İlk anıyı yazarak açılışı yapayım

KIRMIZI KAZAKLI ARKADAŞIM
İlkokul ikinci sınıftaydım. İsmini şu an hatırlamadığım bir arkadaşım
başkasını döverken yanındayım diye banada bir tokat patlattı.
Kendimi savunamamıştım. Ne de olsa karşımdaki erkekti ve
herkesi zaten dövüyordu.
Eve geldiğimde babam yanağımdaki kızarmış üç çizgiyi gördü.
Hemen sordu:
- Kızım, hayırdır bu ne böyle?
Bende bir o kadar daha mahcup bir halde başımı gözlerinin
içine dikerek;
- Kırmızı kazaklı bir arkadaşım, yanımdaki arkadaşı döverken
onunla geziyorum diye benide dövdü dedim....
Dedim de, o yaşta bile olayın bu kadar çabuk
kapanmayacağını biliyordum..
Sabah babam önde ben arkada çok yakınımızda olan
okula gitmeye başladık. Okulun kapısından içeriye girer girmez
heyecanlanmıştım. Gözüm kırmızı kazaklı arkadaşı arıyordu.
Babam hızlı adımlarla okul bahçesinde ilerlemeye başladı.
Henüz zil çalmadığından herkes koşuşturarak oynuyordu.
Bir an babamın bir çocuğu dövmeye başladığını gördüm...
Hemen hışımla bağırdım:
- Baba o değil!
Babam başını geri çevirerek bana baktı. Sonra ilerlemeye
başladı...
Bir kaç adım sonra başka birini dövmeye başladı... Ben şok
olmuştum...
Yine bağırdım:
- Baba o da değil!
Sonra hızlı adımlarla daha uzaktaki kırmızı kazaklı bir çocuğa
tam isabetlenmişti ki, bu sefer çok daha hızlı bağırdım.
- Hayır hayırrr o da değilll !
Babam bana bir adım yaklaşarak:
- Seni döven kırmızı kazaklı değil miydi?
Ben olduğum yerde kalakaldım...
- Kırmızı kazaklıydı ama onlar değil, demekten başka bir
şey diyemedim....
Gözlerimin içine baktı o da üzgündü... Tüm bahçeyi gözlemledim.
Kırmızı kazaklı arkadaşıma rastlamadım. Bir daha baktım, yine
göremedim. Zil çaldığı için mecburen kırmızı kazaklı arkadaşımı
aramaktan vazgeçtik.
Babam usulca yanımdan uzaklaşarak bahçeden dışarı çıkıp
gitti....
Babalar biraz böyledir işte
Şu an bile okul bahçesinde oynayan çocukları görünce
kırmızı kazaklılar her zaman dikkatimi çekiyor

Ve tüm samimiliğimle içimi gıcıklayan bir gülümsemeyle
çocukluğum aklıma geliyor...