Bunları Biliyor Musunuz?

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.306
  • 223.504
  • 28.306
  • 223.504
# 23 Tem 2023 10:01:45
Gandi'nin "7 Ölümcül Günah" Listesi ; güncele uyduğu için paylaşmak istedim:
1. İlkesiz Siyaset.
2. Emeksiz Zenginlik.
3. Vicdansız Haz.
4. Niteliksiz Bilgi.
5. Ahlaksız Ticaret.
6. İnsaniyetsiz Bilim.
7. Çıkar İçin Özverisiz İbadet..

Çevrimdışı ilhami_60

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.203
  • 34.619
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 5.203
  • 34.619
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 29 Tem 2023 09:36:34
Kartalı gagalamaya cesaret eden tek kuş kuzgundur, kartalın boynuna biner ve onunla beraber uçarken bir taraftan gagalar..
Kartalın bu durumda yapabileceği pek birşey yoktur, ve hiç karşılık vermez, onunla savaşmaz.. Kuzgun için enerji harcamaz..
Sadece kanatlarını açar, gökyüzünde daha, daha yuksekten uçmaya başlar.. Uçuş çok yüksektir, kuzgun için sonun başlangıcıdır bu durum.. Çünkü kuzgun kartalın uçtuğu yükseklikte oksijensiz kalır ve nefes alamaz, sonunda düşer..

Sizinle savaşmaya, eleştirmeye, çalışanlara cevap verip enerjinizi harcamanız gerekmez..
Onlarla zaman harcamayı bırakın..
Sizde var olan gücünüzü sizi daha yükseklerdeki hedefinize ulaştırmak için kullanın yeter...Ensenizde sizi didikleyenler oksijensiz kalıp yere çakılacaklardır...

Çevrimdışı hknsay54

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 1.897
  • 2.292
  • 1.897
  • 2.292
# 29 Tem 2023 10:44:52
Okuduğum en güzel güzel yazı teşekkürler

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.144
  • 53.126
  • 4.144
  • 53.126
# 30 Tem 2023 18:39:19
 kötü paranın iyi parayı piyasadan kovduğu gibi , kötü insanlarda iyi insanları piyasadan kovar. Zaman ahir zamanın ahiri. Yani sonun sonundayız.
" Öyle bir zaman gelecek ki doğru söyleyenler yalanlanacak, yalancılar ise doğrulanacak. Güvenilir kimseler hain sayılacak hainlerere güvenilecek. ( Hadis-i Şerif )
İşte bu yüzden sessiz kalıyorlar.

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.144
  • 53.126
  • 4.144
  • 53.126
# 03 Ağu 2023 00:08:00
...

Çevrimdışı mihri zeynep

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 202
  • 2.314
  • 202
  • 2.314
# 05 Ağu 2023 08:16:11
Eskiden kitaplar okunurken yanlarına notlar alınırmış.
    Anlaşılamayan metinlerin sonuna "lam" ve "cim" yazılırmış.
 "Lam" Arapça'da sual kelimesinin ilk harfidir. "Cim" ise Arapça'da cevap kelimesinin ilk harfidir. Eğer metinde "lam" ve "cim" yoksa gayet açık demekmiş. Lamı cimi yok, tartışmaya gerek yok anlamına geliyor.

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.144
  • 53.126
  • 4.144
  • 53.126
# 06 Ağu 2023 08:59:59
Yarışmayı 21 yaşındaki Sabiha (Ziya) adlı bir kadın öğrenci kazandı. Fakat “kadından sanatkar olmaz” sesleri yükseldi. Ancak dönemin Maarif Bakanı Mustafa Necati tartışmaya dahil olur ve “Kazanan bir genç kızımızın olması beni bahtiyar etti. Kimin hakkıysa o gidecek” der ve Sabiha’nın gitmesine karar verilir. (Selçuk Eracun, Fatma Berber ve Sümeyra Tetik’in kaleme aldığı Destek Yayınları’ndan çıkan "Bir Pera Masalı" adlı kitapta bu konu detaylarıyla anlatılır.)

Ayrıca, Roma’ya yarışmada ikinci olan erkek öğrenci Hadi’nin gönderilmesi de kararlaştırılır.

Artık İstanbul’un simgesi olacak anıta bir Türk kadınının eli de değecektir.

Sabiha 18 ay Canonica ile kalır ve Cumhuriyet Anıtı’nın yapımında çalışır. Anıtın maaliyeti de Milli Mücadele’nin ağır yaralarını henüz yeni yeni saran devlet bütçesinden değil vatandaşların bağışlarından karşılanır.

KAPANMAMIŞ YARADAN AKAN KANLA YAPILAN ANIT

Uzun uğraşlar sonucunda 8 Ağustos 1928’de bir Türk kadının elinin değdiği Cumhuriyet Anıtı Taksim Meydanı’na getirilir.

Açılış için büyük bir tören düzenlenir. Törene dönemin milletvekilleri, bakanlar, askerler, belediye başkanı ve birçok önemli isim katılır.

Anıt için bağışta bulunan tüm İstanbullular da oradadır.

İstanbul’un simge anıtının yapımında büyük payı olan henüz 24 yaşındaki Sabiha, kalabalığın arasından sıyrılıp İtalya’ya gönderilmesini sağlayan Maarif Bakanı Mustafa Necati’nin yanına gider ve anıt Meclis Başkanı Reis Kazım Özalp tarafından büyük bir coşkuyla açılır.

Kaidesinde pembe Trentino ve yeşil Suza bölgesi mermerleri kullanılan, 11 metre yüksekliğindeki İstanbul’un simgesi anıtın bir yüzü Kurtuluş Savaşı’nı, diğer yüzü ise Cumhuriyet Türkiyesi’ni simgeler.

Anıtın kuzey yüzünde Atatürk askerlerin önünde görülürken diğer yüzünde ise sivil kıyafetli Atatürk İsmet İnönü, Fevzi Çakmak asker ve halkla görülür.

Anıttaki bu figürler Cumhuriyet Türkiye’sini betimler. Anıtta yer alan Sovyet generaller Mihail Vasilyeviç Frunze ve Kliment Yefremoviç Voroşilov da Sovyetler Birliği’nin Kurtuluş Savaşı’na desteğine karşılık vefa ile anıta yerleştirilir.

Ancak Cumhuriyet anıtında çok önemli bir ayrıntı daha bulunuyor.

Anıtın bayrak açan askerlerin arasında bulunan iki taraftan birinde peçeli diğerinde peçesiz iki kadın yüzü vardır ve bu iki yüz de Sabiha Ziya Bengütaş’a aittir.

İşte tüm Kurtuluş süreci ile Anadolu kadını da hem anıttaki yeri hem de eli ile yer aldı.

Cumhuriyet Anıtı’nın mimarlarından ve Cumhuriyet’in ilk kadın heykeltıraşı olan Sabiha Ziya Bengütaş, ilerleyen yıllarda Abdülhak Hamid’in torunu Şakir Emin Bengütaş ile evlenir.

Yani…

Bugün sosyal medyada Cumhuriyet Anıtı’na saldırının infial yaratmasının sebebi işte budur. O anıt henüz bir milletin kapanmamış yaralarından akan kanla yapılmıştır.

Çevrimdışı ilhami_60

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.203
  • 34.619
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 5.203
  • 34.619
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 07 Ağu 2023 19:29:17
HACI MURAT

Bu araba 1971 yılında "Murat 124" adıyla ilk Bursa'da üretildi.
Adını Bursa'nın başkent olduğu zamanda padişah olan 1. Murat'tan aldı.
Peki bu arabaya neden Hacı Murat dendi?
1970'lerde arabayla Hacca gitmek serbestti.
Türkiye'de insanlar ilk olarak Murad 124 ile hacca gitti. Bu arabanın adı ondan sonra "Hacı Murat" olarak kaldı.
Hatta Arabistan yetkilileri "Hacı Murat" yoğunluğunu farkedince bu arabalar neyin nesi ki diyerek şüphelenip incelemeye almışlardı. 1971-1979 arasında 134 bin adet üretilmişti.
Hacı Murat'ını satmak isteyen bazı insanlar "Araba iki kez Hacca iki kez de ümreye gitmiştir" diyordu.
Az da olsa sırf kutsal toprakları gördüğü için arabayı alanlar da vardı.
Sahibinden satılık iki kez hac görmüş araba.
Nasıl ama.
Hayırlı olsun diye gelin arabasını "Hacı Murat" yapan da vardı.
Kim ne derse desin "Hacı Murat" bir efsanedir.
Kimileri ona yürüyen tabut diye alay ederdi. Ama motorunun neredeyse arıza yaptığı çok az görülmüştü efsanenin.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.306
  • 223.504
  • 28.306
  • 223.504
# 09 Ağu 2023 19:40:33
Bir insanın akıllı davranması için üç yol vardır:
Birincisi iyi düşünmektir.
     Bu en soylusudur.
İkincisi, taklit etmektir.
       Bu en kolayıdır.
Üçüncüsü, denemiş olmaktır.
         Bu en acısıdır.


Çevrimdışı Sufiii

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 580
  • 2.634
  • 580
  • 2.634
# 11 Ağu 2023 15:15:57
Belam bin Baura?

Hz. Musa ve Hz. Yuşa (aleyhisselam) zamanlarında yaşayan, İsm-i Azam duasını bilip, her duası kabul olurken, dünyaya meylettiği için doğru yoldan ayrılan kimse.[1] Hz. Musa (a.s) zamanında yaşamış ve sonradan irtidat etmiş olan ilim adamı.[2]

Neden helak oldu bilirmisiniz ?

İbretli Hikaye - Bel'am Bin Baura...

Bel'am bin Baura çok büyük bir alim ve çok büyük bir Veli idi. Sahrada vaaz ettiği zaman,her yönde ve her yüz adıma bir adam dikilerek onun sesi duyurulur, on binlerce insan dinlerdi. Allah cc onun duasını hiç reddetmedi, kendisini bile kendi duası ile helâk etti. Dünya onu bile aldattı ve imansız olarak göçtü.
Musa(as) orduları ile bir memleketten geçecek idi. O memleketin kıralı bunu istemiyordu. Kral ve adamları Bel'am bin Baura'ya, Musa(as)'ın ordusunun oradan geçmesini engellemesi için dua etmesini istediler ve bunun için de kendisine çok büyük hediyeler gönderdiler.
Bel'am bin Baura: "O Allah'ın peygamberidir, dinimiz onun dini ile aynıdır. O'nun yanındakiler de melekler ve mü'minlerdir. Şayet ben onların aleyhinde dua edersem dünyam da, ahiretim de helâk olur" diyerek, önce reddetti. Ama kral ve adamları işin peşini bırakmıyorlardı. Bel'am'e herşeyi vaad ettiler. Ama yine de kabul etmiyordu. Sonra o memleketin güzelliği ile dillere destan olmuş bir kadını vardı, onu da Bel'am'in peşine taktılar. Artık herşey Bel'am'in emrinde olacaktı; para, mal, mülk, kralın en yakın adamı olmak, dünyanın en güzel kadını ile evlenmek... bütün bunlara karşı yapması gereken ise sadece Allah'ın Peygamberi ve ordusu aleyhine lanet okumak, yani Allah'a isyan etmek.. Şeytan Bel'am'ın aklını çeldi, "önce lanet okursun, sonra da tevbe edersin, olur-biter" diye vesvese verdi.
Nihayet kadınlı erkekli gurup toplanıp, Bel'am'ın her zaman dua ettiği tepeye doğru hareket ettiler. Bel'am'in meşhur merkebi tepeye yaklaşınca birden yere yattı. Bel'am merkebi döverek kaldırdı, fakat merkep gerisin geri döndü. Dağa doğru çevrilen merkep yere yatıyor, kalkınca da geriye dönüyordu. Allah cc nin izni ile merkep konuşmaya başladı "Yazıklar olsun sana ey Bel'am; şu önümde beni durduran melekleri görmüyormusun? Durmadan beni dövüyorsun. Ben, Allah'ın Peygamberi ve mü'minler aleyhine dua etmek için seni nasıl sırtımda taşırım" dedi. Bu mucize uyarıya da kulak asmayınca, Allah cc kendisinin yolunu açtı ve dağa vardılar.
Bel'am Musa(as) ve mü'minler için dua etmeye; kendisine ve o memleket halkına ise lânet okumaya başlamıştı.
Etrafındakiler: "Ey Bel'am, sen yanlış dua ediyorsun, Musa ve ordusuna yapacağın lâneti bize yapıyorsun, duanı düzelt..." diye uyarıyorlardı, ama..
Bel'am: "Vallahi dilime sahip olamıyorum, bütün söylediklerimi Allah söyletiyor." Dedikten sonra dili uzamaya başladı, hem de ta beline kadar...
Bel'am: "Artık korktuğum başıma geldi, dünyam da ahiretim de mahvoldu. Artık duam da kabul olmaz, olsa bile zaten istediğimi söyleyemiyorum. Ama olanlar oldu zaten, bundan sonra Musa ve ordusuna hile ve tuzak kurmaktan başka bir çaremiz de kalmadı. Şimdi söyleyeceklerimi uygulamaya koyacaksınız; En güzel kızlarınızı ve kadınlarınızı getiriniz, onları soyunuz ve güzel kokularla cazip hale getiriniz. Ellerine çiçekler vererek Musanın ordusunun konakladığı yere gönderiniz. Kendilerine sıkı sıkıya tembih ediniz, sakın olaki onlara zina teklif eden askerleri reddetmesinler. Şayet bir kişi bu kadınlardan biri ile zina yapacak olursa, onların hepsi helak olacak.. durmayın elinizi çabuk tutun..."
Bel'am'in dediğini yaptılar ve kadınlarını süsleyip askerlerin arasına saldılar. Askerlerin ileri gelenlerinden çok kuvvetli birisi vardı, kızlardan birisini kucaklayıp doğru Musa(as)'ın bulunduğu yere vardı ve:"Zannederim, şimdi sen bana bu güzel kadının haram olduğunu söyleyeceksin"
Musa(as): "Evet, o sana haramdır, sakın ona yaklaşma"
Asker: "Vallahi bu konuda seni asla dinlemeyeceğim, bana engel olmaya kalkanları da öldüreceğim" dedi ve kadını çadırına götürdü. Hiç kimse çadıra girmeye cesaret edemiyordu. Allah cc, o andan itibaren taun hastalığını gönderdi oraya.. Asker kırılmaya başlamıştı. Askerin içinde çok güçlü ve Musa(as)nın da yakını olan başka birisi vardı, bu asi askerin hakkından ancak o gelebilirdi. Hemen onu buldular ve dosdoğru çadıra varıp, zina halindeki çiftin ikisini bir mızrağını sapladı, onları havaya kaldırarak "Rabbim, sana isyan edenleri böyle cezalandırırım" deyince taun hastalığının sebep olduğu ölüm durdu. Tefsirlerde bir saatin içinde yetmiş bin civarında askerin taundan öldüğü belirtilmektedir.
Bu olay Kur'an'da şöyle anlatılmaktadır:
"Onlara (yahudilere), kendisine âyetlerimizden verdiğimiz ve fakat onlardan sıyrılıp çıkan, o yüzden de şeytanın takibine uğrayan ve sonunda azgınlardan olan kimsenin haberini oku."
"Dileseydik elbette onu bu âyetler sayesinde yükseltirdik. Fakat o, dünyaya saplandı ve hevesinin peşine düştü. Onun durumu tıpkı köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini çıkarıp solur, bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte âyetlerimizi yalanlayan kavmin durumu böyledir. Kıssayı anlat; belki düşünürler."
"Âyetlerimizi yalanlayan ve kendilerine zulmetmiş olan kavmin durumu ne kötüdür!"
"Allah kimi hidayete erdirirse, doğru yolu bulan odur. Kimi de şaşırtırsa, işte asıl ziyana uğrayanlar onlardır."
"Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır." (Araf: 175-179)

Hikaye çok dehşetli. Görüyoruz ki hiç kimsenin akıbeti belli değil, birbirimize, bütün müslümanlara bol bol hayırlı bir son için dua edelim. Bu vesileyle beni de unutmayın. Allah hepinizden razı olsun.

Çevrimiçi blue38127

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.814
  • 16.864
  • Müdür Yardımcısı
  • 2.814
  • 16.864
  • Müdür Yardımcısı
# 12 Ağu 2023 01:37:02
Bir erkek, hayatının 3350 saatini tıraş olmak için harcar..

Çevrimdışı salim ÖZYURT

  • Yeni Üye
  • 1
  • 1
  • 1
  • 1
# 12 Ağu 2023 06:16:01
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Belam bin Baura?

Hz. Musa ve Hz. Yuşa (aleyhisselam) zamanlarında yaşayan, İsm-i Azam duasını bilip, her duası kabul olurken, dünyaya meylettiği için doğru yoldan ayrılan kimse.[1] Hz. Musa (a.s) zamanında yaşamış ve sonradan irtidat etmiş olan ilim adamı.[2]

Neden helak oldu bilirmisiniz ?

İbretli Hikaye - Bel'am Bin Baura...

Bel'am bin Baura çok büyük bir alim ve çok büyük bir Veli idi. Sahrada vaaz ettiği zaman,her yönde ve her yüz adıma bir adam dikilerek onun sesi duyurulur, on binlerce insan dinlerdi. Allah cc onun duasını hiç reddetmedi, kendisini bile kendi duası ile helâk etti. Dünya onu bile aldattı ve imansız olarak göçtü.
Musa(as) orduları ile bir memleketten geçecek idi. O memleketin kıralı bunu istemiyordu. Kral ve adamları Bel'am bin Baura'ya, Musa(as)'ın ordusunun oradan geçmesini engellemesi için dua etmesini istediler ve bunun için de kendisine çok büyük hediyeler gönderdiler.
Bel'am bin Baura: "O Allah'ın peygamberidir, dinimiz onun dini ile aynıdır. O'nun yanındakiler de melekler ve mü'minlerdir. Şayet ben onların aleyhinde dua edersem dünyam da, ahiretim de helâk olur" diyerek, önce reddetti. Ama kral ve adamları işin peşini bırakmıyorlardı. Bel'am'e herşeyi vaad ettiler. Ama yine de kabul etmiyordu. Sonra o memleketin güzelliği ile dillere destan olmuş bir kadını vardı, onu da Bel'am'in peşine taktılar. Artık herşey Bel'am'in emrinde olacaktı; para, mal, mülk, kralın en yakın adamı olmak, dünyanın en güzel kadını ile evlenmek... bütün bunlara karşı yapması gereken ise sadece Allah'ın Peygamberi ve ordusu aleyhine lanet okumak, yani Allah'a isyan etmek.. Şeytan Bel'am'ın aklını çeldi, "önce lanet okursun, sonra da tevbe edersin, olur-biter" diye vesvese verdi.
Nihayet kadınlı erkekli gurup toplanıp, Bel'am'ın her zaman dua ettiği tepeye doğru hareket ettiler. Bel'am'in meşhur merkebi tepeye yaklaşınca birden yere yattı. Bel'am merkebi döverek kaldırdı, fakat merkep gerisin geri döndü. Dağa doğru çevrilen merkep yere yatıyor, kalkınca da geriye dönüyordu. Allah cc nin izni ile merkep konuşmaya başladı "Yazıklar olsun sana ey Bel'am; şu önümde beni durduran melekleri görmüyormusun? Durmadan beni dövüyorsun. Ben, Allah'ın Peygamberi ve mü'minler aleyhine dua etmek için seni nasıl sırtımda taşırım" dedi. Bu mucize uyarıya da kulak asmayınca, Allah cc kendisinin yolunu açtı ve dağa vardılar.
Bel'am Musa(as) ve mü'minler için dua etmeye; kendisine ve o memleket halkına ise lânet okumaya başlamıştı.
Etrafındakiler: "Ey Bel'am, sen yanlış dua ediyorsun, Musa ve ordusuna yapacağın lâneti bize yapıyorsun, duanı düzelt..." diye uyarıyorlardı, ama..
Bel'am: "Vallahi dilime sahip olamıyorum, bütün söylediklerimi Allah söyletiyor." Dedikten sonra dili uzamaya başladı, hem de ta beline kadar...
Bel'am: "Artık korktuğum başıma geldi, dünyam da ahiretim de mahvoldu. Artık duam da kabul olmaz, olsa bile zaten istediğimi söyleyemiyorum. Ama olanlar oldu zaten, bundan sonra Musa ve ordusuna hile ve tuzak kurmaktan başka bir çaremiz de kalmadı. Şimdi söyleyeceklerimi uygulamaya koyacaksınız; En güzel kızlarınızı ve kadınlarınızı getiriniz, onları soyunuz ve güzel kokularla cazip hale getiriniz. Ellerine çiçekler vererek Musanın ordusunun konakladığı yere gönderiniz. Kendilerine sıkı sıkıya tembih ediniz, sakın olaki onlara zina teklif eden askerleri reddetmesinler. Şayet bir kişi bu kadınlardan biri ile zina yapacak olursa, onların hepsi helak olacak.. durmayın elinizi çabuk tutun..."
Bel'am'in dediğini yaptılar ve kadınlarını süsleyip askerlerin arasına saldılar. Askerlerin ileri gelenlerinden çok kuvvetli birisi vardı, kızlardan birisini kucaklayıp doğru Musa(as)'ın bulunduğu yere vardı ve:"Zannederim, şimdi sen bana bu güzel kadının haram olduğunu söyleyeceksin"
Musa(as): "Evet, o sana haramdır, sakın ona yaklaşma"
Asker: "Vallahi bu konuda seni asla dinlemeyeceğim, bana engel olmaya kalkanları da öldüreceğim" dedi ve kadını çadırına götürdü. Hiç kimse çadıra girmeye cesaret edemiyordu. Allah cc, o andan itibaren taun hastalığını gönderdi oraya.. Asker kırılmaya başlamıştı. Askerin içinde çok güçlü ve Musa(as)nın da yakını olan başka birisi vardı, bu asi askerin hakkından ancak o gelebilirdi. Hemen onu buldular ve dosdoğru çadıra varıp, zina halindeki çiftin ikisini bir mızrağını sapladı, onları havaya kaldırarak "Rabbim, sana isyan edenleri böyle cezalandırırım" deyince taun hastalığının sebep olduğu ölüm durdu. Tefsirlerde bir saatin içinde yetmiş bin civarında askerin taundan öldüğü belirtilmektedir.
Bu olay Kur'an'da şöyle anlatılmaktadır:
"Onlara (yahudilere), kendisine âyetlerimizden verdiğimiz ve fakat onlardan sıyrılıp çıkan, o yüzden de şeytanın takibine uğrayan ve sonunda azgınlardan olan kimsenin haberini oku."
"Dileseydik elbette onu bu âyetler sayesinde yükseltirdik. Fakat o, dünyaya saplandı ve hevesinin peşine düştü. Onun durumu tıpkı köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini çıkarıp solur, bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte âyetlerimizi yalanlayan kavmin durumu böyledir. Kıssayı anlat; belki düşünürler."
"Âyetlerimizi yalanlayan ve kendilerine zulmetmiş olan kavmin durumu ne kötüdür!"
"Allah kimi hidayete erdirirse, doğru yolu bulan odur. Kimi de şaşırtırsa, işte asıl ziyana uğrayanlar onlardır."
"Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır." (Araf: 175-179)

Hikaye çok dehşetli. Görüyoruz ki hiç kimsenin akıbeti belli değil, birbirimize, bütün müslümanlara bol bol hayırlı bir son için dua edelim. Bu vesileyle beni de unutmayın. Allah hepinizden razı olsun.

Çevrimdışı ilhami_60

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.203
  • 34.619
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 5.203
  • 34.619
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 12 Ağu 2023 09:43:49
Horoz her sabah adeti üzere ötüyormuş.
Bundan rahatsız olan sahibi bir gün horoza demiş ki; "hergün ötmenden rahatsız oluyorum, bir daha ötersen keserim seni"
Horoz üzülmüş fakat, canından olmamak için ötmeyi bırakmış ve şöyle düşünmüş "bir ben ötmesem nolcak, bir sürü horoz kardeşim var"

Bir süre sonra sahibi yine gelmiş ve demiş ki;
"Eğer tavuk gibi gıdaklamazsan seni keserim"
Üzülmüş hem de çok, fakat başka çaresi olmadığını düşündüğü için gıdaklamaya başlamış. Yani canını kurtarmış!

Aradan biraz zaman daha geçmiş ve bu kez sahibi demiş ki; "Hiç bir işe yaramıyorsun, eğer tavuk gibi yumurtlamazsan seni keserim"

Horoz hüngür hüngür ağlamaya başlamış ve demiş ki "KEŞKE ÖTERKEN ÖLSEYDİM"

Problemlere yaklaşımda korku,
Karar verirken korku,
Doğru bir konuda adım atarken korku...

Korku tavizdir...
Cesaret, özünü korumaktır,
Cesaret, kendin kalmaktır...

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.306
  • 223.504
  • 28.306
  • 223.504
# 13 Ağu 2023 09:18:29
Yasin-i Şerifteki On Bereket

Yasin-i şerif okuyun. Onda, on bereket vardır:
1- Aç okursa, doyar.
2- Çıplak, okursa, giyinir.
3- Bekâr okursa, evlenir.
4- Korkan okursa, emin olur.
5- Mahzun okursa, ferahlar.
6- Misafir okursa, seferde yardım görür.
7- Kayıp olan bulunur.
8- Hasta okursa, şifa bulur.
9- Ölü için okunursa, azabı hafifler,
10- Susayan okursa, suya kavuşur.
Hadis i Şerif  (Deylemi)

Çevrimdışı toplum-bilim

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.144
  • 53.126
  • 4.144
  • 53.126
# 16 Ağu 2023 23:01:59
Ülkeyi kurtaracağını zannettiğimiz  beş şey:
1.    Partiler
2.    Politikacılar
3.    İdeolojiler
4.    Irklar
5.    İnançlar

Ülkeyi asıl kurtaracak beş şey:
1.    Akıl
2.    Adalet
3.    Saygı
4.    Eğitim
5.    Eşitlik

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK