Hadi Felsefe Yapalım

Çevrimdışı gülümseyinnn

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.382
  • 12.029
  • 5.382
  • 12.029
# 27 Tem 2012 15:14:45
Ne alaka yaa ?
İlim olmayan diğer her şey safsata mı yani ?
Alttan alta da benim inancımı sorgulamak gibi bir tavra sakın girmeyin.
Size ukalaca bir şey söyleyeyim mi ?
Siz bu meseleye ilgi duyuyorsanız önce bilginizi sağlam temellere oturtun..
Silinecekse de silinsin. ama silerken bu forumdaki tüm.mesajlarımı silin rica ederim.
Kimse kimsenin dini tutumunu sorgulama (alttan bir önyargı ile) cür'eti görmesin kendinde.
Yazıp yazıp da  " onu demek istemedim " de denmesin...

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 27 Tem 2012 15:46:19
Canhan Hocam;
Biri gelipte YENİ BİR FİKİR attığında önce  acaba doğruları mı söylüyor diye düşünüyor musunuz ?


 ki Felsefede ön yargı yoktur bildiğim kadarıyla

Çevrimdışı canhan

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 841
  • 167
  • 841
  • 167
# 27 Tem 2012 15:52:59
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Dinsel bilgilerde dogmatiklik ön plandadır. Otoritelere kayıtsız şartsız inanmak söz konusudur.

Felsefi bilgide ise tartismalar , eleştiri ve araştırma söz konusudur.

ikisi de hakikatı tanımak ve tanıtmak ister.
din daha çok pratik amaçlı olup inanca dayanır, fakat felsefe teoriktir. Din, kuralları ile insanın yaşamını düzenler . felsefenin ise böyle bir amacı yoktur.



evet felsefede tartışma,eleştiri vs vardır tamam da dinde de var ibadetler ve diğer sosyal ekonomik konularda birçok tartışma var hatta Allahın varlığı,bir midir üç müdür ee bu da tartışmalı dahası Allah insanları yarattı ve ve tamamen serbest mi bıraktı bunda da tartışma var veya Allah insanların fiillerini işlerini yaratıyor mu yoksa insan kendisi mi yapıyor yaratıyor bu konuda da tartışma var ...
var da var
hani nerde kayıtsız şartsız inanma
bu inanma işi kişi iradesine bağlıdır kişi kendi seçiyor diye ona dogma diyorsunuz bu çok yanlıştır

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 27 Tem 2012 16:04:14
Sahiden farklı düşüncelerle zenginleşmeye mi çalışıyorz, yoksa bu bir kılıf da kendi doğrularımızı dayatma çabası içersinde miyiz?

Savunma mekanizmalarımız bu tür oluşumlarda oldukça gelişkin, etkileşimden, dönüşümden söz ederken, buna  en çok bizim düşüncelerimiz etkili  olsun istiyoruz.  Farklılıklardan haz duyduğumuzu söylüyoruz ama karşıt fikirlere de hiç ılımlı yaklaşımız yok. Hepimiz birilerini kendimize dönüştürme çabası içersindeyiz.

Bilmem yanılıyor muyum?

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 27 Tem 2012 16:10:46
Bu,bir tahammülsüzlük örneği mi yoksa beni toplumda var eden doğrularımın benimsenmemesi .

Çevrimdışı canhan

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 841
  • 167
  • 841
  • 167
# 27 Tem 2012 16:30:53
karşıt düşüncen neyse kime karşı ve neye karşıttır bunu açıklayın size engel olan yok ki
diğer düşünceleri karşınıza almanıza gerek yok
diğer düşünceleri çürütebiliyorsanız belge ve delillerini sıralarsınız o kadar

Çevrimdışı DORUK17

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 569
  • 1.024
  • 569
  • 1.024
# 27 Tem 2012 16:53:19
Güzel bir konu yeni gördüm açan ve tartışan arkadaşlara teşekkürler."
"tüm kuğuların beyaz olduğunu biliyoruz ve inanıyoruz,yarın siyah bir kuğu gördüğümüzde ne diyeceğiz.öyle ise bilim doğrulanabilir değil,yanlışlanabilmelidir."
Karl POPPER
Felsefe şeniz hocamında araştırmasında ifade ettiği gibi bilgi sevgisi kelimelerinin birleşiminden ortaya çıkar ki bu sevginin temel argümanları da sorularla ortaya atılmıştır.ilk felsefeciler diye bildiğimiz 7 bilge, felsefe yerine fizikle uğraşmışlar;onlar için düşünmenin amacı fizik dünyayı anlamktı.Bu nedenle onlara ilk felsefeci değil ilk fizikçiler denir.Felsefenin insan dünyasına inişi sofistler ve sokratesle başlar.Bilimsel devrimlerin arka planında düşünsel rahatlık ve felsefi aymazlık vardır.felsefi yaramazlıkların yarattığı bağımsızlık, kalıpların dışında farklı bakışların gelişmesine yol açmış ve bilimin ilerlemesine katkıda bulunmuştur.bizim gibi doğulu, sanayi devrimini yaratan bilim treni kaçırmış, bu nedenle yoksullaşmış toplumlarda  Din ve bilim ayırımından özellikle çok fazla söz edilirdi-şimdilerde pek ses çıkaran yok-;dini bilgiye ilim denilerek kendi içinde kapalı, felsefeyi rededen, bir kapsülle uzaya teorik masallarla gidip gelinmiştir.kaptan custoların müslümanlığı dönemlerinde bilime karşı ilim teması işlenirdi.Dini bilgiler, vahiyle gelen ve peygamberimizin sünnetinde anlam bulan kutsal dokunulmaz bilgilerdir.bunların başımızın üstünde yeri vardır.Ancak bu kutsallığımızı bilimdir, felsefedir gibi hergün değişip;dün söylenenin bu gün yalanlandığı zihni yaramazlıklara lütfen bulaştırmayalım.İlim, dini bilgilerin(kuranı-kerimdeki)anlamının araştırılması ve yorumlanması, peygamberin sözlerin sahihliği ve din hukuk gibi alanlarda çalışma yapar.buna batılılar teoloji derken, bizde de ilahyattır.Dinsel hiç bir bilgi soruların sınırsızlığına imkan vermez.Bu nedenle dinde felsefeye müsade sınırlıdır,hatta felsefeye imam-ı Gazali karşı çıkar(tuhaftır ki felsefe yaparak karşı çıkar).din felsefesi ise dinin dünyaya bakışını anlatır.dinin felsefe yaptığını anlatmaz.din bilim üretmez, felsefe üretmez.Dinde Misterno hocamın dediği gibi cevaplar vardır.felsefe ve bilimde ise karl popperin dediği gibi doğrulardan çok yanlışlar arınır.
saygılarımla.

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 27 Tem 2012 17:32:05
 Dorukhocam, fikirlerinize sonuna kadar katılıyorum.Baştan sona haklısınız.bende biraz katkı yapmak istiyorum müsade ederseniz


Din, islamda olsun, hiristiyanlıkta olsun ve diğer dinlerde olsun, sorgulamaya gelmez, tahammül gösteremez, bunun örnekleri tarihte doludur, kendi doğası gereği zaten sorgulanamaz, sorgulanabilseydi, din olmazdı. Ancak, felsefe çok daha üst ve geniş bir alanı kapsar, tüm çelişkilere, sorgulamalara açıktır, yaşamın her alanını sorgular, bu nedenle, din ve siyasal egemenliğin çok ağır olduğu toplumlarda, felsefe taraftar bulmaz, çünkü, toplum zaten alışkanlıkların etkisiyle uyuşmuştur.

Ancak, felsefenin de, uçuk sözcük oyunlarından, karmaşık yapılardan, mantık yalpalamalarından, ideolojik karmaşalardan arınması, tuzaklarından kurtulması gerekir. Gerçek yaşamdan kaynaklanan olgulardan hareketle, direkt yaşamı sorgulaması, toplumdaki uyuşuk alışkanlıkları yerle bir etmesi gerekmektedir. Felsefeden beklenen, dünyamızın içinde bulunduğu mevcut vahim koşullarda, en acil görevi; yaşamdaki direkt olgusal çarpıklıkları ve çelişkileri dolaysız ve sarsıcı bir şekilde, bir şekilde uyuşmuş insanların yüzüne çarpmaktır.

Din, en geniş anlamıyla sorgulanmalı ve insanların olguyla karşı karşıya gelmesi sağlanmalıdır, her türlü korku, arzu, haz arayışı, hırs ve çıkar çatışmaları, şiddet olgusu, insan eşitsizlikleri, ulusalcılık masalları, güç savaşımları, örgütlenmenin yanılsaması konularıyla insanlar yüzleşmelidir.

Felsefe, masal anlatmayı bırakıp, devekuşu toplumunun beyinlerini topraktan gün ışığına çıkarmasını sağlamalıdır.

 Kısacası ;
korkusu olanların,
hele yüzleşmekten çekindikleri korkuları olanların işi değildir felsefe,
ve doğmatik tutkuları olanların,
kendi aklı ile yaptığı çıkarımların kölesi olanlarında işi değildir felsefe...
felsefe aklı,ruhu,ve vicdanı hür nefsini eline almış olan yürek sahiplerinin işidir.

Çevrimdışı gülümseyinnn

  • Uzman Üye
  • *****
  • 5.382
  • 12.029
  • 5.382
  • 12.029
# 27 Tem 2012 17:39:34
Hayranlıkla okudum hocam. çok güzel özetlemişsiniz.

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 27 Tem 2012 17:48:20
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Hayranlıkla okudum hocam. çok güzel özetlemişsiniz.
dindar ülkelere dikkat edin hep fakirdirler, Biz Kuran-ı  kerimi sadece dini amaçlarımız için kullandık .bilimsel hiç birşeyinden faydalanamadık.Birde bize doğru dürüst öğretmediler dinimizi .
bütün müsliman ülkelere bakalım herbirinde farklı uygulamalar ile karşılaşırsınız.Biz bilimle felsefeyi birleştiremedik.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 27 Tem 2012 18:23:32
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Kısacası ;
korkusu olanların,
hele yüzleşmekten çekindikleri korkuları olanların işi değildir felsefe,
ve doğmatik tutkuları olanların,
kendi aklı ile yaptığı çıkarımların kölesi olanlarında işi değildir felsefe...
felsefe aklı,ruhu,ve vicdanı hür nefsini eline almış olan yürek sahiplerinin işidir.
Hayırlı günler dilerim.

Bu tanımlamdaki "nefsini eline almış" ifadesinden ne kastedildiğini anlamadım.
Yusuf suresi 53.ayette
"(Yine de) Ben nefsimi temize çıkaramam.
Çünkü gerçekten nefis, -Rabbimin kendisini esirgediği dışında- var gücüyle kötülüğü emredendir.
Şüphesiz, benim Rabbim, bağışlayandır, esirgeyendir."
buyrulmaktadır.

"Nefsini eline almış" bir kişi nefsini yücelten kişi anlamında mıdır?

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 27 Tem 2012 18:24:41
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
dindar ülkelere dikkat edin hep fakirdirler
Hayırlı günler dilerim.

Dindar ülkelere örnek verebilir misiniz?

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 27 Tem 2012 18:37:47
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Hayırlı günler dilerim.

Dindar ülkelere örnek verebilir misiniz?


Dindar derken  "Müslüman ülkeler kastım  Ortadoğu ve arap yarımadasına bir bakın derim

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 27 Tem 2012 18:44:09
Felsefenin temeli insan düşüncesidir.Felsefi bilgiler akla , mantıga ve ve özgür düşünceye dayanılarak elde edilir. Din ise ilahi temellere dayanır. Dini bilgiler vahiy yoluyla ve peygamberler aracılığı ile insanlara duyurulur.
dinsel bilgilerde dogmatiklik ön plandadır. Otoritelere kayıtsız şartsız inanmak söz konusudur. Felsefi bilgide ise tartismalar , eleştiri ve araştırma söz konusudur.
ikisi de hakikatı tanımak ve tanıtmak ister.
din daha çok pratik amaçlı olup inanca dayanır, fakat felsefe teoriktir. Din, kuralları ile insanın yaşamını düzenler . felsefenin ise böyle bir amacı yoktur.

Çevrimdışı Misterno_17

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.498
  • 19.655
  • 3.498
  • 19.655
# 27 Tem 2012 19:03:21
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Hayırlı günler dilerim.

Bu tanımlamdaki "nefsini eline almış" ifadesinden ne kastedildiğini anlamadım.
Yusuf suresi 53.ayette
"(Yine de) Ben nefsimi temize çıkaramam.
Çünkü gerçekten nefis, -Rabbimin kendisini esirgediği dışında- var gücüyle kötülüğü emredendir.
Şüphesiz, benim Rabbim, bağışlayandır, esirgeyendir."
buyrulmaktadır.

"Nefsini eline almış" bir kişi nefsini yücelten kişi anlamında mıdır?

nefsini eline almaktan kast edilen paranın satın alma gücü ile yaratılan güdülerin terk edilmesi,çöpe atılması.

*örnek devletlere de osmanlının 17.yy sonrasını.günümüzde kapalı toplum yapılarını koruyan tüm islam devletleri.bir tek makaleye ceza kesen mahkemelere sahip ülkeler.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK