Yabancı Dilde Sınıfta Kaldık
Türk halkı yabancı dil konusunda sınıfta kaldı. Türkiye, genel İngilizce bilgi ve becerilerine sahip olma konusunda dünyada 88 ülke arasında 73. sırada yer aldı.
Yabancı dil üzerine her yıl kapsamlı araştırmalar yayımlayan Education First kuruluşu, 2018 yılında 88 ülke verisiyle yaptığı İngilizce Yeterlilik Göstergesi (English Proficiency Index) araştırmasını yayımladı. En son açıklanan araştırma sonuçlarına göre Türkiye, genel İngilizce bilgi ve becerilerine sahip olma konusunda dünyada 88 ülke arasında 73. sırada yer aldı. Türkiye'de her yıl yaklaşık 300 milyon liranın üzerinde para İngilizce eğitimine harcanırken, ortalama 200 bin öğrenci ise İngilizce kurslarına gidiyor.
NELER YAPILABİLİR?
Araştırma sonuçlarını tersine çevirmek için İngilizce çalışan öğrencilere tavsiye ve tespitlerde bulunan Yabancı Dil Uzmanı Rıdvan Gürbüz, "Öğrenme becerileri görsel, işitsel ve dokunsal olmak üzere sınıflandırılmaktadır. Öğrenci bu üç temel öğrenme becerisinden hangisine yatkınsa onu destekleyerek İngilizce öğrenmeli. Araştırmalara göre böylece kelime ve kalıpların akılda kalma süreleri artıyor ve dil severek öğreniliyor. Öğrenciler kendi öğrenme becerilerini tam manasıyla destekleyen çalışmalar uygulamalı" dedi.
DİZİLERLE ÖĞRENMEK MÜMKÜN
Özellikle görsel zekâya sahip bireylerin dizilerdeki İngilizce alt yazıları görerek günlük dildeki kalıplara hâkim olabildiğini vurgulayan Gürbüz, "Yabancı dil öğrenimini ders başlığı altından kaldırıp eğlenceli bir hale dönüştürmek için haftada 1 kez öğretilen konular ve cümle kalıpları doğrultusunda en uygun dizileri seçip öğrencilere izletiyoruz. İzlenen dizide öğrenilen kelime kalıplarına örnekler bulunuyor, sınavlar ve yarışmalar düzenleniyor; bu da öğrencilerin konuyu daha iyi öğrenebilmesine olanak sağlıyor" şeklinde konuştu.
- 0 1
- 27 Aralık 2018 23:26 2.683
-
Aktif Haberler
-
Yabancı dili öğrenmek için değil öğrenmemek için uğraşıyoruz.Gramer öğretmek dil öğretmek değildir.
-
Bana göre bu tananen arz talep mesrlesi. Bşr çok öğrenci ve veli yabancı dilin günlük yaşamda çok da işine yarayacağını düşünmüyor. İşin doğrusu çok da haksız sayılmayabilirler. Şimdi birçokları okulda öğrenilenlerin ne kadarı günlük yaşamda kullanılıyor diye sorabilir. İşte esas sorun da tam burada. Öğrenci ve veli, hatta öğretmenler bile bazı bilgi ve derslerin gereksiz olduğunu düşündüğünde sadece okuldaki sınavı geçecek kadar bilgiler ezberleniyor ve sonra unutuluyor. Unutuluyor çünkü daha sonra gerçekten de o bilgiler günlük yaşamın bir çok alanında hiç kullanılmıyor. Bu bir çok ders için geçerli.Yabancı dil dersleri de bu konuda ilk sıralarda bulunuyor diye düşünüyorum.
-
Değişecek değişiyor. Öğretmenler değişimin mihengi. Ne yapabilirize odaklanmalı.
-
benim bu zamana kadar okuduklarım,kendi yaptığım araştırmalarım gözlemlerimden
ve hayat tecrübemden öğrendiğim bir şey var oda öğrenmenin temelde ilgi ve meraka dayalı olarak gerçekleşmesi siz insanlarda eğer merak ilgi ve amaca uygunluk sağlayamazsanız istediğiniz yöntemi kullanın başarı sağlayamazsınız. -
ilköğretim ingilizce öğretmenliği ayrı olmalı. ilkokulda derslere giren ingilizce öğretmenleri ne yaparız diye bize soruyorlar.
-
Bence okul oncesi ve ilkokul icin ingilizce ogretmenleri ayri bir egitim almali.
-
Sonuçta bir senaryo olsa da "Zorlu Okul Yolları" adlı belgesel var televizyonda. Bir bölümüne rastladım. Oldukça ilkel bir ülke, şartlar programın adından belli. Bir şey dikkatimi çekti. Çocuklar 4 yaşında üç dersle başlıyor eğitim hayatına. Ana dil eğitimi, matematik ve İngilizce.
Bu yazdıklarım tartışılacak ancak biz çocuğu haftada 30 saat okulda tutup 10 saatinde oyun oynatıyoruz. -
başarılı olduğumuz bir ders var mı ki?