 415
  • 404
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 16 Haz 2012 10:10:40
epey bulmaca kültürüm gelişti...

Çevrimdışı nabirdila

  • Aktif Üye
  • **
  • 14
  • 35
  • 14
  • 35
# 16 Haz 2012 10:49:42
 :D :D :DBu seminerin tek faydası:Uzun zamandır görüşemediğimiz diğer okullardaki arkadaşlarımızla bol bol zaman geçirdik,özlem giderdik işte. ::)

Çevrimdışı gungors

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 748
  • 1.569
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 748
  • 1.569
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 16 Haz 2012 11:35:55
Tüm eğitimlerin başarılı ve faydalı olmasını beklemiyordum zaten. Kendim için notlar aldım.

 Ziya SELÇUK: sınıfta beden dili konusunda önerilerde bulundu.

Doğan CÜCELOĞLU: Yüz baskın ve Can baskın öğretmenden bahsetti. İlgimi çekti.

Öğretmen günlüğü tutma fikrini beğendim.

A. Şerif İzgöreni zevkle dinledim.,

Proje ve Performans görevleri ile ilgili videolar hazırlanmıştı ama teknik arızalar sebebiyle net izleyemedim ve ses duyamadım.

Ömer Kutlu ölçme ve değerlendirmeden, bilginin beceriye dönüştürülmesinden ve yeteneklerinde etkisiyle üst düzey düşünmeye ulaşılmasından bahsetti.

Etik konusu yetersizdi.

Nuran KALAYCI: Çok enerjik, ilgi çekmeyi bilen, kendisini zevkle dinleten bir konuşmacıydı. Bayıldım. Ondan kendime bir arşiv hazırlamam gerektiğini öğrendim. Kısa filmler, reklamlar, animasyonlar, gazete sayfalarından ilginç haberler, ses dosyalar....vb. materyalleri sınıfta sık kullanmak konuya ilgi çekerek eğitim yapmak, dersleri reklam tadında işlemek çok ilginç geldi. Sunumunu kendisi de öyle yaptı zaten. Bayıldım.

Ayhan AYDIN ve Selahattin TURAN Üniversitede hocalarımdı. Onları görünce sevindim.

Eğitimler herkese faydalı oldu mu orası tartışılır. Benim açımdan bazı eksiklerimi fark etmemi sağladı. Farklı düşünmeye sevk eden konuşmacılar oldu.
Teknik sorunlar tabi ki vardı. Ancak Türkiye de ilk kez uygulanan bi yöntemde eksiklerin olması olağan bir durum bence.

Çevrimdışı 58SERVET

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 16 Haz 2012 15:06:07
11 HAZİRAN 2012 MİLLİ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER’İN KONUŞMASI
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, çocuklara daha demokratik, toplumun farklı kesimlerine daha demokratik eğitim hizmeti sunmak zorunda olduklarını belirterek, ''Yakında 1 hafta, 10 günlük süre içerisinde, özellikle ortaokullardaki seçimlik dersleri kamuoyuyla paylaştığımız zaman göreceksiniz. Milli eğitim sistemi içinde çocuklarımızın potansiyelini nasıl açığa çıkaracağımıza dair yoğun çaba sarf edeceğiz göreceksiniz'' dedi.
Okulların kapanmasıyla sınıf ve okul öncesi branştaki öğretmenler, üç hafta sürecek hizmet içi eğitime alındı. Eğitim, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in video konferans sistemiyle öğretmenlere hitap etmesiyle başladı.

Bakan Dinçer, öğretmenlere ''Türkiye Eğitim Sisteminin Dünya Ortalamasındaki Yeri'', ''Eğitim Sistemiyle İlgili Yapılan Araştırmalar ve Sonuçları'', ''Değişen Dünyada Eğitimin Yeri'', ''Eğitim Sektörünün Fizyolojik İhtiyaçları'', ''Toplumun İhtiyaçlarına Uygun Açık Sistem İhtiyacı'', ''Eğitim Sisteminde Paradigma Değişikliği Örnekleri'', ''Eğitimin Niteliğinin Tanımlanması'', ''Eğitim Sorunlarının Tartışılması'', ''Eğitimde Başarıyı Artırma Yolları'' ve ''Milli Eğitim Bakanlığı'nın Yeni Yapısı'' konularında konuşma yaptı.

Eğitimin mevcut durumundan memnun olunmaması durumunda değişimin şart olduğunu belirten Dinçer, Türkiye'nin içinde bulunduğu durumla dünyadaki uygulamalar arasındaki farklılıklara değindi.

Dinçer, ''Biz bir yılda 180 gün eğitim yapıyoruz. Toplam 36 haftalık bir eğitim süremiz var. Biz en az eğitim yapan ülkeler arasındayız. 190 gün, 200 gün, hatta 220 güne kadar çıkan ülkeler var'' diye konuştu.

Türkiye'nin 8 yıllık eğitim sonunda gelişmiş ülkelere kıyasla öğrencilerine 1 yıl eksik eğitim verdiğini ifade eden Dinçer, birinci sınıftan itibaren öğrencilere ders anlamında çok yüklenildiğini, bunun da okuldan kaçmanın yollarını aramaya neden olduğunu belirtti.

Öğrencilerin yoğun bir ders programı altında öğrenme mücadelesi içinde kaldıklarını ifade eden Dinçer, uygulanan politikalarda değil stratejilerde de ciddi sorunlar olduğunu söyledi.

''Kasım, aralık ayında okuma öğretmek için yarışmayın''

Türkiye'de 678 bin öğretmenin görev yaptığını belirten Dinçer, ''Ağustos ayında 40 bin öğretmen daha alacağız. Şubat ayında aldığımız 17 bin öğretmenle, alacağımız 40 bin öğretmen ilave olduğunda 57 bin öğretmenle Cumhuriyet tarihinin en fazla öğretmenini bu yıl alacağız, o da bana kısmet oluyor'' dedi.

Öğretmenlerden birinci sınıfa başlayacak öğrencileri okula kazandırmak için çaba göstermelerini isteyen Dinçer, kasım, aralık ayında çocuklara okuma öğreteceğiz diye yarışmamaları uyarısında da bulundu.

Dinçer, ''Biz çocuklarımızın yıl sonuna doğru okumalarını istiyoruz. Özellikle birinci yarıda çocuklarımıza daha çok oynamayı, okulu sevmeyi öğretiniz'' dedi. Dinçer, sınıftaki öğrenci sayısına bakılmaksızın öğretmenlerin eğitimi aksatmamaları gerektiğini de belirtti.

Bütün öğretmenlerin atandıkları yerde görev yapacağını vurgulayan Dinçer, konuya ilişkin valilik ile il ve ilçe müdürlüklerine gerekli talimatları verdiğini bildirdi. Dinçer, geçici görevlendirmeleri kaldıracağını da anımsattı.

''Eğitimde kalite çerçevesi çalışması yürütüyoruz''

Bu sene başlatılan FATİH Projesi'ne değinen Dinçer, konuyla ilgili süreçleri yürüttüklerini söyledi. Dinçer, ''Neredeyse tüm liselerimizde uygulamaya geçeceğiz. Yaptığımız uygulamalarda ortaya çıkan sorunları tek tek tespit ettik. Öğretmenlerin görüşlerini aldık, öğrenci ve velilerin yanına gittik, ne düşünüyorlar, ne bekliyorlar onların tespitini yaptık. Şimdi yeni bir uygulamayla eylül ayında süreci genişleteceğiz'' diye konuştu.

Çocuklara daha demokratik, toplumun farklı kesimlerine daha demokratik eğitim hizmetini sunmak zorunda olduklarını belirten Dinçer, ''Yakında 1 hafta, 10 günlük süre içerisinde, özellikle ortaokullardaki seçimlik dersleri kamuoyuyla paylaştığımız zaman göreceksiniz. Milli eğitim sistemi içinde çocuklarımızın potansiyelini nasıl açığa çıkaracağımıza dair yoğun çaba sarf edeceğiz göreceksiniz'' dedi.

Lise eğitiminde de daha demokratik bir yapıyı gerçekleştireceklerini anlatan Dinçer, öğrencilerin seçtikleri alanları süreç içerisinde değiştirebileceklerini belirtti.

Bundan sonra her yıl 720 saatlik eğitim yapmayacaklarını belirten Dinçer, ''Birinci sınıfta daha az başlayacağız. 900, 1000 saate kadar çıkan programlarla devam edeceğiz. Birinci sınıfta çocuklarımıza neredeyse 100 saate yakın bir azalma sağlayacağımızı tahmin ediyorum'' dedi.

Eğitim kalite çerçevesi çalışması yürüttüklerini bildiren Dinçer, çalışma tamamladıktan sonra bakanlıkta ve okullarda bu çerçeveyi uygulamaya koyacaklarını söyledi. Bunun Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi'ne uyumlu olacağını da ifade eden Dinçer, böylece Avrupa Birliği'nde çocukların sahip olduğu bilgi ve yeteneklerin, diplomaların geçerli olacağını kaydetti.

Çevrimdışı 58SERVET

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 16 Haz 2012 15:42:42
11 HAZİRAN 2012 PROF.DR DOĞAN CÜCELOĞLU
AİLE,ÇOCUK VE ÖĞRETMEN
Ben Nelerin farkındayım?
1.İki insan birbirinin farkına varınca iletişim başlar.
2.İletişim çok kanallıdır.
a)Yüz ifadeleri  b)Bedenin duruşu   c)Ses tonu
3)İletişimde iki insan doğası vardır.
A.İNSANIN  TOPLUMSAL GEREKSİNİMLERİ
1.Sosyal roller   2.Sosyal beklentiler  3.Sosyal normlar  4.Gelenekler   5.Görenekler
B. CAN GEREKSİNİMLERİ
1.Ait olmak –Birey olmak . 2.Önemsenmek.   3.Olduğu gibi kabul edilmek. 4.Değerli olmak 5.Yapabileceğine güvenilmek.6.Sevilmeye layık olmak.
4.Birey tanıklık içinde var olur.Örneğin yasal sistem içinde delil ve tanık yoksa o dava düşer.
BABA OĞLUNA NE MESAJ VERDİ?( OLUMSUZA ÖRNEK)
1.Ait değilsin! 2.Umurumda değilsin! 3.Sende bir bozukluk var! 4.Değersizsin !5. Güvenilmezsin!
6.Emek ve zaman vermeye değersin!
BABA DOĞRU TANIKLIK YAPSAYDI OĞLUNA NE MESAJI VERİRDİ?
1.Birbirimize aitiz! 2.Benim için önemlisin! 3.Değerlisin! 4.Güvenilirsin !5.Emek ve zaman vermeye değersin!
ÖĞRETMENİN TANIKLIĞI
Öğretmen sınıfa girince iletişim başlar.İki çeşit öğretmenden söz edebiliriz.
1.YÜZ BASKIN ÖĞRETMEN SINIFA GİRİNCE
Böyle bir öğretmen sınıfa girince daha çok aşağıda belirtilen durumların etkisiyle öğrenciyle iletişim kurmaya çalışır.
1. Roller   2.Beklentiler  3.Normlar  4.Gelenekler   5.Görenekler  6.Kurallar
2.CAN BASKIN ÖĞRETMEN SINIFA GİRİNCE NELERE TANIKLIK YAPAR?
1.Ait olma birey olma dengesine  2.Önemsenme 3.Yargılamama-kabul etme 4.Değerli olma 5.Güven duygusu vermek.6.Emek ve zaman vermeye ,sevilmeye olduğunu hissettirmek.

Çevrimdışı 58SERVET

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 16 Haz 2012 16:41:46
YAŞAM ALANI OLARAK OKUL
YRD.DOÇ.DR. ÖZGE  HACIFAZLIOĞLU
Öğretmenin profesyonel gelişiminde önemli olan kavramlar üzerinde durdu.
a)   Ayna  b)Denge
Profesyonel gelişiminize zaman ayırabiliyor musunuz?
Yansıtıcı düşünme kavramı üzerinde duruldu.
Yansıtıcı düşünmeyi geliştirici yaklaşımlar ile öğretmen; öğrencinin öğrenme gereksinimine, ilgilerine, yeteneklerine ve tutumlarına ilişkin bilgi edinebilir, öğrencinin kendi hedeflerini belirlemesini sağlayabilir, öğrenciye uygun öğrenme materyalleri sunabilir ve öğrenciyi öğrenme sürecinin karar alma boyutuna katarak kendine güven duymasını sağlayabilir. Buna göre yansıtıcı düşünme, bireyin öğretme ya da öğrenme yöntemi ve düzeyine ilişkin olumsuz ve olumlu durumları ortaya çıkarmasını ve sorunları çözmeye yönelik düşünmesini gerektirir.
Öğrenme etkinliklerine ilişkin olarak, öğrenciler, genellikle “grup araştırmasının etkisiz olduğu”,“arkadaşlarıyla işbirliğine dayalı çalışamadıkları”, “grup sunularının anlaşılmadığı”,
“bu yöntemin etkisiz olduğu”, yönünde yansıtmalarda bulunmuşlardır. Ayrıca grup araştırması
dışında kalan stratejilerle konuyu daha iyi anladıkları, bu stratejilerin öğrenilenlerin kalıcılığını
sağladığı yönünde görüş belirtmişlerdir. Diğer bir önemli bir bulgu ise bazı öğrencilerin
geleneksel sistemde olduğu gibi ders sırasında not almak ya da öğretim elemanının vereceği
notlardan çalışmak istemeleridir. Bu bulgulara göre öğrencilerin daha önceki eğitim kademelerinde,
geleneksel anlamda öğrencilere hazır bilginin sunulmasından ve öğrencilere birlikte çalışma
olanağı sunulmamasından kaynaklanabilir. Ancak öğrencilere bu olanağı sunabilecek
işbirliğine dayalı öğrenme yöntemi, sınıftaki tüm öğrencileri öğrenme surecine katan bir yöntemdir.
Bu nedenle çocukların grup içinde sosyalleşmesi, onlara işbirliği becerilerinin
 öğretilmesi ve öğrencilerin akademik başarılarının artırılması için, öğrenme öğretme surecinde kullanılmalıdır.

Uygulama zamanına göre yansıtma çeşitleri şunlardır:
1)Eylem süresinde yansıtma çeşitleri
2) Eylem sonrasında yansıtma çeşitleri
Yansıtmayı güçlendiren strateji ve teknikler
1)Meslektaş gözlemi 2)Profesyonel sohbetler 3)Mentorluk  4)Günlük 5)Video kaydı
6)Deneyim paylaşım toplantıları

3.MENTORLUK
 1.Bilge 2.Koç 3.Rehber danışman 4.Guru öğretmen gibi anlamları olan bir kavramdır.
Türk eğitim tarihinde mentorluk  1.Lala 2.Baş öğretmen kavramlarıyla açıklanmaktadır.
Mentor olmak bahçe sahibi olmaya benzer.
Mentor ve desteklenen kişinin iletişim ağı

MENTOR-BAŞLAMA-CEVAP-DESTEK=DESTEKLENEN KİŞİ


MENTORLUĞUN BOYUTLARI
1.Anlamak için dinlemek. 2.Yansıtmak 3.Farklı ifade etmek. 4.Özetlemek. 5.Farkına varmayı sağlayıcı sorular sormak


Çevrimdışı delfin69

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 189
  • 1.395
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 189
  • 1.395
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 16 Haz 2012 17:05:58
  3 günlük bir seminerdi.Görevli gelenler açıkça   olmasa da zorunlu olarak görevlendirildiklerinden bahsettiler.İlk gün örnek bir fen dersi işledik diğer derslerle ilişkilendirerek ( bundan daha önce hiç haberimiz yokmuş gibi),ikinci gün ehh,üçüncü gün slayttan mesleki gelişim ve öğretmen hikayeleri.               Bu arada salon çok sıcak ve havasız, uzakta bir okul, servis tutarak gittik arkadaşlarla.                                                                                                             Çıkardığım sonuç şu; yetkili büyüklerimizzzz uzaktan eğitimi uzakta eğitim diye anlamışlar sanırım.     

Çevrimdışı 58SERVET

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 16 Haz 2012 17:30:11
EĞİTİMDE  İLETİŞİM YRD.DOÇ.DR. OKTAY AYDIN
Davranışlarımızın arka planında felsefe ,inanç ,ideoloji gibi faktörler etkileyici olarak bulunan belirleyicilerdir.
İletişim bir yanıyla keyif veren büyük bir mutluluk, öbür yanıyla da oldukça zorlayıcı bir süreçtir. Bu süreci belirleyen dinamik de ego tarafından belirlenir. İletişim deyince çoğu kişinin aklına öncelikle bir dizi beceri ve teknik gelmektedir. Dinleme becerileri, empati becerileri, beden dili, konuşma vb. gibi. Oysa, beceri ve teknikler aslında sadece sahnenin önündeki eylemlerdir. Sahnedeki eylemi belirleyen şey ise sahnenin arkasındakilerdir. Sahnenin arkasında olup biteni anlamadan oyunu izlemek, görünenin yansıma olduğunu unutup gerçek olduğunu zannetmeye neden olabilir. Sahnedeki oyunu ortaya koyan yönetmen egodur. Yönetmenin kafasındakini anlamadan oyundaki mesajı çıkarmak da çok kolay değildir. Oyuna yönetmenin gözüyle bakabildiğimizde kavrayışlarımız çok daha güçlü olabilir.
İletişimi en geniş anlamda, “insanın evrenle buluşması ve yaşadığı evrenin bir parçası olabilmesi” olarak tanımlamak mümkündür. Buradan hareketle, insanın kurduğu iletişimin özünü de, gerçeği arama ve anlama çabasının oluşturduğunu söylemek yanıltıcı olmaz. Bizler, farkında olarak ya da olmayarak, evreni, dünyayı, doğayı, toplumu, insanı ve nihayet kendimizi anlama çabası içindeyizdir. Bu çaba bilinçle buluştuğunda, süreç daha filozofik bir anlayışla ilerler. Bilinç düzeyi yükseldikçe kişisel olgunlaşma da doğal olarak artar. Ancak, bilinç düzeyi düştükçe de farkındalık azalır ve hayatımızdaki düşünsel ve duygusal kör noktalar artar. Bu da bütün ilişkilerimize ve iletişimlerimize kaçınılmaz olarak yansır.
İnsanın gerçeği arama çabası, iletişimin temeline de anlatmaktan daha çok “anlama”yı koymamızı gerektirir. Bir başka ifadeyle, iletişim anlatmaktan daha çok anlama çabası olarak görülmelidir. Öyle ki, anlatırken bile anlama merkezinden hareket edilmelidir. Anlama, bilme, öğrenme çabası bir insanın yaşam tarzı ve kişisel duruşu haline gelmelidir. Gerçek anlamda iletişim kurmak, sürekli anlatanların değil, anlamaya çalışanların başarabileceği bir şeydir. Anlamaya dayalı olmayan anlatma çabası sıklıkla bir ego sorunu olarak karşımıza çıkar. Oysa anlatırken bile anlamaya çalışmak bir ruhsal zenginleşmedir.
İletişimde aslolan ötekine bir şey katmaktan daha çok kendine bir şey katmaktır. Bu, evreni anlamaya çalışan ve gerçeği arayan kişinin öteki ile kurduğu ilişkilerin temel dinamiğini oluşturur. İnsan, evreni ve evrene ait olanı anlamaya çalışırken sadece kendi kişisel algısı ile sınırlıdır. Ve bilir ki, sadece kendi kişisel algısı evreni anlamaya yetmez. O halde ne yapmak gerekir? Kişisel akıl gerçeği aramada yeterli olmadığına göre, evreni anlamaya çalışan başka akıl ve algılara başvurmak en sağlıklı yol gibi durmaktadır. Çünkü, evreni anlamada başka akıl ve bilinçlerin yaptığı çıkarımlar bizi aydınlatabilir, zenginleştirebilir ve arayışımıza hız katabilir. Öyleyse, insan öteki ile iletişime geçtiğinde, aslında ötekine bir şey katmaktan daha çok ötekinden kendine katabileceğine odaklanmalıdır. Bunun yolu da samimi olarak karşısındakini anlama çabası içinde olmaktır. Açıkçası şudur ki, karşısındakini anlamaya programlanmış bir zihin, bir çok iletişim becerisini öğrenmese bile, doğası gereği sağlıklı ve kaliteli iletişimin gerektirdiği davranışları ortaya koyabilir. Bir başka ifadeyle, iletişim kurmak, iletişim kurmaya gerçek anlamda niyet etmekle başlar. Egosuna gömülmüş kişilerin, aslında böyle bir niyetleri pek yoktur. Bu nedenle de kurduğu ilişkilerin büyük çoğunluğu bir iletişim doğurmaz. Evet, ilişki halindedirler ama iletişim halinde değil.
İletişim süreçlerinde samimi olarak anlama çabası içinde olmak, bir yanıyla evrenin parçası olan kişiyi anlamaktır, öbür yanıyla, kişiden hareketle parçası olduğu evreni anlamaktır aslında. Ancak, tam da bu noktada bilinmesi gereken en önemli husus şudur ki, anladığını zannetmek anlamak değildir. Anladığını zannetmek bir ego oyunudur ve arayışı bitirmek anlamına gelir. Yani nokta koymaktır. Oysa gerçekte anlamak ya da anlama çabası içinde olmak ise bir sürecin ve oluşun içinde olmaktır ve virgül koymak demektir. Yani, nefes alıp yeniden yola çıkmak demektir.
Anlama çabasının konusu nedir diye düşünüldüğünde, dört temel alandan söz etmek mümkün olabilir.

   
İletişimin merkezinde iki çeşit iletişim vardır.Bunlar:
1.Egoyu merkeze alan iletişim
2.Konuyu merkeze alan iletişim
   Egoyu  merkeze alan tepkiler ve ilişkiler şunlardır:
1.Bulduğunu ve bildiğini düşünme.
2.Gerçeğin sadece kendi bildiği şey olduğunu sanma.
3.Dikte etmeye çalışma.
4.İkna etmeye çalışma.
5.Haklılık mücadelesi verme.
6. Sahip olmaya  çalışma.
7.Daha iyi olmaya çalışma.
8.Farklı olmaya çalışma.
9.Sürekli aktif olmaya çalışma.
10.’’Bir şey’’ olmaya çalışma.
11.Rekabet etme,sürekli birilerini geçmeye  yenmeye çalışma.
12.Sık sık ne kadar önemli işler yaptığını anlatma.
13.Gayret içinde olma.
14.Alçak gönüllü olmaya çalışma.
15.Sürekli pazarlama ilişkileri kurmak.
16.Menfaatini hesap ederek davranma.
17.Sık sık kötü hissetme ve hissettirme.
KONUYU MERKEZE ALAN TEPKİLER VE İLİŞKİLER
1.Anlama çabası içinde olma.
2.Aramak, arayış içinde olma.
3.Gerçeği kavramaya odaklanma.
4.Öğrenmeye çalışma.
5.Bilgi ve görüş paylaşımında bulunma.
6.Paylaşma.
7.Sükunet ve huzur içinde olma.
8.Doğal pozitif olma.
9.Gülümseme.
10.İyi hissetme ve hissettirme.
11.Değer yaratan yargılar oluşturma.
ETKİLİ OKUL
Öğretmenlerin,yöneticilerin ,öğrencilerin,velilerin,çalışanların karşılıklı olarak etkileşim ve iletişim içinde bulundukları okuldur. Sonuç olarak, eğer eğitim “çocuğu hayata hazırlamak” ise, bunun belki de ilk uygulaması “okula alışma
süreci”dir. Elbette ki bu süreç her çocuk için aynı yoğunlukta yaşanmamaktadır. Bireysel farklılıklar her
yerde olduğu gibi burada da karşımıza çıkmaktadır. Bir yaşam becerisini kazanmak gerçekten de emek
istemektedir. Bu aşamada, çocuğun da bu yeni duruma uyum sağlama becerisini göstermesi, onun geleceği
adına en uygun başlangıç olacaktır. Bütün bu süreçlerde, çocuğun sınıf öğretmeni ve okulun rehber
öğretmeni ile yakın işbirliği halinde hareket edilmesi de oldukça önemlidir.
Kimi çocuklar için gözyaşları içinde başlayan okul sürecinin nasıl neşe ve mutluluğa dönüştüğünü görmek
herhalde herkes için en keyifli anlardan biri olacaktır


Çevrimdışı 58SERVET

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 1.592
  • 1.677
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 16 Haz 2012 18:26:32
MEB’DE YENİDEN YAPILANDIRMA EMİN ZARARSIZ
2011-2012 eğitim ve öğretim yılında ilköğretim 4. sınıfta okuyan ve bir üst sınıfa geçen öğrencilerin 2012-2013 eğitim ve öğretim yılında ortaokul 1. sınıfa kayıtları e-okul sistemi üzerinden merkezi olarak yapılacak. Yani eğitim bölgelerinde ilkokul ve ortaokul olarak belirlenen okullara kayıt sistemi sadece ilkokullara yeni kayıt olacak 1. sınıflar ile ortaokullarda 5. sınıf öğrencilerinin tamamı için e-okul sisteminden yapılacak.
Ancak 2012-2013 eğitim ve öğretim yılında eğitim öğretime başlamış olan imam hatip ortaokulları varsa bu okullara devam etmek isteyen 5. sınıf öğrencilerinin kayıtları velileri tarafından bu okullara yapılacak. Dolayısıyla bu çocukların imam hatip ortaokullarına kayıtları yapıldığında e-okul sisteminden kaydının yapıldığı ortaokuldan kaydı düşülecek.
Bütün ortaokullara geçiş, herhangi bir sınava tabii olmaksızın e-okul sisteminden merkezi olarak adrese dayalı nüfus kayıt sistemi verilerine göre yapılacak.
Eylül 2012 tarihi itibarıyla uygulanacak olan yeni eğitim sisteminde imam hatip ortaokullarının sadece 5. sınıflarına öğrencileri alınacak. İmam hatip ortaokullarında uygulanacak olan öğretim programlarının (Kuran-ı Kerim ve Hz. Peygamberin Hayatı gibi) uygulanmasında bütünlüğün sağlanması için bu uygulama gerekli olacak. Bu nedenle ortaokulların (ilköğretim okullarının) ara sınıflarında okuyan öğrencilerin imam hatip ortaokullarına geçişi mümkün olmayacak. Ayrıca, 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu’na eklenen geçici 11. maddeye göre bu maddenin yayımı tarihinde ilköğretim kurumlarının 5, 6, 7, ve 8. sınıflarında eğitim görenler eğitimlerini bu kurumlarda tamamlayacak


Zararsız: 5. sınıf öğretmenlerini, şube sayısı artacak ilkokul 1'de değerlendireceğiz

“Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkmasıyla öğretmen ihtiyacı yaşanacağı’’ tartışmalarına da yanıt veren Zararsız, kamuoyunda 5. sınıftaki sınıf öğretmenleri üzerinde sıklıkla durulduğunu söyledi. Zararsız, “Bu sene ilkokul birinci sınıfa başlayacak öğrenci sayısı çok ciddi artacağından şube sayımız artacak. Biz, 5. sınıftaki sınıf öğretmenlerini orada kullanacağız. Orada bir öğretmen açığı olacak diye bir şey söz konusu olamaz” dedi. Emin Zararsız, şunları kaydetti: “Branş öğretmenlerinde bir miktar açığımız olacak. Sınıf öğretmenlerinde herhangi bir sıkıntımız olmayacak. Yeni konulan seçmeli dersler dolayısıyla Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamberimizin Hayatı dersleriyle ilgili açık meydana gelecek. Mevcut sistem içerisinde norm fazlası öğretmenlerimiz var onların değerlendirilmesi gerekecek. Bazı derslerin örneğin Kur’an-ı Kerim dersi gibi, bu derslere Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine giren öğretmenlerimiz var, İmam Hatip Liselerinde meslek liselerine giren öğretmenlerimiz var, onların bu dersi verme imkanını kullanacağız.” Zararsız, bir taraftan müfredat çalışmalarının da devam ettiğini belirterek, anasınıfıyla birinci sınıf müfredatının harmanlanmasıyla elde edilmiş daha hafif bir müfredatın, birinci sınıflarda uygulanması için çalışıldığını söyledi.

Özellikle matematik ders başarı oranı yüksek olan  Singapur,Kanada,Finlandiya gibi ülkelerin her alanda gelişmişlik sağladığını ve bu anlamda gelişmişlik düzeyini etkilediğini belirtti.
Okullarda yönetim yapısında farklılaşma meydana geldi buna göre 1.İlkokul 2.Ortaokul 3.Lise 4. İlkokul+Ortaokul 5. Ortaokul+Lise
Toplam ders saatlerine baktığımızda Dünya ülkelerinin gerisindeyiz.Bu ortalamanın ilköğretimin ilk yıllarında kısmi olarak yüksek ancak ilerleyen sınıflarda  ders ortalamalarının çok alt olduğunu belirtti.
  Ders saatlerininde de Dünya ülkelerinin gerisinde olduğumuz belirtildi.Bir tek Türkçe ders saatinin ortalamanın altında olmadığı belirtildi.
Birinci sınıfta ilk aylarda okuma yazma hazırlık çalışmaları yapılacak.Bu alana yönelik olarak da ders materyalleri düzenlenecek ve öğrencilere uygulanacak.

Çevrimdışı caki1910

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.846
  • 6.769
  • 1.846
  • 6.769
# 16 Haz 2012 18:59:55
slayt gösterisi sırasında bir soru soruluyor soru sorulurken o sırada slayttan cevap görünüyor ,durun fazla gittiniz , yönetmenim gelirmisiniz bir şey soracağım yönetmenim slaytı benim bilgisayardan da izleyebilirmiyiz burdan gözüküyormu bunların seminer sırasında değilde seminerden önce çalışılması gerekirdi ... yaratıcı düşünme inovasyon farklı bakış açısı semineri  almasam konuya hiç bu yönden bakmayacaktım :)

Çevrimdışı malihoca

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 190
  • 605
  • 190
  • 605
# 17 Haz 2012 11:18:54
Arkadaşlar bizde uzaktan eğitim seminerini 5 gün süre ile  takip ettik. Çok sıcaktı.kalabalıktı ve istenen verim alınmadı. Ancak bu seminerle ilgili rapor istenildi. Ayrıntılı bilgisi olan varsa paylaşırsa sevinirim.

Çevrimdışı faul

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.343
  • 6.072
  • Kimya Öğretmeni
  • 4.343
  • 6.072
  • Kimya Öğretmeni
# 17 Haz 2012 11:38:38
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
MEB’DE YENİDEN YAPILANDIRMA EMİN ZARARSIZ
2011-2012 eğitim ve öğretim yılında ilköğretim 4. sınıfta okuyan ve bir üst sınıfa geçen öğrencilerin 2012-2013 eğitim ve öğretim yılında ortaokul 1. sınıfa kayıtları e-okul sistemi üzerinden merkezi olarak yapılacak. Yani eğitim bölgelerinde ilkokul ve ortaokul olarak belirlenen okullara kayıt sistemi sadece ilkokullara yeni kayıt olacak 1. sınıflar ile ortaokullarda 5. sınıf öğrencilerinin tamamı için e-okul sisteminden yapılacak.
Ancak 2012-2013 eğitim ve öğretim yılında eğitim öğretime başlamış olan imam hatip ortaokulları varsa bu okullara devam etmek isteyen 5. sınıf öğrencilerinin kayıtları velileri tarafından bu okullara yapılacak. Dolayısıyla bu çocukların imam hatip ortaokullarına kayıtları yapıldığında e-okul sisteminden kaydının yapıldığı ortaokuldan kaydı düşülecek.
Bütün ortaokullara geçiş, herhangi bir sınava tabii olmaksızın e-okul sisteminden merkezi olarak adrese dayalı nüfus kayıt sistemi verilerine göre yapılacak.
Eylül 2012 tarihi itibarıyla uygulanacak olan yeni eğitim sisteminde imam hatip ortaokullarının sadece 5. sınıflarına öğrencileri alınacak. İmam hatip ortaokullarında uygulanacak olan öğretim programlarının (Kuran-ı Kerim ve Hz. Peygamberin Hayatı gibi) uygulanmasında bütünlüğün sağlanması için bu uygulama gerekli olacak. Bu nedenle ortaokulların (ilköğretim okullarının) ara sınıflarında okuyan öğrencilerin imam hatip ortaokullarına geçişi mümkün olmayacak. Ayrıca, 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu’na eklenen geçici 11. maddeye göre bu maddenin yayımı tarihinde ilköğretim kurumlarının 5, 6, 7, ve 8. sınıflarında eğitim görenler eğitimlerini bu kurumlarda tamamlayacak


Zararsız: 5. sınıf öğretmenlerini, şube sayısı artacak ilkokul 1'de değerlendireceğiz

“Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkmasıyla öğretmen ihtiyacı yaşanacağı’’ tartışmalarına da yanıt veren Zararsız, kamuoyunda 5. sınıftaki sınıf öğretmenleri üzerinde sıklıkla durulduğunu söyledi. Zararsız, “Bu sene ilkokul birinci sınıfa başlayacak öğrenci sayısı çok ciddi artacağından şube sayımız artacak. Biz, 5. sınıftaki sınıf öğretmenlerini orada kullanacağız. Orada bir öğretmen açığı olacak diye bir şey söz konusu olamaz” dedi. Emin Zararsız, şunları kaydetti: “Branş öğretmenlerinde bir miktar açığımız olacak. Sınıf öğretmenlerinde herhangi bir sıkıntımız olmayacak. Yeni konulan seçmeli dersler dolayısıyla Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamberimizin Hayatı dersleriyle ilgili açık meydana gelecek. Mevcut sistem içerisinde norm fazlası öğretmenlerimiz var onların değerlendirilmesi gerekecek. Bazı derslerin örneğin Kur’an-ı Kerim dersi gibi, bu derslere Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine giren öğretmenlerimiz var, İmam Hatip Liselerinde meslek liselerine giren öğretmenlerimiz var, onların bu dersi verme imkanını kullanacağız.” Zararsız, bir taraftan müfredat çalışmalarının da devam ettiğini belirterek, anasınıfıyla birinci sınıf müfredatının harmanlanmasıyla elde edilmiş daha hafif bir müfredatın, birinci sınıflarda uygulanması için çalışıldığını söyledi.

Özellikle matematik ders başarı oranı yüksek olan  Singapur,Kanada,Finlandiya gibi ülkelerin her alanda gelişmişlik sağladığını ve bu anlamda gelişmişlik düzeyini etkilediğini belirtti.
Okullarda yönetim yapısında farklılaşma meydana geldi buna göre 1.İlkokul 2.Ortaokul 3.Lise 4. İlkokul+Ortaokul 5. Ortaokul+Lise
Toplam ders saatlerine baktığımızda Dünya ülkelerinin gerisindeyiz.Bu ortalamanın ilköğretimin ilk yıllarında kısmi olarak yüksek ancak ilerleyen sınıflarda  ders ortalamalarının çok alt olduğunu belirtti.
  Ders saatlerininde de Dünya ülkelerinin gerisinde olduğumuz belirtildi.Bir tek Türkçe ders saatinin ortalamanın altında olmadığı belirtildi.
Birinci sınıfta ilk aylarda okuma yazma hazırlık çalışmaları yapılacak.Bu alana yönelik olarak da ders materyalleri düzenlenecek ve öğrencilere uygulanacak.


Peki kimse sormuyor mu 5. sınıfları 1. sınıfta değerlendirmek için dersliğe ihtiyaç var.Bizim okulda heryeri derslik yaptılar bir tuvaletler kaldı afedersiniz ama yine de 3 öğretmen Fazla 30 derslik 33 öğrtetmen 3 öğretmene yol görünecek başka yolu var mı?

Çevrimdışı ege48

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 89
  • 708
  • 89
  • 708
# 17 Haz 2012 12:10:05
58SERVET hocam bu özetin devamı var mı? hepsi bu kadar mı? Paylaşım için teşekkürler.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK