Esma-ül Hüsna

Çevrimdışı ismil003

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.709
  • 3.343
  • Müdür Yardımcısı
  • 2.709
  • 3.343
  • Müdür Yardımcısı
# 19 Şub 2015 10:04:51
El-Kabid
Dilediğine rızkı daraltan, ölüm zamanı gelenlerin ruhlarını kabzeden
Bütün canlılara hayat veren, ölüm anında varlıkların ruhlarını kabzeden O'dur.

Maddi yönden fakirleştiren ve daraltanında, zengin edip genişleten de Allah'dır. Zenginken fakir olanları, güçlü iken zayıf olanları, yüksek makamlardan düşenleri, bilginken bunayanları gördüğümüz gibi, fakirken zengin olanları, Mekke'de zayıf görüldüğü halde Medine'de güçlenenleri, Bilal-i Habeşi gibi kafirlerin kölesi iken mü'minlerin efendisi olanları, Yusuf (a.s.) gibi hapishaneden Mısır'a sultan olanları, Ümmi iken kıyamete kadar gelecek insanlara ilim öğreticisi olan Hz Muhammed (s.a.v.)'i yaratan O'dur.

Kabid ve Basıt'e iman eden bir mü'min haksız insanların ellerine aldığı, zimmetine geçirdiği hakları onlardan alarak hak sahiplerine dağıtarak birini daraltırken, haklıların dışını ve içini genişletir. Zalimlerin yüreğine korku salarak daraltırken mazlumların gönlünü genişletir ferahlatır

Çevrimdışı mucomuco

  • B Grubu
  • 8
  • 536
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 8
  • 536
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 19 Şub 2015 10:07:56
Allah Im Bu Güzel İsimlerini Hayatlarına Uyarlayabilen Kullarından Olmayı Nasip Et.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.735
  • 226.935
  • 28.735
  • 226.935
# 19 Şub 2015 10:16:16
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Allah Im Bu Güzel İsimlerini Hayatlarına Uyarlayabilen Kullarından Olmayı Nasip Et.

AMİN

Çevrimdışı ugurlucky

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 12.957
  • 33.469
  • Müdür Yardımcısı
  • 12.957
  • 33.469
  • Müdür Yardımcısı
# 19 Şub 2015 10:47:17
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Allah Im Bu Güzel İsimlerini Hayatlarına Uyarlayabilen Kullarından Olmayı Nasip Et.
amiiiiin

Çevrimdışı TAYLANSALİH

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.336
  • 3.247
  • Beden Eğitimi Öğrt.
  • 1.336
  • 3.247
  • Beden Eğitimi Öğrt.
# 19 Şub 2015 10:58:05
El-Adl: Mutlak adil, yerli yerinde yapan.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.735
  • 226.935
  • 28.735
  • 226.935
# 20 Şub 2015 15:44:35
◆ el - Müteâlî ◆
Yaratılmışlar hakkında aklın mümkün gördüğü her şeyden, her hal ve tavırdan pek yüce ve pek münezzeh, İzzet, şeref ve hükümranlık bakımından en yüce, aşkın.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.735
  • 226.935
  • 28.735
  • 226.935
# 20 Şub 2015 16:02:43
O, öyle Allah'tır ki,
O'ndan başka ilah yoktur.

Görülmeyeni ve görüleni bilendir.
O, esirgeyendir, bağışlayandır.

O, öyle Allah'tır ki,
Kendisinden başka hiçbir ilah yoktur.

O, mülkün sahibidir,
Eksiklikten münezzehtir,
Selamet verendir,
Emniyete kavuşturandır,
Gözetip koruyandır,
Üstündür, istediğini zorla yaptıran, büyüklükte eşi olmayandır.

Allah, müşriklerin ortak koştukları şeylerden münezzehtir.
O, Yaratan, Var eden, Şekil veren Allah'tır.

EN GÜZEL İSİMLER O'nundur.
Göklerde ve yerde olanlar O'nun şanını yüceltmektedirler.
O, Galiptir, Hikmet sahibidir.

Haşr s. / 22-24

Çevrimdışı ismil003

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.709
  • 3.343
  • Müdür Yardımcısı
  • 2.709
  • 3.343
  • Müdür Yardımcısı
# 21 Şub 2015 01:53:04
Eş-Şekur
İbadet eden kullarının mükâfatlarını bolca veren, az çok her itaati ödüllendiren
Az tâat karşılığında çok büyük dereceler veren, sayılı günlerde yapılan amel karşılığında âhiret âleminde sonsuz nimetler lûtfeden demektir. Bu mânaya Allah'dan başka hakikî sâhip yoktur

“Eğer Allah’a güzel bir borç verirseniz, Allah onu sizin için kat kat yapar ve sizi bağışlar. Allah Şekûr (çok mükâfat verendir), Halîm’dir.” Tegâbün, 17

“Her kim de gönlünden koparak bir hayır işlerse, şüphesiz Allah Şâkir’dir (iyiliğin karşılığını kat kat verendir), o Alîm’dir (her şeyi bilendir).” Bakara sûresi, 158

"Ey Rabb'im! Sana nasıl şükredeyim ki? Benim şükrüm bile senin bir nimetindir" Hz. Davud a.s.

Kullarına, onlar tarafından şükrü ifade edilen nimetleri artıracağına dair Allah'ın kesin vaadi vardır. Şükür yolunu tutanlar; kendilerine gelmiş olan nimetleri, sebeplerden, vasıtalardan değil, ancak Allah'tan olduğunu itiraf ederler. Çünkü onlar hediyeyi getiren uşaklara değil, gönderen efendiye bakarlar. Gönüllerinden inanmışlardır ki, nimeti yaratan, kısmet eden, gönderen, onunla meşgul olacak kuvvetleri, sebepleri veren, tertib eden ancak Allah'tır.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.735
  • 226.935
  • 28.735
  • 226.935
# 22 Şub 2015 19:22:52
EL-HABÎR
“Eşyanın hakikatlerini ve gizliliklerini bilen.”
“Batınî haberler kendisinden saklanamayan.”
“Ey iman edenler, Allah’tan korkun.
Herkes yarın için neyi takdim ettiğine baksın. Allah’tan korkun.
Hiç şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.”(Haşr Sûresi, 59/18)
Alîm ismiyle Habîr isminin mânâları birbirine çok yakındır. Şu var ki, Alîm ismi daha umumîdir.
Habîr denilince, haberdar olan, ilminden bir şey saklanamayan mânâsı hatıra gelir. Yani Alîm ismi, ‘gizli-aşikâr her şeyi bilen’ mânâsını ifade ederken, Habîr ismi biraz daha hususiyet arz eder ve bize göre gizli olan şeylerin O Habîr için aşikâr olduğunu ders verir. Hiçbir hadise ve hatıranın, hiçbir düşünce ve niyetin Allah’tan gizlenemeyeceğini ifade eder.
Allah’ın Habîr olduğunu bilen bir mü’min, O’nun razı olmayacağı her türlü söz, fiil ve halden uzak kalmaya çalışır. Kendi iç âleminde olup bitenlerden hiçbirinin, Latîf ve Habîr olan Allah’tan gizli kalamayacağını düşünür. Kalbini yanlış inançlardan, aklını bâtıl düşüncelerden, hayalini faydasız meşguliyetlerden korumaya gayret eder.
İmam Gazâlî Hazretleri insanın, ‘kendi ruh dünyasında cereyan eden ve başkalarının bilemediği şeyleri vicdanen bilmesi’ cihetiyle, bu isme mazhar olduğunu söyler.

Çevrimdışı ismil003

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.709
  • 3.343
  • Müdür Yardımcısı
  • 2.709
  • 3.343
  • Müdür Yardımcısı
# 23 Şub 2015 00:19:25
El-Mu'id
Canlı varlıkları ölümlerinden sonra dirilten, yeniden yaratan
İnsanları ahiret günü Allah Teala diriltip yeniden hayatlandıracak, yeniden yaratacaktır. Ve Dünyada yaptıkları işlerden hesaba çekecektir.

"Ey kâfirler! Siz ölü iken sizi dirilten Allah'ı nasıl inkâr ediyorsunuz? Sonra sizi öldürecek, tekrar sizi diriltecek ve sonunda O'na döndürüleceksiniz." Bakara, 28

“Sizi yerden (topraktan) yarattık, yine (ölümünüzden sonra) ona döndüreceğiz. Hem de ondan sizi bir kere daha çıkaracağız.” Tâ-Hâ sûresi, 55

O'nun tekrar yaratması bir ihtiyaç değildir. Kudretinin bir göstergesi içindir ve bir hikmet gereğidir.

Çevrimdışı türkoglutürk

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.175
  • 3.371
  • Müdür Yardımcısı
  • 2.175
  • 3.371
  • Müdür Yardımcısı
# 06 Mar 2015 09:53:36
El-Afüvv: affı çok olan, günahları mağfiret eden

Çevrimdışı m3r52

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.770
  • 15.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.770
  • 15.706
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 07 Mar 2015 11:59:47
El-Ganiyy

Zengin, hiçbir şeye muhtaç olmayan
“Ey insanlar! Siz Allah’a muhtaçsınız. Allah ise zengin ve her hamde lâyıktır.”Fâtır, 15

"Eğer inkar ederseniz bilin ki Allah size muhtaç değildir." Zümer, 7

Yerin, göğün sahibi Yüce Allah, zenginliğinden dilediği kuluna vererek onu zengin kılandır!

“Şüphesiz zengin eden de sermaye veren de O’dur.” Necm sûresi, 48

Hiçbir zaman, hiçbir surette, hiçbir şeye muhtaç olmayan, bunun yanında her şeyin kendisine muhtaç olduğu tek zengin Yüce Allah'tır.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.735
  • 226.935
  • 28.735
  • 226.935
# 07 Mar 2015 18:32:16
Rezzak

Rızık ihsan edici, tekrar tekrar, bol bol rızık veren.
Cenab-ı Hak buyuruyor:

"Allah, dilediğine hesapsiz rızık verir." (Bakara, 212)

"Kendi rızkını taşıyamayan nice canlı vardır ki onu ve sizi Allah rızıklandırır..." (Ankebût, 60)

Beslenerek yaşamaları için bütün canlıların rızıklarını veren yalnız Allah Teala'dır. O'ndan başka rızık veren yoktur. Eğer Allah rızkı kulları için bolca yaysaydı, yeryüzünde taşkınlık yapar ve azarlardı. Allah kullarından dilediği kimsenin rızkını genişletir ve dilediğine de kısar. Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla bilendir. Kulun, her istediğini talep etmede helal yollardan hareket ettikten sonra, Rabbine müracaat etmesi lazımdır.
Kuluna karşı çok şefkatli ve merhametli olan Allah, insanları içinde sayılamayacak kadar çok nimetle dolu olan topraklarda yaşatır. Öyle ki insan toprağı ekip biçmeden bile toprak yemyeşil ürünler ve başaklar verir. İçinden sarı, kırmızı, yeşil, turuncu meyve ve sebzeler çıkar. Masmavi denizlerin içi ise yine binlerce çeşit ve lezzette balıklarla doludur. Bütün bunların yanında Allah insanlara hem yerdeki hayvanların etini, hem de gökteki kuşun etini yedirir, hayvanların içinden tertemiz süt çıkarır, arılara bal yaptırır... Bütün bunları insanlara Allah bağışlamaktadır.
Tenbih:  Kul, Allah'tan başkasından rızık beklememeli, bu konuda O'ndan başkasına dayanıp güvenmemelidir. Her müslüman, Allah'tan başka rızık veren birmutlak Rezzâk'ın olmadığını bilmelidir.  Eğer başkası, geçinmesi için rızık veriyor görünsede gerçekte o, kendisine verileni vermektedir. O halde sen de Allah'ın sana rızık olarak verdiklerinden  başkalarına ver ki, Allah sana daha fazlasını versin.
Muhtaç olduğun halde, aşırı düşkünlük göstererek rızık arama. bil ki düşkünlükle rızık aranan sana takdir edilen rızkını kesinlikle artırmaz. Sana ancak takdir edilen rızık ulaşır, fazlası değil. O halde kendini küçük düşürerek rızık aramaktan vazgeç, onurunu ve izzeti nefsini koru.
 
Bir kimse sabah namazından önce evinin dört bir tarafına batıdan başlamak üzere "Yâ Rezzâkü" diye 200 kere okursa o eve fitne ve kötülük gelmez.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.735
  • 226.935
  • 28.735
  • 226.935
# 07 Mar 2015 19:22:59
EL-MUCÎB
“Dua ve isteklere cevap veren.”
“Rabbiniz buyurdu: Bana dua edin. Size cevap vereyim.”(Mü’min, 40/60)
Dua, ‘istemek, talep etmek’ demektir. Dua denilince, aklımıza, öncelikle, el açıp yalvarmak gelir. Bu, duanın sadece bir şeklidir ve ‘kavlî dua’ olarak adlandırılır.
Nur Külliyatında, “istidad lisanıyla bütün tohumlar tarafından ve ihtiyac-ı fıtrî lisanıyla bütün hayvanlar tarafından ve lisan-ı ızdırarî ile bütün muztarlar tarafından edilen duaların makbuliyeti”nden söz edilir.
Bu ifadeden, duanın diğer üç çeşidini de öğrenmiş bulunuyoruz: ‘İstidat lisanıyla dua’, ‘fıtrî ihtiyaç lisanıyla dua’ ve ‘ızdırar lisanıyla dua.’
Bütün çekirdekler, tohumlar, yumurtalar, nutfeler istidat lisanıyla dua ederek, bu istidatlarının kuvveden fiile çıkmasını talep ederler. Yeryüzünde sergilenen bütün hayvan ve bitki türleri, bu dualara cevap verildiğini ilan eder ve Mucîb isminden birer tecelli taşırlar.
Fıtrî ihtiyaçlarla yapılan dualara iki misal:
Göz, görme fıtratındadır, yani yaratılışında görme vardır ve görmek için de ışığa muhtaçtır. Keza mide, hazmetme fıtratındadır ve rızka ihtiyacı vardır. İşte bu dualara da cevap verilmiş ve güneş bir ışık kaynağı yapılırken, yeryüzü de rızıklarla doldurulmuştur.
Izdırar lisanıyla yapılan dua ise çaresizlik içinde kıvranan, tutunacak hiçbir dalı kalmayan ruhların halis bir iltica ile Allah’tan medet dilemeleridir. Bunun en çarpıcı misali, Yunus aleyhisselâmın balığın karnında yaptığı duadır ve bu dua hemen kabul edilmiştir.
İşte bütün bu dualara, Allah cevap verir. Hakiki Mucîb ancak O’dur.
Dil, kalbin tercümanıdır. Kalpteki bir istek, henüz kelimelere dökülmeden, bir arzu, bir iştiyak yahut bir ızdırap halinde iken Allah’ın malûmudur.
Nur Külliyatı'nda duaya cevap vermekle, duanın kabulünün farklı şeyler olduğu enfes bir misalle şöyle açıklanır:
“Cevab vermek ayrıdır, kabul etmek ayrıdır. Her dua için cevab vermek var; fakat kabul etmek, hem ayn-ı matlubu vermek Cenâb-ı Hakk’ın hikmetine tâbidir. Meselâ: Hasta bir çocuk çağırır: ‘Ya Hekim! Bana bak.’ Hekim: ‘Lebbeyk’ der.. ‘Ne istersin?’ cevab verir. Çocuk: ‘Şu ilâcı ver bana’ der. Hekim ise; ya aynen istediğini verir, yahut onun maslahatına binaen ondan daha iyisini verir, yahut hastalığına zarar olduğunu bilir, hiç vermez. İşte Cenâb-ı Hak, Hakîm-i Mutlak hâzır, nâzır olduğu için, abdin duasına cevab verir. Vahşet ve kimsesizlik dehşetini, huzuruyla ve cevabıyla ünsiyete çevirir. Fakat insanın hevaperestane ve heveskârane tahakkümüyle değil, belki hikmet-i Rabbaniyenin iktizasıyla ya matlubunu veya daha evlâsını verir veya hiç vermez.” (Sözler)
Bu isimden kulun alacağı ders, herşey için ve daima Allah’a muhtaç olduğunu hatırdan çıkarmayarak, ihtiyaçları için ancak O’nun kapısını çalmak, O’ndan medet dilemektir.
Ayrıca, “Veren el, alan elden hayırlıdır.” hadis-i şerifini de düşünüp, kendisinden isteyenlere vermeye çalışmaktır.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.735
  • 226.935
  • 28.735
  • 226.935
# 07 Mar 2015 20:59:38
ER-RAKÎB
“Kullarının her şeylerini gözeten, müşahedesi altında tutan.”
“Her şey, ilmi, nazarı ve murakabesi altında bulunan.”
“Şüphesiz Allah, sizin üzerinizde Rakîb’dir.” (Nisâ, 4/1)
Bu ilâhî isim, Alîm, Basîr ve Şehîd isimleriyle yakından ilgilidir. Her şeyi gören, bilen ve her hadisenin şahidi olan Allah, elbette bütün varlıkları ve bilhassa insanları daimî bir murakabe altında bulundurur. Bilhassa insanları diyoruz; çünkü insan, kendisine cüz’î irade verilmesi sebebiyle ihtiyarî fiillerde serbest bırakıldığından, bu murakabe en ileri mânâda onda merkezleşir.
Bu ismi düşünen bir kul, kendi nefsini daima gözetler, kontrol eder. Onu başıboş bırakmamaya, günah ve isyan sahasına sokmamaya çalışır.
Kendisini, Allah Resûlünün (a.s.m.) ifadesiyle, bir çoban olarak bilir ve güttüklerinden sorumlu olduğunu idrak ederek, nefsini, aile fertlerini ve sorumluluk sahasına giren herkesi ve her şeyi murakabe altında tutmaya çalışır.
Duygularını, haramdan ve şüpheli şeylerden korur.
Gözünü harama yönlendirmez, kulağına her şeyin girmesine izin vermez.
Aklını gereksiz ve zararlı şeylere yormaz.
Kalbini de murakabe altında tutar; imanına zarar verecek, itikadına ters düşecek düşünce ve meyillerden hassasiyetle sakınır.
Sevgi ve korkusunun sadece Allah için olmasına azami dikkat eder.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK