" Beynimizin Sırları "

Çevrimdışı destinalila

  • Uzman Üye
  • *****
  • 530
  • 220
  • 530
  • 220
# 20 Ara 2007 23:45:59
Değerli öğretmenlerim...Paylaşımların ız çok güzel ve çok ilginç....

Özellikle beyin egzersizlerini mutlaka deneyeceğim....Eminim çok zevkli olacak....

Yalnız;

9.Egzersiz: Gereksiz ayrıntılardan kurtul…
Hayatındaki gereksizleri incele. Çıkarabildiklerini çıkar. Bir tane gereksiz ayrıntıyı bile yok edebilirsen, kendini şanslı say

bu maddeyi nasıl es geçebilirim bilmiyorum...Gece rüyamda bile gündüz yaptıklarımı sayıklıyorum... :( :(

Çevrimdışı parpali-eren

  • Uzman Üye
  • *****
  • 615
  • 3.242
  • 615
  • 3.242
# 29 Şub 2008 21:54:40
Arkadaşlar bunları zevkle okudum ,sizinle paylaşmak istedim.

Beyin Sağlığı İçin Öğütler    
 
 

 
Büyük Resim
Yaşantınızın kontrol ve yönetim merkezidir. Yaptığınız her şey onun kontrolündedir. Nasıl hissettiğinizi, davranışlarınızı, düşüncelerinizi, ne tip bir insan olduğunuzu hep o belirler. Beyniniz. Düşünebileceğiniz beceri ve büyüklükten daha üstün özellikleri vardır. Son yıllarda yapılan PET, SRECT, fMRI ve QEEG ile ilgili bilimsel çalışmalar, beyin yapısı ve çalışması hakkında daha doğru bilgilere sahip olmamızı sağlamıştır. Alkol, madde bağımlılığı, sigara, fazla kahve tüketimi ve gereksiz ilaç kullanımı, beyin kan akımını olumsuz yönde etkilediği bildirilmiştir.
 
 
Örnegin sigarada bulunan nikotin, beynin dikkat, sabır, yargılama gibi özelliklere sahip frontal (alın) bölgesini uyarmakta ve nikotin kanda olduğu süre içinde dikkati ve sabrı artırmaktadır. Ancak bu arada frontal alana olan kan akımı azalmaktadır. Bu bölgenin ihtiyacı olan oksijen ve şekerin ulaşması önlenmektedir. Sigara içimi bittiğinde uyarı ortadan kalkmakta , sabır, dikkat gibi özellikler zayıflamakta ve asıl önemlisi o bölgenin beslenememesi sonucu yapısı ve çalışma düzeni bozulmaktadır. UCLA’da yapılan bir çalışma, kokain kullananların kullanmayanlara göre beyin kanlanmasında %23 oranında azalma olduğu, sigara kullananlarda ise bu oranın %45 olduğu bildirilmiştir. Esrar kullananlarda bu oran temporal (şakak) bölgesi için %85’dir. Kahvede bulunan kafein ise beyin damarlarının kasılması ve sonuçta büzülmesine yol açarak kan akımını azaltır. Bir fincan kahvenin tabiki bu denli zararı yoktur ama aşırı kahve, çay, kola ve hatta soda tüketimide bu sonuca yolaçabilir. Azı yarar, ortası karar, çoğu zarar sözü bu gıdalar için çok geçerlidir.
Beyin’e toksik olan bu maddelerden sonra faydalı olan besinlere bakalım. Proteinler, kompleks karbonhidratlar, omega 3 balık yağı, badem, ceviz, zeytinyağı. Kahvaltıda protein alınmalıdır. Yumurta, salam gibi.. Hafif karbonhidratlardan uzak durulmalıdır, şekerli yiyecekler, patates, simit vb.. Gün içinde bir kez multivitamin ve mineral tabletleri alınmalıdır. Yeşillik her sofrada olmalıdır. Balık, özellikle soğuk suda yaşayan büyük balıklar tercih edilmelidir, somon ve ton balığı (çiçek yağı içinde konserve olanlar yerine sade yada zeytinyağlı olanları tercih edin). Bu balıkların hem omega 3 içeriği fazla hemde toksik içeriği en azdır. (Her deniz ürününde toksik içerik az da olsa vardır. Denizlerimizde olan balıkların toksik içeriği soğuk deniz balıklarına göre daha fazladır)
Öğle yemeği menünüzden hafif karbonhidratlı gıdaları ( ekmek, makarna, pirinç, şekerli besinler, patates) çıkartırsanız öğleden sonra zihninizin daha açık, enerjik ve zinde olacağını farkedersiniz. Karbonhidrat ağırlıklı beslenen insanlar daha çok duygularıyla hareket ederler, daha tembel, karar verme yeteneği daha az olurlar.
Düşünce biçiminiz beyninizin çalışmasına, karar verme yeteneğinize, dikkatinize yön verir. Olumsuz, sizi sinirlendiren bir olayı bir an önce unutmaya çalışın. Çünkü, depresyon ve anksiyete zemininin en iyi yaratıcılarıdır. Bir de sorun olan konuyu unutmayıp sürekli beyninizde tekrar ederseniz hastalıklara davetiye çıkarmış olabilirsiniz.
Hiç kimse bir başkasının düşüncelerini okuyamaz. Bu nedenle anlamlı bakışlardan rahatsız olup beyninizi yormayın.
Gelecekle ilgili olumsuz düşünce, olumlu olacakların engelidir. Falcılığı bırakın.
Bir istediğiniz gerçekleşmesse ondan sonrakilerde gerçekleşmeyecek anlamına gelmez. Asla, kesinlikle, herzaman, herkes gibi kesin yargı ve genellemelerden uzak durun.
Suçluluk duygusundan hemen kurtulun. Çünkü yapacağınız iyi şeyleri engeller.
Kötü yönlerinizi bir kağıda yazın ve onları ezberleyin. Sizi etkileyecek düşüncenizden ve davranışınızdan önce hatırlayın ve yapmamaya çalışın.
Okuyun, öğrenin, bilgi açlığını hep hissedin çünkü her öğrenilen yeni bilgi beyindeki multimilyarlarca bağlantıya yeni binler ekleyip çoğalacak ve beyninizin, alternatif yol bulma olasılığı artacağından, bozulmalara karşı direncini güçlendirecektir. Öğrenme beyin kan akımını da artırır. Öğrenen değil öğrenmeyen beyin unutur.
Bir gazetede yurt dışında bir hekim ile ortak yazılar yazan meslektaşımın makalesini okudum. ‘Gereksiz bilgileri beyninizden atın’ diyordu. Bilginin gereksizi olmaz. Önemli olan uygun yerde kullanabilmektir. Bunun içinde sağlıklı beyin gerekir. Beyniniz doğru çalışmıyorsa gerekli bilgi bile size fazla gelebilir.
Beyin vucudunuzu kontrol eder. Kolunuzu kaldırır, yürütür sizi yada ağlatır. Damarlarınızı genişletip kasarak kan basıncınızı (tansiyon) kontrol eder. Sizi karşı cinse yakınlaştırır çünkü sevişmeye ihtiyacı vardır. Düzenli seks kadınlarda düzenli regl olmasına yardımcı olur. Menapozu geciktirir. Östrojen düzeyini artırır, yaşlanmayı geciktirir. Östrojen düzeyi düşüklüğü beyin aktivitesini azaltır, hafızayı zayıflatır (UCLA yayını). Sonuçta düzenli sex beyin için iyidir. Tüm bunlar duygusallık içinde yaşanan cinsellik için geçerlidir. Erkekler için tatmin olmanın limbik sistem (duygularımızı kontrol eden en eski ve temel beyin bölümü) üzerinde faydası olduğu bilinmektedir. Bu bulgular neden kadınlarda depresyon ve anksiyete bozukluklarının daha sık görüldüğünü açıklar mı?
Rahat beden, açık zihin. Amacımız bu muhteşem ikiliyi elde etmek ve tutmak olmalıdır. Bunun için öncelikle diyaframatik solunumu öğrenmemiz ve sürekli uygulamamız gerekiyor. Dakikada 6 nefes alacağız. 5 saniyede aynı ve yavaş hızda nefes alın ve 5 saniyede aynı ve yavaş hızda verin. Eğitim için yere uzanın, göbeğinizin üzerine kitap koyun ve nefesinizi anlatılan biçimde alıp verin. Kitabın hareketini takip edin. Bu egzesizi günlük hayatınızda her fırsatta uygulayın.Bu şekilde nefes alıp verebilen insanın gergin olması pek mümkün değildir.
Müzik, temporal lobun düzenli çalışmasına yardımcı olur. 12 genç, 3 değişik müzik tipi eşliğinde hafıza oyunu oynarken rap ve rock dinleyenler en zayıf puan, klasik müzik dinleyenler müzik dinlemeyenlere göre daha iyi puan almışlar. Kaliforniya Üniversitesinde yapılan bir başka çalışmada Mozartın 2 piano için sonatını dinleyen kişilerin görsel zeka puanlarının diğer türleri dinleyenlere göre %10 daha fazla arttığı gösterilmiş.
Televizyon izlemek beyni tembelleştirir. Zaten çok TV izlemek tembellerin işidir. (Kısır döngü)
Beyin için spor, bedeni yorgunluk ile birlikte, aynı anda beyni çalıştıran özelliği de olmalıdır. Bu nedenle beyin için ideal spor masa tenisidir. Sürekli dikkatin verilmesi gerektiği ender spor dallarından biridir.
Menapoz ile östrojen-kadınlık hormonu- düzeyi kanda azalır ve buna bağlı yakınmalar ortaya çıkar. Beyniniz ne kadar dirençli ise yakınmalar da okadar az olacaktır. Menapoz tedavisinde ? amaç beden direncini arttırmak olmalıdır. (menapoz doğal bir olay, o nedenle tedavisi de anlamsız) Halen tedavi amaçlı kalsiyum ve D vitaminli ilaçlar yerine yürüyüş ve güneş banyosu yeterlidir. Çünkü almamız gereken kalsiyum miktarı günlük 600 mg düzeyindedir ve günlük besinlerden zaten bu miktar alınıyor. Besinlerle alınan kalsiyumun güneşten sağlanan d vitamini ile etkin hale gelmesi yeterlidir. İlaçlarla alınan ve doğal olmayan kalsiyum damar, göz, kalp, böbrek gibi organlarda birikir ve dokunun çalışmasını bozar. Östrojeni doğal olarak keten tohumundan alabilirsiniz. Taze tohumu öğütün, günde 3 kez 1 tatlı kaşığı yutun. Bir kaç günlük alımı bir işe yaramaz, be nedenle sabırla uzun süre kullanın.
Doğadan ve doğal olandan uzaklaştıkça hastalıklar da artıyor. Basit örneği hayvanlardır. Vücudun çalışma özellikleri açısından insan ve omurgalı hayvanlar arasında bir fark yoktur. Doğal yaşamlarında hayvanlar insanlarda görülen hastalıklara yakalanmazlar. Ancak insanlar tarafından geliştirilen deney ortamına alınıp doğal olandan ayrılırlarsa, insanlar gibi hasta oldukları görülür. Bu nedenle besinleriniz olabildiğince doğal olsun. Örnegin, patates doğada kabuğu ile birlikte çiğ halde bulunur. Kabuğunda sindirimine yarayacak vitaminler ve eser elementler bulunur. Kabuğunu soyup yağda pişirirsek doğal özellikleri kaybolur. Bu nedenle patates olabildiğince az işlenerek yenmelidir. Mümkün ise kabuğunu soymadan, yağ yerine suda pişirerek yiyin. Doğal yenmeyen besin maddeleri "sadece besleyici özelliği kayboluyor" diye düşünmeyin. Vücudun giriş kapısı sindirim sistemi ve akciğerdir. Buralardan vücuda giren her şey önemlidir. Yağlı ve kabuksuz yenen patates sindirimi için gerekli olan maddeleri kaybettiğinden, bunları vücudun diğer bölümlerinden çalar. Bu durum patatesle birlikte diğer doğal olmayan besinlerle süreklilik gösterirse, hastalıklara iyi bir zemin ya da hastalıkların ortaya çıkışı ile sonlanır.
Hipertansiyon-tansiyon yüksekliği nedeni allostazdır.  Doğal tedavisi için günde 2 adet muz yiyin. Muz yiyemiyorsanız potasyumlu diğer gıdalara ağırlık verin ( portakal suyu, patates, avakado, kayısı ve şalgam).
Damar yapısını koruyan en önemli madde C vitaminidir. Damar sertliği, kalp krizi, beyin krizi (felç) ve diğer damar hastalıklarından korunmanın doğal yoludur. Ancak vücuda alındıktan sonraki etki süresi çok kısadır. Bu nedenle olabildiğince sık alınması gerekir. Günde 5-6 kez 1 çay bardaği taze sıkılmış limon suyu içmek  damar tıkanmalarını önler, enfeksiyonlara direnci arttırır. Beyin ve kalp damar hastalarına şiddetle öneririm. 1 kivide 6 adet portakalın c vitamini vardır.
 Öğün aralarında, açıkınca badem, ceviz ve meyve yiyin. Bisküvi vb.. doğal olmayan rafine gıdalardan uzak durun.
Gıdalardan alınan kalsiyum, sanılanın aksine, olduğundan daha fazladır. Önemli olan alınan kalsiyumun vücut tarafından dengeli biçimde kullanılmasını sağlamaktır. Vücudun çalışma dengesi bozulduğunda (allostaz) kalsiyum kullanımı da bozulur. bu nedenle fazla alınan kalsiyum vücutta birikir. Kalsiyumu en iyi dengeleyen madde magnezyumdur. Besinlerle alınan kalsiyum-magnezyum oranının eşit olması, fazla kalsiyum birikimini önleyecektir. Pet şişe sularının sertliğini azaltmak amacıyla içeriğindeki magnezyum oranı azaltılır. Bu hatadır. İçtiğiniz pet suların üzerini kontrol ediniz. Kalsiyum magnezyum değerleri eşit olan (ya da en yakın) suları tercih ediniz. 
Kara üzüm çekirdeğinin beyin ön bölge duyarlılığını azaltmada önemli etkisi vardır. Taze olarak günlük öğüttüğünüz çekirdekleri bir miktar su ile günde 3 kez 1 tatlı kaşığı yutun.
 
Dr Güçlü ILDIZ

Çevrimdışı parpali-eren

  • Uzman Üye
  • *****
  • 615
  • 3.242
  • 615
  • 3.242
# 02 Mar 2008 09:18:44
beynim sulandı yaa ??? ;) ;)

Çevrimdışı ali.yildirim

  • Yeni Üye
  • 16
  • 24
  • 16
  • 24
# 02 Mar 2008 11:14:25
gerçekten çok güzel birçok bilmediğim şeyler çıktı.teşekkürler  sude hocam

Çevrimdışı ali.yildirim

  • Yeni Üye
  • 16
  • 24
  • 16
  • 24
# 02 Mar 2008 11:16:19
ya bende böyle yararlı şey yolladım ama neden koymuyorlar.başarılı olmanın yolları diye gerçekten çok yaralı lütfen koyar mısınız

Çevrimdışı boşnak

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.158
  • 338
  • 1.158
  • 338
# 02 Mar 2008 20:54:20
Her şeyi unutmaya başladım...

Hepimiz zaman zaman isimleri, önemli tarihleri ya da telefon numaralarını unutabiliriz. Bazen unutulanlar sonradan hatırlanır, bu normal bir durumdur. Alzheimer hastalığında bu unutkanlıklar, iş ve sosyal yaşamına zarar verecek düzeydedir, unutulan şey sonradan hatırlanmaz ve unutkanlık gittikçe kötüleşir.


işte bu benim..

Çevrimdışı muallimbeyy

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 116
  • 12
  • 116
  • 12
# 08 Tem 2008 09:33:55

BEYİNİN ÇÖZÜLEMEYEN 10 SIRRI


1. Bilgi nöronlarda nasıl kodlanıyor?
Beynin en karışık işlemlerinden bir tanesi, bilginin kodlanması. Bu süreçte beyindeki nöronlar, yani sinir hücreleri, zarlarının dışında elektrik akımı oluşturuyor. Bu elektrik akımları, akson adı verilen uzantılara ulaşarak, onlar vasıtasıyla gerekli olan kimyasal sinyallerin açığa çıkmasını sağlıyor. Bu akımlar sayesinde dünyayla, çevremizde olup bitenle ilgili bilgiler beynimize aktarılıyor. Ne görüyorum?, Aç mıyım?, Hangi sokağa sapayım? gibi sorulara yanıt işte böyle bulunuyor.

2. Anılar beyinde nasıl saklanıyor ve nasıl tekrar hatırlanıyor?
Bir kişinin ismi gibi, yeni bir şey öğrendiğinizde beynin yapısında birtakım fiziksel değişiklikler meydana geliyor. Ancak bu değişikliklerin hâlâ ne tür değişiklikler olduğunu, nerelerde meydana geldiğini, bilginin nasıl depolandığını ya da yıllar sonra tekrar hatırlanarak tekrar nasıl gündeme getirildiğini anlayamıyoruz.

Beyinde çeşit çeşit hatıralar var. Ancak beyin, kısa dönem anılarla (yeni öğrenilen bir telefon numarasını hatırlamak gibi), uzun dönem anıları (geçen yıl doğum gününüzde yaptıklarınız gibi) birbirinden bir şekilde ayırıyor. Beyin travması ya da beynin zarar görmesi ise bu yetenekleri bozabiliyor.

3. Beyin, geleceği nasıl öngörüyor?
Çoğu zaman gelecekle ilgili birtakım planlarımız ve öngörülerimiz olur. Geleceğin nasıl şekilleneceğini düşünürüz. Beynimizde, gelecekle ilgili bir şekil vardır. Ancak beynin bu gelecek simülasyonunu nasıl yaptığı henüz anlaşılmış değil. Beyin, dünyayla ilgili öngörülerde nasıl bulunabiliyor? Bilim adamları hâlâ bunun yanıtını arıyor.

4. Duygu ne demek?
Beyin, sadece bilgi biriktiren bir organ değil; aynı zamanda duygu, motivasyon, korku ve umutları barındıran bir organ. Bütün bunlar bilinçaltında olan şeyler aslında...

Örneğin beynin duygularla ilgili bölümü sinirli yüzlere, o yüzleri görmeden de tepki verebiliyor. Kültürler arasında da temel duyguların dışa vurulması, aslında birbirine benziyor. Hatta Darwinin de gözlemlediği gibi, temel duyguların ifade edilmesi bütün memelilerde benzer.

Bilim adamları, insanların fiziksel tepkilerinin sürüngenlerin ve kuşların tepkilerine çok ciddi bir şekilde benzediğine dikkat çekiyorlar.

5. Zekâ nedir?
Zekâ farklı şekillerde karşımıza çıkıyor. Ancak biyolojik açıdan zekânın ne anlama geldiği henüz bilinmiyor. Milyarlarca nöron, bilgiyi harekete geçirmek için nasıl birlikte çalışıyor? Gereksiz bilgi beyinden nasıl siliniyor? İki kavram birbirine uyunca ve böylece bir soruna çözüm bulduğunuzda, beyinde neler oluyor? Zeki insanlar bilgiyi beyinlerinde hatırlaması kolay, ayrı bir bölgede mi muhafaza ediyorlar?

Beyin fonksiyonları nın temel işleyişiyle ve nöronlar arasındaki bağlantılarla ilgili, bilim adamlarının elinde hâlâ çok az bilgi var. Ancak zekânın, beynin tek bir alanıyla değil, pek çok bölgesiyle ilgili olduğu üzerinde duruluyor. İnsan beyninin diğer canlılardan farkı hâlâ araştırılıyor.

6. Beyin, zamanı nasıl algılıyor?
Alkışladığınızda ya da parmağınızı şıklattığınızda sesi mi daha önce duyarsınız, hareketi mi daha önce görürsünüz?

Her ne kadar duyma yeteneği, görme yeteneğinden daha hızlı çalışsa da, parmakların görüntüsüyle, çıkarılan ses aynı anda gerçekleşiyormuş hissi doğuyor. Yani beyin pek çok olayın aynı anda gerçekleştiği hissi yaratarak aslında bizi kandırıyor. Beynin zamanla oynadığını aslında çok kolay anlayabilirsiniz.

Aynanın karşısında sol gözünüze bakın. Daha sonra bakışınızı sağ gözünüze kaydırın. Gözlerinizi diğer tarafa çevirmek bir zaman alıyor elbette. Ancak siz gözlerinizin hareket ettiğini görmüyorsunuz.

Gözlerinizi kırpıştırdığınızda da aslında gözleriniz çok kısa süreliğine de olsa karanlıkta kalıyor. Ancak bu karanlığı da görmüyorsunuz.

7. Nasıl uyuyor ve rüya görüyoruz?
Zamanımızın üçte birini uyuyarak geçiriyoruz. Araştırmalara göre, az uyumak sinir sisteminde bozukluğa yol açıyor. Canlılar uyuduklarında beynin bir bölümü de uyuyor, ama uykunun mekanizması, işleyişi hâlâ bilinmiyor. Uykuda nöronların aşırı derecede hareket halinde oldukları biliniyor.

Ayrıca önemli bir sorunu çözmeden önce uyumanın, o sorunu çözebilmek açısından yararlı olduğu da düşünülüyor. Düzenli uykunun, öğrenme kapasitesini de artırdığı söyleniyor. Özetle, uyku sayesinde beyin bir şekilde gerekli bilgileri depoluyor, gereksizleri ise ekarte edebiliyor.

8. Beynin ayrı ayrı olan sistemleri, birbirleriyle nasıl bütünleşiyor?
Gözle bakıldığında, aslında beynin her bölgesi aynı görünüyor. Ancak aktivitelerini, işlevlerini ölçtüğümüzde, her nöron bölgesinde farklı bilgilerin kayıtlı olduğunu görüyoruz.

Örneğin görme yeteneğini ilgilendiren bölgenin içindeki alanlarda hareketler, yüzler, köşeler ve renklerle ilgili çeşit çeşit bilgiler bulunuyor. Yetişkin bir insanın beynini, çeşitli ülkelerin bulunduğu bir dünya haritasına benzetebiliriz. Beynin içinde koku, açlık, acı, hedef koyma, sıcaklık, öngörü ve daha pek çok şeyle ilgili beyin ağları var. Farklı işlevlerine rağmen bu sistemler birbirleriyle bir şekilde bütünleşerek çok iyi bir işbirliğine giriyorlar.

9. Bilinç nedir?
İlk öpücüğünüzü düşünün. Bu, hafızanızdan hiç çıkmaz. Peki bu hafıza, bu deneyimi yaşamadan, bu deneyimin bilincinde olmadan önce neredeydi?

Modern bilimde, bilinç çözülememiş olan en önemli sırlardan biri. Bilinç, tek bir fenomen değil. Peki ne? Bilinç, beyindeki hangi sistemlerle ilgili? Bilim adamlarının bu konuda da hiçbir fikri yok...

Şimdiye kadar yapılan araştırmalara göre, bilinç konusunda, büyük bir ihtimalle yine bir grup aktif nöron iletişim içinde. Bilincin altında yatan mekanizmanın moleküllerle ya da hücrelerle ilgili olabileceği üzerinde de duruluyor. Belki de mekanizma, bu sistemlerin etkileşimleriyle oluşuyor. Bilim adamları bu sıralar bilincin, beynin hangi bölgeleriyle ilgili olduğunu araştırıyorlar.

10. Bilgisayara karşı beyin
Beyindeki elektrik akımlarının hızının, bilgisayarlardaki sinyal hızından 100 milyon kat daha fazla olduğunu biliyor muydunuz?

Bir insan, arkadaşını hemen tanırken, bir bilgisayarın bir yüzü tanıması genellikle çok zor oluyor. Beynin pek çok işlemi aynı anda yaptığını söyleyen bilim adamları, beynin bütün bölgelerinden gelen bilgilerin tek bir bölgede birleşmediğini, ancak bu farklı bölgelerin kendi aralarında güzel bir işbirliğine girdiklerini ve bir ağ, yani network oluşturdukları nı belirtiyorlar. Bizim de dünyaya olan bakış açımız işte bu karmaşık network sayesinde oluşuyor

Çevrimdışı BİRGÜL

  • Çalışkan Üye
  • ***
  • 470
  • 172
  • 470
  • 172
# 08 Tem 2008 11:14:15
Beynimiz hakkında ne kadar çok şey bilinmiyormuş.İlginç bir paylaşım teşekkürler öğretmenim.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK