Eğitimhane Sağlık Köşesi

Reishi,ölümsüzlük mantarı
    
 
 
 
Reishi Mantarı (Ganoderma Lucidum) yüksek derecede değerli bir mantardır. Ormanlık alanda canlı ağaçlar üzerinde ve çok nemli, içerisin az ışık geçiren yoğun bir şekilde ağaçlı ormanların içinde bulunan çürümeye yüz tutmuş meşe, kestane, kayın, erik gibi ağaç kütükleri üzerinde yetişir. nadiren bulunan doğal bir mantardır o kadar nadir bulunur ki 10.000'lerce uygun ağaç bulunan ormanlarda ancak 2-3 ağaçta bulunabilir. Bu mantar 4000 yıldan fazla bir süredir Geleneksel Çin ve Japon tıbbında kullanılmaktadır. Reishi geniş, oldukça dayanıklı, odunsu bir mantardır.
 
       Mantarın uzun ve sağlıklı bir yaşamın sırrını barındırdığı iddia ediliyor. Bu mantarın suyunu, asırlar önce Çin'de ve Japonya'da sadece hanedanlar ve çocuklarının içebildiği, halktan birisinin mantarı, bir ağaç altında bulduğunda bile saraya götürüp teslim ettiği söylenmektedir. teslim etmeyenlerin cezalandırıldığını belirten yüzlerce resmi kayda rastlanmıştır. Çin Seddini yaptıran SHİH-HUANG (M.Ö.259-210) bu mantarı kullanan ilk imparator olarak bilinmektedir.
 
       Böbrek şeklinde, şapkalı bir mantar olan Reishi, doğada altı farklı renkte bulunur, fakat kırmızı çeşidi Güney Amerika, Çin, Tayvan, Japonya ve Kore'de en yaygın biçimde kullanılanı ve ticari olarak yetiştirilenidir.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
 

TANSİYON
En önemli rahatsızlıklardan biriside tansiyondur. Kan basıncının yükselmesi ile ilgilidir 140/90 değerlerinden daha yüksek olduğu durumlara yüksek tansiyon denir. Tansiyonu ihmal etmek sağlığımıza zarar verir, zaman zaman ölçtürmekte fayda vardır,rahatsızlıklarda her zaman erken teşhis önemlidir. Tansiyonu yüksek olan insanlar hayvani besinlerden uzak durmalıdır. Nebati besinleri tercih etmeleri gerekir. Tuz azaltılmalı, bir çay kaşığının onda birini geçmemesine dikkat edilmelidir. Limon, sarımsak, alıç çayı ve zeytin yaprağı çayı tansiyonu düşürebilir.
TANSİYON TEDAVİSİNDE BİTKİSEL KÜRLER

 
* 1 Bardak soğuk suya 2 çay kaşığı ince kıyılmış ökse otunu koyun ve 8-10 saat dinlendirin. Aç karnına için fakat tatlandırıcı kullanmayın.
* Hergün yüksek tansiyonlu hastalar 2-3 diş sarımsak yemeli.
* Kan basıncının düzenlenmesine yardımcı olan alıç, kalbi güçlendirir, çalışırken daha düzenli hareketler yapmanıza yardımcı olur. Yan etki yapmaz, günde 2-3 bardak aç karnına balla karıştırarak içilebilir. Öğün arasıda kullanılabilir.
* Aç karnına sabahları ceviz içi yiyebilirsiniz. Günde 4-5 tane yiyebileceğiniz cevizi uzun süre kullanmanızda hiç bir sakınca yoktur.
* Kışın bol olan portakalı haftanın bir günü sadece portakal yiyerek tansiyonunuza iyi gelmesini sağlayabilirsiniz.
* Bir su bardağı suyu kaynatın, içine 4-10 gram kimyon koyun ve 10 dakika dinlendirin. Bu çayıdan hergün 2-3 fincan içebilirsiniz.
* Bir su bardağı suyu kaynatın, içine 2-4 gram ardıç tohumu koyun ve 10 dakika dinlendirin.  Hergün 2-3 bardak bu çaydan tüketebilirsiniz.
* Çilek mevsiminde yemeklerden önce 100-150 gram çilek tüketmeniz önerilir.
* Yarım litre suya, 3 tane kuru soğanı ince ince doğrayın, bir gece bekletin ve sabah süzün. Aç karnına hergün 3 kez bir fincan için.
* Sarımsağın faydalarını saymakla bitiremeyiz, bunlardan biride kolestrol ve tansiyonu düzenlemeye yardım etmesidir. Yapılan bir araştırmada yüksek tansiyonlu hastalara 12 hafta günde bir diş sarımsak verilmiş. tedavi sona erdiğinde hastalarda önemli ölçüde iyileşme görülmüş. Hem kan basınçları, hemde kolestrolleri düşmüş.
* 250 Gram suyu kaynatın, içine bir çay kaşığı kuru alıç koyun, bu çaydan hergün bir su bardağı için.
* Soğan yağının hergün 2-3 çay kaşığı alınması, orta dereceli tansiyon hastalarının tansiyonlarını ciddi bir şekilde düşürdüğü kanıtlanmıştır.
Soğan kabuğu kuruduğu zaman içindeki aktif maddeler daha yoğunlaşmaktadır. Magnezyum çok önemli bir mineraldir, vücuttaki eksikliği hayati önem taşır ve yüksek tansiyona sebep olur. Farkına varmadığımız magnezyum eksikliğini önlemek için, baklagil, işlenmemiş tahıl ve bol miktarda yeşillik tüketmeliyiz. Tansiyon hastaları günde 400 miligram magnezyum tüketmeliler. Safran tüketimi tansiyonu düşürür, safranı bol miktarda tüketen ülkelerde kalp hastalıkları az görülmektedir.

 

Saç dökülmesine karşı etkili bir ilaç veya sampuann varmı arkadaşlar

      Hastalıkları konusunda son derece kaygılı, hepsinden önemlisi de ölümün geleceği günden müthiş korkan bir adam varmış.

      Bir gün bir alay saçma fikrin arasında, aklına çoktan ölmüş olabileceği gelmiş. Karısına:

‘Söyle hanım, ben çoktan ölmüş olmayayım?’ diye sormuş.

Karısı gülmüş ve adamın kollarına, bacaklarına dokunmuş.

‘Bak gördün mü, ılıklar. Demek ki canlısın. Ölmüş olsaydın ellerin ve ayakların buz keserdi.’

Adama karısının yanıtı çok mantıklı gelmiş ve sakinleşmiş.

Birkaç hafta sonra, kar yağan bir günde ormana, odun kesmeye gitmiş. Ormana varınca eldivenlerini çıkarmış ve bir baltayla ağaç kütüklerini yarmaya başlamış.

Hiç düşünmeden elini alnına götürmüş ve soğuk olduğunu hissetmiş. Karısının söylediğini hatırlayarak ayakkabılarını ve çoraplarını çıkarmış ve korkuyla ayaklarının da buz gibi olduğunu görmüş.

Artık hiçbir kuşkusu kalmamış: Çoktan öldüğüne hükmetmiş.

Gidip yere uzanmış. Bir süre sonra, bir vahşi köpek sürüsü erzaklarını koyduğu heybesinin başına gitmiş. Onları durduran bir şey olmadığını görünce, heybeyi parçalayarak içinde yenecek ne varsa yiyip yutmuşlar. Adam ‘Şanslılar çünkü ölüyüm, yoksa onları tekme tokat kovardım,’ diye düşünmüş.

Sürü koklaya koklaya bir ağaca bağlı katırı bulmuş. Köpeklerin bıçak gibi keskin dişleri için çok kolay bir avmış. Katır tekmeler savurmuş, anırmış. Adam onu savunmayı nasıl da istediğini ama ölü olduğu için yapamadığını düşünmüş.

Köpekler kısa sürede katırı da mideye indirmişler. Birkaçı kemikleriyle dişlerini bilemeye başlamış.

Doymak bilmez sürü dolaşıp duruyormuş.

Köpeklerden biri kısa süre içinde adamın kokusunu almış. Çevresine bakmış ve yerde yatan oduncuyu görmüş. Yavaşça yaklaşmış. Çok yavaş yaklaşmış çünkü insanların son derece tehlikeli ve hain yaratıklar olduklarını düşünüyormuş.

Kısa süre içinde tüm köpekler adamın çevresini sarmışlar.

‘Şimdi beni yiyecekler,’ diye düşünmüş adam, ‘ölü olmasaydım günlerini gösterirdim.’

Köpekler adama yaklaşmışlar…

…ve hiç hareket etmediğini görünce, mideye indirmişler.

 

 

Eğer şu an bunu okuyorsanız ve hastaysanız, kronik bir durumunuz varsa, bir sağlık sorununuz varsa, birkaç şey yapmalısınız. Önce tavrınız konusunda biraz çalışmalısınız. Sağlıklı olacağınıza inanmalısınız. Öleceğinizi söyleyen kimseye inanmanıza gerek yok, iyileşmenizin uzun süreceğini söyleyen kimseye de.

Zihnin gücünü biliyoruz. Affedip bırakmanız gerektiğini biliyoruz. Şu ara kanserin kızgınlığa ve gücenmeye bağlı olduğu konusunda birçok araştırma yapılıyor. Sizi neşelendiren şeyler yaparak, size yaşadığınızı hissettiren şeyleri yaparak – bu şeyler şarkı söylemek, doğada yürüyüş yapmak, kedinizi sevmek olabilir- iyileşme sürecini kendiliğinden başlatabilirsiniz.

 

orta okulda beden eğitimi öğretmenim derste kalp krizi geçirerek vefat ettikten sonra inancımı kaybettim ben spor yapanın uzun yaşayacağına

orta okulda beden eğitimi öğretmenim derste kalp krizi geçirerek vefat ettikten sonra inancımı kaybettim ben spor yapanın uzun yaşayacağına

belki de spor yaptığı için ömrü uzamıştı o vakte dek..?

ALZHEIMER HASTALIGINA KARSI COK BASIT BIR SAGLIK UYARISI - Prof. Dr.Mehmet Öz]

*ÇOK BASİT BİR SAĞLIK UYARISI...*

*Mümkünse, her sabah veya akşam, günde bir kez olabilir, sert bir zemin üzerinde çıplak sağ ve sol ayak üzerinde, GÖZLERİNİZ KESİN TAM KAPALI her iki kolunuz yanlara T şeklinde açık, yaklaşık 30 sn.'de 100'e kadar, tek ayak üzerinden "sesli" sayarak DENGE'de durma eğitimine vücudunuzu ve beyninizi mutlaka ACİL alıştırınız. *

*İlk bir hafta sayamamanız çok normal. İlk bir haftadan sonra,
100'e kadar sayarak bu eğitime vücudunuzu alıştırırsanız, ileride kesinlikle ALZHAIMER konusunda sorun yaşamazsınız. *

*Kaynak: Amerika'da yaşayan Kalp cerrahı Prof. Dr. Mehmet ÖZ*

*Huzurlu ve Kaliteli yaşamanız, "en az 100 yaşınıza kadar, her konuda birlikte sağlıklı yaşlanabilmemiz dileğiyle..."*

*ÖZEL NOT: Lütfen, olabildiğince fazla, özel dostlarınızla bu çok
basit bilgiyi paylaşıp, kendilerini bilgilendiriniz... *

*Şu an olmasa bile, yıllar sonra özel dostlarınızın dualarını sürekli alırsınız...

 

BU ÇAYLAR TAM BİR ŞİFA KAYNAĞI..!

► Balgam Söktürmek için Elma Çayı : Elma kabukları ile yapılan çay, hem göğüsü yumuşatır, hem de, balgam söktürtürür.

Elmanın kabuklarını soyun, İçine biraz tarçın, zencefil ve karanfil atılır. 10 dak demlendirdikten sonra, için. Belki de en rahatsız edici hallerden biridir sürekli öksürük. Eğer gıcık haline gelen öksürüğünüz varsa bu karışımları deneyin. Gıcık haline gelen öksürüğü geçirmek için bu doğal karışımlardan faydalanabilirsiniz...

► Karabiber çayı: Karabiber, dolaşımı ve balgam akışını hareketlendirir. Bal, katıldığında ise öksürüğü tamamen yatıştırır. Bu karışım doğal bir antibiyotik niteliği taşır.

Bir çay kaşığı taze çekilmiş karabiber, 2 yemek kaşığı bal ile bir fincanda karıştırılır. Üzerine kaynar su dökülür. 15 dakika kadar demlendikten sonra süzülür ve içmeye hazır hale gelir. Balgamlı halde gelen öksürüğü geçirmek için karabiber çayını deneyebilirsiniz

► Kekik - bal: Üst solunum yolları enfeksiyonlarına, bronşit gibi hastalıklara çok iyi gelir. Bu hastalıklar öksürük yapan hastalıklar olduğu için bu öksürüğü geçirmek için kekik kullanılır. Kekik yaprağı, ispatlanmış bir öksürük ilacıdır. İçine bal katılmış kekik çayı daha faydalı olacaktır.

Saçta Kepeğe Etkili Çözüm Yolunu Bilen Var Mı? Vichy Şampuan Kullanıyorum Ancak Kalıcı Çözüm Yok Mu?

Karaciğer sindirim ile kana geçen besinleri parçalar ve bunların kullanabilir ya da saklanabilir hale getirir. Sindirim ile gelen yararlı molekülleri kan yoluyla hücrelere gönderdiği gibi zararlı molekülleri de böbreklere yollar. Karaciğer vücudumuzdaki şeker, yağ ve protein oranını düzenler. Vücudumuzun ısınmasını sağlar. Yaşlanmış kan hücrelerini parçalar, antikorları üretir. Karaciğerimiz ne kadar sağlıklı ve düzgün çalışıyor ise vücudumuzdaki pek çok fonksiyon da düzgün işler. Karaciğerimizin bozulması nedeniyle pek çok hastalık baş gösterir. Peki karaciğere zarar veren besinler nelerdir?

karaciğer

Karaciğerimize en zarar veren madde alkoldür. Kandaki alkolü emerek kandan uzaklaştırmaya çalışırken çok fazla çalışır.
Aşırı yağlı et tüketimi ve sucuk, sosis gibi besinler karaciğeri yorar. Bu gıdaları alırken aşırıya kaçmamak gerekir.
Çok şekerli besinler, kola gibi içecekler, meyve suları karaciğeri yorar. Bu gıdalar nedeniyle boş ve kalori alarak karaciğerimizin hastalanmasına neden olur.
Aşırı tuz kullanılması da karaciğere zarar verir. Konserve ürünler, şarküteri ürünleri, fast food ürünler, hazır  çorbalar gibi gıdaları fazla miktarda tüketmekten kaçınmak gerekir.
Karaciğeri hasara uğratmamak için doymuş yağlar tercih edilmemelidir. Margarin, kızartmalar da doymuş yağ bulunmaktadır.
Beyaz ekmek, poğaçalar, börekler gibi unlu gıdalar da  karaciğer için zararlıdır. Paketlenmiş, hazır gıdalar içerinde bulunan pek çok katkı maddesi, gıda boyalarının zararlı maddeleri karaciğerin aşırı çalışmasına ve yorulmasına neden olur.
Karaciğer kimyasal maddeler ve ilaçlardaki zararlı maddeleri etkisiz hale getirir. Kimyasal maddeler ile ilaçlardaki zararlı maddelerin karaciğerde birikmesi onu hasta eder. Kimyasal maddelerden ve aşırı ilaç tüketiminden mümkün olduğunca kaçınmak gerekir.
Sigara kullanımı bütün organları etkilediği gibi karaciğere de zarar verir. Sigara içtiğimizde kanımıza pek çok zararlı kimyasal madde de girer. Kandaki bu zararlı maddeler karaciğere gider ve ona zarar verir.
Karaciğer kendini yenileyen bir organdır. Zarar görse bile sonradan eski haline dönebilir. Ancak çok zorlandığında sağlıklı haline dönemeyebilir. Karaciğerde bir problem olduğunda ağrı olmadığından yan etkilerine bakmak gerekir. Aşırı tokluk hissi, karnın üst bölümünde şişlik, sürekli aşırı halsizlik gibi durumlarda doktora başvurmak gerekir.

 

Saçta Kepeğe Etkili Çözüm Yolunu Bilen Var Mı? Vichy Şampuan Kullanıyorum Ancak Kalıcı Çözüm Yok Mu?

kepek mağduru biri olarak şu an kullandığım ketoral şampuandan çok memnunum hiç kalmadı

Kıvırcığın faydaları:
Sindirim sisteminin desteklenmesinde,
Kilo vermenin desteklenmesinde,
Diş ve kemik sağlığında,
Sinir sisteminin desteklenmesinde,
Vücuttaki enflamasyonun önlenmesinde,
Kansızlığın giderilmesinde
Göz sağlığında,
Beyin sağlığında,
Karaciğer sağlığında,
Cilt ve saç sağlığında etkili olabileceği belirtilmiştir.