Yeteneklerin Tespit Edilebilmesi Mümkün Müdür?

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
21 Ağu 2014 11:18:10
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Yeteneklerin tespit edilebilmesi mümkün müdür?

Çoğu kimse bu sorumu saçma buluyor. Bunun sebebinin "yetenek" kelimesi ile ne ifade edildiği üzerinde düşünülmemiş olması olduğunu gözlemliyorum.
Türk dil kurumu yetenek kelimesini şu şekilde tanımlıyor :

1. (isim) Bir kimsenin bir şeyi anlama veya yapabilme niteliği, kabiliyet, istidat
2. Bir duruma uyma konusunda organizmada bulunan ve doğuştan gelen güç, kapasite
3. (eğitim bilimi) Kişinin kalıtıma dayanan ve öğrenmesini çerçeveleyen sınır
4. (eğitim bilimi) Dışarıdan gelen etkiyi alabilme gücü

Genel olarak, yeteneğin doğum öncesinde kazanıldığı kabul edilmektedir.
BUNUNLA BİRLİKTE uygun ortam ve çalışma yapılmadığı zaman yeteneğin gelişmediği çoğu zaman varlığından haberdar olunamadığı da kabul edilmektedir.
Diğer bir deyişle yeteneğin olması yeterli değildir, uygun ortam ve çalışma ile aktifleştirilmesi gerekmektedir.

Eğitim sistemimizin yeteneklerin ortaya çıkarılmasına imkan vermediği yaygın bir kanaattir.

Bu açıklamaları dikkate alarak aşağıdaki olayları değerlendirelim :

1) Okulun futbol takımı için seçmeler yapılacaktı. Okulun beden öğretmeni takıma girmek isteyen lise 1 öğrencilerinden iki takım oluşturarak, maçı başlattı.
Maçın ilk dakikalarında öğrencilerden biri bariz olarak dikkatini çekti. Öğrenci bir müsabakada değil de bir show gösterisindeymiş gibi adeta topla dans ediyordu.   
Top ayağına geldiğinde sürekli çalımlar atarak, adeta rakip takım oyuncularıyla eğleniyordu.
Bir süre sonra ya rakip kaleye doğru şut çekiyor, ya da çok uygun pozisyondaki bir takım arkadaşına pas veriyordu.
Beden eğitimi öğretmeni bir futbol yıldızı keşfettiğine emindi.
Futbol takımına gireceklerin ilk sırasına öğrencinin ismini yazdı.
Seçmeler sonlanmış, antremanlar başlamıştı. Öğretmenin keşfettiği futbol yıldızı öğrenci, bir süre sonra antremanları aksatmaya başladı.
Dahası hazırlık maçlarında da seçmelerdeki başarıyı gösteremiyordu.
İkinci dönemin başlarında futbol takımından çıkmak istediğini söylediği zaman beden öğretmeni memnun olmuştu.
Sonrasında futbol yıldızı öğrencimizi futbol oynarken pek gören olmadı.
Başarılı bir sporcu olmak için gereken disiplinli çalışma zorunluluğu öğrencinin futbol heyecanını söndürmüştü.
Muhtemelen bir yetenek heba olup gitmişti.

2) Ortaokul yıllarımda oturduğumuz apartmanın bahçesi istinat duvarı ile çevriliydi.
İstinat duvarlarından birinde, taşları birbirine tutturmakta kullanılan çimento dikdörtgen şeklinde bir alan oluşturmuştu.
Bu alan futbol maçlarında kale sınırları olarak kullanılıyordu.
Hayatımın hiç bir döneminde futbol oynamaktan ve seyretmekten hoşlanmadım.
BUNUNLA BİRLİKTE yalnız olduğum zamanlarda istinat duvarında kale olarak kullanılan alana şutlar çekmek benim için eğlenceli bir uğraştı.
Özellikle topu kale sınırlarını belirleyen dikdörtgen alanın sağ ve sol üst köşelerindeki taşlara isabet ettirmekten büyük zevk alıyordum.
İlk başlarda duvara çarpıp, seken topu, penaltı noktası olarak kullanılan mesafeye ve tam kalenin karşısına gelecek yere kadar sürerek şutlar atıyordum.
Zamanla seken topu durdurabildiğim noktadan sağ ve sol üst köşelerdeki taşlara isabet ettirme becerisi kazandım.
Artık fazla büyük olmayan sahanın her yerinden hemen hemen her seferinde isabetli atışlar yapabiliyordum.
Ve bir kalecinin isabetli atışlarımı kurtarabilecek yüksekliğe sıçraması hemen hemen imkansızdı.
Arkadaşlarım bu özelliğimin farkına vardığında futbol maçları için aranan bir oyuncu olmuştum.
Eğlenmek amaçlı uğraşım, yeteneğe dönüşmüştü.

3) Lise 2. sınıfta, disiplin kurulu kararıyla başka bir okulda okumasına karar verilmişti.
Yeni okulunda ilk derste ön sıradaki kız öğrencilerinden biri hemen dikkatini çekti.
İnsanlarla iletişim kurmakta sıkıntı yaşamadığı için ilk fırsatta selam verip, kendini tanıttı.
Bir süre sohbet ettilerse de kızın ilgisiz davranması canını sıkmıştı.
Sonraki günlerde kızın tek ilgi alanının edebiyat olduğunun farkına vardı.
Özellikle divan edebiyatı söz konusu olduğunda kızı susturmak mümkün olmuyordu.
O güne kadar edebiyat kitabının kapağını bile açmış değildi.
Kızın ilgisini çekmek için başka çaresi olmadığını anlayınca, ünlü edebiyatçıların hayatları hakkında biraz araştırma yaptı.
Divan edebiyatından bir kaç şiiri ezberlemeye çalıştı.
Bir fırsatını bulup, öğrendiği ilginç bilgileri kız öğrenciyle paylaştı.
Bu girişimi umduğundan daha iyi sonuç vermiş, kız öğrencinin ilgisini çekmeyi başarmakla kalmamış, edebiyat hakkında yaptığı sohbetten zevk bile almıştı.
Kız öğrenciyle daha çok vakit geçirebilmek için, edebiyat konusundaki araştırmalarına devam etti.
...
Alman Dili ve Edebiyatı bölümü ikinci sınıfında okurken ilk hikaye kitabı yayınlanmıştı bile...

4) Gençlik yıllarımda Risale-i Nur külliyatı hakkında cuzi bir bilgiye sahiptim.
Risale-i Nur külliyatı günümüz Türkçesi yazılmış olmadığı için, günümüzde kullanılmayan bir çok kelime içermektedir.
Bu nedenle çoğu kişi külliyatı anlamaz / anlamakta zorlanır.
2005 yılında Risale-i Nur külliyatı hakkında oldukça bilgili bir bayanla iletişimimiz oldu.
Bir çeşit iddia üzerine külliyatı okumaya başladım. 18 ayda 6000 sayfalık külliyatı okumayı bitirdiğimde çok az bir kısmını anlayabilmiştim.
Allah (c.c.) vesile olandan razı olsun. İyi ki bu külliyatı okumuşum.
Okumak, okuduğunu anlamak, sabır birer yetenek ise bu yeteneklerimi geliştirdiğimi sanıyorum.

5) Avrupa ve Amerika kıtasındaki ülkelerde yetenekleri keşfetme ve becerileri geliştirme konusunda sistemli çalışmalar olduğu genel kabul gören hususlardandır.
Ülkemizde de yeterli olmasa da bu konuda çalışmalar yapılmaktadır.

Yeğenlerimin meslek seçimine yardımcı olmak amacıyla, yıllarca yeteneklerini belirleyecek anket türü çalışmalar yaptım.
Kitaplardan, internetten, dershanelerden temin ettiğim anket türü çalışmaları gerek kendim cevapladım, gerekse yeğenlerime cevaplattım.
Bazı anketleri muhtelif zaman aralıkları ile tekrar tekrar yaptım.
Sonuç :
İstisnasız her ankette ve aynı anketin muhtelif zamanlarda (6-12-18 ay gibi aralıklarla) cevaplandırılmasında farklı sonuçlar çıkmaktadır.
Anket sonuçlarının (aynı anket için) bir kısmının doğru olduğu kanaatine ulaşsam da, bir kısmının gerçeği yansıtmadığını gözlemliyorum.
Bu tür çalışmalardan sağlıklı bir sonuç elde edilemediği kanaatindeyim.
Bu kanaatimi şu hadisi şerife dayandırıyorum:

- Mikdad bin Esved (ra) rivayet ediyor: Resulullah (sav) buyurdular ki: Şüphesiz insanoğlunun kalbi, kaynayan tencereden daha çok değişkendir. (Camiüssağir-7300)

Özellikle 40 yaşından önce insan karakterinde sürekli değişimler olmaktadır.
Bu değişimler anket sonuçlarına yansıyınca sağlıklı bir sonuç elde edebilmek mümkün olmamaktadır.

Hayatımın bir döneminde yoğun olarak Tarih okudum.
Bir döneminde bilim - teknik dergilerinin neredeyse tamamını takip ediyordum.
Şimdi yüzüne bakmadığım çizgi romanlar, ergenlik dönemi öncesinde hastalık derecesinde bağımlısı olduğum bir durumdu.
Bir dönem ingilizce öğrenmek için günde 8-10 saatimi harcamıştım.
Bilgisayar programlamayı öğrendiğim ilk yıllarda günümün 12-15 saati  bilgisayar başında geçiyordu.
İnsan kırk - elli yaşlarına gelince bunların çokta önemli olmadığının bilincine varıyor.

Bu tür durumlar herkes için geçerlidir.
Yirmili yaş öncesi yaşantı gözlemlerine dayanarak şu alanda yeteneği var kanaatine ulaşmanın sağlıklı bir yaklaşım olduğunu düşünmüyorum.

Sizce kaynayan tencereden daha değişken olan insan kalbinin ne istediğini bilmek mümkün müdür?

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 21 Ağu 2014 11:19:46
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Yetenek konusunda özlü sözler :
  • Aslında herkes dâhidir. Ama siz kalkıp bir balığı, ağaca tırmanma yeteneğine göre yargılarsanız, tüm hayatını aptal olduğuna inanarak geçirir. - Albert Einstein 
  • Başarı, sahip olduğun yeteneklerle nereye kadar çıkabildiğinle ölçülür.
  • Beceri ve yetenek eğitimin bir ürünü değildir. Bu yetenek kişide doğuştan vardır. Yani bu Tanrı'nın bir lütfudur. - Adolf Hitler
  • Ben Amerika'ya uzun bir yolu aşarak İsrail'den elimde bir keman ve bir de hayalle yola çıkarak geldim. Müzik eğitimim, disiplinim ve kararlığım başarılı bir müzisyen olmamamda bana yardımcı oldu. Alışılmışın dışında şeyler düşünme yeteneğim ise bana farkı yaratma konusunda yardımcı oldu. - Miri Ben-Ari
  • Bilgi hakikaten bir güç ve okur yazarlık fırsat kapılarını açan yetenektir. - Barack Obama 
  • Bir cismin düşüşünün yüksekliği daima son durumu ile başlangıçtaki durum arasındaki mesafe ile ölçülür. Milletlerin ve devletlerin durumu da böyledir. Durum -dahası ilk yükseklik- bu yüzden kesin bir önem kazanır. Eğer düşen nesne ortalamanın üstündeyse derin düşüş veya çöküşü açık olarak görmek mümkün değildir. Bunun içindir ki imparatorluğun yıkılması düşünen veya hissetme yeteneğine sahip olan kimselere oldukça acı ve müthiş gelir. - Adolf Hitler
  • Bütün zekâmı, yeteneğimi, şöhretimi, eserlerimi akşam eve zamanında gelip gelmeyeceğimi merak eden bir kadın için feda edebilirim. - George Bernard Shaw
  • Çelişik gibi görünse de yalnız kalabilme yeteneği sevebilme yeteneğinin tek koşuludur.
  • Çocuklara, babalarının yeteneklerine göre değil, kendi yeteneklerine göre meslek bulmak gerekir. - Eflatun (Platon)
  • Deha Tanrı vergisidir, ama yetenek bizimdir. - Gustave Flaubert
  • Dehanın 10'da 1'i yetenek 10'da 9'u da çalışmaktır. - Albert Einstein
  • Eğitim, bir çocuğa özel yeteneklerinin fakına varması için yardım etmektir. Eğitimin zıddı yönlendirmedir. - Erich Fromm
  • Fiziği görelilik ilkesine sokmak fikrini rastgele bulmama teşekkürler, siz (ve diğerleri) benim bilimsel yeteneklerimi beni rahatsız edecek kadar çok abartıyorsunuz. - Albert Einstein
  • Gerçek sevgi, insanların yeteneklerini ve güçlerini kullanmalarına fırsat vermektir.
  • Güzel kadınlar için mücevher ne ise, yetenek için de yükseklik odur. - François de La Rochefoucauld
  • Hayvanın iyisi, beden yeteneğiyle; insanın iyisi, kişilik yüceliğiyle kendini belli eder.
  • Her mutsuzluğun ötesinde yine yaşam bekler. Ama insana özgü bir yeteneksizliktir yaşayamamak. Yoksa hangi balık boğmuş kendini? Hangi serçe atlamış damdan?
  • Hiçbir özel yeteneğim yok. Yalnızca tutkulu bir meraklıyım. -  Albert Einstein
  • Hiçbir şey karar verebilme yeteneğine sahip olmak kadar zor ve onun kadar kıymetli değildir. - Napolyon Bonapart
  • Hiyerarşi yeteneğin en büyük engelidir.
  • Hoşgörü, yapılan her şeyin kolayca kabul edilip onaylanması değildir. Hoşgörü, başkalarının görüşlerini anlama yeteneği ve acı bir duygu beslemeden, anlayışlı bir tartışma arzusudur. - Macintosh
  • İki şey senin ömür boyu boşa kürek çekmemeni sağlar:  1. Asıl yeteneğini erken keşfetmek.  2. Gerçekten sevdiğin işi yapmak.
  • İnsan doğası gereği zora düşmedikçe yeteneklerini sonuna kadar kullanmaz. - Sun Tzu, Savaş Sanatı
  • İnsanın yaşam düzeyini bilinçli bir çabayla yükseltme konusundaki tartışma götürmez yeteneğinden daha cesaret verici bir gerçek bilmiyorum. - Henry David Thureau
  • İnsanlar sevmekten daha kolay bir şey olmadığını sanıyorlar. Evet herkes sevme yeteneğine sahip; ama bunu gerçekleştirmek çok zor. - Erich Fromm
  • Kararsızlık; bilgisizlik ve yeteneksizlikten daha fazla başarısızlığa neden olur. - Flower A. Newhouse
  • Kitaplar insanlara çoğunlukla kendi talihlerini açmak için yetenek aşılarlar. 
  • Müzisyenler yaptıkları müzik ile başkalarının müzik yeteneklerini baltalayamazlar. - Platon
  • Okumak; haz duymaya, zihnimizi beslemeye, yeteneklerimizi artırmaya yarar. - Francis Bacon
  • Önemli olan kedinin renginin siyah yada beyaz olması değil, fare yakalayabilme yeteneğidir.
  • Öyle kusurlar vardır ki, büyük yetenekleri meydana getirirler. - François de La Rochefoucauld
  • Rekabetçi kapitalizmde, temel ilke liyakattir, verimli iş yapabilme yeteneği temel seçim ölçütü olarak ortaya çıkıyor. Şimdi seleksiyonun temel ölçütü "biat etmek", "adamı olmak" olarak beliriyor; bu beğeniyi, ödüllendirmeyi, hukuku delip geçiyor. - Yalçın Küçük
  • Rüyalarımızı gerçekleştirecek yeteneğimiz olmasaydı, o rüyayı görme yeteneğimiz de olmazdı.
  • Saklama yeteneği yüksek olan, güçlü biriyim. Hatta gözlerimden yaşlar düştüğünde bile şu iki kelimeyi söylerim: "Ben iyiyim".
  • Sıradan öğretmen anlatır, iyi öğretmen açıklar, yetenekli öğretmen yapar ve gösterir, büyük öğretmen esin kaynağı olur. - Wiliam A. Ward
  • Sürekli olarak kendini yönetebilmek insanın sahip olabileceği en değerli yeteneklerden birisidir. - Bertrand Russell
  • Türkler kahramadırlar, dostlarına zarar vermezler. Yüce Türk milleti tuttuğu eli bırakmaz, sözünden dönmez, iyi ve kötü günlerde dostundan ayrılmaz. Böyle bir ulusla el ele vermek yeryüzünde her zorluğu yenmek için sonsuz bir güç ve yetenek kazanmak demektir. -Comenius (Çek Bilgini)
  • Yetenek başkalarının vuramadığı hedefi vuran nişancı gibidir; dahi ise başkalarının göremediği bir hedefi vuran bir nişancı. - Arthur Schopenhauer
  • Yetenek hiçbir zaman kendisine olan talebi karşılayamayacaktır. - Konfüçyüs
  • Yetenek yalnızlıkta oluşur, karakter ise dünyanın koşuşturmacasında. - Johann Wolfgang von Goethe
  • Yetenek, bir egzersizi ısrarlarla tekrarlayarak gelişir.
  • Yeteneklerin en fazla geliştiği zaman, insanın bütün bir dünyayı karşısına aldığı zamandır.

Çevrimdışı zeynepgulsu

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 23.272
  • 42.267
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 23.272
  • 42.267
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 21 Ağu 2014 11:27:08
Sizin bu tarz konu başlığı açmanız tartışılmaz bir yetenek :)

Çevrimdışı yaşam10

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 726
  • 566
  • Müdür Yardımcısı
  • 726
  • 566
  • Müdür Yardımcısı
# 23 Ağu 2014 00:35:58
ülkemizdedki eğitimin sisteminin en büyük sorunu bu bence.öğrencilerimzizin yeteneklerini keşfetmeden onları eğitim havuzuna topluyoruz hemenn.çorba olan sistemden kendini kurtarabilenler kurtarıyor onlarda çok az.çorbanın içinde kalanlar hayatları boyunca boşa kürek çekiyor.avrupada ise daha ilkokuldan çocuklar yetenekleri dahlinde yönlendirilmekte.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 23 Ağu 2014 10:13:21
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
ülkemizdedki eğitimin sisteminin en büyük sorunu bu bence.öğrencilerimzizin yeteneklerini keşfetmeden onları eğitim havuzuna topluyoruz hemenn.çorba olan sistemden kendini kurtarabilenler kurtarıyor onlarda çok az.çorbanın içinde kalanlar hayatları boyunca boşa kürek çekiyor.avrupada ise daha ilkokuldan çocuklar yetenekleri dahlinde yönlendirilmekte.
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Konuya yazdığım ilk mesajda "Yetenek keşfinde" sağlıklı bir yöntem olmadığı görüşünü savunmuştum.
Avrupa ve Amerika'da  uygulanan sağlıklı bir yetenek keşfi yöntemi olduğu  inancı bir ÖN YARGIDIR.
Bu ülkeler tarafından yapılmış eğitim / aile / okul ağırlıklı diziler izlendiğinde bu durum daha net olarak görülmektedir.
Bu ülkelerde yapılan işlem yetenek keşfi değil YÖNLENDİRMEDİR.
Daha net bir anlatımla öğrenciye sen bu alanda öğrenim görürsen daha başarılı olursun inancını aşılamaktır.

  • Eğitim, bir çocuğa özel yeteneklerinin fakına varması için yardım etmektir. Eğitimin zıddı yönlendirmedir. - Erich Fromm

Yetenek keşfinde kullanılabilecek sağlıklı bir yöntem öneriniz varsa öğrenmek isterim.

Çevrimdışı yaşam10

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 726
  • 566
  • Müdür Yardımcısı
  • 726
  • 566
  • Müdür Yardımcısı
# 23 Ağu 2014 10:20:37
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Konuya yazdığım ilk mesajda "Yetenek keşfinde" sağlıklı bir yöntem olmadığı görüşünü savunmuştum.
Avrupa ve Amerika'da  uygulanan sağlıklı bir yetenek keşfi yöntemi olduğu  inancı bir ÖN YARGIDIR.
Bu ülkeler tarafından yapılmış eğitim / aile / okul ağırlıklı diziler izlendiğinde bu durum daha net olarak görülmektedir.
Bu ülkelerde yapılan işlem yetenek keşfi değil YÖNLENDİRMEDİR.
Daha net bir anlatımla öğrenciye sen bu alanda öğrenim görürsen daha başarılı olursun inancını aşılamaktır.

  • Eğitim, bir çocuğa özel yeteneklerinin fakına varması için yardım etmektir. Eğitimin zıddı yönlendirmedir. - Erich Fromm

Yetenek keşfinde kullanılabilecek sağlıklı bir yöntem öneriniz varsa öğrenmek isterim.
hocam sizin bu mantığınıza göre amerika ve sürekli girmek istediğimiz ve kapısında yıllardan beri kapısında beklediğimiz avrupa birliği ülkelerinde uygulanan bu yöntem yanlış.bu yanlış sistemle eğitilen çcouklar bugun dünyayayı heralanda yönetiyorlar gördüğümüz kadarıyla.bunuda unutmamak gerekir bence

Çevrimdışı 3ddesen

  • B Grubu
  • 838
  • 670
  • 838
  • 670
# 23 Ağu 2014 11:21:10
Bence mümkün değildir.İşimiz Allaha kaldı.Benim de bir yeteneğim vardı(mış)Şu an 39 yaşımda kendim keşfettim.Artık öğretmenlikte gözüm kalmadı.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
kadın öylesine yaşadı 2 senede 13 trilyon kazandı aslında ruhu opera sanatçısı olarak yaşamış

Çevrimdışı Thank you

  • Üye
  • *
  • 81
  • 209
  • 81
  • 209
# 23 Ağu 2014 12:04:41
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Konuya yazdığım ilk mesajda "Yetenek keşfinde" sağlıklı bir yöntem olmadığı görüşünü savunmuştum.
Avrupa ve Amerika'da  uygulanan sağlıklı bir yetenek keşfi yöntemi olduğu  inancı bir ÖN YARGIDIR.
Bu ülkeler tarafından yapılmış eğitim / aile / okul ağırlıklı diziler izlendiğinde bu durum daha net olarak görülmektedir.
Bu ülkelerde yapılan işlem yetenek keşfi değil YÖNLENDİRMEDİR.
Daha net bir anlatımla öğrenciye sen bu alanda öğrenim görürsen daha başarılı olursun inancını aşılamaktır.

  • Eğitim, bir çocuğa özel yeteneklerinin fakına varması için yardım etmektir. Eğitimin zıddı yönlendirmedir. - Erich Fromm

Yetenek keşfinde kullanılabilecek sağlıklı bir yöntem öneriniz varsa öğrenmek isterim.
Kişi yeteneğini kendi keşfedebilir. Bu da birden fazla alanla karsimiza cikabilir. Sonuclari bizi bile sasirtabilir.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 23 Ağu 2014 12:25:19
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
hocam sizin bu mantığınıza göre amerika ve sürekli girmek istediğimiz ve kapısında yıllardan beri kapısında beklediğimiz avrupa birliği ülkelerinde uygulanan bu yöntem yanlış.bu yanlış sistemle eğitilen çcouklar bugun dünyayayı heralanda yönetiyorlar gördüğümüz kadarıyla.bunuda unutmamak gerekir bence
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Yazdıklarımı dikkatli okumadığınızı sanıyorum.

1) Amerika ve Avrupa'da uygulanan yöntemin doğru veya yanlış olduğunu söylemiyorum. Bu ülkelerde, (bizim ülkemizde olduğu gibi) öğretimde YÖNLENDİRME sisteminin olduğunu söylüyorum.
Amerika ve Avrupa'da YÖNLENDİRME sisteminin daha başarılı, daha sistemli uygulandığı söylenilebilir. Bu ülkelerde öğretimde yetenek keşfetmek gibi sağlıklı / yaygın bir uygulama olmadığını söylüyorum.

2) Dünyayı her alanda yönetmek için eğitim ve öğretimde her hangi bir yöntemin kullanılıyor olması zorunlu mudur? Farklı yöntemlerle dünyayı yönetmek mümkün olmaz mı?
Örneğin Roma imparatorluğu 1000 yıla yaklaşan toplam ömrünün 500 yıl kadarında dünyaya hükmetmiştir. Bu durum eğitim ve öğretimde uyguladığı yöntemin bir başarısı mıdır?

3) YÖNLENDİRME sistemi başarılı/verimli sonuçlar veriyorsa, ülkemizde bu sistemin yaygınlaştırılması yerine neden başka eğitim/öğretim sistemleri arayışı söz konusudur?

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 23 Ağu 2014 12:29:23
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Kişi yeteneğini kendi keşfedebilir. Bu da birden fazla alanla karsimiza cikabilir. Sonuclari bizi bile sasirtabilir.
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Bu görüşünüze katılıyorum. Daha net söylemek gerekirse kişi yeteneğini KENDİ keşfedebilir.
Bildiğim kadarıyla yeteneklerin keşfedilebilmesi için bir yöntem yoktur.
Bir kişi birden fazla alanda yetenekli olabileceği gibi, hiç bir alanda da yeteneği olmayabilir.

  • Hiçbir özel yeteneğim yok. Yalnızca tutkulu bir meraklıyım. -  Albert Einstein

Çevrimdışı yaşam10

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 726
  • 566
  • Müdür Yardımcısı
  • 726
  • 566
  • Müdür Yardımcısı
# 23 Ağu 2014 12:43:45
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Yazdıklarımı dikkatli okumadığınızı sanıyorum.

1) Amerika ve Avrupa'da uygulanan yöntemin doğru veya yanlış olduğunu söylemiyorum. Bu ülkelerde, (bizim ülkemizde olduğu gibi) öğretimde YÖNLENDİRME sisteminin olduğunu söylüyorum.
Amerika ve Avrupa'da YÖNLENDİRME sisteminin daha başarılı, daha sistemli uygulandığı söylenilebilir. Bu ülkelerde öğretimde yetenek keşfetmek gibi sağlıklı / yaygın bir uygulama olmadığını söylüyorum.

2) Dünyayı her alanda yönetmek için eğitim ve öğretimde her hangi bir yöntemin kullanılıyor olması zorunlu mudur? Farklı yöntemlerle dünyayı yönetmek mümkün olmaz mı?
Örneğin Roma imparatorluğu 1000 yıla yaklaşan toplam ömrünün 500 yıl kadarında dünyaya hükmetmiştir. Bu durum eğitim ve öğretimde uyguladığı yöntemin bir başarısı mıdır?

3) YÖNLENDİRME sistemi başarılı/verimli sonuçlar veriyorsa, ülkemizde bu sistemin yaygınlaştırılması yerine neden başka eğitim/öğretim sistemleri arayışı söz konusudur?
yazdıklarınızı gayet iyi okudum hocam ve yine doğru okuyarak ve doğru yorumalyarak cevap vermek istiyorum sizin gibi maddeleştirerek.
1-öncelikle yönlendirmenein kelime anlamını iyi çözümlemek gerekir.birincisi sizin dediğiniz gibi bizim ülkemizde bence kesinlikle yönledirme yok.bu konuda size katılmıyorum.bizim sistem herkesi aynı torbaya koyuyor ünirvesite sınavına kadar herkes aynı torbada yaşamlarını sürüyor.üniversite sınavındada ülke şartlarına göre torba dökülüyor ortaya ve bilye taneleri gibi herkes dağıyor(yetenekleri gözarda edilerek.
2-tarih biliminin ana maddelerinide biride tarihteki olayları oazmanın şartlarına göre değerlendirmek gerekir maddesidir.yani roam imp eğitim sistemiyle hakimiyetlerinin genişlik alanları ve süreleri arasında bir bağlantı yoktur.oz amnaın şartlarında roam imp çeşitli özelikleri sayesinde roma yıllarca hüküm sürmüştür.
ama günümüzde çok küçük olamsına rağmen israil dünyayay kafa tutuyor.veya abd binçeşit milleten olamsına rağmen toplumsal bütünlüğünü koruyarak dünyayayı yönetiyor.işte bence eğitim yönlendirme buarda karşımıza çıkıyor.adamların yaptıkları eğitim yönlendiemsiyle yetenekler küçük yaşlardan keşfediliyor.bu yüzdende adamlar ielerlemiş.bizim dünayada isim yapmış bilim insanlarımız bile dış ülkelerde küçük yaşta yönlendirilerek yetetenkleri keşfedilmiş  ve günümüzde hala yabancı ülkelerde çalışmalarına devam etmektedirler.bakın bize adam maliyede memur sabah 8 akşam 5 çalışıyor ama resme çok yetenekli.soruyosun adama niye resimde ilerlemedin siye yönlendirme yaplamamış ve yetenekleri keşfedilmemiş.hayatı böyele gececek.
3-ülkemizde yönlendirme işlemi bence yapılmadığından bu maddenize cevab veremyeceğim

Çevrimdışı aslı_80

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
  • 2.080
  • 12.050
  • Öğrenci Velisi
# 23 Ağu 2014 12:51:04
  Merhabalar
  Bu konu kendim ve çocuklarım için üzerinde çok düşündüğüm bir konudur. Kendim için bunu tesbit edememiş ve biraz da bu durumun mağduru olmuş biriyim diyebilirim. Tabii ki zamanında ailemin yanlış yönlendirmelerinin yanında mesuliyetin çoğu bana aittir. Yeteneklerimi -var ise- keşfedip peşinden gidemediğim için...

  Sonuçta çocuklarımızın yeteneklerini keşfetmelerinde gerçekten nasıl bir yol izlemeliyiz bilmiyorum. Onlara farklı alanlarda imkanlar sunup, kendi isteklerimize kurban etmemeliyiz ama nasıl?

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 24 Ağu 2014 18:39:08
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
  Merhabalar
  Bu konu kendim ve çocuklarım için üzerinde çok düşündüğüm bir konudur. Kendim için bunu tesbit edememiş ve biraz da bu durumun mağduru olmuş biriyim diyebilirim. Tabii ki zamanında ailemin yanlış yönlendirmelerinin yanında mesuliyetin çoğu bana aittir. Yeteneklerimi -var ise- keşfedip peşinden gidemediğim için...

  Sonuçta çocuklarımızın yeteneklerini keşfetmelerinde gerçekten nasıl bir yol izlemeliyiz bilmiyorum. Onlara farklı alanlarda imkanlar sunup, kendi isteklerimize kurban etmemeliyiz ama nasıl?
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerinize olsun.

Bir çok kişi yetenek kavramı ile ilgi alanı kavramını birbirine karıştırmaktadır.

Aradaki fark en bariz şu şekilde ifade edilebilir.
Yetenek, doğuştan gelir, ölünceye kadar varlığını sürdürür. Kişiler yeteneklerinin farkına vardıklarında bu alanda çalışmalar yapabilirler veya yeteneklerine rağmen, muhtelif sebeplerle yeteneklerini kullanmayabilirler.
İlgi alanı, zaman dilimlerine göre değişiklik gösteren bir durumdur. Çoğu kişi başarılı olsada olmasada ilgi alanında faaliyet göstermekten hoşlanır. Bununla birlikte ilgi alanları muhtelif zaman dilimlerinde farklılık gösterir.

Dünyanın bir çok ülkesinde her yaş seviyesi için ilgi alanı seviyesi tesbit etme çalışmaları yapılmaktadır. İlgi alanları gruplandırılmaya çalışılmaktadır.
Fakat yaratılıştan kaynaklanan özellikler nedeniyle bu çalışmalar % 100 verimli olacak duruma gelmemektedir.

Kişilerin yaşları ile doğru orantılı olarak ilgi süreleri uzamaktadır. Örneğin okul öncesi çağda her hangi bir konuya duyulan ilgi azami bir hafta iken, ilköğretim döneminde bir aya kadar uzayabilmektedir.
Lise çağlarında yıllar süren ilgi alanları olabilmektedir. BUNUNLA BİRLİKTE 40 yaşından önceki tüm ilgi alanları dönemliktir.
40 yaşlarından sonra ilgi alanlarının değişmesi nadir görülür.

Orta okul, lise çağlarındaki ilgi alanına dayanılarak yapılan meslek seçimlerinde hatalar olması doğaldır.
Zaten kişilerin meslek değiştirmesi sık görülen bir durumdur. Önyargıların aksine batı ülkelerinde bu durum daha sık görülür.
Hatta batı ülkelerinde birden fazla işle meşgul olan kişiler oldukça çoktur. Bu uygulama ülkemizde de yaygınlaşmaktadır.

Ülkemizde ilgi alanlarının belirlenmesinde en önemli gösterge seviye belirleme, seçme gibi isimler altında yapılan sınavlardır.
Dershanelerde genel seviye belirleme, seçme sınavlarına hazırlık olarak deneme sınavlarıda yapılmaktadır.
Bu sınavlarda öğrencinin İSTİKRARLI olduğu puan türü ilgi alanı için ipucu vermektedir.

Küçük yeğenim gerek lise giriş, gerek üniversite seviye belirleme ve seçme sınavlarında net olarak istikrarlı bir puan türü ortaya çıkaramıyordu.
Tüm sınavlarda puan türleri birbirine yakın çıkıyordu. Kişisel gözlemlerimde de bir ilgi alanı tesbit edememiştim.
Üniversite birinci basamak sınav sonuçları geldiğinde, birinci sınav sonucuna göre yerleşebileceği tek alanın turizm olduğunu gözlemledim.
O güne kadar düşündüğümüz alternatifler arasında  turizm bölümü hiç yoktu.
Bu seçeneği düşünmeye başlayınca, gerçekten de yapabileceği bir meslek olduğunun FARKINA VARDIK.  Üniversite ikinci basamak sınav sonuçları geldiğinde, sonuç yine aynıydı. Puanına ve lisede okuduğu bölüme göre üniversitede kayıt yaptırabileceği tek bölüm turizmdi.
İlk sıralara farklı bölümler yazmakla birlikte  kazanmasını beklemiyorduk. Turizm bölümünde puanına göre en iyi okula yerleşmeyi başardı. Şu anda bu bölümde okumaktan memnun.

Bir çok kişi gibi ben de, seviye belirleme ve seçme sınavlarının formalite / eleme olduğunu düşünüyordum.
Küçük yeğenim vesilesiyle gözlemlediğim durum, seviye ve seçme sınavlarının ilgi alanı belirlemede başarılı olduğunu gösteriyor.

Üniversite bittiğinde bu mesleğe ilgisinin devam edip etmeyeceğini bilmemiz mümkün değil.
Fakat başka bir meslek edinmesinin önünde bir engel olduğuna da inanmıyorum.

Çevrimdışı endorfin2000

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 504
  • 212
  • 504
  • 212
# 26 Eki 2014 00:12:59
4.sınıftan itibaren "ilgi ve yetenek sınavları" yapılarak,öğrenciye,veliye,öğretmene geribildirim sağlanmalıdır.ancak,bunun daha gerçekçi olması için ülkemizdeki 4-5 farklı sektörün değil,en azından 15-20 farklı sektörün iş garantili olarak, veli ve öğrenci tarafından tercih edilebilir hale gelmesi lazım.velilerdeki gelecek kaygısını azaltmak için tedbirler hızlandırılmış olarak ve gerçekçi bir biçimde alınırsa "ilgi ve yetenek sınavları" daha iyi yol gösterici olabilir.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK